Author: ozkancol

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Tarımda Zeolit Kullanımı

Zeolit, alkali toprak katyonları içeren, kristal yapıda, kolay ve bol
bulunan alüminyum silikatıdır. Yapısında büyük değişim olmaksızın
katyon değişim özelliği, su kaybetme ve kazanma özelliği ile karakterize
edilir (Altan ve ark., 1998a).
Alçiçek ve ark. (1998) ise, zeolitleri; Na, K, Ca, Mg gibi elementleri
içeren kristal formda, üç boyutlu, sonsuz bir yapıya sahip alüminyum
silikat olarak tanımlamaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
Uygulama alanları itibari ile bir çok sektörü ilgilendiren zeolitler, gerek
bilimsel gerekse ticari uygulamalar açısından yer-bilimleri, kimya, fizik,
ziraat, hayvancılık ve inşaat disiplinlerinin hatta tıbbın ilgi alanındadır.
Zeolitler, 1756 yılında İsveç’li mineralog Frederich Cronstdet tarafından
bulunmuştur.

Ticari olarak ancak, 1960’lardan sonra üretilip pazarlanmaya başlanan zeolitin,

ülkemizdeki varlığı ise ilk defa 1971
yılında tespit edilmiştir (Anonim, 2001a; Kocakuşak ve ark., 2001).
Türkiye’de yaygın olarak bulunan zeolit, hayvancılıkta yem katkı
maddesi, hayvan altlığı, bitki üretiminde yetiştirme ortamı, gübre katkısı
olarak, ayrıca toksik atıkların tutulması, atık ve kullanma suyu arıtımında
geniş kullanım alanı bulmaktadır. Doğal zeolitin özellikle orman ağacı
fidan üretimi için fidanlıklarda, kumlu fakir topraklarda ve kurak / yarı
kurak alanlardaki ağaçlandırma alanlarında plantasyon başarısını
artırmak düşüncesiyle kullanılabilirliği irdelenerek ormancılık sektörüne
olası katkıları incelenmeye çalışılmıştır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de yaygın olarak bulunan, hayvancılıkta
yem katkı maddesi ve zirai bitki üretiminde yetiştirme ortamı olarak
geniş kullanım alanı bulunan doğal zeolitin, orman ağacı fidan
üretiminde kaliteyi ve ağaçlandırma çalışmalarının başarısını olumlu
yönde etkileyecek şekilde kullanılabilirliğini irdeleyerek sektöre olası
katkılarını sağlamaktır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

► Zeolitin kompoze gübrelerde dolgu maddesi olarak kullanılmasıyla iki
yönlü fayda sağladığı belirtilmektedir. Bunlar;
1. Yavaş yarayışlı gübre olarak etkili olabilmesi,
2. Ürenin bozulması ile oluşan amonyağı kanallarına alarak
bakteriyel azotlama işlemini yavaşlatması, böylece amonyum ve nitratın
toksik etkisini önleyici fonksiyon üstlenmesidir (Mumpton, 1983).
Zeolitin belirtilen her iki özelliğinin de kaplı fidan üretiminin yapıldığı,
aşırı yağıştan ve fertigasyon yöntemiyle yapılan sürekli-yoğun besleme
tekniğine dayalı üretim sisteminden kaynaklanan bazı sorunlara çözüm
olabileceği düşünülmektedir. Yüksek su tutma özelliğine sahip yetiştirme
ortamında biriken aşırı su (yağmur ve gübrelemenin fertigasyon
yöntemiyle yapılıyor olması) nedeniyle fidan köklerindeki çürüme
olasılığına karşı zeolitin nem absorplama özelliği söz konusu çürüme
problemlerini azaltabilir. Ayrıca, yoğun gübrelemeden kaynaklanabilecek
bitkide zehir etkisi yapan besin maddelerinin tutulmasında rol
üstlenebileceği anlaşılmaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

► Türkiye tarım topraklarının organik madde ve özellikle azot yönünden
yetersiz olduğu belirtilmektedir (Ertiftik, 1998) Zeolitin kumlu veya
organik maddece yoksun, açık alan ve dışarıdan beslemeye dayalı fidan
üretim sistemlerinde kullanılmasıyla; özellikle de yoğun gübreleme
rejimi uygulanan dışarıdan beslemeye dayalı üretim sisteminin
uygulandığı fidanlıklarda ciddi gübre tasarrufu sağlayacağı tahmin
edilmektedir. Japonya’da çiftçilerin azotlu gübrelere doğal zeolit
ekleyerek azotun topraktan yıkanmasına engel olmaya çalıştıkları
belirtilmektedir (Mumpton ve Ormsby, 1978). Kum ağırlıklı toprakları
olan fidanlıklarda zeolit kullanımıyla, su ve gübre ekonomisi dışında
ayrıca, kültürlerde kullanılan pestisitlerin toprak içerisindeki yararlı
mikroorganizmalara, fidanlık çevresindeki su-karasal ortamdaki canlılara
olabilecek kirletici etkileri düşürücü yönde olumlu etkileri olabilecektir.
Organik maddece yetersiz topraklarda, kompostlaştırılmış organik
maddenin (ahır gübresi, tavuk dışkısı, çay kompostu vb.) toprağa
karıştırılması aşamasında topaklanmalar nedeniyle tarlaya
uygulanmasında güçlüklerle karşılaşılabilir. Yüksek nem ve koku içeren
bu kompostlaştırılmış organik maddenin koku ve nemine karşı büyük
oranda absorb özelliği olan zeolit kullanılabilir. Zeolit öğütüldükten
sonra kompost karışımına alınmasıyla koku ve nem büyük oranda
giderilerek, kompostların toprağa karışımındaki topaklanma bir ölçüde
ortadan kaldırılabilir. Böylece bu kompostların pazarlamasında
olabilecek olumsuzluklar da giderilmiş olacaktır (Ertiftik, 1998).
Aktive edilmiş doğal zeolitlerin katyon değiştirme özelliklerinden
yararlanılarak, bitkisel üretim alanında uygulamalar
gerçekleştirilmektedir. Zeolitler, toprakta kullanılan turba ve kum gibi
diğer maddelere kıyasla en yüksek katyon değiştirme kapasitesine sahip
olanıdır. Bu özellik sayesinde zeolit kullanımı topraktan besin
maddelerinin kaybını önleyerek söz konusu besin maddelerinin kontrollü
olarak salınımı ile en etkin bir biçimde gübre kullanımını sağlamaktadır.
Bu etki, kumlu topraklarda daha da belirgin hale gelmektedir (Kocakuşak
ve ark., 2001; Anonim, 2001c).
Zeolit kullanımı ile değişik toprak türlerinde yağmur suları veya sulama
sularıyla yıkanarak uzaklaştırılan NH4 iyonları, kaybedilmeden uzun
süreler toprakta muhafaza edilmekte ve bitkilerin NH4’ü etkin şekilde
kullanması sağlanabilmektedir (Kocakuşak ve ark., 2001; Anonim,
2001c).
► Ayrıca, zeolitlerin NH4 iyonunu tutmaları ile toprak tamponlanmakta
ve NH4 fazlalığının yaratabileceği sakıncalar da önlenebilmektedir.
Böylece aşırı gübre kullanımı önlenerek tasarruf sağlandığından çevre
kirliliği açısından daha emniyetli bir çalışma gerçekleştirildiği gibi,
gübrenin etkin kullanımı nedeni ile verim de artmaktadır (Kocakuşak ve
ark., 2001; Anonim, 2001c).
► Zeolitin nem absorblama ve desorblama özelliği; yüksek eğimli, fakirkumlu topraklardaki ve kurak mıntıka ağaçlandırmalarında fidan
performansını ve dikim başarısını artırıcı etki yapabileceği kanaatini
oluşturmaktadır. Söz konusu sahalardaki tüplü fidan harçlarında veya
dikim çukuru içerisine zeolitin belirli oranda karıştırılması nem
absorblama / desorblama fonksiyonunu aktif hale getirebilir.
► Yetiştirme ortamı olarak kullanılan perlit ve diğer volkanik kökenli
agregatlar gibi hafif, sıkışma ve ya aşınmaya dayanıklı olması yanında,
tüp içerisinde uzun süreli üretim periyoduna ihtiyaç gösteren orman ağacı
fidanlarında stabilitesi yüksek agregat kullanımı zorunludur
(Ayan, 1999). Buna cevap verecek agregat olarak; amaca uygun tür ve
tane boyutundaki zeolit akla gelmektedir .
► Zeolitin bünyesindeki Na iyonları nedeniyle toprakta alkaliliğe neden
olması pH’ın düşük olduğu fidanlık topraklarında (asidik toprak) pH’ı
dengeleyici/yükseltici etki yaparak ıslah edici bir rol üstlenebilir

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Kalsiyum Hipoklorit Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Kalsiyum hipoklorit, Ca(ClO)2 formülüne sahip inorganik bir bileşiktir. Vedant Bodkhe tarafından icat edildi. Kireç ve kalsiyum klorid ile bir karışım olarak, su arıtımı için bir klor tozu veya ağartıcı tozu ve bir ağartma maddesi olarak pazarlanmaktadır. Bu bileşik nispeten kararlıdır ve sodyum hipokloritten (sıvı çamaşır suyu) daha fazla mevcut klor içermektedir. Ticari örnek sarı renkte görünse de, beyaz bir katıdır. Nemli havada yavaş ayrışması nedeniyle klor kokuyor. Suda yüksek oranda çözünür değildir ve daha tercihen yumuşak ila orta sertlikte suda kullanılır. Kurumun iki şekli vardır: kuru ve hidratlı.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kalsiyum hipoklorit genel olarak yüzme havuzlarını sanitize etmek ve içme suyunu dezenfekte etmek için sıklıkla kullanılır. Genellikle ticari madde% 68’lik bir saflık ile satılır (diğer katkılar ve ürünün amaçlanan amacına göre değişen kirleticiler ile birlikte). Örneğin, yüzme havuzu kimyasalları olarak, siyanürik asit stabilizatörleri ve anti-ölçekleme maddeleri (genellikle UV ışınlarından klor kaybını azaltmak ve kalsiyum sertleşmesini önlemek için) ile karıştırılır. Kalsiyum hipoklorit mutfaklarda da yüzey ve ekipmanların dezenfekte edilmesi için kullanılır. Diğer yaygın kullanım alanları arasında banyo temizleyicileri, evde kullanılan dezenfekte spreyleri, yosun öldürücü ilaçlar, herbisitler ve çamaşır deterjanları bulunur.
Kalsiyum hipoklorit genel bir oksitleyici maddedir ve bu nedenle organik kimyada bir miktar kullanılır.

 


 

KULLANIM YERLERİ:Içme suyunda antibakteriyel olarak, Yüzme havuzlarında dezenfektan , Bezler ve kâğıt pulplarda beyazlatma ajanı

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

SunSep Sepiyolit’in Absorpsiyon Özelliği

Zincir yapısına sahip sepiyolit minerallerin kristal strüktürlerinde üç tür aktif absorpsiyon merkezi mevcuttur. Bunlar; (1) tetrahedral tabakalardaki oksijen iyonları, (2) yapısal zincirlerin kenarlarındaki magnezyum iyonlarına koordine olmuş su molekülleri, (3) lif eksenleri boyunca uzanan SiOH gruplarıdır (Serratosa, 1979). Sepiyolitte ortalama mikropor çapı 15 Å, mezoporların yarıçapı ise 15 ile 45 Å arasındadır. Teorik olarak sepiyolit için 400 m2/g dış yüzey ve 500 m2/g iç yüzey alanı saptanmıştır (Serna ve Van Scoyoc, 1979). Ancak yüzey alanı hesaplamalarında kristal içi kanallara gönderilen gaz moleküllerinin çap, şekil ve polaritesi önemli olduğundan, bunlar mutlaka refere edilmelidir. Örneğin, setilpiridinyum bromür kullanılarak elde edilen yüzey alanı 60 m2/g iken, aynı örnekte en yaygın metod olan ve nitrojen absorpsiyonuna dayanan BET metodu ile yapılan ölçümde 276 m2/g değeri elde edilebilmektedir (Ruiz-Hitzky ve Fripiat, 1976). Genellikle su ve amonyum gibi polar moleküller ile nispeten daha az miktarda metil ve etil alkoller sepiyolitin kanallarına girebilmesine karşın, polar olmayan gazlar ve organik bileşikler kanallara giremez. Isıtma işlemi mineralin absorpsiyon özelliğini azaltır, çünkü yapısal değişime bağlı olarak mikroporlar yıkılır. Sepiyolitin genleşme özelliği yoktur.Yukarda özetlenen özgül yüzey alanı ve buna bağlı yüksek absorpsiyon özelliğinden dolayı sepiyolitin başlıca kullanım alanları şunlardır:

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

  1. Koku giderici olarak çiftlik ve ahırlarda; evcil hayvanlar ve ahır hayvanlarının atıklarının emilmesi ve koku giderilmesi için zeminlerde (pet-litter, cat-litter),
  2. Tarım ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  3. Madeni esaslı yağlar, nebati yağlar ve parafinlerin rafinasyonunda,
  4. Atık su arıtma sistemlerinde,
  5. Karbonsuz kopya kağıtları ve sigara filtrelerinde,
  6. Gastrointestinal sistemle ilgili ilaçlarda toksin ve bakteri emici formülasyonlarda,
  7. Deterjan ve temizlik maddelerinde.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Katalitik Özellik : Büyük yüzey alanı, mekanik dayanım ve termal duraylılığından dolayı son zamanlarda sepiyolit granülleri, katalizör taşıyıcı olarak smektit ve kaolin grubu minerallere tercih edilmektedir. Hidrojenasyon, desülfürizasyon, denitrojenasyon, demetilizasyon, etanolden butadien ve metanolden hidrokarbon eldesi gibi birçok katalitik proseste Co,Ni,Fe,Cu,Mo,W,Al,Mg’un katalitik destekleyicisi olarak sepiyolit kullanılmaktadır. Kil minerallerinin katalitik aktivitesi, bunların yüzey aktivitelerinin bir fonksiyonudur. Sepiyolit partiküllerinin yüzeyindeki Silanol (Si-OH) grupları, belli derecede asit özelliğe sahiptir ve katalizör ya da reaksiyon merkezi olarak davranabilir. Bu gruplar, mineralin lif ekseni boyunca 5 Å ara ile sıralanmışlardır. Sepiyolitin asitle muamelesi, adsorbe katyonların uzaklaştırılması ve yüzey alanında artışa yol açar; gözenek dağılımı ve kristallik derecesini etkiler.
Sepiyolitin katalitik uygulamaları şunlardır :

1) Olefinlerde doygun olmayan C=C bağlarının hidrojenasyonu,

2) Otomobil ekzosları ve fabrika bacaları için katalitik seramik filtre imali,

3) Etanolden butadien üretimi,

4) Metanolden hidrokarbon üretimi,

5) Sıvı yakıtların hidrojenasyonu.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Reolojik Özellikler: Sepiyolit, su veya diğer sıvılarla, nispeten düşük konsantrasyonlarda yüksek viskoziteli (1000-40.000 cps/5 rpm, Brookfield viskozimetresi) ve duraylı süspansiyonlar oluşturur. Sepiyolitten yapılan süspansiyonlar tiksotropik özellik gösterdiğinden, kozmetik, yapıştırıcı ve gübre süspansiyonlarında kalınlaştırıcı (thickener) olarak kullanılır. Sepiyolit ayrıca, diğer killere göre tuzlu ortamlarda daha duraylıdır ve bu nedenle özellikle petrol sondajlarında çamur malzemesi olarak kullanılır. pH=8’e kadar faydalı özelliklerini muhafaza eder, ancak pH>9 olduğu koşullarda peptizasyon viskozitede ani bir düşüşe neden olur. Reolojik özelliklerinden dolayı kullanıldığı alanlar şunlardır :

  1. Çözelti kalınlaştırıcı ve tiksotropik özellikleri nedeniyle boya, asfalt kaplamaları, gres yağı ve kozmetik ürünlerde,
  2. Yüksek elektrolit konsantrasyonu ve sıcaklığa sahip derin sondajlarda çamur malzemesi olarak,
  3. Tarımda toprak düzenleyicisi olarak; tohum kaplama ve gübre süspansiyonlarında, haşere ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  4. Bağlayıcı özelliğinden dolayı eczacılıkta ve katalizör taşıyıcı pelet ve tablet olarak,
  5. Kağıt, mukavva, filtre ve duvar kağıdı ve kauçuk sanayiilerinde dolgu maddesi olarak,
  6. Tuğla ve seramik ürünlerde (özellikle high-tech uygulamaları bulunan honeycomb seramikler),
  7. Deterjan sanayiinde

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Ayrıca besicilikte yemle karıştırıldığında verim artışı sağlamakta ve hayvanlarda amonyum dengesini kontrol etmektedir. Yine son zamanlarda, özellikle Japonya’da yürütülen araştırmalarla, atık sulardan biyogaz üretiminde metanojenik bakteri taşıyıcısı ya da biyoreaktör olarak kullanımı geliştirilmiştir. Lifsi yapıda olması, buna karşılık kanserojen etkisinin asbeste kıyasla son derece düşük olması, asbest yerine kullanılmasını da gündeme getirmiştir.

Ülkemizde lületaşı üretimi 200 seneden beri genellikle ilkel metodlarla yapılmaktadır. Lületaşı bulunan seviyelere tahkimatsız bir kuyu ile inilip dar galeriler sürülerek yapılan en eski metodda ikili veya üçlü ekiplerle çalışılır. Bu metoda çıkrık yöntemi denilmektedir. Son yıllarda madencilikte bazı gelişmeler görülmekte, bir veya iki kompresör kullanılarak kuyu-galeri sisteminde 5-10 işçi çalıştırılabilmektedir. Bazı işletmelerde ise, derin kuyular sürülerek madencilik yapılmakta, ancak yeraltı suyu problemi ve pompaj işlemi maliyetleri yükseltmektedir. Açık işletme yönteminde kazma işlemi 5 metre derinliğe kadar dozer ve kepçelerle yapılmakta, ancak derinlik arttıkça madencilik zorlaşmaktadır. Çıkarılan lületaşı yumruları, önce ocaklarda rutubetli bir yerde ıslak çuvallarla örtülerek bekletilir ve bünye suyunu kaybetmemesi sağlanır. Sonra çırpma, saykal, kaba, lama, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, oyma, yağlı aba, parlatma ve tasnif işlemlerine tabi tutulur. Böylece yarı mamul haline gelen lületaşı, iriliklerine göre 6 gruba ayrılarak pipo ve sanat eserleri yapımı için atölyelere satılır. Lületaşının en çok kullanılan alanı olan pipo imalinde el sanatı önde gelmektedir. Yapılan pipo türleri, düz, kabartma, başlıklı, saksafon ve çıllım diye sınıflandırılmaktadır. Pipo yapımının yanısıra, iyi kaliteli büyük lületaşı (sıramalı) oyma ile sanat eserleri haline getirilmekte, ufak lületaşları ise, küçük heykel, sigara ağızlığı, broş, kolye, iğne, tespih ve bilezik yapımında kullanılmaktadır. Lületaşı üretim ve imalat artıkları, toz haline getirilip preslenerek pipo yapılmakta veya pipo astarı olarak da kullanılabilmektedir. Sınai sepiyolit ocak üretimi, klasik açık işletme yöntemleri (ayna-basamak) ile gerçekleştirilmektedir. İspanya’da uzun yıllar önce kapalı işletmeye dayalı üretim yapılmış olmakla birlikte, bugün tamamıyla terk edilmiş ve açık işletmeye dönüştürülmüştür.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Sepiyolitin ürün bazında işlenmesi; mekanik olarak gerçekleştirilen üretimler ve ısıl-kimyasal işlemler olarak iki gruba ayrılabilir :

Mekanik Üretim: Teknik kalite ve kedi kumu türü ürünlerin çeşitli tane boyu aralıklarında granüle edilmesi ya da mikronize edilmesinden oluşur. Sistemde kullanılan makineler, primer çeneli kırıcı, sekonder tırnaklı/konik dişli silindir kırıcı (zaman zaman çekiçli ya da çubuklu kırıcılar da kullanılmaktadır), döner fırın, bant sistemleri, elek sistemleri, kovalı elevatörler, soğutma sistemleri, paketleme sistemleri ve ürün siloları olarak özetlenebilir. Sistemde en önemli unsurlar; az toz oluşumu sağlayan kırıcı seçimi ile döner fırın ebatlarının iyi belirlenerek verimli bir kurutma sağlanmasıdır. Döner fırın dizaynı kurutmada çok önemli olup gerek istenen rutubet oranında ürün eldesi, gerekse de enerji tasarrufu açısından en çok üzerinde durulması gereken ekipmandır. Hammaddenin en karakteristik özelliği olan yüksek absorbsiyon gücü nedeniyle kapalı fabrika ve stok sahası atmosferinin nem içeriğinin otomatik olarak kontrol edilerek kuru tutulması, fırınlanmış ürünün yeniden nem kazanmasını önlemek açısından son derecede önemlidir. Mikronizasyonda ise, sepiyolit liflerinin tahrip olarak viskozite vb. özelliklerinin olumsuz etkilenmemesi için kuru ve yaş sistem mikronize değirmenleri arasında tercih yapılmalıdır.

Isıl-Kimyasal İşlemler: Çeşitli pazarlardaki kristalografik özelliklerden kaynaklanan taleplere bağlı olarak, yüzeyi modifiye edilmiş (surface-modified) ya da ısıl-kimyasal işlemlerle gözenek boyutları değiştirilmiş (mikroporların mezoporlara dönüştürülmesi gibi) ürünler eldesi için bu işlemlere ihtiyaç duyulur. Çok spesifik işlemler olup, uzun araştırmalar sonucunda elde edilen know-how gerektirmektedir. Buna karşılık elde edilen ürün fiyatları çok yüksek mertebelerdedir. Ülkemizde sadece mekanik işlemlerle elde edilen granüle ve az miktarda mikronize teknik kalite sepiyolit ürünleri üretimi gerçekleştirilmektedir.

0216 4421200-0216 4426626
0552 3307100-0552 3308100
Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com
by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Talk Nedir?Nerelerde Kullanılır?

Talk, sulu bir magnezyum silikat olup, teorik formülü 3MgO 4SiO2 H2O’ dur. İdeal bileşiminde %63.5 SiO2, %31.7 MgO ve %4.8 H2O ihtiva eder. Beyaz, yeşilimsi şeffaf renklerde, kaygan, masif görünümlü ve yumuşaktır. Sertliği Mohs cetveline göre 1-1.5 arasında değişir. Yoğunluğu 2.6-2.8 gr/cm3 arasındadır. Kristal şekli monokliniktir. Talkın ısı ve elektrik iletkenliği zayıftır fakat ateşe dayanıklıdır. Yüksek sıcaklıklarda ısıtıldığında sertleşir, katılaşır. Asitlerle bozulmaz.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Talkın ticari olanları genellikle teorik saflıktan oldukça farklılıklar gösterir. Bu tür ürünler, saf talk minerali olduğu gibi talk ve talkın parajenezinde bulunan dolomit, kalsit, kuvars, diyopsit, serpantin, magnetit, pirit, tremolit-aktinolit ve mika gibi minerallerin değişik oranlarda karışımı halinde olabilirler. Ticari talkın çeşitleri şunlardır:

Sabuntaşı (Soapstone): Mineral talk içeren masif formun adlandırılmasıdır. En az % 50 mineral talk içermekte olup, elektriğe ve asitlere karşı dirençli, ısıya karşı dayanıklı özelliklere sahiptir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Steatit: Yüksek saflıkta masif talklar için kullanılan bir terimdir. En çok kullanım alanı elektrik izalatörleri yapımıdır. Ancak steatit %1.5 den az CaO ve Fe2O3 ve %4′ ten az Al2O3 ihtiva etmelidir.

Lava: Blok talkları veya blok talklardan elde edilen son ürünleri ifade etmek için kullanılır.

Asbestin: Saf talk minerali kristal özelliklerinde nadiren lifsi görünümdedir. Asbestin ise daha ziyade levha, ince tabaka veya mikaya benzer şekillerdedir.

Rensselaerit: Talka benzeyen ancak yumuşak ve yağlı olmayan bir mineraldir.

Fransız Tebeşiri: Talkın masif çeşidi olup, boya ve kurşun kalem yapımında kullanılır.

Ekonomik öneme sahip olan talk yatakları dolomitik kayaçların bölgesel veya kontak metamorfizmaya uğramasıyla, ya da magmatik kayaçların serpantinleşmesi ile oluşabilir. Talk oluşumu için en uygun alanlar magmatik kayaçlar ile sedimanter kayaç kontaktları, fay ve makaslama zonlarıdır. Metamorfik şistler içinde yer alan talk-şistler de önemli olabilir.

TALKIN  FİZİKSEL  ÖZELLİKLERİ

  • Renk: Yeşil, gri ve gümüşe yakın beyaz.
  • Parlaklık: Buzlu veya yağlı gibi donuktur.
  • Saydamlık: Kristalleri yarı şeffaftır, kütle opaktır.
  • Kristal Sistemi: Monokliniktir.  ( 2/m.)
  • Kristal Davranışı:  Genellikle talk kompak yada yaprak şeklinde kütlelerde bulunur. Kuarz, pyroksen, alivin ve ampibol gibi diğer kristallerin sahte şeklini alır.
  • Yarılım: Bir yönde mükemmeldir.
  • Sertlik: 1’ dir.
  • Özgül Ağırlık: 2.7-2.8 ‘ dir.  (Ortalama)
  • Damar: Beyazdır.
  • Diğer Özellikleri: Yarılım parçaları hafif eğilebilirdir, fakat elastik değildir. Talk dokunulduğunda sabun gibi hissedilir.
  • En iyi belirleyici özellikler: Yumuşaklık, renk, sabunluk hissi, parlaklık ve yarılımdır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Talk yatakları başlıca 4 ana guruba ayrılabilir:

1. Steatit-Kompakt Talk: Masif, kriptokristalin, oyulabilir, kesilebilir veya istenilen şekil verilebilir. Steatit, 1800°F’ ta 6 saat ısıtılırsa kenetlenmiş klinoenstatit kristaline dönüşür (bu, LAVA olarak isimlendirilir). Bu ürün iyi elektrik izalatör özelliğine sahiptir.

2. Yumuşak Levhamsı Talk: Sedimanter magnezyum karbonat kayaçlarının bir metamorfizma ürünüdür. Bu en önemli talk tipidir. Diğer talk materyallerinden daha fazla kullanım özelliklerine sahiptir.

3. Tremolit Talk: Bazen sert talk olarak isimlendirilir. Değişen yüzde oranlarında tremolit, antofillit, kalsit, dolomit, serpantin ve hakiki yumuşak talktan oluşan masif veya laminalı kayaç halindedir. % 6-10 arasında değişen CaO içeriği ile karakteristiktir.

4. Karışık Talk Cevherleri: Levhamsı talk, dolomit, kalsit, serpantin ve diğer birçok eser mineralden oluşan ve yumuşak talk olarak isimlendirilen gevrek, beyaz şisti kayacı içine alır. Talk-klorit karışımından oluşan düşük kalitede yataklar yaygındır.

Talk; seramikte, boya yapımında, çatı kaplamasında, haşarat ilacı üretiminde, kauçuk ve kağıt sanayiinde, kozmetik ve farmakolojide, asfalt dolgu maddesi yapımında, hayvan yemi ve gübre üretiminde kullanılır. Kullanım amacına göre, yumuşaklığı, yağ absorbsiyonu, nem oranı, erime noktası, özgül ağırlığı, ısı ve elektrik iletkenliği ve kimyasal analiz önemlidir.

Seramik Sanayiinde: Talkın ısı ile genleşme özelliğinin çok az olması nedeniyle banyo ve mutfak seramiklerinde ve elektrik sobalarının plakalarında kullanılmasını sağlamıştır. Seramik sanayiinde kullanılacak talkta fiziksel ve kimyasal yapı bakımından homojenlik istenir. Ayrıca, tane iriliği ve dağılımı ile pişirme rengi de önemlidir. Bileşiminde manganez ve demir istenmeyen impuritelerdir. CaO %0.5, demir oksit %1.5 ve Al2O3 %4′ ten fazla olmamalıdır. Elektroseramik ve sırlamada kullanılan talk saf magnezyum silikattır. Ayrıca kloritsiz kompakt talk (steatit) kullanılabilir.

Boya Sanayiinde: Lif ve yaprak özelliğine sahip talklar, yağ absorblama özelliğinden dolayı boya ve benzeri yağ yapımında kullanılmaktadır. Boya sanayiinde kullanılan talk öğütüldüğünde son derece beyaz ve tenörü yüksek olmalı (%98.5). Ayrıca 325 mesh’ lik elekten geçebilmelidir. Talk lifi boya tabakacıklarının biribirine ve yüzeye kenetlenmesini sağlar. Ağır boya materyallerinin çökmesini önleyip, boyanın daha homojen olmasını sağlar.

Çatı Kaplamasında: Bu iş için genellikle kalitesiz talklar kullanılır. Bu yüzden hammaddede beyazlık ve saflık aranmamaktadır. Aranan özellikler tane boyu ve dağılımı ile yağ emme özelliğidir.

Haşarelere Karşı: Talk haşare öldürücü ilaç yapımında da kullanılmaktadır. İlaca toksik etki, istenen yoğunluk ve az aşındırıcılık özelliklerini kazandırır.

Kauçuk Sanayiinde: Talk, bir çok sentetik lastik, plastik ve kauçuk üretiminde doldurucu olarak kullanılır. Maddeye sıkı bir doku kazandırır.

Kağıt Sanayiinde: Talk, yumuşaklığı, tane boyu, mürekkep emme özelliği ve suda erime özelliği nedeni ile kağıt sanayiinde rahatça kullanılabilmektedir. Ancak kullanılacak talkın CaCO3 oranı %2-5′ ten fazla olamamlı ve başka mineral içermemelidir.

Kozmetik ve Farmakolojide: Talkın istenilen tane boyutunun elde edilmesi mümkün olduğundan kimyasal saflığı ve kayganlığından dolayı kozmetik ürünleri ve ilaç üretiminde kullanılmaktadır. Bu sanayiide kullanılan talkta aranan özellikler, içerdiği lifsi ve sert minerallerin azlığı, arsenik ve demir miktarlarının düşük olmasıdır.

Talk, çatı yapımında erimiş asfaltı stabil duruma getirdiği için yangın ve hava koşullarına karşı yüksek bir koruma sağlar. Talk ayrıca, yapım ve yerleştirme sırasında çakılların veya çatı rollarının birbirlerine yapışmasını önler.
Talk bunlardan başka hayvan yemi üretiminde, gübre üretiminde, heykeltraşlıkta, kaplama sektöründe, sabun yapımında, elektrik anahtarlarında izolatör olarak kullanılmaktadır.

Üretim Yöntemi ve Teknoloji
Dünya’ da ve yurdumuzda talk üretimi hem açık hem de kapalı işletmeler şeklinde yürütülmekte ancak kaliteli talk yataklarında damar boyunca galeri açılarak talk üretimi yapıldığı da bilinmektedir. Geleneksel patlatma metodları da kullanılarak yapılan kazı işlemleri ile çıkarılan hammadde, kalifiye işçiler tarafından kaba bir ayırıma tabi tutularak stoklanıp parça cevher olarak satılır. Ya da ileri talk ürünler (mikronize veya ultra mikronize) eldesi yoluna gidilir.
Dünyada parça cevherin işlenerek ileri talk ürünleri elde edilmesinde; köpük flatasyonu, sedimantasyon, hidrosiklondan geçirme, hava ve yaş manyetik seperetasyon, santrfüj boylaması, sprey kurutma ve yaş öğütme teknikleri uygulanmaktadır. Talkta aranılan özellik çok beyazlık olduğundan hiçbir şekilde rengi bozulmamalıdır. Özel isteklere karşı bazı kırıcı ve öğütücüler kullanıldığı bilinmektedir. Örneğin kağıt dolgusu ve kaplama sanayii 5 mikrondan daha ince tane boyu istendiğinde mikronize öğütme usulü kullanılmalıdır.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Manganez (Mangan) Nedir? Nerelerde Kullanılır?Özellikleri Nelerdir?

Manganez ya da diğer adıyla mangan. Yer yüzünde en çok rastlanan 12. elementtir ve demir, bakır ve alüminyumdan sonra en çok kullanılan metaldir. Saf mangan, normal hava şartlarına karşı dayanıklıdır. Atom ağırlığı 54,94 g/mol, atom numarası 25 ve ergime noktası 1244°C’dir.

Fosfor, kükürt ve oksijen ile ergime sıcaklığının üstündeki sıcaklıklarda kolay bir şekilde bileşik yapabilmektedir. Bundan dolayı çelik bünyesinde bulunan fosfor ve kükürdün giderilmesinde kullanılmaktadır. Başta demir olmak üzere, bakır, alüminyum ve silisyum ile çeşitli özelliklere sahip alaşımlar yapmaktadır. Bunlardan en çok kullanılanı ise ferromangan (%78 Mn) ve silikomangan (%65-70 Mn) alaşımlarıdır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Günümüzde artan çelik üretimi, mangan üretimindeki artışa da sebep olmuştur. Pirometalurjik ve hidrometalurjik yöntemler olmak üzere iki çeşit üretim yöntemi bulunmaktadır. Üretilen manganın büyük bir kısmı (%85-90) demir çelik endüstrisinde alaşım elementi olarak kullanılmaktadır. Çeliğe mangan eklenerek; çeliğin dövülme, haddelenme, tokluk, mukavemet, sertlik, aşınma, sertleşebilirlik ve rijitlik gibi özellikleri geliştirilmektedir.

Mangan 1826’da Asya Magnezyum’da keşfedildiği düşünülmektedir ve ilk kez cam eşya yapımında camın rengini ayarlamak için kullanıldığı tahmin edilmektedir. Az miktarda eklenmesiyle demir elementinden kaynaklanan yeşil rengin giderilmesine kullanılmıştır. Eklemeye devam ettikçe de pembe, mor ve siyah renkleri elde edilmiştir.

1700’lü yıllarda Gahn, mangan metalini saflaştır

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Ferromangan endüstriyel olarak ilk kez 1841’mayı başarmıştır. Mangan adı ise ilk kez Buttman tarafından 1808’de kullanılmıştır. İlk kullanışlı mangan cevheri permanganat ise 17. yy.’da Alman kimyacı Glauber tarafından keşfedilmiştir.

de Pourcel tarafından Fransa’da üretilmiştir. Üretimi yapılan ferromangan burada pota çeliği yapımında kullanılmıştır. Yüksek mangan pik ise (%20 Mn ve Fe) ticari olarak 1850’lerde Prussia’da üretilmiştir.

Demir çelik endüstrisinde; çelik alaşımına ferromangan ilave edilmesi ile fosfor ve sülfürün giderilmesi, bu iki elementin çelik üstündeki kötü etkilerin giderilmesini sağlamıştır. Siemens tarafından 1866 yılında patenti alınmıştır. 1875’te yüksek fırında ferromangan üretimi Purcel tarafından başarılmıştır. 1888’de ise Hadfield mangan içeren çelik üreterek çeliğin sürtünme ve aşınmaya karşı olan direncini artırmıştır. Ferromangan ilk kez 1890’lı yıllarda üretilmiştir. 1990’lı yıllarda en çok MnO2 bileşiği kullanılmaya başlanmıştır. İlk kullanımı ise 1868’de Leclanche tarafından kuru pil sisteminde birincil katot bileşimi olarak kullanılmıştır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Manganezin Fiziksel ve Kimyasal Özelikleri

Manganez, gümüş renge sahip bir metaldir ve demiri anımsatmaktadır. Aynı zamanda çok sert ve kırılgan bir yapıya sahiptir. En çok metalik formda, alaşımlamada, sülfür, fosfor ve oksijen giderici olarak demirde, çelikte ve demir dışı metallerin üretilmesinde kullanılmaktadır.

Manganez; demir, bakır ve alüminyumdan sonra en çok kullanılan ve yer kabuğunda en çok bulunan 12. elementtir. Periyodik tablodaki yeri 7. grup 4. periyottur. Atom numarası 25 ve atomik ağırlığı 54,94 g/mol’dür. Manganezin bazı özellikleri aşağıda belirtilmiştir.

Ergime noktası: 1244°C
Kaynama noktası: 2150 °C
Yoğunluk: 7,43 g/cm3
Özgül ısı: 0,115 cal/g
Ergime gizli ısısı: 63,7 cal/g
Lineer genleşme katsayısı: 22×10-6
Sertlik: 5,0 mohs
Sıkıştırılabilme: 8,4×10-7
Buharlaşma gizli ısısı: 53700 cal/g-at
Standart elektrod potansiyeli: 1,134 V
Manyetik hassasiyeti: 8×10-6 cgs

Manganezin α ve β formları kırılgan yapıya sahiptir. γ formu ise şekil verilebilir ve kararsız yapıdadir. Dondurulmuş halde tutulmazsa δ formuna dönüşmektedir. Γ formunun çekme dayanımı 72000 psi, akma mukavemeti 35000 psi, uzaması %40 ve sertlik değeri 35 Rockwell C’dir. γ formu düşük oranda bakır ve nikel eklenmesi ile kararlı hale getirilebilir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Manganez Mineralleri ve Cevherleri

Saf manganez normal şartlar altında dayanıklıdır. Ergime sıcaklığının üstündeki sıcaklıklarda ise oksijen, fosfor ve kükürt ile kolaylıkla bileşik yapar. Bundan dolayı metallerin kükürtsüzleştirilmesinde ve reoksidasyonunda da kullanılmaktadır. Başta demir elementi olmak üzere, magnezyum, titanyum, silisyum, alüminyum, bakır ve çinko ile çeşitli özelliklerde alaşımlar yapmaktadır. Bunlardan en çok kullanılanları silikomangan (%65-70 Mn) ve ferromangan (%78 Mn) alaşımlarıdır. Mangan, mağmanın kristallenmesi esnasında Fe2+ iyonuyla beraber magmatik minerallerin yapısına girmekte ve özellikle amfibol grubu biyolitlerin ve minerallerin yapısında zenginleşmektedir.

Manganez bileşikleri yer yüzünün geniş bir bölümünde yaygın halde bulunmaktadır ve fazla sayıda mineralde oluşmaktadır. Ticari olarak en önemli olan manganez mineralleri ise oksitli yapıya sahip olan manganez mineralleridir.

Manganez cevherleri şu şekilde sınıflandırılabilir;

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

%35’ten fazla manganez ihtiva eden cevherler; manganez cevherleri, %10-35 manganez ihtiva eden cevherler; demirli manganez cevheri ve %5-10 manganez ihtiva eden cevherler. Bununla beraber üretim yapılabilecek durumda olması için cevherdeki en az manganez miktarı %20’dir.

Bazı manganez bileşikleri:

Oksidasyon Derecesi Kristal Yapısı Örnek
Mn3- Tetrahedral Mn(NO)3CO
Mn2- Kare [Mn (ftalosiyanin)]2-
Mn Trigonal Bipyramid Mn(CO)5-
Mn0 Oktahedral Mn2(CO)10
Mn+ Oktahedral [Mn(CN)6]5-
Mn2+ Tetrahedral MnCl42-
Mn3+ Oktahedral MnF3
Mn4+ Oktahedral MnO2
Mn5+ Tetrahedral MnO43-
Mn6+ Tetrahedral MnO42-
Mn7+ Tetrahedral MnO4

Bireşimli cevherler doğal cevherleri zenginleştirerek üretilmektedir. Manganez cevherleri; metalurjik, pil ve kimyasal kalitede cevher olmak üzere üç kısımda incelenmektedir. Metalurjik kalitedeki cevherler; ferromangan, manganez alaşımları ve kimyasallar için uygundur. Birincil kalitede mangan dioksit en az %85 MnO2 içermesi gerekir. İkincil kalitede olan mangan cevheri ise en az %68 MnO2 içermesi gerekmektedir. Kimyasal kalitedeki manganez cevherleri ise ikiye ayrılmaktadır. Bunlarda tip A kimyasal üretim yöntemlerinde oksidasyon amaçlı, tip B ise permanganat yapımında kullanılmaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA  DA..

Yer kabuğunda manganez cevherleri, genellikle oksitli manganez mineralleri halinde bulunaktadır. Oksitli manganez mineralleri; psilomelan, hausmannit, pirolüsit ve manganittir. Karbonatlı manganez minerali ise rodokrozittir.

Sülfürlü manganez cevherleri ticari olarak bir öneme sahip değildir. Fakat bazı silikatları çıkartılmaktadır. Hauerit ve alabandit bilinen sülfürlü manganez mineralleridir. Hauerit nadir bulunan bir manganez mineralidir.

Yer kabuğunda bileşiminde manganez ihtiva eden 300’ü aşkın mineral bulunmaktadır. En çok öneme sahip manganez mineralleri; pirolusit, ramsdellit, polianit, manganit, kriptomelan, psilomelan, hausmanit, branuit, bixbit, jakopsit, hollandit, koronadit ve rodokrosittir. Aşağıdaki tabloda ticari olarak en çok öneme sahip manganez minerallerinin özellikleri verilmiştir.

Önemli mangan mineralleri
Bazı mangan mineralleri: a) Manganit b) Pirolusit c) Psilomen d) Rodokrozit e) Brounit f) Todoriket

Manganez Cevherlerindeki Empüriteler

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Manganez cevherinde bulunan empüriteler 4 genel gruba ayrılabilir. Bunlar;

  1. Metaller: Demir, bakır, çinko, gümüş, kurşun
  2. Gang: Kireç magnezyum oksit, alümina, silis
  3. Uçucular: Su, organik maddeler, karbondioksit
  4. Metalik olmayanlar: Fosfor, kükürt

Bakır, çinko ve kurşun, cevherde olmaması istenen metallerdir. Bu üç elementin miktarı istenilen sınırlarda olması gerekmektedir. Eğer bu elementler cevher içerisinde yüksek miktarda ihtiva ediyorsa, cevher ekonomik olarak uygun değildir.

Cevherin ekonomik olarak bir değere sahip olması için alümina, magnezyum oksit, silisyum ve kireç miktarları çok önemlidir. Eğer bu değerler istenilen miktarlardan fazla ise cevher ekonomik olarak değerli değildir. Bunun sebebi ise manganezin üretiminde, bu elementlerin miktarları fazla olması nedeniyle, manganın ergitilmesi sırasında yüksek cüruf hacmine sebep olmaktadır. Yüksek cüruf hacmi olursa kok tüketimi artar ve bu da prosesin ekonomikliğini etkiler.

Manganez cevherlerinin büyük bir kısmı su içermektedir. Karbondioksit ve suyu bünyeden uzaklaştırmak için kalsinasyon işlemi uygulanmaktadır. Rodokrosit cevherinde %38 karbondioksit bulunması nedeniyle şarjdan önce mutlaka kalsine edilmesi gerekmektedir.

Sülfür ve fosfor manganez cevherlerinde istenmeyen empüritelerdir. Bunlar cevher bünyesinde bulunuyorsa, ergitme sırasında nihai ürüne geçerler. Yüksek fosforlu cevherlerden fosfor giderilmesi de mümkün değildir. Cevherde sülfür bulunuyor ise ergitme sırasında manganezle birleşerek mangan sülfür olarak cürufa geçeceğiden dolayı fosfor kadar sorun teşkil etmez.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Mangan Rezervleri

Dünyadaki Mangan Rezervleri

Yer kabuğunda toplam manganez cevheri miktarı yaklaşık olarak 5 milyar ton olduğu tahmin edilmektedir. Düyanın manganez ihtiyacını karşılayan cevherler genellikle Çin, avusturalya, Gabon, Brezilya, Güney Afrika ve Hindistan’dan çıkarılmaktadır. Ayrıca bunların yanında okyanus diplerindeki nodüller de önemli manganez kaynaklarındandır. Aşağıdaki tablodan dünya üzerinde bulunan manganez rezervlerini inceleyebilirsiniz.

Dünyadaki manganez yatakları

Türkiye’deki Manganez Cevherleri

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Türkiye’de yer alan manganez yatakları, dünya çapında büyük olan yataklardan değildir. Türkiye’deki mevcut yataklarda da manganez tenörü yüksek değildir. Yer alan rezervlerin büyük bir kısmı demirli mangan cevherleri oluşturmaktadır. Bu cevherlerde mangan %10-35 oranlarında bulunmaktadır. Türkiye’nin rezervlerinde en çok bulunan demirli mangan cevherlerinin, mangan cevheri olarak kullanımı yoktur. Bu cevherler demir-çelik fabrikalarında sinterde kullanılarak, mangan cevheri kullanımından tasarruf sağlanmaktadır. Türkiye’de manganlı demir cevherleri de bulunmaktadır. Miktarı %5 ila %10 mangan ihtiva eden cevherlerdir. Türkiye’de yalnızca Hekimhan-Devecinde bulunan manganez cevherleri metalurjik mangan cevheri grubunda kullanılabilir.

Türkiye’de manganez cevheri bulunan görünür tahmini olarak 4,5 ton olup, en önemli rezerv ise 4 milyon ton ile Denizli Tavas’tadır. Aşağıdaki tablodan Türkiye’de bulunan mangan rezervlerini inceleyebilirsiniz.

Türkiye manganez yatakları

Manganezin Kullanım Alanları

Manganez önemli ölçüde demir-çelik ve kimya sanayisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Üretilen manganın yaklaşık olarak %90’ı demir çelik sanayiinde kullanılmaktadır. Kalan kısmı ise kimya sanayiinde kullanılmaktadır. Bunlar haricinde manganez; alüminyum endüstrisinde alaşım malzemesi olarak, pil üretiminde, cam ve seramik endüstrisinde, elektrolitik çinko üretiminde, kaynak endüstrisinde, oto boyası, çimento, refrakter, petrokimya, fotoğrafçılık, suni gübre ve ilaç endüstrisinde kullanılmaktadır. Mangan dülfat ise kimya endüstrisinde, ilaç endüstrisinde ve gübre endüstrisinde kullanılmaktadır.

Neredeyse tüm çelik türlerinin bünyesinde mangan elementi yer almaktadır. Hadfield çeliğinde manganez miktarı %13-14’lere kadar çıkmaktadır. Manganez elementinin eklenmesiyle; çeliğin dövülme, haddelenme, mukavemet, tokluk, sertlik, aşınma, sertleşebilirlik ve rijitlik gibi özelliklerini geliştirmektedir. Ayrıca manganez çelik sanayiinde sülfür ve oksijen gidermek amacıyla da kullanılmaktadır.

Çelik üretimi

Manganezin, çeliğin bahsi geçen özelliklerinin geliştirilmesi sebebiyle makas üretiminde kullanılacak olan çeliklerin yapımında mangan ilavesi yapılmaktadır. Aynı zamanda zırh çeliklerinin üretiminde de mangan ilavesi görülmektedir.

Manganez içeren bakır alaşımları ise, elektrik iletkenliğinin düşük olmasından dolayı, duyarlı elektrik dirençlerinde ve ısıtıcı rezistansların üretiminde kullanılmaktadır.

Manganez alüminyum alaşımları, meşrubat kutularının sertliğini artırmak için kullanılmaktadır.

Manganez tuzları (sülfat, karbonat, oksit, klorür) kolloidal halde enfeksiyon oluşumuna karşı hücre metabolizmasını hızlandırıcı olarak anemi tedavisinde de kullanılmaktadır.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Hayvanlarda Yetersiz Beslenme ve İz Element Eksiklikleri

Mineral maddelerin eksiklikleri metabolizma ve doku yapısı üzerinde belirgin etkilere sebep olmaktadır.
İz elementler mikro mineraller olarak bilinirler ve vücutta kan yapımına, hormonların yapısına, vitamin
sentezine, enzimlerin oluşumuna katılırlar, immun sistemin bütünlüğünde ve reprodüktif sistemin
düzenlenmesinde görevlidirler.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

İz elementlere bağlı olarak fonksiyonel hale geçen enzimler tüm
organizmada bulunurlar, iz element eksiklikleri ve dengesizliklerinin reprodüktif bozukluklara ve
immun yanıtın oluşmasında yetersizliklere yol açtığı bildirilmiştir. Dişi hayvanlarda özellikle
postpartum dönemde endometriumun yenilenme süreci ve süt verimi için gerekli olan iz element
desteğinin mutlaka uygun şekilde yapılması gerekmektedir. Minerallerin fazla miktarlarından
kaçınılmalıdır; fazla verilen minerallerin de az verildiği şekilde olduğu gibi sorunlar yarattığı
unutulmamalıdır. Üreticiler bunun aksine fazla miktarların daha yararlı olacağını düşünmektedirler ve
sorun yarattığını çoğunlukla bilmemektedirler.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
İz element eksiklikleri genellikle toprak yapısı ve yetiştirmenin yapıldığı bölgenin coğrafyasına bağlıdır.
Hayvanların tükettiği herhangi bir bitkideki belli bir mineralin miktarı o bitkinin yetiştiği toprağa,
topraktaki yoğunluğuna, bitkinin tipi ve gelişme dönemindeki çevresel faktörlere bağımlılık
göstermektedir. Diğer yandan hayvanların tek yönlü beslenmesi de mineral madde noksanlıklarına sebep
olabilir. Selenyum, kobalt, manganez, bakır ve iyot yetersizlikleri ülkemizin çeşitli bölgelerinde
önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
İz elementler tek başlarına oldukları kadar birbirleriyle etkileşimlerine bağlı olarak da reprodüksiyon
üzerine etkilidirler. Bu etkilerini birbirlerini ve absorbsiyon mekanizmasını etkileyerek gösterirler. Bu
yüzden rasyonlara katılırlarken belli oranlarda bulunmaları gerekir.
Rasyonlardaki iz elementler genellikle inorganik tuz formu, sülfat formu, oksit formu ve klorit formu
olarak kullanılırlar. Organik formların yemden yararlanmayı, büyümeyi, reprodüksiyonu ve immun
yanıtı arttırdığı rapor edilmektedir. Bu etkileri, biyolojik yararlanımlarının inorganik formlarına göre
daha fazla olmalarından kaynaklanmaktadır. Bakır, çinko, manganez, demir, selenyum ve magnezyum
ilavesinin uterus enfeksiyonlarını, embriyonik ölümleri ve endometrial yaralanmaları azalttığı;
postpartum involusyonu ve gebe kornudaki tonusu arttırdığı saptanmıştır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

HASTALIĞIN ADI:
SELENYUM-VİTAMİN E eksikliği
Selenyum eksikliği, vitamin-E ile eksikliği ile beraber görülür. Oğlaklarda, buzağılarda ve kuzularda
muskuler distrofi`ye neden olan ve reprodüktif açıdan önemli bir iz elementtir. Bu iz element eksikliği
genelde rasyonlardaki miktarlarının azlığına bağlı olarak şekillenir; bunda en önemli faktör
yetiştiriciliğin yapıldığı coğrafyanın toprak yapısıdır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
-BELİRTİLERİ:
E vitamini ve selenyum (Se) noksanlığı olup, bunların antioksidan etkilerindeki yetersizliğe bağlı
olarak ortaya çıkan serbest radikaller etiyolojide rol oynarlar. Beyaz kas hastalığı, dünyanın farklı
yerlerinde ekonomik kayıplara neden olan, kalp ve iskelet kaslarında hyalin dejenerasyonu ile
karakterize nutrisyonel bir hastalıktır. Kuzu, oğlak ve buzağılarda kilo kaybı, verim düşüklüğü
ve ölümlere neden olabilmektedir. Reprodüktif açıdan ele aldığımızda selenyum fötal ve embriyonik
gelişimde, süt veriminde, metritis ve ovaryum kistlerinin oluşumunda önemlidir.
-ÖNLEME:
E vitamini yağda çözünen önemli vitaminlerdendir. Biyolojik membranları stabilize eder ve serbest
radikallere bağlı şekillenen lipid peroksidasyonuna karşı vücudu korur. Yeşil taze otlaklar E vitamini için
en iyi kaynaktır, özellikle gebe hayvanlara yeşil ot ve hububat taneleri ile oluşturulmuş rasyonlardan
verilmelidir. Selenyum da hayvanlara uygun dozlarda mutlaka uygulanmalıdır. Ayrıca kuzulara
doymamış yağ asitlerini fazla miktarda içeren bozuk yemlerin verilmesinden kaçınılmalıdır.
-TANI:
Problem bölgeye has olup ani ya da yavaş seyirli bulgular görülebilir. Ani etkilerin olduğu
olgularda hayvanlar semptom göstermeden ölebilirler. Bazı buzağılarda ani başlayan körlük,
şiddetli solunum güçlüğü ve yan yatma görülebilir. Hayvanlar yardımla bile göğüs üzerine
doğrulamaz. Bulguların başlaması ile birlikte 6-12 saat içerisinde ölüm görülebilir. Yavaş
seyirli vakalarda hastalar göğüs kafesi üzerinde yatar vaziyettedirler. Ayağa kalkmak ister ama
düşerler. Kalkabilenlerde kas titremeleri ve zayıflık göze çarpar. Beden ısısı normaldir. Klinik
bulguların yanısıra, serum selenyum ve vitamin E miktar analizleri ile serum biyokimyası
parametrelerinden AST, CPK, LDH enzim aktivitelerine bakılarak hastalığın tanısı konur.
-TEDAVİ:
Selenyum ve Vitamin E kombinasyonları içeren oral ya da per oral preparatlar uygulamak sureti
ile hastalığın seyri olumlu şekilde düzeltilir. Rasyonda eksiklik yönünden takviye
sağlayabilecek iz element ve vitamin premikslerinden faydalanılır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
-HASTALIĞIN ADI:
ÇİNKO-VİTAMİN A eksikliği
Çinko hücre bölünmesi aşamalarında genetik yapı içerisinde yer alarak gebeliğin anne tarafından
tanınmasında ve devamlılığında önemli rol alır.
A vitamini geviş getiren hayvanlarda esansiyel, yağda çözünen bir vitamindir. Hücre
replikasyonunda ve epitelyal bütünlük için gerekli bir vitamindir. Hücreler arasında sıkı bağlantılarda
önemli bir rol oynar. Vücutta bir antioksidan olarak görev yapar. Vitamin A metabolizmasına katılan
birçok enzim, çinkoya bağlı olarak düzenlenmektedir. Bu yüzden çinko eksikliği görülen hayvanlarda
dolaylı yoldan vitamin A eksikliğine bağlı olarak gelişmede gerilik görülür ve epitel korunma
mekanizması etkilenir.
-BELİRTİLERİ:
Vitamin A eksikliğinde yem tüketimindeki azalmaya bağlı olarak gelişen enerji dengesizliği fertilite
üzerinde negatif bir etki yaratır. Aynı zamanda selüler immunolojik mekanizmayı zayıflatarak
enfeksiyonlara karşı duyarlılığı arttırır. Çinko hayvanlarda normal büyüme ve sağlık açısından çok
önemli bir element olduğu için, noksanlığında çeşitli yavru anomalilerine (malformasyonlara) ve
çiftleşme fonksiyonlarında azalmalara yol açabilmektedir.
Çinkonun döllenmede olduğu kadar embriyonun rahime tutunmasında, embriyonik gelişimde ve gebelik
sürecinde çok önemli rolü olması sebebiyle, eksikliğinde embriyoda ölüm ve kalıtsal bozukluklar ortaya
çıkabilir. Ayrıca rahim kaslarındaki eksikliği östrojen yoğunluğunu etkileyerek doğumun gecikmesine
neden olabilmektedir. Görme bozuklukları, kilo kaybı, sinirsel ve dermatolojik sorunlar da görülebilecek
diğer bulgular arasındadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
-ÖNLEME:
Çinko eksikliğinin görüldüğü bölgelerde hayvanların rasyonlarına mutlaka uygun oranlarda
çinko ve vitamin A ilavesi önemlidir. Sıfat dönemlerinden önce ağızdan ya da enjeksiyon tarzda
uygulamalar önerilir.
-TANI:
Herhangi bir enfeksiyon nedeni olmaksızın inatçılık gösteren başarısız gebelik ve doğum
süreçlerinin yanısıra, deri (kepeklenme, kıvrımlaşma, kalınlaşma vb.) ve tırnak problemlerinin
artması, kör yavru doğumları, koyunlarda testislerde şişme gibi bulgular söz konusu eksiklikleri
düşündürmelidir.
Klinik bulguların yanısıra, serum çinko ve vitamin A miktar analizleri ile Serum biyokimyası
parametrelerinden ALP enzim aktivitelerine bakılarak hastalığın tanısı konur.
-TEDAVİ:
Çinko ve Vitamin A desteği içeren oral ya da per oral preparasyonlardan uygulamak sureti ile
hastalığın seyri olumlu şekilde düzeltilir. Rasyonda eksiklik yönünden takviye sağlayabilecek
iz element ve vitamin premikslerinden faydalanılır.
-HASTALIĞIN ADI:
KOBALT-B12 VİTAMİNİ eksikliği
Kobalt kaynakları olduğu sürece rumendeki mikroorganizmaların B12 vitaminini sentezleyebilmeleri
nedeniyle gevişgetiren hayvanlar diğer hayvan türlerinden farklıdırlar. Ruminantlarda kobalt sınırlı oranda
depo edilebildiğinden, B12 vitamin eksikliği oluşmaması için hayvanların kobalt ihtiyacının sürekli olarak
karşılanması gereklidir. Diğer bir değişle hayvanlarda B12 vitamininin eksikliği, yetersiz kobalt alımına
bağlı olarak şekillenmektedir. Kobalt çayır ve topraktan alınır. Eksikliklerinde protein mekanizmasının
aksaması, sinir sistemi etkilenmeleri ve üreme problemleri baş gösterebilmektedir.
-BELİRTİLERİ:
Eksikliklerinde kan tablosunda anormallikler (anemi), deri ve kıllarda kabalaşma, dermatit,
koordinasyon bozuklukları, yavru atma, zayıf yavrulama, pika, iştahsızlık, kronik gelişme
gerilikleri gibi belirtiler görüldüğünde hastalıktan şüphelenilmelidir.
-ÖNLEME:
Topraktaki kobalt eksikliği yetişen bitkilerin de bu element yönünden eksikliğine yol
açmaktadır. Özellikle rasyona kobalt ilavesi B12 eksikliğine bağlı ortaya çıkabilecek sorunların
önlenmesinde önem arz eder.
-TANI:
Sebebi tanımlanamayan iştahsızlık, kilo kaybı, kaşeksi, mukozalarda solgunlukla karakterize
anemi, koyunlarda yün kalitesinin düşmesi, hastalığın son devrelerinde infertilite ve yoğun göz
yaşı akıntısı, ataksi gibi klinik bulguların yanısıra serum kobalt ve vitamin B12 miktar analizleri
ile hastalığın tanısı konur.
-TEDAVİ:
Rasyona düzenli olarak kobalt ilavesi ve hastalığın ani bulguları ortaya çıktığında Vitamin B12
desteği içeren oral ya da per oral preparatlardan faydalanmak sureti ile hastalığın seyri olumlu
şekilde düzeltilir. Rasyonda eksiklik yönünden takviye sağlayabilecek iz element ve vitamin
premikslerinden faydalanılır.
-HASTALIĞIN ADI:
BAKIR eksikliği
Bakır vücutta konnektif dokuların, kan ve enzim sistemlerinin bir elemanı olarak görev yapar. Bakır
dışarıdan alınmak zorundadır ve eksikliği bakırca fakir olan arazilerde yetiştirilen yemlere bağlıdır. Bu
element beyin, böbrek, kalp, kıl ve yapağıda yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Bakır %90 oranında
seruloplazmine bağlı olarak kanda bulunurken %10 eritrositlerde bulunur. Demirle yakın ilişkisi olup
demirin hemoglobine dönüşmesinde, akyuvarların oluşmasında ve aktivitelerinde görevlidir.
-BELİRTİLERİ:
Bakır eksikliği kıl ve yapağı yapısında bozukluk, büyüme geriliği, anemi, diyare, eklem bozuklukları ve
fertilite bozukluklarına yol açar. Bu fertilite bozuklukları gebe kalma oranındaki düşmeler, erken
embriyonik ölümler ve retensiyo sekundinarum olgularıdır. Özellikle de embriyo gelişimi sırasında
santral sinir sisteminin gelişimi üzerine etkisi bulunmaktadır. Bilindiği üzere bakır yetersizliği görülen
bölgelerde doğan yavrularda neonatal ataksi olgularına rastlanılmaktadır. Genellikle hastalıkların ortaya
çıkışı ilkbahar ve yaz aylarına denk gelmektedir.
-ÖNLEME:
Bakır yetersizliği meradaki bakır noksanlığının yanı sıra arazideki kadmiyum, molibden, çinko, demir,
kurşun ve sülfür varlığına bağlı olarak rumende oluşan tiomolibdatların bakırdan yararlanmayı
azaltmasıyla da şekillenebilmektedir. Uzun vadede sorunun tekrarından kaçınmak için hayvanların yem
karışımına yeterli oranda bakır ilavesinin sağlanması önemlidir.
-TANI:
Hayvanların arka ayak kontrolünü kaybederek yere düşmeleri ve köpek oturuşuna benzer
oturmaları (ataksi) tanı için önemli bulgulardır. Bunların yanı sıra yürüme problemleri,
eklemlerde büyümeler, fleksor tendonlarda çekmeler nedeni ile tırnak uçlarına basarak yürüme
ve kuzularda kısmi felç tabloları hastalığın önemli klinik bulgularıdır. Kesin tanı serum bakır
değerlerinin belirlenmesi ile konulur.
-TEDAVİ:
Hastalığın erken bulgularının görüldüğü dönemde ticari preparatların kullanımı ile sorunun önüne
geçilebilir; ancak hastalık gözden kaçar ve ilerler ise özellikle sinir sistemi ve dolaşım sisteminde geri
dönüşümsüz hasarlara yol açabilir. Bakır eksikliği ve buna bağlı hastalıkların çıktığı bölgelerde acil
müdahale edilmesi gereken durumlarda ağızdan veya peroral verilebilen bakır içerikli ticari
preparatların kullanımı önerilir. Hastalığın büyük verim kayıplarına yol açtığı yerlerde bakırlı yalama
taşlarının sürekli bulundurulması, mera topraklarına bakır serpilmesi, gebelik sürecinin özellikle ikinci
yarısında bakır desteğinin sağlanması önemlidir.
-HASTALIĞIN ADI:
MANGANEZ eksikliği
Manganez birçok enzim sisteminin aktivasyonunda görevlidir. Kolesterin sentezi açısından önemlidir.
Böylelikle steroid hormonların salınma mekanizmasına katılırlar. Kolesterin sentezine katılarak
progesteron yapımını destekler ve bu yüzden gelişmiş korpus luteumda Mn düzeyi en üste çıkmaktadır.
Uterusun östrojen için hazırlanarak duyarlılaştırılmasında rol oynar. Manganez anadan yavruya plasenta
aracılığıyla iletilir ve kemik formasyonunda önemli olan kondroitin sülfat ve kemik matriksini oluşturan
mukopolisakkaritlerin yapısına katılarak organogenezis sırasında kemik formasyonunda rol alır.
-BELİRTİLERİ:
Eksikliğinde siklus düzensizlikleri, sakin östrus, ovaryum kistlerinde artışlar ve embriyo tutunma
oranlarında düşüşe neden olmaktadır. Bunun yanında yüksek abort oranlarının görülmesine de neden
olabilir. Kemiklerin gelişiminde de etkili olduğu için eksikliğinde yavrularda kemik deformasyonları
görülmektedir.
-ÖNLEME:
Manganez eksikliği pancar posasının ve mısır silajının fazla verilmesi sonucunda da ortaya çıkar.
Manganezin bitkilerden rezorpsiyonu toprağın pH değerleriyle doğrudan ilişkilidir. Toprağın pH
değerlerinin yüksek olduğu durumlarda Mn değerlerinde azalmalar oluşmaktadır. Hastalığın
görülmemesi için bahsedilen yemleme programlarının uygulandığı durumlarda mangan takviyelerinin
de göz ardı edilmemesine özen gösterilmelidir.
-TANI:
Mangan noksanlığının özellikle sığırlarda en önde gelen bulgusu infertilite ve aborttur. Bunların yanı
sıra doğum anomalileri, buzağı ve kuzularda gelişme gerilikleri, sırtta kamburluk, deride kuruma,
eklemlerde bükülme, kemiklerde kısalık, dişilerde nedeni belirlenemeyen kısırlık ve döl tutmama gibi
bulgular mangan eksikliğini düşündürmelidir. Kesin tanı serum mangan değerlerinin belirlenmesi ile
konulur.
-TEDAVİ:
Bakır eksikliği ve buna bağlı hastalıkların çıktığı bölgelerde acil müdahale edilmesi gereken durumlarda
ağızdan veya peroral verilebilen mangan içerikli ticari preparatların kullanımı önerilir. Mangan
desteklemesinde hayvanlara gereğinden fazla mangan verilmesi kobalt ve çinko emilimini olumsuz
yönde etkilediğinden farklı element eksikliklerine yol açmamak adına verilen doza dikkat etmek
gereklidir

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Hayvanlarda Manganez eksikliği ve tedavisi

Manganez birçok enzim sisteminin aktivasyonunda görevlidir. Kolesterin sentezi açısından önemlidir.
Böylelikle steroid hormonların salınma mekanizmasına katılırlar. Kolesterin sentezine katılarak
progesteron yapımını destekler ve bu yüzden gelişmiş korpus luteumda Mn düzeyi en üste çıkmaktadır.
Uterusun östrojen için hazırlanarak duyarlılaştırılmasında rol oynar. Manganez anadan yavruya plasenta
aracılığıyla iletilir ve kemik formasyonunda önemli olan kondroitin sülfat ve kemik matriksini oluşturan
mukopolisakkaritlerin yapısına katılarak organogenezis sırasında kemik formasyonunda rol alır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Eksikliğinde siklus düzensizlikleri, sakin östrus, ovaryum kistlerinde artışlar ve embriyo tutunma
oranlarında düşüşe neden olmaktadır. Bunun yanında yüksek abort oranlarının görülmesine de neden
olabilir. Kemiklerin gelişiminde de etkili olduğu için eksikliğinde yavrularda kemik deformasyonları
görülmektedir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Manganez eksikliği pancar posasının ve mısır silajının fazla verilmesi sonucunda da ortaya çıkar.
Manganezin bitkilerden rezorpsiyonu toprağın pH değerleriyle doğrudan ilişkilidir. Toprağın pH
değerlerinin yüksek olduğu durumlarda Mn değerlerinde azalmalar oluşmaktadır. Hastalığın
görülmemesi için bahsedilen yemleme programlarının uygulandığı durumlarda mangan takviyelerinin
de göz ardı edilmemesine özen gösterilmelidir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Mangan noksanlığının özellikle sığırlarda en önde gelen bulgusu infertilite ve aborttur. Bunların yanı
sıra doğum anomalileri, buzağı ve kuzularda gelişme gerilikleri, sırtta kamburluk, deride kuruma,
eklemlerde bükülme, kemiklerde kısalık, dişilerde nedeni belirlenemeyen kısırlık ve döl tutmama gibi
bulgular mangan eksikliğini düşündürmelidir. Kesin tanı serum mangan değerlerinin belirlenmesi ile
konulur.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Mangan desteklemesinde hayvanlara gereğinden fazla mangan verilmesi kobalt ve çinko emilimini olumsuz
yönde etkilediğinden farklı element eksikliklerine yol açmamak adına verilen doza dikkat etmek
gereklidir.

DMRSÜREN Kimya Ltd.Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

 

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Kükürt Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Kükürt, yeryüzünde %0.06-0.09 oranında bulunan, endüstriyel hammaddelere giren bir elementtir. Pratik olarak bütün bitkilerin ve hayvanların bünyelerinde bir miktar kükürt bulunur. Gerek tabiatta ve gerekse sanayide elementer kükürdün oluşum mekanizması H2S ve SO2 gazlarının oksitlenmesiyle elementer kükürdün çökelmesine dayanır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kükürdün rengi kanarya sarısı,bal sarısı veya yeşilimsi sarı olabilir. Bünyesinde mikrokristalen pirit içeren kükürt cevheri parlak koyu gri renklidir. 119°C’de ergidiği için en kolay tanıma usulü kibrit alevine tutmaktır. Alevde katran gibi eriyerek siyah damlacıklar halinde damlamaya başlar. Hafif açık mavi renkli alevi vardır ve çıkan SO2 gazı zehirlidir. H2S gazı da zehirli olup, zehirlenme gerçekleştikten sonra aniden düşüp bayılma görülür.Reçine parlaklığına sahiptir. Saf kükürt yarı şeffaftır. Kırılması pürüzlü ve konkoidaldır. Beyaz çizgi gösterir. Sertliği 1.5-2.5 arasında değişir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Yoğunluğu 2.03- 2.06 gr/cm3’dür. Isı iletkenliği azdır, elektrik iletkenliği yoktur. Ancak nemli veya piritli ortamlarda elektrik iletkenliği yüksektir. Sürtünme ile negatif elektriklenir. Sıcak havalarda sürtünme ile için eriyerek hafif mavi alevle yanabilir. Röntgen ışınlarını geçirmez. Kristal şekli piramidal holoedridir,nadiren de rombik kristaller halinde bulunur. Optik karakteri pozitif ve çift kırması yüksektir.Adi sıcaklıkta elementer kükürt rombik kristaller halinde bulunur. Rombik kükürt ısıtılırsa 95,5°C’de monoklin kükürde döner. 95,5°C tranzisyon noktasıdır. Yani bu sıcaklığın altında rombik, üstünde monoklin kükürt vardır. Monoklin kükürt soğuyunca yavaş yavaş rombik kükürde döner. Monoklin kükürt 119°C’ de ergiyerek sıvı hale geçtiğinden sadece 95.5°C-119°C’de arasında, mevcuttur. Kükürt, sulu eriyiklerden rombik sistemde ve magmatik, volkanik eriyiklerden monoklinik sistemde kristalleşir. Suda erimez ve süspansiyon halinde kalır. Petrolde az erir. Amorf modifikasyonları hariç değer çeşitleri karbon sülfür içinde erir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kimyasal sembolü S’dir. Atom ağırlığı 16’dır. Kimyasal bileşiklerde -2’den + 6 ya kadar değerler alır ve oksijen gibi özellikle metallerde hemen reaksiyona girer. Asal gazların ve azotun dışında birçok elementle birleşir. 270°C de yanar 444°C’ de kaynar.Kükürt buharları kaynama noktasında S8 molüküllerinden ibarettir. Sıcaklık yükseldikce S6, S4 ve 650°C’den sonra da S2 moleküllerine dönerler. Kükürt, tarımsal bitkilerin besin kalitesini tayin eden birkaç parametre ile ilgili proteinlerin, glukosinolatların ve diğer bileşiklerin bir bileşeni olarak birincil ve ikincil bitki metabolizmasında önemli rol oynamaktadır. Aynı zamanda azotlu gübrelerin etkenliğini artırmakta ve yeraltı suyuna nitrat sızıntısını azaltmaktadır. Tahıllar için 17-34 kg/hektar, baklagiller için 44-56 kg/hektar elementer granül kükürt gübrelemesi tavsiye edilmiştir (Sulphur, 1999, January-February).

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Dünya kükürt kaynaklarının çok az bir kısmı yoğunlaşarak ekonomik madencilik ve işletmeye uygun rezervler oluşturmaktadır. Bu rezervlerin maden işletmeleriyle ve frash yöntemleriyle işletilmesi; kükürdün petrol ve doğal gaz rafinerilerinde yan ürün olarak üretilmesinden daha pahalıya mal olmaktadır. Element halinde bulunduğu gibi, birçok elementle birleşerek sülfürler, sülfatlar ve organik bileşikler halinde, tortul, metamorfik ve volkanik kayaçlarda ve bütün fosil yakıtlarında bulunmaktadır. Tiplerine göre kükürt kaynakları şöyle sınıflandırılmaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

  • Doğal elementer kükürt yatakları
  • Sülfürlü yataklar (pirit,bakırlı pirit v.s.)
  • Sülfatlı yataklar (jips, alünit v.s.gibi)
  • Doğal gazlar (H2S ve SO2 gazları da içerirler)
  • Termik santral ve endüstriyel baca gazları (SO2 içerirler).
  • Petol ve bitümlü kumlar
  • Kömür ve bitümlü şeyler

Köklerine göre doğal kükürt yatakları üç ana bölüme ayrılır:

  1. Sedimenter kükürt yatakları: Jipslerle aratabakalı veya jipsler bünyesinde yeralırlar. Hidrokarbonlarla kontakt halinde olan jipslerde kükürt bakterilerinin faaliyetiyle jipslerin biokimyasal bozuşmasından meydana gelir. Tuz domları jips örtü kayaçları bünyesinde de sedimenter kükürt yatakları bulunabilir.
  2. Volkanik kükürt yatakları: Poröz ve çatlaklı volkanik ana kayaç bünyesinde metal sülfitlerle beraber yer alır. Cevher yatakları masif ve kütleseldir. Merkezden dışa doğru kükürt cevheri etrafında piritli, opalli, killi zonlaşmalar görülür. Volkanik H2S ve SO2 gazları yeryüzüne faylarla çıktığı taktirde yüzeyde kükürt empregnasyonları, süblümasyonları ve kabukları oluşturur.
  3. Hidrotermal kükürt yatakları: Kükürt çiçekleri, çatlak dolguları ve serpili kristaller halindedir. Doğada küresel veya böbreğimsi, fay ve çatlak duvarları üzerinde örtü olarak ve toz kükürt çiçekleri şeklinde, çatlak dolgusu halinde bulunur. Fayların kesiştiği yörelerde kükürt miktarı ve etrafındaki alterasyon artar.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Magnezyum Klorür Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Magnezyum klorür, kimyasal formulü MgCl2 olup inorganik ve düzensiz bir bileşiktir. Alkolde ve suda çözülebilen ve ısıtıldığında tamamen olmasa da kısmen hidrolize olan magnezyum klorürün oldukça fazla kullanım alanları vardır. Sıvı halde bulunan magnezyum klorürün donma noktasından faydalanılarak yollardaki buzlanmada buz çözücü olarak kullanılmaktadır. Manezyum klorüre bu özelliğinden dolayı buz çözücü de denilmektedir. Magnezyum klorür bileşiğinin en saf olanlarının Japonya’daki deniz ürünlerinden elde edildiği bilinmektedir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Magnezyum kaynagını Dow metoduna göre deniz suyu oluşturur. Kireçin deniz suyu ile karışımından magnezyum oksit elde edilir. Bu oluşan magnezyum hidroksidin klorür asidi ile tepkimesinden sonra magnezyum klorür oluşur. Bunun içerisinde bulunan kristal su ısıtılarak ortamdan uzaklaştırılır. Uzaklaştırılamayan su ise elekroliz kabında eritilir. Erime esnasında uçarak magnezyum oluşur.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Yani saf magnezyum klorürün elektroliz edilmesiyle magnezyum oluşmaktadır. Magnezyum klorürün başlıca kullanım alanı, ilaç, tıp, çimento, kimya ve metal olmak üzere oldukça geniş alanlarda kullanılmaktadır.

Kullanım Alanları

  • Çimento sektöründe delme ve öğütme çarklarında kullanılmaktadır.
  • Kimyasal üretim ve toz bağlamada
  • Magnezyum metal üretiminde
  • Tekstilde ve kağıtta katkı olarak kullanılır.
  • Ateş geçirmezlik ajanlarında
  • Dezenfektanlarda, seramikte ve yangın söndürücülerde kullanılmaktadır.
  • Magnezyum klorürün sıvı hali yağıştan önce yollara veya don öncesi zemine püskürtülerek karın yola yapışmasını engeller. Buzlanma engelleyici veya buz çözücü olarak kullanılacağı zaman magnezyum klorürün korozivitesi çözeltiye eklenen diğer kimyasallarla düşürülebilir.
  • Karayollarında, madencilikte, yag ve gaz endüstrisinde bağlayıcı ajan olarak kullanılır.
  • Hayvan yemlerinde ve gübrelerde kullanılır.

Atık su işletmelerinde kullanılır.

Havuzlarda dezenfektan olarak kullanılır.

Yangın söndürücü formüllerinde kaplama olarak kullanılır.

Kimya sektöründe toz bağlayıcı olarak kullanılır.

Magnezyum klorür ve su karıştırılarak cilde uygulanır.

Tıpta hazımsızlık ve kabızlıkta etkilidir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sodyum Metasilikat Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Sodyum metasilikat bir silisik asit tuzudur ve bir inorganik tuz ürünü olarak sınıflandırılır ve moleküler formülü Na2SiO3 . Toksik olmayan, kokusuz ve zararsız bir beyaz toz veya kristal parçacıktır. Suda çözünür, ancak alkol veya asitlerle çözünmez. Sulu çözeltisi alkalindir ve havayla temas ettiğinde higroskopi ve çözünebilirliğe sahiptir. Arındırıcı, emülsifiye edici, dağıtıcı, nemlendirici, nüfuz eden ve PH tamponlama özelliklerine sahiptir. Sodyum metasilikat, köpüren alkalin ile kostik sodalı su arasındaki ısı reaksiyonundan kaynaklanan düşük molekül ağırlıklı bir kristaldir. Ürünler, susuz, pentahidrat ve nonahidrat bileşiklerini içerir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

İnorganik elektrolitler arasında, sodyum metasilikatın aktif alkaliliği ve PH tamponlama indeksi en yüksektir. Yağlarda güçlü nemlendirme, emülsiyonlaştırma ve sabunlaşma etkisi vardır. Saf olmayan maddelerin ortadan kaldırılması, dağıtılması ve süspansiyon haline getirilmesi mükemmel bir yöntemdir ve kirleticilerin tekrar toplanmasını önleyebilir. Güçlü temizlik, tamponlama ve nötrleştirme yetenekleri vardır, yağları emülsiye edebilir, inorganik maddeler için anti-flocculant, metalleri erozyona karşı korur, sodyum tripolifosfatın yerine deterjanlar ve metal temizleme maddeleri üretebilir, böylece sodyum tripolifosfatın çevresel kirliliğini azaltır. .

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Sodyum metasilikat, çamaşır deterjanı, seramik, kaplama, tekstil, matbaa, kağıt yapımı, beton, çimento, yanmaz malzemeler, yağlar, deri işleme ve diğer birçok endüstriyel alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Şu anda onu en çok kullanan endüstriler: seramik, endüstriyel temizlik, çamaşır deterjanı, beton, matbaa, kağıt yapımı, çimento, yağ madenciliği vb.

Kullanım Alanları

  • Endüstriyel ürünler için hammadde (silika sola, silika jel, çökel silikalar, zeolitler, alüminosilikalar, magnezum silikalar, sentetik killer, seramik ve katalizörler)
  • Deterjanlar(kumaş yıkama tozları, bulaşık yıkama deterjanları, endüstriyel temizlik ajanları)
  • Yapışkanlar ve birleştirici (kağıt, karton, kömür tozu briquetleri, çatı döşeme kiremitleri tuğlalar ve seramikler, kırılmayan çimentolar), plasterler, harçlar, döküm kalıpları ve içleri kaynak değnekleri)
  • Yüzey kaplama (Titanyum dioksit üretimi, beton, masonluk için ve cam yüzeyler için boyalar, ateşe dayanıklı cam, tünel ve maden inşaatı için sprey kaplama)
  • Kağıt hamuru ve kağıt imali (mürekkep bozma ve beyazlatma)
  • Su muamelesi (aşınmadan koruma)
  • Sivil mühendislik (toprak mühürleme, delmede , tünel açmada, madenlerde, arazileri ölçeklemede, maden ocağı inşasında stabilizasyon, sahil şeridi düzenlemede stabilizasyon)
  • Arıtılmış petrol geri kazanma (petrol akımını geliştirmek)
  • Tekstil işlemleri (beyazlatıcı ve boya stabilizörü)
  • Seramik ürünler.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

Sipariş Hattı