aripad

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sepiyolitin Kullanım Alanları

Sepiyolit ve paligorskit, fillosilikat grubuna dahil kil mineralleridir. Bu mineral grubunun tanımına uygun olarak (Brindley ve Pedro, 1972), T2O5  (T=Si, Al, Be…) bileşimli, iki yönlü sürekli bir tetrahedral tabaka, buna karşılık diğer tabaka silikatlarından farklı olarak süreksiz oktahedral tabakalardan oluşurlar. Bu minerallerin kristal strüktürü, 2:1 fillosilikat strüktürüne ait zincirlerin birbirine bağlanmasından meydana gelir. Her bir zincir, diğerine ters ardalanmalı SiO4 tetrahedronları vasıtasıyla Si-O-Si bağları ile tutturulmuştur. Zincir şeklindeki yapı, X-eksenine paralel uzanır ve Y-ekseni boyunca genişliği, sepiyolitte üç adet bağlı piroksen-tipi zincir genişliği kadardır. Buna göre, 2:1 tabaka yapısı X-ekseni boyunca sürekli, buna karşılık Y-ekseni boyunca kesiklidir. Basit olarak sepiyolit sulu magnezyum silikat, atapulgit (paligorskit) ise sulu magnezyum-alüminyum silikat bileşimli kil mineralleridir. Kimyasal formülleri ise, sübstitüsyonları olmaksızın ideal teorik bileşimleri, Nagy-Bradley’e göre şu şekildedir :

Sepiyolit                                    : (Si12)(Mg9)O30(OH6)(OH2)4.6H2O
Atapulgit (Paligorskit)          : (Mg,Al)2 Si4O10(OH).4H2O

Sepiyolit mineralinin dokusu, yüzey alanı, porozitesi, kristal morfolojisi ve kompozisyonu, bu mineralin teknolojik uygulamalarına baz teşkil eden fizikokimyasal özellikleri ile yakından ilişkilidir. Sepiyolit strüktürü, ısıl muamelelere karşı hassastır. Zeolitik ve adsorbe su molekülleri, ısı derecesi yükseldikçe kaybedilir. Mineral ayrıca asitle muameleye karşı da duyarlı olup bu işlem sonucu kristal yapısı kısmen tahrip olabilir. Hem ısı hem de asit muameleleri, sepiyolitin yüzey özellikleri ve porozitesini değiştirebilir. Böylece mineralin en faydalı özelliklerinden (örneğin absorptif, kolloidal ve katalitik özellikler) bazılarını bu işlemlerle değiştirmek mümkün olabilmektedir. Levha yapısına sahip diğer kil minerallerine göre daha nadir bulunmaları, çok özel şartlarda yataklanmalar göstermeleri, dokusal özellikleri, kristal yapılarındaki süreksizliklere bağlı kanallar tarafından sağlanan yüksek özgül yüzey alanları ile absorpsiyon özelliği, porozitesi, kristal morfolojisi ile kompozisyonun bağlı uygun nitelikli fizikokimyasal özellikleri, anılan mineralleri tüm dünyada kıymeti gittikçe artan bir hammadde konumuna getirmişlerdir.

Sepiyolit  terimi ilk defa 1847 yılında Glocker tarafından kullanılmış olup Yunanca “mürekkep balığı” anlamındaki kelimelerden türetilmiştir. Tabiatta sepiyolit zenginleşmeleri, kabaca iki farklı tipte bulunmaktadır. Bunlardan birinci tip sepiyolit oluşumu, ülkemizde özellikle Eskişehir yöresinde ve Konya-Yunak civarında bulunan “lületaşı (meerschaum)” dur. Bir diğer önemli sepiyolit oluşumu ise, “endüstriyel (sınai) sepiyolit” veya “tabakalı sepiyolit” olarak da adlandırılan “sedimanter sepiyolit” lerdir. Bu oluşumlara, Ankara-Polatlı güneyi, Eskişehir-Sivrihisar güneyi ve Eskişehir-Mihalıççık batı alanında rastlanmaktadır. Ayrıca volkanosedimanter kökenli malzemelerin (vitrik tüf-kül tüfü) diyajenetik süreçler içerisinde, yeraltı ve yerüstü sularının da etkisi ile değişimi sonucu oluşmuş sepiyolit, özellikle Na-sepiyolit (loughlinit) yataklanmaları da önemli bir yer tutar (Eskişehir-Mihalıççık-Koyunağılı). Bunlardan başka ekonomik yataklanmalar oluşturmamasına rağmen, dünyada ve ülkemizde tanımlanmış pek çok farklı oluşum şekillerine sahip sepiyolit türleri mevcuttur. Bunlardan bazıları; Fe-sepiyolit, ksilotil, Ni-sepiyolit, Mn-sepiyolit, Al-sepiyolit ve volkanosedimanter malzemelerin hidrotermal alterasyon ürünü olan Al, Fe-sepiyolittir (Bolu-Kıbrıscık, Çankırı-Orta). Paligorskit-atapulgit, ifade ettikleri kil türü itibariyle eşdeğerdir. Paligorskit ismi ilk defa 1862 yılında Von Ssaftschenkar tarafından, ilk bulunduğu yer olan Rusya’nın Paligorsk yöresinin ismine izafeten kullanılmıştır. Atapulgit ismi ise, ilk defa Lapparent (1935) tarafından ABD’nin Georgia-Attapulgus yöresine göre adlandırılmıştır. Bugün atapulgit terimi daha çok ticari alanda kullanılırken, bilimsel çalışmalarda paligorskit terimi tercih edilmektedir. Atapulgit-paligorskit türleri arasında Mn-paligorskit, Mn-ferropaligorskit, yofortierit ve tuperssuatsiait sayılabilir (Jones ve Gallan, 1988).

Absorpsiyon Özelliği : Zincir yapısına sahip minerallerin kristal strüktürlerinde üç tür aktif absorpsiyon merkezi mevcuttur. Bunlar; (1) tetrahedral tabakalardaki oksijen iyonları, (2) yapısal zincirlerin kenarlarındaki magnezyum iyonlarına koordine olmuş su molekülleri, (3) lif eksenleri boyunca uzanan SiOH gruplarıdır (Serratosa, 1979). Sepiyolitte ortalama mikropor çapı 15 Å, mezoporların yarıçapı ise 15 ile 45 Å arasındadır. Teorik olarak sepiyolit için 400 m2/g dış yüzey ve 500 m2/g iç yüzey alanı saptanmıştır (Serna ve Van Scoyoc, 1979). Ancak yüzey alanı hesaplamalarında kristal içi kanallara gönderilen gaz moleküllerinin çap, şekil ve polaritesi önemli olduğundan, bunlar mutlaka refere edilmelidir. Örneğin, setilpiridinyum bromür kullanılarak elde edilen yüzey alanı 60 m2/g iken, aynı örnekte en yaygın metod olan ve nitrojen absorpsiyonuna dayanan BET metodu ile yapılan ölçümde 276 m2/g değeri elde edilebilmektedir (Ruiz-Hitzky ve Fripiat, 1976). Genellikle su ve amonyum gibi polar moleküller ile nispeten daha az miktarda metil ve etil alkoller sepiyolitin kanallarına girebilmesine karşın, polar olmayan gazlar ve organik bileşikler kanallara giremez. Isıtma işlemi mineralin absorpsiyon özelliğini azaltır, çünkü yapısal değişime bağlı olarak mikroporlar yıkılır. Sepiyolitin genleşme özelliği yoktur.Yukarda özetlenen özgül yüzey alanı ve buna bağlı yüksek absorpsiyon özelliğinden dolayı sepiyolitin başlıca kullanım alanları şunlardır:

  1. Koku giderici olarak çiftlik ve ahırlarda; evcil hayvanlar ve ahır hayvanlarının atıklarının emilmesi ve koku giderilmesi için zeminlerde (pet-litter, cat-litter),
  2. Tarım ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  3. Madeni esaslı yağlar, nebati yağlar ve parafinlerin rafinasyonunda,
  4. Atık su arıtma sistemlerinde,
  5. Karbonsuz kopya kağıtları ve sigara filtrelerinde,
  6. Gastrointestinal sistemle ilgili ilaçlarda toksin ve bakteri emici formülasyonlarda,
  7. Deterjan ve temizlik maddelerinde.

Katalitik Özellik : Büyük yüzey alanı, mekanik dayanım ve termal duraylılığından dolayı son zamanlarda sepiyolit granülleri, katalizör taşıyıcı olarak smektit ve kaolin grubu minerallere tercih edilmektedir. Hidrojenasyon, desülfürizasyon, denitrojenasyon, demetilizasyon, etanolden butadien ve metanolden hidrokarbon eldesi gibi birçok katalitik proseste Co,Ni,Fe,Cu,Mo,W,Al,Mg’un katalitik destekleyicisi olarak sepiyolit kullanılmaktadır. Kil minerallerinin katalitik aktivitesi, bunların yüzey aktivitelerinin bir fonksiyonudur. Sepiyolit partiküllerinin yüzeyindeki Silanol (Si-OH) grupları, belli derecede asit özelliğe sahiptir ve katalizör ya da reaksiyon merkezi olarak davranabilir. Bu gruplar, mineralin lif ekseni boyunca 5 Å ara ile sıralanmışlardır. Sepiyolitin asitle muamelesi, adsorbe katyonların uzaklaştırılması ve yüzey alanında artışa yol açar; gözenek dağılımı ve kristallik derecesini etkiler.
Sepiyolitin katalitik uygulamaları şunlardır :

1) Olefinlerde doygun olmayan C=C bağlarının hidrojenasyonu,

2) Otomobil ekzosları ve fabrika bacaları için katalitik seramik filtre imali,

3) Etanolden butadien üretimi,

4) Metanolden hidrokarbon üretimi,

5) Sıvı yakıtların hidrojenasyonu.

Reolojik Özellikler: Sepiyolit, su veya diğer sıvılarla, nispeten düşük konsantrasyonlarda yüksek viskoziteli (1000-40.000 cps/5 rpm, Brookfield viskozimetresi) ve duraylı süspansiyonlar oluşturur. Sepiyolitten yapılan süspansiyonlar tiksotropik özellik gösterdiğinden, kozmetik, yapıştırıcı ve gübre süspansiyonlarında kalınlaştırıcı (thickener) olarak kullanılır. Sepiyolit ayrıca, diğer killere göre tuzlu ortamlarda daha duraylıdır ve bu nedenle özellikle petrol sondajlarında çamur malzemesi olarak kullanılır. pH=8’e kadar faydalı özelliklerini muhafaza eder, ancak pH>9 olduğu koşullarda peptizasyon viskozitede ani bir düşüşe neden olur. Reolojik özelliklerinden dolayı kullanıldığı alanlar şunlardır :

  1. Çözelti kalınlaştırıcı ve tiksotropik özellikleri nedeniyle boya, asfalt kaplamaları, gres yağı ve kozmetik ürünlerde,
  2. Yüksek elektrolit konsantrasyonu ve sıcaklığa sahip derin sondajlarda çamur malzemesi olarak,
  3. Tarımda toprak düzenleyicisi olarak; tohum kaplama ve gübre süspansiyonlarında, haşere ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  4. Bağlayıcı özelliğinden dolayı eczacılıkta ve katalizör taşıyıcı pelet ve tablet olarak,
  5. Kağıt, mukavva, filtre ve duvar kağıdı ve kauçuk sanayiilerinde dolgu maddesi olarak,
  6. Tuğla ve seramik ürünlerde (özellikle high-tech uygulamaları bulunan honeycomb seramikler),
  7. Deterjan sanayiinde

Ayrıca besicilikte yemle karıştırıldığında verim artışı sağlamakta ve hayvanlarda amonyum dengesini kontrol etmektedir. Yine son zamanlarda, özellikle Japonya’da yürütülen araştırmalarla, atık sulardan biyogaz üretiminde metanojenik bakteri taşıyıcısı ya da biyoreaktör olarak kullanımı geliştirilmiştir. Lifsi yapıda olması, buna karşılık kanserojen etkisinin asbeste kıyasla son derece düşük olması, asbest yerine kullanılmasını da gündeme getirmiştir.

Ülkemizde lületaşı üretimi 200 seneden beri genellikle ilkel metodlarla yapılmaktadır. Lületaşı bulunan seviyelere tahkimatsız bir kuyu ile inilip dar galeriler sürülerek yapılan en eski metodda ikili veya üçlü ekiplerle çalışılır. Bu metoda çıkrık yöntemi denilmektedir. Son yıllarda madencilikte bazı gelişmeler görülmekte, bir veya iki kompresör kullanılarak kuyu-galeri sisteminde 5-10 işçi çalıştırılabilmektedir. Bazı işletmelerde ise, derin kuyular sürülerek madencilik yapılmakta, ancak yeraltı suyu problemi ve pompaj işlemi maliyetleri yükseltmektedir. Açık işletme yönteminde kazma işlemi 5 metre derinliğe kadar dozer ve kepçelerle yapılmakta, ancak derinlik arttıkça madencilik zorlaşmaktadır. Çıkarılan lületaşı yumruları, önce ocaklarda rutubetli bir yerde ıslak çuvallarla örtülerek bekletilir ve bünye suyunu kaybetmemesi sağlanır. Sonra çırpma, saykal, kaba, lama, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, oyma, yağlı aba, parlatma ve tasnif işlemlerine tabi tutulur. Böylece yarı mamul haline gelen lületaşı, iriliklerine göre 6 gruba ayrılarak pipo ve sanat eserleri yapımı için atölyelere satılır. Lületaşının en çok kullanılan alanı olan pipo imalinde el sanatı önde gelmektedir. Yapılan pipo türleri, düz, kabartma, başlıklı, saksafon ve çıllım diye sınıflandırılmaktadır. Pipo yapımının yanısıra, iyi kaliteli büyük lületaşı (sıramalı) oyma ile sanat eserleri haline getirilmekte, ufak lületaşları ise, küçük heykel, sigara ağızlığı, broş, kolye, iğne, tespih ve bilezik yapımında kullanılmaktadır. Lületaşı üretim ve imalat artıkları, toz haline getirilip preslenerek pipo yapılmakta veya pipo astarı olarak da kullanılabilmektedir. Sınai sepiyolit ocak üretimi, klasik açık işletme yöntemleri (ayna-basamak) ile gerçekleştirilmektedir. İspanya’da uzun yıllar önce kapalı işletmeye dayalı üretim yapılmış olmakla birlikte, bugün tamamıyla terk edilmiş ve açık işletmeye dönüştürülmüştür.

Sepiyolitin ürün bazında işlenmesi; mekanik olarak gerçekleştirilen üretimler ve ısıl-kimyasal işlemler olarak iki gruba ayrılabilir :

Mekanik Üretim: Teknik kalite ve kedi kumu türü ürünlerin çeşitli tane boyu aralıklarında granüle edilmesi ya da mikronize edilmesinden oluşur. Sistemde kullanılan makineler, primer çeneli kırıcı, sekonder tırnaklı/konik dişli silindir kırıcı (zaman zaman çekiçli ya da çubuklu kırıcılar da kullanılmaktadır), döner fırın, bant sistemleri, elek sistemleri, kovalı elevatörler, soğutma sistemleri, paketleme sistemleri ve ürün siloları olarak özetlenebilir. Sistemde en önemli unsurlar; az toz oluşumu sağlayan kırıcı seçimi ile döner fırın ebatlarının iyi belirlenerek verimli bir kurutma sağlanmasıdır. Döner fırın dizaynı kurutmada çok önemli olup gerek istenen rutubet oranında ürün eldesi, gerekse de enerji tasarrufu açısından en çok üzerinde durulması gereken ekipmandır. Hammaddenin en karakteristik özelliği olan yüksek absorbsiyon gücü nedeniyle kapalı fabrika ve stok sahası atmosferinin nem içeriğinin otomatik olarak kontrol edilerek kuru tutulması, fırınlanmış ürünün yeniden nem kazanmasını önlemek açısından son derecede önemlidir. Mikronizasyonda ise, sepiyolit liflerinin tahrip olarak viskozite vb. özelliklerinin olumsuz etkilenmemesi için kuru ve yaş sistem mikronize değirmenleri arasında tercih yapılmalıdır.

Isıl-Kimyasal İşlemler: Çeşitli pazarlardaki kristalografik özelliklerden kaynaklanan taleplere bağlı olarak, yüzeyi modifiye edilmiş (surface-modified) ya da ısıl-kimyasal işlemlerle gözenek boyutları değiştirilmiş (mikroporların mezoporlara dönüştürülmesi gibi) ürünler eldesi için bu işlemlere ihtiyaç duyulur. Çok spesifik işlemler olup, uzun araştırmalar sonucunda elde edilen know-how gerektirmektedir. Buna karşılık elde edilen ürün fiyatları çok yüksek mertebelerdedir. Ülkemizde sadece mekanik işlemlerle elde edilen granüle ve az miktarda mikronize teknik kalite sepiyolit ürünleri üretimi gerçekleştirilmektedir.

DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ

0216 4421200-05325466184

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

AriPad Yeni Nesil Hayvan Altlığı’nın Faydaları

Aripad, doğal mineraller olan kaolin ve zeolitten üretilmektedir. Aynı zamanda hayvan yem katkısı olarak kullanılabilen bu doğal mineraller sayesinde  hayvanlarınız yüksek refaha kavuşurken, kümes ve ahırlarınız çok daha güvenli, çevreye daha az koku ve gaz yayar hale gelmektedir.

AriPad Doğal Altlığın Faydaları

  • Yüksek amonyak tutucu özelliği ile ahır ve kümeslerdeki hoş olmayan ve istenmeyen kokuları giderir.
  • Zararlı gaz oluşumunu azaltarak çevreye yayılmasını ve etkilerini azaltır, hayvanların yaşam şartları ile birlikte bakım personelinin çalışma şartlarını da iyileştirir, temizlik ve taşıma için gerekli işgücünü azaltır.
  • Kümes hayvanları tarafından altlık içerisinden eşelenerek yenmesi durumunda yem katkı malzemesi etkisi görerek hayvanların büyümelerine, yemden faydalanmalarına ve güçlenmelerine katkı sağlar.
  • Doğal içeriği sayesindeki kümeslerdeki  bit ve haşerelere son verir. Hayvanların yaşam koşullarını ve refahını arttırmanın en ulaşılabilir yollarındandır. Dünyada bu amaçla takip edilen trendin yerli karşılığıdır.

Çiftlik Hayvanlarının Ortamlarını İyileştirmenin ve Refahını Arttırmanın Kolay Yolu:ARİPAD

Aripad, kümes ve ahırlarda kullanabileceğiniz yüksek emiciliğe sahip doğal minerallerden oluşan bir hayvan altlığıdır. Talaş ve çeltiğe nazaran koku tutucu ve ekstra emici özelliği ile öne çıkar. Doğal minerallerin yapısı sayesinde hayvan dışkısındaki zararlı mikroorganizmaları ve toksinleri tutar. Emici özelliği ile bakteri ve küfün üremesi için gereken ıslak ve nemli ortamı yok eder, hayvanlarınızı çok daha hijyenik bir altlığa kavuşturur.

İçeriğindeki yüksek amonyak tutucu özellikli zeolit klinoptilolit sayesinde amonyak  dönüşümünü  azaltır, kümes içi solunum şartlarını iyileştirir. Amonyak kaynaklı tahriş nedeniyle oluşabilecek göz ve solunum rahatsızlıklarını en aza indirir. Kaolin ve zeolitin yüksek emici özelliği sayesinde altlığın hızlı bir şekilde kurumasını sağlar. Böylece sürekli ıslak ve asit zeviyesi yüksek zeminde bulunmaktan kaynaklanan ishal, göğüs yanığı gibi rahatsızlıkları önleyici etki görür.

Aripad, %100 doğal minerallerden oluşması sayesinde ekolojik tarım faaliyetlerinde kullanılabilecek kuru, kokusuz ve stabilitesi yüksek gübre elde etmenizi sağlar.

Aripad Hayvan Altlığının Önerilen Kullanım Şekli

Kümes Hayvanlarında: Talaş veya çeltiğin altına m2’ye 1,5-2 kg serilir.

Süt İneklerinde: Hayvan yatak bölgesinde her bir inek için m2′ ye 0.5-2 kg serilir. Haftalık tekrar edilir.

Atlarda: Tek başına serilmesi durumunda m2’ye 12,5 kg, talaş, çeltik veya saman ile kullanılması durumunda m2’ye 2,5-5 kg serilir.

Etlik piliç üretiminde: Metrekareye 1,5-2 kg olacak şekilde Aripad serilir ve zemine yayılır. Ardından 2-2,5 cm yüksekliğinde talaş veya çeltik serilir. Altlık olarak sadece Aripad kullanılması durumunda metrekareye 4-5 kg serilir. Nipel altlarına ve hayvanlar tarafından eşelenerek yenmesi durumunda seyrelen bölgelere altlık takviyesi yapılabilir.

Önerilen Ebatlar

0 – 0,2 mm | 0,2 – 1 mm | 0,5 – 1 mm | 1 – 3,0 mm

Paket ve Ambalaj

25 kg PP poşet | 1 000 kg big bag | dökme

DMRSÜREN Kimya Ltd.Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Absorpsiyon Özelliği en yüksek mineral:Sepiyolit

Zincir yapısına sahip minerallerin kristal strüktürlerinde üç tür aktif absorpsiyon merkezi mevcuttur. Bunlar; (1) tetrahedral tabakalardaki oksijen iyonları, (2) yapısal zincirlerin kenarlarındaki magnezyum iyonlarına koordine olmuş su molekülleri, (3) lif eksenleri boyunca uzanan SiOH gruplarıdır (Serratosa, 1979). Sepiyolitte ortalama mikropor çapı 15 Å, mezoporların yarıçapı ise 15 ile 45 Å arasındadır. Teorik olarak sepiyolit için 400 m2/g dış yüzey ve 500 m2/g iç yüzey alanı saptanmıştır (Serna ve Van Scoyoc, 1979). Ancak yüzey alanı hesaplamalarında kristal içi kanallara gönderilen gaz moleküllerinin çap, şekil ve polaritesi önemli olduğundan, bunlar mutlaka refere edilmelidir. Örneğin, setilpiridinyum bromür kullanılarak elde edilen yüzey alanı 60 m2/g iken, aynı örnekte en yaygın metod olan ve nitrojen absorpsiyonuna dayanan BET metodu ile yapılan ölçümde 276 m2/g değeri elde edilebilmektedir (Ruiz-Hitzky ve Fripiat, 1976). Genellikle su ve amonyum gibi polar moleküller ile nispeten daha az miktarda metil ve etil alkoller sepiyolitin kanallarına girebilmesine karşın, polar olmayan gazlar ve organik bileşikler kanallara giremez. Isıtma işlemi mineralin absorpsiyon özelliğini azaltır, çünkü yapısal değişime bağlı olarak mikroporlar yıkılır. Sepiyolitin genleşme özelliği yoktur.Yukarda özetlenen özgül yüzey alanı ve buna bağlı yüksek absorpsiyon özelliğinden dolayı sepiyolitin başlıca kullanım alanları şunlardır:

  1. Koku giderici olarak çiftlik ve ahırlarda; evcil hayvanlar ve ahır hayvanlarının atıklarının emilmesi ve koku giderilmesi için zeminlerde (pet-litter, cat-litter),
  2. Tarım ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  3. Madeni esaslı yağlar, nebati yağlar ve parafinlerin rafinasyonunda,
  4. Atık su arıtma sistemlerinde,
  5. Karbonsuz kopya kağıtları ve sigara filtrelerinde,
  6. Gastrointestinal sistemle ilgili ilaçlarda toksin ve bakteri emici formülasyonlarda,
  7. Deterjan ve temizlik maddelerinde.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Tarımda Zeolit Kullanımı

Zeolit, alkali toprak katyonları içeren, kristal yapıda, kolay ve bol
bulunan alüminyum silikatıdır. Yapısında büyük değişim olmaksızın
katyon değişim özelliği, su kaybetme ve kazanma özelliği ile karakterize
edilir (Altan ve ark., 1998a).
Alçiçek ve ark. (1998) ise, zeolitleri; Na, K, Ca, Mg gibi elementleri
içeren kristal formda, üç boyutlu, sonsuz bir yapıya sahip alüminyum
silikat olarak tanımlamaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
Uygulama alanları itibari ile bir çok sektörü ilgilendiren zeolitler, gerek
bilimsel gerekse ticari uygulamalar açısından yer-bilimleri, kimya, fizik,
ziraat, hayvancılık ve inşaat disiplinlerinin hatta tıbbın ilgi alanındadır.
Zeolitler, 1756 yılında İsveç’li mineralog Frederich Cronstdet tarafından
bulunmuştur.

Ticari olarak ancak, 1960’lardan sonra üretilip pazarlanmaya başlanan zeolitin,

ülkemizdeki varlığı ise ilk defa 1971
yılında tespit edilmiştir (Anonim, 2001a; Kocakuşak ve ark., 2001).
Türkiye’de yaygın olarak bulunan zeolit, hayvancılıkta yem katkı
maddesi, hayvan altlığı, bitki üretiminde yetiştirme ortamı, gübre katkısı
olarak, ayrıca toksik atıkların tutulması, atık ve kullanma suyu arıtımında
geniş kullanım alanı bulmaktadır. Doğal zeolitin özellikle orman ağacı
fidan üretimi için fidanlıklarda, kumlu fakir topraklarda ve kurak / yarı
kurak alanlardaki ağaçlandırma alanlarında plantasyon başarısını
artırmak düşüncesiyle kullanılabilirliği irdelenerek ormancılık sektörüne
olası katkıları incelenmeye çalışılmıştır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..
Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de yaygın olarak bulunan, hayvancılıkta
yem katkı maddesi ve zirai bitki üretiminde yetiştirme ortamı olarak
geniş kullanım alanı bulunan doğal zeolitin, orman ağacı fidan
üretiminde kaliteyi ve ağaçlandırma çalışmalarının başarısını olumlu
yönde etkileyecek şekilde kullanılabilirliğini irdeleyerek sektöre olası
katkılarını sağlamaktır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

► Zeolitin kompoze gübrelerde dolgu maddesi olarak kullanılmasıyla iki
yönlü fayda sağladığı belirtilmektedir. Bunlar;
1. Yavaş yarayışlı gübre olarak etkili olabilmesi,
2. Ürenin bozulması ile oluşan amonyağı kanallarına alarak
bakteriyel azotlama işlemini yavaşlatması, böylece amonyum ve nitratın
toksik etkisini önleyici fonksiyon üstlenmesidir (Mumpton, 1983).
Zeolitin belirtilen her iki özelliğinin de kaplı fidan üretiminin yapıldığı,
aşırı yağıştan ve fertigasyon yöntemiyle yapılan sürekli-yoğun besleme
tekniğine dayalı üretim sisteminden kaynaklanan bazı sorunlara çözüm
olabileceği düşünülmektedir. Yüksek su tutma özelliğine sahip yetiştirme
ortamında biriken aşırı su (yağmur ve gübrelemenin fertigasyon
yöntemiyle yapılıyor olması) nedeniyle fidan köklerindeki çürüme
olasılığına karşı zeolitin nem absorplama özelliği söz konusu çürüme
problemlerini azaltabilir. Ayrıca, yoğun gübrelemeden kaynaklanabilecek
bitkide zehir etkisi yapan besin maddelerinin tutulmasında rol
üstlenebileceği anlaşılmaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

► Türkiye tarım topraklarının organik madde ve özellikle azot yönünden
yetersiz olduğu belirtilmektedir (Ertiftik, 1998) Zeolitin kumlu veya
organik maddece yoksun, açık alan ve dışarıdan beslemeye dayalı fidan
üretim sistemlerinde kullanılmasıyla; özellikle de yoğun gübreleme
rejimi uygulanan dışarıdan beslemeye dayalı üretim sisteminin
uygulandığı fidanlıklarda ciddi gübre tasarrufu sağlayacağı tahmin
edilmektedir. Japonya’da çiftçilerin azotlu gübrelere doğal zeolit
ekleyerek azotun topraktan yıkanmasına engel olmaya çalıştıkları
belirtilmektedir (Mumpton ve Ormsby, 1978). Kum ağırlıklı toprakları
olan fidanlıklarda zeolit kullanımıyla, su ve gübre ekonomisi dışında
ayrıca, kültürlerde kullanılan pestisitlerin toprak içerisindeki yararlı
mikroorganizmalara, fidanlık çevresindeki su-karasal ortamdaki canlılara
olabilecek kirletici etkileri düşürücü yönde olumlu etkileri olabilecektir.
Organik maddece yetersiz topraklarda, kompostlaştırılmış organik
maddenin (ahır gübresi, tavuk dışkısı, çay kompostu vb.) toprağa
karıştırılması aşamasında topaklanmalar nedeniyle tarlaya
uygulanmasında güçlüklerle karşılaşılabilir. Yüksek nem ve koku içeren
bu kompostlaştırılmış organik maddenin koku ve nemine karşı büyük
oranda absorb özelliği olan zeolit kullanılabilir. Zeolit öğütüldükten
sonra kompost karışımına alınmasıyla koku ve nem büyük oranda
giderilerek, kompostların toprağa karışımındaki topaklanma bir ölçüde
ortadan kaldırılabilir. Böylece bu kompostların pazarlamasında
olabilecek olumsuzluklar da giderilmiş olacaktır (Ertiftik, 1998).
Aktive edilmiş doğal zeolitlerin katyon değiştirme özelliklerinden
yararlanılarak, bitkisel üretim alanında uygulamalar
gerçekleştirilmektedir. Zeolitler, toprakta kullanılan turba ve kum gibi
diğer maddelere kıyasla en yüksek katyon değiştirme kapasitesine sahip
olanıdır. Bu özellik sayesinde zeolit kullanımı topraktan besin
maddelerinin kaybını önleyerek söz konusu besin maddelerinin kontrollü
olarak salınımı ile en etkin bir biçimde gübre kullanımını sağlamaktadır.
Bu etki, kumlu topraklarda daha da belirgin hale gelmektedir (Kocakuşak
ve ark., 2001; Anonim, 2001c).
Zeolit kullanımı ile değişik toprak türlerinde yağmur suları veya sulama
sularıyla yıkanarak uzaklaştırılan NH4 iyonları, kaybedilmeden uzun
süreler toprakta muhafaza edilmekte ve bitkilerin NH4’ü etkin şekilde
kullanması sağlanabilmektedir (Kocakuşak ve ark., 2001; Anonim,
2001c).
► Ayrıca, zeolitlerin NH4 iyonunu tutmaları ile toprak tamponlanmakta
ve NH4 fazlalığının yaratabileceği sakıncalar da önlenebilmektedir.
Böylece aşırı gübre kullanımı önlenerek tasarruf sağlandığından çevre
kirliliği açısından daha emniyetli bir çalışma gerçekleştirildiği gibi,
gübrenin etkin kullanımı nedeni ile verim de artmaktadır (Kocakuşak ve
ark., 2001; Anonim, 2001c).
► Zeolitin nem absorblama ve desorblama özelliği; yüksek eğimli, fakirkumlu topraklardaki ve kurak mıntıka ağaçlandırmalarında fidan
performansını ve dikim başarısını artırıcı etki yapabileceği kanaatini
oluşturmaktadır. Söz konusu sahalardaki tüplü fidan harçlarında veya
dikim çukuru içerisine zeolitin belirli oranda karıştırılması nem
absorblama / desorblama fonksiyonunu aktif hale getirebilir.
► Yetiştirme ortamı olarak kullanılan perlit ve diğer volkanik kökenli
agregatlar gibi hafif, sıkışma ve ya aşınmaya dayanıklı olması yanında,
tüp içerisinde uzun süreli üretim periyoduna ihtiyaç gösteren orman ağacı
fidanlarında stabilitesi yüksek agregat kullanımı zorunludur
(Ayan, 1999). Buna cevap verecek agregat olarak; amaca uygun tür ve
tane boyutundaki zeolit akla gelmektedir .
► Zeolitin bünyesindeki Na iyonları nedeniyle toprakta alkaliliğe neden
olması pH’ın düşük olduğu fidanlık topraklarında (asidik toprak) pH’ı
dengeleyici/yükseltici etki yaparak ıslah edici bir rol üstlenebilir

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

Sipariş Hattı