dmrsuren

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Potasyum Klorat Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Potasyum klorat, beyaz renkli kristalimsi bir katıdır.

Potasyum klorat, yaygın olarak potasyum klorür ve sodyum klorattan elde edilir. Sodyum klorata stokiyometrik oranlarda katı KCI eklenir. Bu karışım daha sonra bir kristalleştiriciye transfer edilir ve potasyum klorat bulamacı olur.Ana sıvı hücrelere geri dönüştürülür, burada tuz klorata dönüştürülür ve işlem tekrarlanır. Katı KCl için kalite gereksinimleri yüksektir, çünkü çözeltiye eklendikten sonar sonra hiçbir saflaştırma mümkün olmamaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Yanıcı maddelerle beraber çok daha yanıcı bir karışım oluşturur. Yanıcı malzeme çok ince bir şekilde bölünürse karışım patlayıcı da olabilir. Bu karışım sürtünme ile tutuşabilir. Kuvvetli sülfürik asit ile teması yangınlara yada patlamaya neden olabilir.

Potasyum klorat, sulu çözelti renksiz bir sıvı olarak ortaya çıkar. Sudan daha yoğundur.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Amonyum tuzları ile karıştırıldığında kendiliğinden ayrışabilir ve tutuşabilir. Uzun süre ısıya veya ateşe maruz kaldığında patlayabilir.

Kibrit, kağıt, patlayıcı ve daha birçok kullanımda kullanılır.Cilde teması, gözleri ve mukoza zarlarını tahriş edebilir. Yutulması halinde zehirli  olabilir. Başka kimyasalların sentezi için öncü madde olarak kullanılır. Teması halinde organik maddeleri tutuşturur.

Potasyum klorat, oksitleyici bir ajan, patlayıcılarda, kibritlerde, oksijen kaynağı olarak , tekstil baskısı, piroteknik, dezenfektanlarda ve ağartma malzmelerinde kullanılır.

Veteriner tıbbında, potasyum klorat oksitleyici bir ajan, antiseptik ve büzücü olarak kullanılır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Potasyum kloratın bir çok farklı alanda daha kullanımı mevcuttur. Bunlara örnek olarak: flaş tozunda  kullanılan bir yükseltgeyici maddedir. Diş macunu üretiminde, herbisit olarak,  alkaloidler ve fenoller için de  bir reaktif olarak kullanılır.

Potasyum klorat ayrıca kesilmiş domuz ve domuz ürünlerinde Yersinia enterocolitica isimli bakterinin oluşumunun belirlenmesinde de kullanılabilir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Piroluzit Nedir?

Kimyasal Bileşimi, MnO2
Kristal Sistemi, Tetragonal
Kristal Biçimi, Prizmatik kristalli, masif, kompakt, lifsi ve dendritik doku gösterir.
İkizlenme, {031} ve {032} yüzeylerinde nadir
Sertlik, 2-6 (masif), 6-6.5 (kristal)
Özgül Ağırlık, 4.5 – 7.9
Dilinim, {110} mükemmel
Renk ve Şeffaflık, Koyu çelik grisi-siyah; opak
Çizgi Rengi, Siyah
Parlaklık, Metalik
Ayırıcı Özellikleri, Rengi, masif olduğunda yumuşaklığı, dendritik dokusu.
Bulunuşu, Oksidasyon koşulları altında oluşan, ikincil kökenli yaygın bir mangan mineralidir. Çok sığ derinlikteki denizel kökenli sedimanlar içerisinde veya deniz tabanındaki kuvars damarlarında nodüler şekilli oluşabilir.

 

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Hematit Nedir?

Kimyasal Bileşimi, Fe2O3
Kristal Sistemi, Trigonal
Kristal Biçimi, Genellikle ince yada kalın levhamsı kristaller, rombohedral, piramidal ve nadiren de prizmatikdir.
İkizlenme, Penetrasyon ikizi tipikdir.
Sertlik, 5 – 6
Özgül Ağırlık, 5.26
Renk ve şeffaflık, Çelik grisi-siyah, opak
Çizgi Rengi, Kırmızı-kırmızımsı kahverengi
Parlaklık, Metalik
Ayırıcı Özellikleri, 
Kırmızı çizgi rengi ve sertliği, kristal şekli ayırıcı özellikleridir.
Bulunuşu, Yaygın olarak bulunan hematit, önemli bir demir mineralidir. Hidrotermal damarlarda ve magmatik kayalarda aksesuar minerali olarak bulunabilir. Volkanik kayalarda, birçok metamorfik kayada, kontakt metamorfik yataklarda, birincil veya ikincil olarak sedimanter kayalarda yaygın olarak oluşabilir.

TÜM KİMYASALALR EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Manyezit Nedir? Nerelerde Kullanılır ?

Ülkemiz Dünyanın en kaliteli doğal manyezit yataklarına sahiptir. Ülkemizde üretilen jel tipi manyezitler gerek ham cevher olarak ve gerekse yarı mamul, (kalsine ve sinter manyezit) olarak uzun yıllar çeşitli ülkelerin geniş talep alanında kalmıştır.

Manyezit madeni gerek ham olarak gerek kalsine edilerek ve gerekse sinterleştirilerek kullanılabilen bir madendir. Ancak ülkemizde üretilen manyezit madenlerinin büyük bir kısmı 1650-2000 °C de sinterleştirildikten sonra refrakter sanayinin hammaddesi olan sinter manyezit üretiminde kullanılmaktadır. Manyezit minerali bulunmadan önce 1795 yılında J.E.Delanetherie Magnezyum Karbonat, Sülfat, Nitrat ve Klorit gibi tuzlarına “Manyezit” adını vermiştir. A.Brongmart ise aynı terimi magnezyum karbonat ve silikatlar için kullanmış, 1803 yılında “C.F.Ludwing Moravia’da tabii magnezyum ve 1808 yılında “D.L.G. Karsten” magnezyum karbonata “manyezit” adını vermiştir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Manyezitin, metalurjik işlemlerde refrakter olarak kullanılışına ait ilk bilgiler 1866-1868 yıllarına aittir. 1890 yılında manyezit, Avrupa’da besemel ve açık fırınlarda astar olarak kullanılmaya başlanmış, 1913 yılında Pensilvanya’da (ABD) dolomitten magnezya (MgO) üretimi yapılmış, 1885 yılında Fransa’da deniz suyundan magnezyum hidroksit çökeltilerek sentetik manyezit elde edilmiştir. M.T.A. Genel Müdürlüğü raporlarına göre, Türkiye’de manyezit aramaları ilk olarak 1808 yılında “Fransa Elektore Coulant” firması tarafından Sakarya’da yapılmıştır. İlk manyezit üretimi ise 1929 yılında başlamış, 1962 yılına kadar artarak devam etmiş, 1962 yılından itibaren süratle artmıştır. Kalsine manyezit üretimi 1940 yılında başlamış, 1964 yılına kadar önemli bir artış göstermemiş, bu tarihten itibaren üretimin arttığı gözlenmiştir. 1960’lı yıllarda Eskişehir merkez ilçe Sepetçi köyü ve Margı (Kozlubel) köyünde Fransız ve Avusturyalılar tarafından Kalsine manyezit üretmek amacıyla bir tesis kurulmuş ancak bu tesisler şimdi çalışmamaktadır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Manyezit; formülü MgCO3 olup, teorik olarak bileşiminde % 52.3 CO2, % 47.7 MgO ve çok az miktarda Fe2O3 bulunan, sertliği 3.4-4.5 arasında, özgül ağırlığı 2.9-3.1 olan mineraldir. Rengi beyaz, sarı veya gri ve kahverengi arasında değişir. Tabiatta Kriptokristalin (jel/amorf) ve Kristalen (iri kristalli) olmak üzere iki şekilde teşekkül eder. Sert ve kompleks bir mineral olup, serpantin veya benzeri kayaçların alterasyonu veya dolomitlerin kontakt metamorfizması sonucu teşekkül eder. Sedimanter oluşumlu manyezit yatakları da vardır. Kriptokristalen manyezit, genellikle saf olarak bulunmakla beraber, bir miktar demir, kireç, alümin ve pek az serbest silis karışmış olabilir. Cevherin kalitesi de içerdiği bileşiklerin miktarlarına göre artar yada azalır. Erzincan’da yaklaşık 30 m kalınlığa erişen zonda killi seviyeler manyezite eşlik etmektedir. Kalsit ve dolomit’te olduğu gibi, manyezit ısıtılınca CO2 içeriğini kaybetmektedir (dekompoze olmaktadır). 700 ile 1000°C arasında ısıtılarak kostik kalsine manyezit, 1650-2000°C arasında yapılan ısıl işlemi ile max.% 0.5 CO2 ihtiva eden oldukça yoğun ve sert; sinter manyezit, Elektrik Ark Fırınlarında  2500°C’ nin üstünde ısıl işleme tabi tutularak çakmaktaşına benzer yoğun bir madde olan ergitilmiş magnezyum oksit (fused manyezit) elde edilir. Fused manyezitin özgül ağırlığı 3.65 olup çok yüksek sıcaklıklara dayanabilmektedir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Magnezyum, gerek metal olarak ve gerekse bileşik halinde bugünkü teknolojinin önemli bir hammaddesidir. En geniş magnezyum tüketimi, magnezyum bileşikleri şeklinde gerçekleşmektedir (MgO, MgCl2, Mg(OH)2, MgSO4 vb.). Bütün bunların başında toplam dünya tüketiminin % 80’ini kapsayan ve magnezya adı verilen MgO (Sinter Manyezit) bulunmaktadır. Zira MgO yüksek ergime noktası nedeni ile refrakter malzeme endüstrisinin en önemli girdisi durumundadır. İşte bu magnezyanın ve hatta diğer magnezya bileşiklerinin en önemli kaynağı manyezit’tir. Manyezit bir magnezyum karbonat minerali olup tabiatta sık rastlanan bileşiklerden birisidir. Manyezite tabiatta, kullanım alanlarının gereklerine uygun özelliklerde rastlamak oldukça zordur. Çünkü herhangi bir yabancı elementin manyezit içerisinde % 0.1 mertebesinden az veya çok bulunması, manyezitin bugünkü teknoloji ile ekonomik olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini belirleyebilmektedir. Ancak memleketimiz dünyanın en kaliteli manyezitlerini bünyesinde bulundurması yönünden oldukça şanslıdır.   Manyezitte düşük porozite, yüksek  refrakterlik, yüksek mukavemet, hacim istikrarı, kimyasal dayanıklılık aranır. Özgül ağırlık    3,0 gr/cm3 den büyük, Bor oranı ise azami %0,17 olmalıdır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kaliteli amorf manyezitler Türkiye’den başka Yunanistan, Yugoslavya ve Brezilya’da bulunmaktadır. Manyezit cevherinin oluşumu ve oluşum şartları, tüm çalışmalara rağmen (Rosemberg ve Milles, 1966; Johannes, 1966, 1967, 1969; Christ ve Hostetler, 1973; Sayles ve Fyte, 1943) kesin olarak ortaya çıkarılamamıştır. Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda, manyezit oluşumunun, ortamdaki pH ve EH değerlerine, Mg+2 ve CO3-2 iyon konsantrasyonlarına, CO2 kısmi basıncına, ortamda bulunan diğer anyon ve katyon türlerine ve bunların konsantrasyonlarına, ortam sıcaklığına ve basıncına bağlı olduğu tespit edilmiştir ancak bu etkenlerin derecelerini ve kantitatif ilişkilerini ortaya çıkarmak güçtür. Endojen ortamda, diğer bir deyimle magmatik ve metamorfik evrimin yoğun olduğu ortamda manyezit oluşumuna rastlanmaz. Birkaç hidrotermal ankeritik manyezit oluşumu hariç tutulursa manyeziti eksojen ortam karakteristik minerali kabul edebiliriz. Ekonomik manyezit yataklarındaki manyezit minerallerinin tümü eksojen ortamda oluşmakta, bazen metamorfizma ile ikincil değişikliğe uğramaktadır. Eksojen ortamdaki manyezit dağılımının en ilginç yönü, deniz suyundaki magnezyum konsantrasyonun, kalsiyum konsantrasyonunun üç katı olmasına rağmen, deniz tortulları içinde Ca kökenli kalkerler büyük bir yer tutarken, hiç bir önemli manyezit konsantrasyonuna rastlanmamış olmasıdır. Bu gözlemi hem yaşlı kayaçlardaki ve hem de genç sedimanterlerdeki manyezit eksikliği doğrulamaktadır. Örneğin, bugünkü deniz diplerinin büyük bir çoğunluğunun kalkerli sedimantlerle kaplı olmasına rağmen, genç manyezit oluşumlarına, çok yüksek saliniteye sahip bulunan buharlaşmanın çok yüksek olduğu saliner ortamlarda rastlıyoruz.

Hammadde kökenine göre manyezitler doğal (natürel) ve sentetik (artificial) olarak ikiye ayrılır. Şimdi bu yatakların temel özelliklerine bakalım

Doğal Manyezitler

Doğada direk olarak üç fiziksel formda bulunur. Evaporitik yataklarda MgO şeklinde oluşum söz konusudur.

  1. Kristalli (crystalline) Manyezit Yatakları
  2. Kriptokristalli (cryptocrystalline) Manyezit Yatakları
  3. Damar Dolduran Sedimanter Manyezit Yatakları
  4. Evaporatik Manyezit Yatakları

1.Kristalli Manyezit Yatakları :

Bunlara makro kristalli, spatik veya kemik (bone) manyezitler de denir. Bu tipe, iri kristalli, çoğunlukla bol demir içeren ve büyük yataklar şeklinde daha çok, yaşlı kayaçlarla beraber bulunan manyezit yatakları dahildir. Yataklanmanın yer aldığı kayaçlar genellikle dolomit, kireçtaşı ve grafitçe zengin kumlu, killi ve silisli şistler ile yer yer evaporitlerdir. Bu tip örnekleri Pireneler, Doğu Alpler, Karpatlar ve Urallar ile Sibirya ve Çin’de bulunur. Bu tip manyezit yataklarının oluşumu tartışmalıdır. Bu tartışmalar iki grupta toplanır:

Replasman veya metasomatoz teorisi: Clar (1931) ve Frederich (1968) tarafından ileri sürülen bu teoriye göre iri kristalli manyezit yatakları, kireçtaşı veya dolomit gibi karbonat kayaçların magnezyum metasomatozu sonucu oluşur. Bu yatakların manyezit oluşumunu gerçekleştiren magnezyum eriyiklerinin derinlerdeki basınç artışı nedeniyle magnezyumun mobilize olması ve daha yukarılara taşınması sonucu oluştuğu ileri sürülmektedir.

Sedimanter teori: Daha çok Litmeier (1953), Siegl (1969) ve Lesko (1972) tarafından benimsenen bu teoriye göre, spatik manyezit yatakları, kireçtaşı, dolomit veya kaya tuzu oluşumlarında olduğu gibi primer bir tortudan başka bir şey değildir. Kimyasal verilerin yanında yataklardaki tabakalı yapı bu teoriye kanıt olarak ileri sürülmektedir. Ancak araştırıcılar manyezit oluşumunun bir sulu hidromanyezit ana safhasından sonra gerçekleştiğini de kabul etmektedir. Magnezyayı ( MgO)  deniz ve göl sularında bulunan MgCl2 tuzundan da elde etmekte mümkündür. Bu tip magnezya, bazen sentetik magnezya olarak da adlandırılır. Dünyanın 9 Milyon ton dolayındaki toplam magnezya üretiminin % 27’si deniz  ve göl sularından, % 63’ü kristalin manyezitten, %10’u kriptokristalin manyezitten üretilmektedir.  Bazı temel özellikleri:

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

  • Geniş yataklardır.
  • En yaygın yatak tipidir.
  • Yüksek demir (Fe) içerirler. (sadece kimyasal olarak uzaklaştırıla bilecek katı solüsyon halinde).
  • Avusturya, Rusya, Kore, Mançurya, Brezilya, Kanada, İspanya, Avustralya, Nepal Pireneler, Doğu Alpler, Karpatlar, Urallar ile Sibirya, Çin’de ve ABD’de yaygındır.
  • Yan taş genellikle dolomit ve kireçtaşıdır.
  • Genç kayaçlar içinde bulunurlar.
  • Karbonatlı kayaçlarda kireçtaşı / dolomitin yer değiştirmesiyle oluşurlar.
  • Açık işletme metotlarıyla üretime uygundurlar.
  • P=3,02 gr /cm³  dir.
  • Sertlik=3,5-4   dir.
  • Mermere benzer kristal yapı gösterirler.
  • Bu tip manyezitlerden üretilen Sinter manyezitler gözenek açıklıkları içerirler. Yoğunlukları düşüktür.
  • Bu tip manyezitlerden yüksek yoğunlukta sinter manyezit üretimi için özel işlemler yapılmasına ihtiyaç gösterirler.
  • Nihai ürünün kimyasal açıdan kontrolü zordur.

2. Kriptokristalin  Manyezit Yatakları:

Bunlara yalancı, ince (mikron) kristalli amorf (amorphous) veya jel manyezitlerde denir. Çok ince kristalli, hatta yer yer amorf olan, hemen hemen hiç demir içermeyen bu tip yataklar, çoğunlukla serpantin kayaçları içinde çeşitli şekil ve boyutlarda bulunur. Serpantin kütlesini kat eden filon, damar, network (ağ) şeklinde olabileceği gibi serpantin kayaçların üzerindeki kapalı basenler içinde tortul horizonlar şeklinde de bulunabilirler. En önemli örneklerine Türkiye, Yugoslavya ve Brezilya’da rastlanmaktadır. *Temel özellikleri:

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

  • Küçük fakat çok sayıda yataklanırlar.
  • Ultrabazik (serpantin) kayaçların karbonatlı sularla alterasyonuyla oluşurlar.
  • Yaşlı kayaçlar içinde bulunurlar.
  • Düşük demir ( Fe) içerirler.
  • Ekonomik yataklanmaları Yunanistan, Türkiye, Yugoslavya ve Hindistan’da bulunur.
  • Safsızlıklar ( Fe ,CaO ve SiO2  ) az miktardadır.
  • Sertlik =3,5-5.  dir.
  • Bu manyezitlerden üretilen sinter manyezitte kristal boyu (suni periklas )100-200µm arasında olabilir. Refrakter malzeme imalatında kristal boyunun uzunluğu aranan bir özelliktir.
  • Bu tip manyezitler yüksek yoğunluklu, düşük gözenekli sinter manyezit üretimine imkan verirler.
  • Ham halde konkoidal kırıklar gösterebilirler ve porselene benzer yapı gösterirler.

Bu tip manyezitlerin oluşumu tartışılmaktadır ve bu konuda iki ayrı görüş vardır. Birinci teoride serpantinin yüzey suları, atmosfer ve biyosferin etkisi ile alterasyonu ve bu alterasyon esnasında mobilize olan Mg+2  iyonlarının çatlak sistemleri boyunca ayrışması temel kabul edilmektedir. Bu teori Dessandan teori (yukarıdan aşağıya doğru oluşum) olarak adlandırılır. İkinci ve çoğunlukla Avusturalya’lı araştırmacılar tarafından benimsenen teoride serpantin kütlelerinin derinlerdeki  CO2 içeren termal suların etkisi ile ayrışması ve açığa çıkan Mg+2 iyonlarının bu sular vasıtasıyla serpantin içindeki çatlak sistemleri boyunca manyezit yataklarını oluşturması, esas alınmaktadır. Bu teori asendan teori (aşağıdan yukarıya doğru oluşum) olarak adlandırılır. Son yapılan araştırmaların ışığı altında kriptokristalin manyezit yataklarının oluşumu şöyle özetlenebilir; Önemli miktarda CO2 kapsayan yağmur suları, atmosfer ve yer yer biyojen olaylarının etkisiyle ultrabazik kayaç kütlelerini alterasyona uğratmaktadır. De Vietter’in (1995) Küba’da, Schellamnn’ın (1968) Yeni Kaledonya serpantin kütlelerinde yaptığı araştırmalarda ispatladığı gibi, bu alterasyonda ilk mobilize olup suda erir duruma gelen iyon Mg+2 katyonu olmaktadır. Geride ise SiO2 ve oksitlenmiş halde alüminyum ve demir kalmakta ve böylece magnezyum ekstraksiyonu gerçekleşebilmektedir. Serpantin kütlesinden ayrılan Mg+2 katyonları yağmur suları ile mevcut çatlak sistemleri boyunca ya yeraltı suyuna karıştırmakta veya yerüstü su sistemi vasıtasıyla denize ulaşmaktadır. Özellikle magnezyumlu suyun çatlaklar boyunca yeraltı suyuna karışması esnasında çevredeki serpantinden magnezyum ekstraksiyonu gittikçe artarak doyum noktasına erişmektedir. Böylece magnezyumun bir kısmı yağmur suyundan gelen CO2 ile birleşerek manyezit, bir kısmı da Mg(OH)2 şeklinde çatlağı doldurmaktadır. Bu oluşumu etkileyen en önemli faktörlerden biri bölgenin jeotektoniğidir. Eğer bölgede sıkışma tektoniği olursa çatlak sistemleri sıkıştırılacağından manyezitin çatlak sistemleri boyunca yataklanması engellenmiş olur. Ayrıca, mevcut tektoniğin ne hızla ne de yavaş bir erozyona elverişli olmaması gerekir.zira birinci halde ultrabazik kütleden magnezyum ayrışması için yeterli zaman olmayacaktır, ikinci halde ise birim zaman başına ayrışan magnezyum miktarı çok düşük olacağından, kalıcı bir yataklanma önlenmiş olur. Manyezit oluşumunda en uygun şartlar Oligosende Türkiye’de gerçekleşmiştir. Anadolu’nun büyük bir kısmı blok halinde yükselirken, temelleri daha önce belirlenen tektonik yapılar genişleyerek daha iyi bir yataklanmaya sebep olmuştur. Bunun yanında blok halinde yükselme, ölçülü hızdaki erozyonu gerçekleştirerek en uygun oluşum şartlarından birini sağlamıştır. Böylece, Türkiye’de metrelerce kalınlıkta manyezit damarlarının oluşması mümkün olmuştur. Jeotektoniğin yanında iklim de diğer önemli bir faktördür. Manyezit oluşumuna en uygun iklim yazları nispeten kurak, kışları yağışlı ve subtropik değişim iklimi olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu iklim sayesinde, magnezyumu diğer bileşkenlerden (Fe, Si, O2, Al, Ca ve nispeten Cr) ayırmanın mümkün olduğu bilinmektedir. Mobilize olan magnezyumlu yerüstü sularının kapalı havzalarda toplanması ve çökelmesi sonucu sedimenter manyezit yatakları da oluşabilmektedir. Ancak buradaki nihai manyezit oluşumu daha çok diyajenetik safhada gerçekleşmektedir.

3.Sedimanter Yataklar:

Birincil manyezit yataklarından ikincil klasik ve kimyasal sedimanter yataklar oluşmaktadır. Çok nadirdirler. Brusit yatakları bu tipe girerler. Daha ziyade Yugoslavya, Brezilya, Avustralya ve Çin’de bulunurlar. Ülkemizde; Denizli’de Hırsızdere – Çambasıköy (brennich, 1959 ) ; Erzincan’da Çayırlı – Çataksu Köyü (Tuncalı , 1973 ) ve Konya – Yunak ( Tümer ve Akınal , 1976) , manyezitce zengin yerüstü sularının kapalı yerlerde toplanıp çökmesiyle oluşan kimyasal sedimanter yataklardır. Ancak nihai manyezit oluşumu daha çok diagenetik safhada gelişmektedir. Çankırı’nın  Orta ilçesi , Kumluca Karaağaç köylerinde neojen oluşumlu yataklar vardır. Denizli ‘deki yataklar 3 tabakadan oluşan ve damar kalınlığı 3 m ye ulaşan yataklardır. Seviyeler serpantin ve gabro kökenli klastik sedimanlar içinde yer alır. SiO2 ve CaO içerikleri yüksektir, bu tip yataklar işletilmemektedir. Salda gölü (Yeşilova , Burdur’a 60 km ) ve Quessland Avustralya’da keşfedilen manyezit yatakları düşük demirli ikincil kriptokristalin tip yataklardır. Bunlar birincil ana kayacı serpantin olan manyezit stokwerklerinin hava şartlarında aşınma , taşınma ve sulu ortamlarda çökelmesiyle oluşmuştur (klasik sedimanter yatak) (Schimd 1987). Bu ortamlarda gelen serpantin ve manyezit çamur matrisinde farklı konsantrasyonlarda MgcO3, Mg(OH)2, (Mg,Ca)CO3 ve MgSiO2 şeklinde Fe , Al , Cr , Mn , Na ve Ca iz elementleriyle tamamen bozuşur ve çökelir. Sonunda MgCO3  ve Mg(OH)2  tekrar kristalleşir ve nodüller halinde toplanır ve çamur içeren göl kenarlarına sıvanır. Bu tip ikincil manyezit yatakları orijinal ana serpantin kayaçlarından daha fazla manyezit içerir. Çünkü doğa bunları bir ön zenginleştirmeye tabi tutmuştur. Salda gölü yaklaşık 60 km² genişlikte ve 190 m derinliktedir. Göl yanında oldukça çok serpantin oluşumları mevcuttur (Arap Ömer Deresi civarı). Serpantinler yağmur sularıyla göle taşınmaktadır. Nehir ağzında manyezit çakıllarından oluşan tepeler görülebilir. Periyodik kuruma ve taşmalar neticesinde su seviyesinde olan değişmeler kenarlarda manyezit çamurları oluşturmuştur. Yeni veya birikmiş birikintilerden oluşan yarı kuru çamur matrisi atmosferden ilave CO2 alır. Periyodik dalga hareketi veya kristalleşme safhasında su akışı kristalleşmemiş SiO2, Fe2O3, Al2O3, CaO gibi safsızlıkları yeni oluşan manyezit nodül ve parçalarından uzaklaştırır. Salda Gölünde yıkanan kristalleşmemiş safsızlık sedimanları çökelir. Hızlı rüzgarlar kıyıda 10 m ye varan yüksek safsızlıkta manyezit çakıllarından oluşan tepeler oluşturur. Türkiye’de sedimanter manyezit yataklarından en önemlisi Erzincan İli Çayırlı İlçesi Aravans köyü civarında bulunmaktadır. Erzincan’daki yataklar rezerv olarak önemli olup uzun yıllarca işletilmiş ve ilerideki yıllarda işletilecek kalite ve rezervedir.

4.Evaporatik (buharlaşma ) yatakları:

Bazı magnezyum klorür ve sülfatlar evaporatik yataklarda bulunur. Bunlar potas üretiminde yan ürün olarak çözelti madenciliğiyle elde edilir. Bu magnezyum bileşikleri ve metalik ,Mg üretiminde kullanılır. Doğu Almanya’da bu tip yataklar vardır.

Manyezit üretim prosesleri  (suni manyezitler):

Deniz ,göl veya nehir sularından manyezit elde etmek mümkündür.Avantaj ve dezavantajları aşağıdaki gibidir.

Avantajları :

    • Yüksek saflık.
    • Müşteri isteğine göre ayarlanabilen kimyasal analiz.
    • Yüksek yoğunluğa sinterlenebilme .
    • Kolaylıkla ayarlanabilen kireç /slika oranı

Dezavantajları :

    • Yüksek bor içeriği (özel yöntemlerle azaltılabilir ).
    • Enerji tüketimi doğal kökenlilere göre çok fazla olması.

Başta Karnalit, Kieserit, Kainit, Polihalit olmak üzere bünyesinde Mg bulunduran bazı magnezyum klorür ve sülfatlarlar, evaporit yatakların içerisinde diğer mineralleri içeren tuzlarla birlikte bulunabilirler. Potas üretiminde yan ürün olarak “Solution Mining” yöntemi ile sondaj eriyiklerinden Mg eriyik halinde elde edilebilir. Ancak bu yolla elde edilen evaporitik magnezyum mineralleri, daha çok metalik magnezyum eldesinde kullanılırlar. Magnezyum ve magnezyum bileşikleri üretiminde hammadde olarak en fazla manyezit cevheri üretilmekle birlikte, deniz suyundan magnezya ve daha sonra magnezyum klorür eldesinde katkı maddesi olarak dolomit, forsterit malzeme üretiminde olivin ve yine metalik magnezya eldesi için de evaporitik magnezyum mineralleri üretilmektedir. Ayrıca deniz ve göl sularından da çeşitli prosesler ile metalik magnezyum üretilmektedir.Son yıllarda deniz ve göl sularından elde edilen manyezit miktarı önemli ölçüde artmıştır. Bunun nedeni, bu proseslerle elde edilen manyezitlerin yakılarak Kostik Kalsine ile Sinter Manyezit (Magnezya – MgO) ile ergitilmiş (Fused Manyezit) üretimine geçilmiş ve bu üretimin yaygınlaşmış olmasıdır. Deniz ve Göl sularından elde edilen Sinter Manyezit ve Fused Manyezit piyasası çok hızlı şekilde artmaktadır. Çünkü Fused Manyezitin refrakter malzemelere kazandırdığı yüksek aşınma direnci ve mükemmel korozyon rezistansı özelliklerinden dolayı son derece  önemli bir hammaddedir. Ayrıca Fused Manyezit yüksek teknolojik malzemelerde de (optik ekipmanlar, nükleer reaktörler ve roket nozulları) kullanılır.

MANYEZİT CEVHERİNDE ARANAN ÖZELLİKLER

Bazik refrakter malzeme üretiminin temel hammaddesi olan ve kullanım alanının en büyüğünü oluşturan manyezit cevherinin, refrakter malzeme üretiminde kullanılabilmesi için;

a-Jel manyezitte 1-Düz Kalitede : Ortalama : max % 1.00 SiO2, max % 1,30 CaO ve max % 0,5 Fe2O3, 2-Ters Kalitede : Ortalama : max % 1.70 SiO2,max % 0.80 CaO  ve max % 0.30 Fe2O3 Ters kalite son yıllarda istenen bir manyezit kalitesidir. Refrakter  üreticileri ters kalite manyeziti sinterleştirip Forsterit (2MgO.SiO2) oluşturarak refrakterin en önemli kullanım alanı olan yüksek fırınlar ile çelik üretim potalarında tamir harcı yapmaktadırlar. Geliştirilen özel harç püskürtme makineleri ile fırın ve potalar tam olarak soğutulmadan tamir yapabilmektedirler. Böylece  fırın ve potaların tamamen soğutulması ve yeniden ısıtılmasındaki zaman ve maliyet kayıpları önlenmektedir.          

b-Kristalen manyezitte Max % 3 SiO2, max % 2,0 CaO ve max % 4,0 Fe2O3  bulunması istenmektedir. İstenen bu rakamlar cevher zenginleştirme tekniklerinin gelişmesiyle değişebilir. Bu oranların artması halinde cevher kullanılmaz hale gelir. Refrakter tuğla yapımında kullanılacak cevherin CaO/SiO2 oranının 2/1 olması istenir. Bu oranlarda, kalsiyum ve silisyum tuğla bünyesinde bağlayıcı görevi  yapmaktadır. Manyezitin en büyük kullanım alanı bazik refrakter malzeme (tuğla-harç vb.) üretimi olduğu için fiyatlandırmada, manyezit içinde bulunan empüritelerin sinter manyezit ve refrakter malzemeye yaptığı etkiler göz önüne alınmaktadır. Aşağıda özetle bu konu açıklanmaktadır. Bazik refrakter malzeme üretiminin temel hammaddesi olan manyezit cevherinin, refrakter malzeme üretiminde kullanılabilmesi için;

Jel Manyezitte : 1-Düz Kalitede : Ortalama : max % 1.00 SiO2, max % 1,30 CaO ve max % 0,5 Fe2O3, 2-Ters Kalitede : Ortalama : max % 1.70 SiO2,max % 0.80 CaO  ve max % 0.30 Fe2O3 Kristalen Manyezitte Max % 3 SiO2, max % 2,0 CaO ve max % 4,0 Fe2O3   bulunması istenmektedir. İstenen bu rakamlar cevher zenginleştirme tekniklerinin gelişmesiyle değişebilir. Bu oranların artması halinde cevher kullanılmaz hale gelir. Refrakter tuğla yapımında kullanılacak cevherin CaO/SiO2 oranının 2/1 olması istenir. Bu oranlarda, kalsiyum ve silisyum tuğla bünyesinde bağlayıcı görevi  yapmaktadır. Manyezit’te genellikle Fe2O3 oranının % 0,20 Al2O3 oranının ise % 0,10 civarında olması istenmektedir. Son yıllarda özellikle tamir harçları ile Forsterit tuğla üretiminde kullanılmak amacıyla SiO2 / CaO oranı ½ olan (SiO2 = %1-1.5 ,  CaO = %0.50 – 0.75) manyezit’te alıcı bulmaktadır. Kostik Kalsine üretiminde kullanılan manyezitte ise demir (Fe2O3) % 0.10 ‘dan az olmak zorundadır. Bu Sektörde SiO2  %3 ‘e kadar kullanılabilirken CaO = %1-1.5 civarında istenmektedir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

MANYEZİTİN KULLANIM ALANLARI

Üretilen manyezit cevherinin % 90’dan fazlası kostik kalsine manyezit ve sinter manyezit’e dönüştürülerek bazik refrakter tuğla yapımında kullanılmaktadır. %10 oranındaki ham manyezit ise, magnezyum tuzları ve bazı ilaç yapımı ile çimento, kimya,araba lastiği, kağıt ve şeker sanayinde kullanılır.Ucuz Çin ithalatının Avrupa’daki baskısına rağmen, PPL dünya çapındaki MgO-C tuğla uygulamalarında kendine yer açmış ve yüksek saflıkta sinter üretimine devam etmektedir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Madenlerin Kullanım Alanları Nelerdir?

Madenlerin Kullanım Alanları

Metalik Madenlerin Kullanım Alanları

Endüstriyel Hammaddelerin Kullanım Alanları

Kimyasal Sanayi Hammaddeleri

Aşındırıcı Sanayi Hammaddeleri
Gübre Sanayi Hammaddeleri
Seramik Refrakter Cam Sanayi Hammaddeleri
Çimento Hammaddeleri ve Yapı Malzemeleri
Diğer Endüstri Hammaddeleri
Enerji Hammaddeleri Kullanım Alanları

BAKIR

Bakır, üstün fiziksel  ve  kimyasal özelliklerinden  dolayı endüstride yaygın olarak kullanılmaktadır. Sektörlere  göre  bakırın tüketiminin dağılımı  aşağıda  verilmiştir:

  • Elektrik ve elektronik sanayi
  • İnşaat sanayi
  • Ulaşım sanayi
  • Endüstriyel ekipman
  • Diğerleri
  • Kimya
  • Kuyumculuk
  • Boya sanayi
  • Turistik eşya

KURŞUN – ÇİNKO – KADMİYUM

Kurşun’un  en önemli tüketim alanı akü imalatıdır. Yeraltı haberleşme kablolarının kurşunla izolasyonu  diğer önemli tüketim alanı olarak göze çarpar. Korozyonu önleyen kurşun oksit boyalar çelik konstrüksiyonlarda kullanılır. Kurşun tetraetil ve tetrametil benzin içinde  oktan ayarlayıcı olarak kullanılan kurşun bileşikleridir. Kurşun radyasyonu en az geçiren metal olması nedeniyle bu ışınlardan korunmada, renkli televizyon  tüplerinin yapımında ve mühimmat imalinde  de önemli miktarlarda kullanılmaktadır.

Çinko en çok galvanizlemede kullanılmaktadır. İnşaat sektöründeki galvanizli saçlar ve konstrüksiyon malzemeleri ile elektrik ve diğer havai hat direkleri galvanizlemenin en çok kullanıldığı alanlardır. Pirinç alaşımı ile bilhassa otomotiv sanayinde döküm kalıpları yapımında kullanılan çinko alaşımları çinko’nun kullanıldığı diğer önemli alanlardır. Çinko oksit yağlı boya ve lastik üretiminde kullanılmaktadır.

Kadmiyum özellikle deniz ve alkali ortam korozyonuna  karşı mukavemeti  nedeniyle demir, çelik, pirinç ve alüminyum kaplamasında kullanılmaktadır. Kadmiyum kaplamaları elektrik, elektronik, otomotiv ve Uzay sanayisinde çok yaygındır. Kadmiyumun en önemli kullanım alanı  Ni – Cd, Ag – Cd ve Hg – Cd pilleridir. Normal Ni – Cd pilleri günlük hayatta kullanılan elektronik cihazlarda, büyük kapasiteli olanları ise uçak ve gemilerde geniş bir tüketim alanı bulmuştur. Kadmiyumun yoğun olarak kullanıldığı diğer bir alan da boya endüstrisidir. Kadmiyum  bunlardan başka stabilizör olarak plastik ve sentetik elyaf sanayinde, televizyon tüpleri ve florasan lamba imalinde, nükleer  reaktör kontrol sistemlerinde  ve alaşımlarda kullanım alanı bulmuştur.

DEMİR

Demir cevherinin tüketildiği iki ana üretim dalı yüksek fırın pik demir üretimi ile direk redüksiyon tesisleridir. Demir cevheri yüksek fırınlara ya direk şarj cevheri olarak parça cevher halinde veya ince tozlar sinterlenerek sinter halinde veya daha ince tozların peletlenmesiyle pelet halinde kok kömür ve cüruf yapıcı katkı maddeleriyle birlikte verilerek kullanılır.

KROM

Krom cevheri başlıca metalurji, kimya, refrakter ve döküm kumu sanayinde kullanılır. Metalurji sanayinde krom ; ferrokrom, ferro-siliko-krom, krom bileşikleri, ekzotermik krom katkıları, diğer krom alaşımları ve krom metali şeklinde  tüketilir. Metalurji endüstrisinde krom cevherinin en önemli kullanım alanı paslanmaz  çelik yapımında kullanılan ferrokrom üretimidir. Paslanmaz  çelik metal ve silah endüstrisinin çok önemli bir maddesidir. Krom çeliğe sertlik, kırılma ve darbelere karşı direnç, aşınma ve oksitlenmeye karşı  koruma sağlar. Bu kapsamda  kromun çeşitli alaşımları mermi,  denizaltı, gemi, uçak, top ve silahlarla ilgili destek sistemlerinde  kullanılır.

Krom kimyasalları paslanmayı önleyici özellikleri dolayısıyla  uçak ve gemi sanayinde yaygın olarak ; kimya endüstrisinde de sodyum bikromat, kromik asit ve boya hammaddesi yapımında, metal kaplama, deri tabaklama, boya maddeleri (pigment), seramikler, parlatıcı gereçler, katalistler, boyalar, organik sentetikler, konserve yapma ajanları, su işleme, sondaj çamuru ve diğer birçok alanda tüketilir. Krom metali, yüksek performans alaşımlarında, Al, Ti, Cu alaşımlarında, ısıya ve elektriğe dirençli alaşımlarda tüketilir. Kromun süper alaşımları yüksek ısıya dayanıklı randımanı yüksek, türbin motorlarının yapımında kullanılmaktadır.

BOKSİT

Boksit endüstride değişik alanlarda kullanılmaktadır. Aşağıda belirtilen kullanım  alanları kimyasal bileşimine bağlıdır.

  1. Alümina ve alüminyum üretiminde % 90 oranında kullanılmaktadır. Boksitten metalik alüminyumun yanında bazen galyum ve  vanadyum gibi yan ürünler de elde edilmektedir.
  2. Boksitten yapılan refrakter ürünler : Sentetik mullit, Yüksek alüminalı ateş tuğlası , Döküm maddeleri
    Monolit; Çimento, Demir-çelik ve tuğla sanayinde çimento sanayinde fırın tuğlası boşluklarını doldurması için
  3. Boksitten yapılan kimyasal  maddeler Su temizlenmesinde kullanılan alüminyum sülfat , Sodyum alüminat , Ham petrol tasfiyesinde kullanılan  Al-Klorür ,Alüminyum hidrat
  4. Boksitten yapılan aşındırıcılar : Zımpara kağıdı ve tozları ,Bileme  ( keskinleştirme) için zımpara taşı ,Zımpara taşı silindirleri
  5. Diğer tüketim alanları :Ham şekerin renginin giderilmesinde , Ham şekerin temizlenmesinde yağların filtrasyonunda , Çimento yapımında ,Ferrokrom tesislerinde cüruf önleyici olarak

VANADYUM

Vanadyum en çok çelik  endüstrisinde tüketilmektedir. Otomobil endüstrisi, uzay  araçları  ve  uçak sanayinde titanyumlu alaşımlarla birlikte vanadyum kullanılmaktadır. Sülfürik asit üretiminde katalizör olarak ayrıca seramik ve diğer kimya sanayinde tüketilen vanadyumun bu alanlardaki tüketim miktarı oldukça azdır. Vanadyumlu alaşımlar kıyı ötesi petrol sondajları borularının yapımında kullanılmaktadır. Vanadyumun  gelişen son kullanım alanları ise; gözlük camlarının, sanayi ve büyük bina camlarının ultraviyole ışıklara karşı filtrasyonu sayılabilir.

ANTİMUAN

Antimuan, endüstride metalik ya da türevleri şeklinde kullanılmaktadır. Ancak türevleri şeklinde kullanımı çoğunluktadır.

Metalik Antimuan Kullanımı: Metalik antimuan sağladığı avantajlar sebebiyle kurşun ve diğer metallerle alaşım oluşturmakta yoğun olarak kullanılmaktadır. Akümülatör imali, lehimcilik, matbaa harfi imali, askeri amaçlı malzemeler imalinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek saflıktaki antimuan, yarı iletken olarak elektronik ve termoelektrik alet üreticileri tarafından intermetalik alaşım imalatında kullanılmaktadır.

Metal Dışı (Ürünleri Şeklinde ) Kullanımı : Antimuan’ın  2/3‘ünden  fazlası türevleri şeklinde kullanılmaktadır.Türevleri arasında sülfitler  ve özellikle de oksitleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Antimuan penta sülfit lastik endüstrisinde vulkanizasyon ajanı olarak, antimuan sülfit yangın kontrollerinde ve cephane imalatında kullanılmaktadır. Antimuan trioksit plastikte, metal kaplamada, seramik ve emayede, boya sanayinde beyaz boya maddesi olarak kullanılmaktadır. Antimuan oksit  tekstil, plastik ve kimya endüstrilerinde yangın geciktirici olarak kullanılmaktadır.

TUNGSTEN

Tungsten’in ilk önemli kullanımı tungsten-mangan çeliğinin yapımı ile ortaya çıkmıştır. Tungsten maddeleri kullanımlarına göre 4  ana grupta toplanabilir:

  1. Kesici ve kaplamaya dayanıklı maddeler,
  2. Öğütme ürünleri,
  3. Aletler, die çelikleri, süper alaşımlar, demirsiz alaşımlar içindeki alaşım bileşeni,
  4. Çeşitli kimyevi maddeler ve metalürjik olmayan uygulamalar.

Tungsten ürünlerinin kullanım alanları ise; Tungsten karpit; madencilik ve petrol sanayilerinde, matkaplarda, delici ekipmanların kesici kısımlarında ve kırıcı makinelerde, taşımacılık ve elektrik malzemeleri kaplamasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Saf tungsten  metal tozundan yapılan öğütme ürünleri elektrik ve elektronik sanayinde kullanılmaktadır. Tungsten teli, elektrik lambalarında ve elektronik tüplerde katot olarak kullanılır. Tungsten diskler otomotiv distrübütör noktalarında ve pek çok üründe bağlantı noktası olarak kullanılır. Tungsten metali sıcak ve radyasyon kalkanı olarak, x-ışını bileşenleri ve katot ışın tüpleri ve yüksek ısılı fırınlarda ısıtıcı madde olarak da kullanılmaktadır. Tungsten özellikle uçak sanayinde ağır metal olarak  kullanılmaktadır. Tungsten’in metalürjik olmayan uygulamaları ise; Tekstil sanayinde kullanılan kimyevi maddeler, boyalar, matlaşmayan boyalar ve renkli gazlardır. Bazı tungsten bileşikleri ışık yayarlar ve renk maddelerinde, x-ışınlı ekranlarda, televizyon tiplerinde ve florasans ışıklandırılmasında kullanılır. Sodyum tungstat da paslanmayı engelleyici olarak ve tekstil sanayinde yanmaz madde olarak kullanılır.

MOLİBDEN

Molibden  özel  çeliklerde, pik  demirlerde,  nikel, kobalt ve titanyum bazlı alaşımlarda kullanılan çok yönlü bir alaşım maddesidir.Molibden alaşım elementi  olarak pekiştirmede, sağlamlık ve sertlik özelliği vermede, aşınmaya dayanıklı çeliklerde, döküm demirlerinde, demirsi metallerde kullanılır. Molibden ihtiva eden alaşımları; paslanmaz çelik, tüp ve boru şeklindeki aletlerin yapımında, süper ısıtıcılarda, çelik rezistanslarında, petrol ürünlerinin elde edilmesinde ve kimyasal işlemlerde çok kullanılır.

Kimyasal olarak çeşitli ve geniş kullanım alanları olan molibden boya maddesi olarak kumaş boyacılığında, alkol ve formaldehit elde edilmesinde de molibden katalizörleri kullanılır. Ayrıca, mıknatıs alaşımları, döküm karpitleri su ve gaz geçirmeyi önleyici materyallerin imalinde ve son yıllarda da sürtünmeyi azaltıcı özelliğinden dolayı motorlu vasıtaların yağ ve greslerine eklenmektedir.

NİKEL

Kimya endüstrisinde; Nikel alaşımları olarak metal korozyonuna maruz  yerlerde, kostik solüsyonların dengelenmesinde ve petrol endüstrisinde, fabrikasyon ürünlerde; Çatal, bıçak takımları, çekiç, pense gibi aletlerle diğer birçok ev ve hastane aletlerinin yapımında, uçak ve gemi endüstrisinde; Nikel süper alaşımları yüksek ısıda basınç ve korozyona dayanıklı olduğundan, uçakların gaz türbinlerinde, jet motorlarının yapımında, ayrıca uçakların elektrolizle kaplanan bölgelerinde ve gemi yapımında tuz korozyonuna karşı engelleyici olarak, motorlu araçlar ve parçalarında, elektrikli makineler ve parçalarında, yapı malzemelerinde, sıvı ve katı yağlarda hidrojenasyonu sağlamak üzere batarya ve yakıt hücrelerinde ve seramik malzemelerde emaye ile demir arasında bağlayıcı olarak kullanılır.

KALAY

Kalay, teneke yapımında, kaplamacılıkta, çeşitli alaşımlar, lehim ve kimyasal madde yapımında kullanılır. Otomotiv endüstrisinde de motor yataklarında, kaporta, radyatör, yağ ve hava filtrelerinde kullanılır. Uçak ve gemi endüstrisi ile elektronik ve elektrik sanayinde geniş bir kullanım alanı vardır. Kimya sanayinde boya, parfüm, sabun, poliüretan üretiminden diş macunu yapımına kadar geniş bir alanda tüketilir. Bunların yanında, matbaacılıkta, mutfak malzemeleri ve cam endüstrisinde de kullanılmaktadır.

ALTIN

Altın’ın tüketildiği alanları sıralayacak olursak; Kuyumculuk, altın kaplama ve süsleme, elektrik/elektronik, diş hekimliği, dekoratif kullanım madalya yapımı, resmi para, külçe stoklarıdır. Ayrıca, gümüş, platin ve palladyum gibi metallerle alaşım halinde uzay endüstrisinde, tekstil sanayinde altın tel ve iplik yapımında ve kimya endüstrisinde paslanmaya dayanıklı alet yapımında kullanılmaktadır.

GÜMÜŞ

Gümüş’ün tüketildiği alanları sıralayacak olursak; Fotoğraf sanayi, elektronik, para imali, süs eşyası ve takı yapımı, alaşımlar, dişçiliktir. Ayrıca, yapay yağmur yağdırmakta, ayna sırlarının yapımında, bilgisayar röle kontaklarında, pil yapımında da kullanılmaktadır.

BOR

Çok geniş ve çeşitli alanlarda ticari olarak kullanılan bor mineralleri ve ürünlerinin kullanım alanları giderek artmaktadır. Üretilen bor minerallerinin  %  10’a yakın bir bölümü doğrudan mineral olarak tüketilirken geriye kalan kısmı bor ürünleri elde etmek için kullanılmaktadır. Bor mineralleri ve ürünlerinin kullanıldığı sanayi dallarına aşağıdaki gruplarda toplamak mümkündür.

Cam Sanayi Bor, pencere camı, şişe camı v.b. sanayilerde ender hallerde kullanılmaktadır. Özel camlarda ise borik asit vazgeçilemeyen bir unsur olup, rafine sulu/susuz boraks, borik asit veya kolemanit/boraks gibi doğal haliyle kullanılmaktadır. Çok özel durumlarda potasyum pentaborat ve bor oksitler kullanılmaktadır. Bor, ergimiş haldeki cam ara mamulüne katıldığında onun viskozitesini arttırıp, yüzey sertliğini ve dayanıklılığını yükselttiğinden ısıya karşı izolasyonunun gerekli görüldüğü cam mamullerine katılmaktadır.

Seramik Sanayi Emayelerin vizkozitesini ve doygunlaşma ısısını azaltan borik oksit %  20’ye kadar kullanılabilmektedir. Özellikle emayeye katılan hammaddelerin %  17-32’si borik oksit olup, sulu boraks tercih edilir. Bazı hallerde borik oksit veya susuz boraks da kullanılır. Metalle kaplanan emaye onun paslanmasını önler ve görünüşüne güzellik katar. Çelik, alüminyum, bakır, altın ve gümüş emaye ile kaplanabilir. Emaye aside karşı dayanıklılığını arttırır. Mutfak aletlerinin çoğu emaye kaplamalıdır. Banyolar, kimya sanayi teçhizatı, su tankları, silahlar v.b. de kaplanır. Seramiği çizilmeye karşı dayanıklı kılan bor %  3-24 miktarında kolemanit halinde sırlara katılır.

Temizleme ve Beyazlatma Sanayi Sabun ve deterjanlara mikrop öldürücü (jermisit) ve su yumuşatıcı etkisi nedeniyle %  10 boraks dekahidrat ve beyazlatıcı etkisini artırmak için toz deterjanlara %  10-20 oranında sodyum perborat katılmaktadır.Çamaşır yıkamada kullanılan deterjanlara katılan sodyum perborat (NaBO2H2O2.3H2O) aktif bir oksijen kaynağı olduğundan etkili bir ağartıcıdır.

Yanmayı Önleyici (Geciktirici) Maddeler Borik asit ve boratlar selülozik maddelere, ateşe karşı dayanıklılık sağlarlar. Tutuşma sıcaklığına gelmeden selülozdaki su moleküllerini uzaklaştırırlar ve oluşan kömürün yüzeyini kaplayarak daha ileri bir yanmayı engellerler. Bor bileşikleri plastiklerde yanmayı önleyici olarak giderek artan oranlarda kullanılmaktadır. Bu amaç için kullanılan bor bileşiklerinin başında çinko borat, baryum metaborat, bor fosfatlar ve amonyum fluoborat gelir.

Tarım Bor mineralleri bitki örtüsünün gelişmesini artırmak veya önlemek maksadıyla kullanılmaktadır. Bor, değişken ölçülerde, birçok bitkinin temel besin maddesidir. Bor eksikliği görülen bitkiler arasında yumru köklü bitkiler (özellikle şeker pancarı) kaba yoncalar, alfa alfalar, meyve ağaçları, üzüm, zeytin, kahve, tütün ve pamuk sayılmaktadır. Bu gibi hallerde susuz boraks ve boraks pentahidrat içeren karışık bir gübre kullanılmaktadır. Bu da, suda çok eriyebilen sodyum pentaborat (NaB5O8.5H2O) veya disodyum oktaboratin (Na2B8O13) mahsulün üzerine püskürtülmesi suretiyle uygulanmaktadır.Bor, sodyum klorat ve bromosol gibi bileşiklerle birlikte otların temizlenmesi veya toprağın sterilleştirilmesi gereken durumlarda da kullanılmaktadır.

Metalurji Boratlar yüksek sıcaklıklarda düzgün, yapışkan, koruyucu ve temiz, çapaksız bir sıvı oluşturma özelliği nedeniyle demir dışı metal sanayinde koruyucu bir cüruf oluşturucu ve ergitmeyi hızlandırıcı madde olarak kullanılmaktadır.Bor bileşikleri, elektrolit kaplama sanayinde, elektrolit elde edilmesinde sarf edilmektedir. Borik asit nikel kaplamada, fluoboratlar ve fluoborik asitler ise; kalay kursun, bakır, nikel gibi demir dişi metaller için elektrolit olarak kullanılmaktadır.Alaşımlarda, özellikle çeliğin sertliğini artırıcı olarak kullanılmaktadır. Bu konuda ferrobor oldukça önem kazanmıştır. Çelik üretiminde 50 ppm bor ilavesi çeliğin sertleştirilebilme niteliğini geliştirmektedir.

Nükleer Uygulamalar Atom reaktörlerinde borlu çelikler, bor karbürler ve titan bor alaşımları kullanılır.Paslanmaz borlu çelik, nötron absorbanı olarak tercih edilmektedir. Yaklaşık her bir bor atomu bir nötron absorbe etmektedir. Atom reaktörlerinin kontrol sistemleri ile soğutma havuzlarında ve reaktörün alarm ile kapatılmasında (B10) bor kullanılır.

Diğer Kullanım Alanları Ahşap, malzeme prezervasyonu için sodyum oktaborat kullanılır. % 30’luk sodyum oktaborat çözeltisi ile muamele görmüş tahta malzeme yavaş yavaş kurutulursa bozunmadan ve küllenmeden uzun süre kullanılabilir. Silisyum üretiminde bor triflorür, polimer sanayinde, esterleme ve alkilleme işlemlerinde ve etil benzen üretiminde bor triflorür katalizör olarak kullanılmaktadır. Bor karbür ve bor nitrür; döküm çeperlerinde yüksek sıcaklığa dayanıklı (refrakter) malzeme püskürtme memelerinde de aşınmaya dayanıklı (abrasif) malzeme olarak kullanılan önemli bileşiklerdir. Araçların soğutma sistemlerinde korozyonu önlemek üzere boraks, antifiriz karışımına katkı maddesi olarak da kullanılır. Tekstil sanayi inde, nişastalı yapıştırıcıların viskozitlerinin ayarlanmasında, kazeinli yapıştırıcıların  çözücülerinde, proteinlerin ayrıştırılmasında yardımcı madde boru ve tel çekmede akılcılığı sağlayıcı madde, dericilikte kireç çöktürücü madde olarak boraks kullanılmaktadır.

TRONA

Soda külünün pek çok kullanım alanı mevcut olmakla beraber en fazla cam sanayinde hammadde olarak kullanılmaktadır.

Diğer kullanım alanları şunlardır; Kimya sanayinde çeşitli maddelerin üretiminde; sodyum tripolyphosphate, sodyum silikat, sodyum kromit ve sodyum dikromat, sodyum bikarbonat, sodyum karbonat peroxhdydrate, sodyum seskikarbonat, sodyum hexacyanoferrate, chlorinemonoxide. Deterjan sanayiinde; su tasfiyesinde, baca gazı desülfürizasyonunda, selüloz ve kağıt sanayinde, alümina üretiminde, sondaj çamurlarında, galvaniz kaplama banyolarında, kurşun rafinasyonunda, bakır flotasyon konsantrelerinden telleryum’un geri kazanılmasında, rafine edilmiş diatomitin üretiminde, fotoğrafçılıkta, bromine’in üretiminde, tar’ın distilasyonunda, hidrojen sülfitin geri kazanılmasında, döküm kumlarında, tekstil sanayinde. Cam endüstrisi dünya soda külü tüketiminde %  46’lık bir payla en önemli kullanım alanı durumundadır. Bunu %  21 gibi bir payla kimya sanayi takip etmektedir.

SODYUM SÜLFAT

Sodyum sülfat  kağıt, cam, deterjan  ve  tekstil sanayinde  kullanılmaktadır.

TUZ

Tuzun  kullanıldığı  önemli  yerler; insan  gıdası , hayvan  beslenmesi , kimya  ve diğer  sanayiler , karayollarının kara  ve  buza  karşı  tuzlanmasıdır.

STRONSİYUM MİNERALLERİ

Baryum karbonat düşük derecelerde erimiş camın akışkanlığı ile camın kırılma endeksini artırarak ekranın parlaklığını geliştirdiğinden ve röntgen ışınlarına karşı bir engel oluşturduğundan uzun zamandır siyah-beyaz TV tüplerinde kullanılmaktadır. 1960’ların sonunda renkli TV yapımı yüksek miktarlara ulaşmış ve kullanılan yüksek voltaj daha yüksek seviyede X-ışını yayılımına sebep olduğundan bunun nötralize edilmesi gerekmiştir. Ba ve Sr elementlerinin atom çapları geniş olduğundan yüksek oranda X-ışını  emicidirler. Belirli bir frekansta yayılan X-ışınları için stronsiyumun daha koruyucu olduğu düşünülmektedir. Renkli TV tüplerinde  daha yüksek voltajlar kullanıldığından Sr kullanılmaktadır. Diğer bir kullanım alanı ile ferritlerdir. Ferritler seramik olarak otomotiv sanayinde, demir cevheri seperatörlerinde, fotokopi makinelerinde ve özel alaşımlarda kullanılmaktadır. Ayrıca aleve verdiği kırmızı renk dolayısıyla havai fişekler ve sinyal maddeleri üretiminde; cam, boya, ilaç sanayinde; çinko elektrolizinde; kuru fırın ve uçak motoru gibi makinelerde kullanılan mil yataklarını  yağlayıcı olarak kullanılmaktadır. Genelde stronsiyum tüketimi stronsiyum karbonat şeklinde olmaktadır. Stronsiyum karbonatın son kullanım alanlarına göre tüketimi aşağıdaki gibidir.

 Stronsiyum Karbonatın Son Kullanım Alanlarına Göre Tüketimi
Kullanım Alanı % (x1000 t)
Renkli TV Tüpü Elektroseramik Çinko Rafinasyonu Piroteknik Seramik ve Cam Havai Fişek v.s Diğer 69,1 15,2 2,9 4,8 0,8 2,7 4,5 75,9 16,7 3,2 5,3 0,8 3,0 5,0
TOPLAM 100,0 109,9

Kaynak: Roskill Information Services Ltd., The Economics of Strontium, 1989.

ZIMPARA

Sentetik aşındırıcıların devreye girmesi ile doğal zımparaya olan talep azalmıştır. Ancak aşındırıcıların pahalı olması, doğal zımparaya olan talebin bazı özel uygulama alanlarında halen devam etmesine neden olmaktadır. Bu alanlar ticari ve halka açık bina, anayol ve kaldırımların, aşınmaya dirençli kısımları kaymayan yüzeyleri olup yüksek alüminali çimento sanayidir. Doğal zımparanın geleneksel olarak kullanılabildiği alanlar aşağıda verilmektedir;

  1. İnşaat Sektöründe; Ticari ve halka açık binalarda aşınmaya dirençli ve kaymaz yüzeylerde, Anayol ve Kaldırımlarda
  2. Nakil Vasıtalarında; Otomobil parçalarında ve aksesuarlarında, Çiftlik makinelerinde ve donanımlarında
  3. Makinelerde (Elektrikli aletler hariç), optik alanda yüzeylerin parlatılması cilalanması için
  4. Ateş tuğlası yapımında.

KÜKÜRT

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kükürt   başta gübre sanayi için gerekli sülfürik asit  üretiminde  olmak üzere, kimya, lastik, boya, kağıt,  demir-çelik, petrol  sanayileri ile tarım ilaçları,  barut, kibrit üretiminde kullanılmaktadır. Petrol, doğalgaz  ve  baca gazlarından   yan  ürün   olarak elde edilen ucuz elementler kükürt  üretimi   artmakta ve,  kükürt  tüketiminin  % 88’i  sülfürik  asit  üretiminde   kullanılmaktadır. Kükürt ve sülfürik asit direkt veya  indrekt  olarak  günlük hayatımıza esas  olan  hemen,  hemen her şeyde kullanılmaktadır. Çeşitli endüstriyel, akademik ve kamu araştırma gurupları,  artan rafine kükürt  yan üretimini sarf etmek amacıyla  kükürt  için  yeni  kullanım  alanları  araştırmaktadır. Büyük hacimli  potansiyel pazarlara sahip yeni kullanım  alanları olarak  şunları sayabiliriz.

  1. Kaldırım döşemelerinde dayanıklılık sağlayan, eriticilere karşı dirençli, kükürt asfalt bileşimleri.
  2. Yüksek basınç gücüne ve yalıtkan özelliklere sahip kükürt köpüğü.
  3. Gücünü,  su ve aşındırıcıya karsı direncini artırmak için çeşitli materyallerle yapılan  alaşımlar.
  4. Kükürt içeren betonlar, inşaat  harçları  ve agregatlar.

POTAS

Gübreler, modern ziraat için çok elzemdir. Çünkü ziraat, bir mineral tüketme işlemidir. Potas tüketiminin yaklaşık %  94’ü zirai gübrelemede, kalan %  6’si endüstriyel sektörde kullanılır. Zirai olmayan alanlarda potasin en önemli kullanım sahası kostik potas ve klorin imalindedir. Diğer kullanım alanları kimya, gıda ve seramik endüstrisindedir. Son kullanımı ise sabunlar ve deterjanlar, cam ve seramikler, kimyasal boyalar ve ilaçlar, likit gübreler ve diğer çeşitli alanlarda olmaktadır. Potasın kullanım alanlarına göre pazarlanabilir ürün türleri şunlardır: Potasyum klorür, langbeinit, potasyum sülfat, potasyum nitrat (güherçile) ve gübre tuzları. Dünya nüfusunun giderek artması, beslenmeye olan talebin de giderek artmasına neden olmaktadır. Bu ise daha fazla ziraat demektir.

Ziraat, topraktaki mineralleri azaltan bir mineral tüketim işlemi olduğuna göre, toprakta fakirleşen minerallerin yerine konabilmesi gübrelere ve dolayısıyla potasyumlu gübrelere olan ihtiyacın da giderek artması anlamını taşır. Bu nedenle bazı bitkilerin yetiştirilmesinde o yöre toprağının potasyum içeriğine ve yapılan tarımsal işlemin cinsine bağlı olarak potaslı gübreler kullanılmaktadır. Potas, bütün bitkilerde, nişasta ve şekerin sentezine devamlı katkıda bulunur. Kök hücrelerinde topraktan karbonhidratlardan ve inorganik nitrojenlerden amino asitlerin sentezini ve diş duvarlarının kalınlaşmasını sağlar. Bu, hububatlarda sapların sağlamlaşması anlamına gelir. Potas, keza bitkilerin diş etkenlere karşı, hastalıklar ve iklim şartları gibi direncini de artırır.

Potasyum sülfatlar ise bazı sebzelerde ve keza birçok meyvelerde, özellikle narenciye ve üzümde, klorürün yol açtığı yanmayı önlemek amacıyla kullanılır. Çünkü bunların kökleri çok derin olup, uzun seneler boyunca depolanan klorürü atma imkanı sağlar. Sülfatlar, patates, üzüm ve tütünde, daha iyi lezzet temini için kullanılır. Son senelerde, az miktarda potas, düşük veya hiç soda içermeyen diyet izleyen kişilerce, direkt olarak tuz şeklinde de kullanılmaktadır.

FOSFAT

Fosfat kayasının  % 85’i  gübre olarak  kullanılmaktadır.  % 15’lik  bölümü ise  yem, gıda, deterjan, alaşım  metalürjisi, kağıt, kibrit, su tasfiyesi, harp sanayi  ve  kimya  sanayinde kullanılmaktadır.

KAOLEN

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kaolen tüketiminde parasal ve tonaj değerleri bakımından, birinci sırayı kağıt sanayi almaktadır. Avrupa pazarında kağıt, dolgu maddesi olarak toplam tüketimin %  40’ı, Amerika pazarında ise bu amaçla toplam tüketimin %  80’i kullanılmaktadır.Özellikle kağıt dolguda Avrupa kaolinle birlikte kalsit de kullanmaktadır. Kuşekaplama kağıtta da benzer durum söz konusu olup, özellikle kuşe kağıtta kaolenin kalite bakımından avantaj ve üstünlüğü vardır.

Dünya kağıt tüketiminde, kaolen ve kalsite ikame olarak, TiO2, talk vb. de  kullanılmaktadır. Bunların toplam tüketimleri, belirli yıllarda kaolen tüketimini azaltmakla beraber, bu oran çok büyük boyutlarda olmamaktadır. Ancak dünya kalsit tüketimi, kaolen tüketimini etkileyen en önemli unsurdur. Seramikte kaolen tüketimi, en çok sıhhi tesisat, porselen ve izalatör sanayinde olmaktadır. Fayansta tüketim maksimum %  20 dolayındadır.

Son yıllarda seramik sektörü dışında, kaolenin en büyük tüketimi çimento sanayinde olup, kaolen tüketim oranı tüvenan üretimin %  30’u mertebesine ulaşmaktadır. Seramik sektörü dışında kaolenin en büyük tüketimi, boya, lastik ve plastik sanayinde dolgu maddesi olarak kullanılmasıdır. Kaolen cam elyafı, kimya sanayi, ilaç sanayi gibi sektörlerde de kullanılmaktadır. Ancak kullanım oranlarının düşüklüğüne rağmen mali portresi yüksek tüketimlerdir.

SERAMİK KİLLERİ

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Mineralojik özelliklerine göre sınıflandırılan killer, çeşitli fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre, kaba seramik kili, ince seramik kili, refrakter kil, bağlayıcı kil, şiferton gibi fiziksel özelliklerine göre de sınıflandırılır. Seramikte kullanılan killerin kuruma ve çekme özellikleri, plastiklik, kuru mukavemet, pişme rengi gibi özellikleri, kullanım amacına göre bazen kimyasal bileşimden önce gelen bir özellik olarak da kabul edilebilir. Geology of Industrial Rock and Minerals, 1969 (Robert Bates)’de verilen, killerin kullanım alanları sınıflandırması aşağıda sunulmuştur;

  1. Pişirilen Kil Ürünleri (% 35)   , Tuğla, kiremit , Drenaj boruları, Yapısal karo , Pis su borusu
  2. Fayans, yer karosu, cam, çini, çanak, çömlek, porselen, sıhhi tesisat, elektro porselen (% 40)
  3. Diğer Tüketim (%  25) , Refrakter sanayi   , Çimento  , Sondaj Çamuru , Dolgu maddesi , Kaplama malzemesi

REFRAKTER KİLLER

Refrakter killerin tüketim alanı olarak:

  1. Şekilli Tuğlalar-Refrakterler  
    Yoğun Tuğlalar  : Şamot ve Yüksek Alüminalı Tuğlalar ,  Ağır Hizmet Tuğlaları  , Genel Hizmet Tuğlaları  , Hafif Hizmet Tuğlaları ,Diğer Tuğlalar (Silika, Porsil)  
    Hafif Tuğlalar (İzole Tuğlalar) ,Şamot İzole Tuğlaları  , Kizelgur İzole Tuğlaları
  2. Şekilsiz Refrakterler (Harçlar) Örgü Harçları ,Yoğun Tuğla Örgü Harçları (Şamot ve Yüksek Alümina Örgü Harçları) , Hafif Tuğla Örgü Harçları (İzole Örgü Harçları) , Monolitik Harçlar (Uygulama Şekline Göre; Döküm,Dövme,Püskürtme ve Plastik)  , Yoğun Monolitikler (Şamot ve Yüksek Alümina Monolitler)  , Hafif Monolitikler (İzole Monolitler)

Yoğun tuğlalarda % 46 alüminaya sahip olanlar şamot, % 46 ve daha yüksek alüminaya sahip olanlar ise yüksek alüminalı tuğlalar olarak adlandırılır. Demir çelik sanayinde yüksek hacim ağırlıklı, sürtünme, kırılma ve cüruf atağı mukavemetine sahip olan dolayısıyla ağır şartlarda kullanılacak tuğlalara Ağır Hizmet Tuğlaları, kullanım yeri şartlarının daha hafif olduğu yerlerde Genel Hizmet Tuğlaları, kullanım yeri hafif olan yerlerde Hafif Hizmet Tuğlası adı verilir. İzolasyon tuğlaları izolasyon amaçlıdır ve esas çalışma tuğlaların arkasında kullanılır. Harçlar tuğlaları birbirine bağlayan toz malzemelerdir. Çalışma şartlarının ağır olduğu demir-çelik, çimento, petrokimya sanayinde ağır hizmet tuğlaları, cam sanayinde ve kok fırınlarında silika asidik ortamlarda asit tuğlaları diğer çalışma ortamlarında genel hizmet ve hafif hizmet tuğlaları kullanılır.

Killer homojenlik, plastiklik, nem ve kuru mukavemet ile diğer teknolojik özelliklerinin farklılığından dolayı çeşitli kullanım alanlarına sahiptir. Dünya kil üretiminin yaklaşık % 75’i pişirilen ve şekillendirilen seramik ürünlerinin imalatında kullanılmaktadır. Dünya kil üretiminin geriye kalan % 25’i ise killerin özelliklerine göre refrakter sanayinde, çimento, sondaj çamuru, dolgu ve kaplama malzemesi olarak, temizlik, deterjan, gıda ve ilaç sanayinde kullanılmaktadır.Refrakter killer refrakter sanayinin ana hammaddesini teşkil eder. Kullanımı gittikçe artmakta buna bağlı olarak özellik arz eden yeni kullanım alanları genişlemektedir.

FELDSPAT

Feldspat’ın başlıca kullanım alanları aşağıda özetlenmiştir:

1. Cam Sanayi: Cam sanayi halen en büyük feldspat ve nefelinli  siyenit tüketicisi olma durumunu muhafaza etmektedir. Feldspatik mineraller, cam reçetesinde esas olarak alümina kaynağı şeklinde yer alırlar. Bununla birlikte eritici (flaks) özellikleri de faydalıdır. Feldspat bünyesindeki alkaliler, erime sıcaklığını düşürecek flaks görevi yaparlar: alümina ise duyarlılık temin eder ve çarpma, bükülme ve termal şoklara karşı mukavemet kazandırır. Geniş anlamda bir genelleme yapmak gerekirse, yukarıdaki yararlarına ilaveten camın saydamlığını kaybetmesini engelleyen imalat sırasında viskozitesini de arttıran alümina içeriği, konteyner (cam, şişe) ve düz cam mamullerde % 1,5-2 oranında mevcuttur. Cam elyafında ise, kullanım amacına bağlı olarak % 15’e kadar çıkabilen oranda mevcut olabilir. Nefelinli siyenit, önemli bir silika (% 59-60), alümina (% 23-24 Al2O3) ve alkali (% 9,8-10,2 K2O) kaynağıdır.  Cam yapımında nefelinli siyenit, cam hamurunun eritilmesinde flaks olarak kullanılır ve konteynır (kap) camında hamurun % 5 ile 15’ini teşkil eder.Nefelinli siyenit en büyük ölçüde yiyecek, içecek, kimyasal madde, ilaç şişeleri ve kavanoz gibi muhafaza cam üretiminde, daha tali oranda ise düz cam, preslenmiş ve şişirilmiş cam mamuller yapımında tüketilmektedir.

2. Seramik Sanayi: Feldspatik mineraller, yüzyıllardan beri seramik endüstrisinde reçete formülasyonlarında önemli rol oynamışlardır. Yakın gelecekte de, feldspat ve nefelinli siyenit için nihai kullanım alanı olarak en önemli pazarlardan biri olma özelliğini devam ettireceğine hiç şüphe yoktur. Seramik reçetesine flakslar (eriticiler), bünye pişirildiğinde sıvı oluşumunu sağlayacak sıcaklığın düşürülmesi amacıyla katılır. Eritici (flaks), pişirme sırasında seramik bünyenin camlaşma derecesini kontrol eder ve ürün fırından istenen camlaşma derecesinde çıkar. Farklı seramik bünyeler değişik camlaşma derecesi gerektirdiğinden belirli bünyelerde kullanılacak flaks miktarı da değişkendir. Yumuşak porselenlerde (düşük ısıda  pişirilmiş) feldspat reçete bileşiminin % 25-40’ını: sofra eşyasında % 18-30’unu, elektroporselende % 20-28’ini ve kimyasal -teknik porselende % 17-30’unu teşkil eder. Sodyum ve potasyum feldspat, ya da nefelinli siyenit gibi flakslardan hangisinin ne miktarda kullanılacağına, çok sayıda teknik kriter etki eder ve bu kriterler belirli bir flaksın ilavesiyle kazanılacak özellikleri de kapsar. Bunlara örnek olarak, nihai üründe aranan beyazlık derecesi, kopma mukavemeti, sır tutma veya reddetme, sır dekorasyonları üzerine metal işleme etkisi ve imalatçının geleneksel alışkanlığı gösterilebilir. Seramik sanayinde potasyum feldspat daha yaygındır. Potasyum feldspatın avantajı, yüksek viskoziteye sahip bir eriyik oluşturmasıdır ve bu eriyiğin sonucu olarak, pişirme sırasında seramiğin şekil bozulmalarına karşı mukavemet temin eder. Seramik kaplar ve sıralarda esas olarak feldspat kullanılmakla birlikte, sıhhi tesisat ve karo imalinde flaks olarak nefelinli siyenit tercih edilmeye başlanmıştır.

3. Kaynak Elektrotları Üretimi: Kaynak elektrotları, feldspatlar için geleneksel son kullanım alanlarıdır, çünkü bunların eritici özellikleri, elektrot kaplama malzemesi yapımında ideal bir bileşen olma özelliği kazandırır.Karışıma ilave edilen feldspatın iki önemli fonksiyonu vardır: ark stabilizörü olarak davranır ve kaynak çukuru korur. Ark stabilizörü olarak kullanılan materyaller, feldspat yanında potasyum ve sodyum silikat, kil, talk, nikel ve demir tozları gibi metalik katkı maddelerini içerir. Bunlar, düşük iyonlaşma potansiyellerine sahip elementler oluşturarak arkı stabilize ederler. Kaynak çukuru doldurulması durumunda ise, feldspat gibi  erimiş katı bariyerden cüruf oluşturucular kaynak çukurunu ve yeni kaynatılmış metali korurlar.

4. Boya Sanayi: Boyalar genellikle bir pigment (renk verici), bir ortam (bağlayıcı) ve bir salvent (inceltici) ten oluşur. Pigmentlere katkı olarak, birçok boyaya, boya üretim maliyetini düşürmek veya daha pahalı pigmentleri kısmen ikame etmek üzere dolgu maddeleri veya ekstenderler ilave edilir. Bunun ötesinde söz konusu katkılar, boyaya parklık ve akma özelliği gibi çeşitli fonksiyonel özelliklerde kazandırılabilir. Ekstender olarak feldspat veya nefelinli siyenit kullanılmaktadır. Feldspatlar, barit ve kalsiyum karbonat gibi geleneksel boya dolguları ve ekstenderleri karşısında daha yaygın olarak kullanılan alternatif durumuna geçmektedir. Özellikle dış cephe boyaları, anti-korozif boyalar, sıva ve plaster gibi asite dirençli mamullerde kalsiyum karbonat yerine ikame edilir. Dış etkenlere karşı renk stabilitesinde avantaj sağlar. Nefelinli siyenit de bazı ülkelerde gittikçe artan oranda dolgu maddesi olarak  tüketilmektedir. Mikronize nefelinli siyenit esas olarak serbest akışlı, toksik olmayan düşük yağ emmeli beyaz ekstender pigmenttir.

5. Plastik Sanayi: Plastik üretimi, endüstriyel mineraller için katkı maddesi olarak kullandıkları büyük bir pazar teşkil eder ki bunlar, dolgu ve ekstender, renk verici ve yanmayı geciktirici olarak uygulanırlar. Kalsiyum karbonat gibi geleneksel dolgu maddelerinin aksine, feldspat ve nefelinli siyenit daha az miktarlarda kullanılır.

WOLLASTONİT

Wollastonitin başlıca kullanım alanları aşağıda özetlenmiştir;

1. Seramik Sanayi : Wollastonitin ana kullanım alanı seramik sanayidir. Seramik malzemeler üretimde feldspat, kalsit, kuvars, dolomit, talk gibi hammaddeler yerine veya seramik mamulün belirli özelliklerinin düzenlenebilmesinde Wollastonit kullanılmaktadır. Bu sanayide Wollastonit sıhhi tesisat ve çinilerde çatlamayı, sıkıştırmayı, kırılmayı ve mamuller üzerindeki ısı genleşmesini önlemesi bakımından aranan bir katkı maddesidir. Wollastonit kullanıldığında seramik ürünün gerek plastik halde, gerekse kurutulmuş halde iken dayanımı çok yüksektir. Wollastonit ayrıca kurumayı hızlandırır, nemlilik genişlemelerini asgariye indirir. Hamurdaki miktarı arttıkça fırınlama sürecinde kısalma söz konusu olduğundan yakıtta da tasarruf sağlar.

2. Boya Sanayi : Wollastonit, boya endüstrisinde katkı maddesi olarak kullanılır. Seramik sanayinden sonra en çok bu alanda tüketilmektedir. Bu endüstri dalında genellikle binaların kaplama boyasında; astar, emisyon boyaları ile yağlı ve sulu boyalarda da kullanılmaktadır. Bu sanayide kullanılması rengi, çubuksu özelliği ve düşük yağ absorbsiyonu gibi özelliklerindendir. Çok parlak beyazlığı dolayısıyla beyaz ve renkli boyaların elde edilmesinde kullanılır. Wollastonit boyalar, asidik ortamlar için uygun değildir. Wollastonit katkılı boyalar düzgün bir yüzey sağlar ve küflenmeye karşı dayanıklıdır.

3. Plastik Sanayi : Wollastonit, plastik ve kauçuk sanayinde yarı mukavim katkı maddesidir. Sentetik Wollastonit bu alanda daha çok kullanılır. Fakat doğal Wollastonit genellikle sakız, lastik, suni kösele (poliüretan) ve ayrıca siyah olmayan değişik lastiklerin (kauçukların) elde edilmesinde kullanılır. Wollastonit katkılı plastikler daha az absorbisyonu, daha düşük dielektrik katsayısı ve daha düşük viskozite gösterir. Wollastonit ısı ile sertleşen, nemsiz emici, astara ve yine ısı ile yumuşayan kalıba şekil vermeyi şiddetlendirici özelliği nedeniyle plastikte kullanılmaktadır.

4. Aşındırıcı Olarak : Wollastonit, aşındırıcı özelliği olan seramikler ve disk şeklindeki bileme taşlarının imalinde, çabuk aşınıp tükenmeyi engellemek için kullanılır.

5. Mineral Yünü Eldesinde : Wollastonit mineral yünü eldesinde de kullanılır. Bu kullanım için hammadde öğütülür, sonra macun haline gelene kadar suda karıştırılarak 1500 0C’deki fırınlara gönderilir. Bu fırınlarda viskoz kütleler yerine gayet ince fiberler elde edilir. Bu fiberler bir başka bölümde tabakalanır, sarılır, ambalajlanır ve ses ve ısı izolasyonlarında çok geniş bir uygulama alanı bulur.

6. Kaplama İşlerinde : Wollastonit ayrıca kaplama ve kağıt endüstrisinde katkı maddesi olarak da kullanılır.

7. Cam Sanayi : Wollastonit mineral özelliği nedeniyle cam sanayinde, parlaklığı ve sağlamlığı ile naylon sanayinde kalıplama işlerinde kullanılabilir.

8. Diğer Kullanım Alanları : Wollastonit ayrıca yer ve duvar karolarında, elektrik izolatörleri ile abrazif disk imalinde, ateşe dayanıklı (refrakter) mamul üretiminde, yapışkanlarda, sulayıcılarda kullanılır.

PROFİLLİT

Profillit  refrakter ve seramik ürünlerin imalinde, lastik, boya, kozmetik, sabun v.b ürünlerde dolgu maddesi olarak kullanıldığı gibi DDT ve benzeri insektisitler için de  dağılım ve dolgu elemanı olarak kullanılır. Seramik Ürünleri: Elektrik izolatörlerinde oldukça fazla kullanılmaktadır.Profillit içeren  ürünler mekanik ve fiziksel özellikler açısından normal porselen ile benzer özellikler göstermekle beraber sıfıra yakın porozite ve yüksek “puncture” değerlerinin önemli olduğu durumlarda uygun olmaktadır. Pirofillit ve talk karışımı fayans ve yarı vitröz sofra takımları imalinde kullanılmaktadır. Pirofillit karışımıyla yapılan sofra eşyaları yüksek mekanik dayanıklılık ile beraber mamul madde yüzeyinde zamanla meydana gelebilecek kılcal çatlakları tamamen ortadan kaldırmaktadır. Öte yandan fayans yapımında feldspat yerine pirofillit kullanımı ile termal şok, ateşte pişirme, küçültme ile oluşabilecek kılcal çatlaklar ortadan kalkar ve kolay pişirim imkanı sağlanır.

1. Refrakter Ürünleri : Pirofillit kalsinasyona gerek duymaksızın refrakter hammadde olarak kullanılabilir. Bu nedenle çekicidir. Mullitleşme reaksiyonları 1400-1450oC civarında da sürdüğü için çelik potalardaki genleşme özelliği tuğla derzlerini kapadığı için eşdeğeri (Şamot vb.) hammaddelere oranla daha iyi performans verir. Ancak Demir-Çelik sanayiinde potalarda şu anda kısıtlı kullanım imkanı vardır. İkincil Metalürji proseslerinde, pota ocağı bulunan demir-çelik potalarında kesinlikle yetersizdir. Pirofillit’in genel hizmet malzemesi olarak üretilen seramik ve refrakter ürünlerin imalinde kullanılmasının önemli avantajları şunlardır.

  • Düşük sıcaklıkta pişirme olanağı,
  • Düşük rutubetle hazırlanabilen çatlama riski az olan karışımları yapabilme olanağı,
  • Çekme, büzülme v.b özellikleri kontrol olanağı,
  • Pirofillitin yüksek ısı iletim özelliği ve düşük ısıl genleşme katsayısı, termal şok direnci arttırması,
  • Vitröz malzemelerin mukavemetini arttırması.

2. İnsektisitler: İnce öğütülmüş (-230 mesh) pirofillit DDT gibi insektisitler veya rotenone gibi fungusidler için taşıyıcı olarak geniş olarak kullanılmaktadır. Akıcılığı çok iyi olduğundan ve insektisitlerin fonksiyonel maddesi ile bir etkileşmeye girmediğinden bu alanda kullanılan en ideal malzemelerden biridir.

3. Beyaz Çimento Üretimi: Pirofillit beyaz çimento üretiminde de tercih edilen hammaddelerden biridir. Bu tür kullanımda pirofillitin fiziksel ve kimyasal özellikleri itibari ile en düşük niteliklisi bile yeterli olması fiyat avantajı getirmektedir.

4. Dolgu Malzemesi Olarak Diğer Kullanım Alanları: Kaliteli kağıt imalinde yüzey düzgünleştirme amacı ile kullanılmaktadır. Krem, deterjan, sert ve yumuşak lastik, temizlik malzemelerinde, tekstil ve kord finisajında, melamin, fenol formaldehid ve üre-formaldehid reçine bağlayıcı kalıp tozlarında, boya sanayinde önemli oranlarda kullanılmaktadır.

MAGNEZİT

Sinter magnezit, magnezitin 1400 0C’nin üzerinde kalsinasyonuyla  elde edilir. Dünyada sinter magnezitin % 75’i  magnezit  mineralinden üretilmektedir. Sinter magnezit üretiminin hemen hemen tamamına yakın kısmı refrakter endüstrisinde bazik refrakter tuğla ve monolitik malzeme olarak tüketilir. Bazik refrakter tuğla  metal rafine endüstrisindeki fırınlar, potalar ile çimento döner fırınları ve çelik endüstrisinde toplam üretimin en az % 70’i oranında tüketilmektedir. Monolitik harçlar ise fırın ve potalarda dövme, dökme tamir malzemesi olarak kullanılmaktadır. Kostik kalsine magnezit 900 0C civarında kalsinasyon işlemiyle elde edilir. Hayvan yeminden uranyum karbonat liçing sistemlerine kadar geniş bir tüketim alanı vardır. Kullanım alanları aşağıda sıralanmıştır.

  • Tarım endüstrisinde, ince tarım şeklinde hayvan yemine katılarak: iri taneliler gübre endüstrisinde kok oluşturmayan ince tozlar pastörize tossuzlaştırma malzemesi olarak.
  • İnşaat endüstrisinde; askı taban, izolasyon inşaat blokları ve hafif yapı elemanı olarak.
  • İlaç endüstrisi ve tıpta.
  • Genel kimya endüstrisinde; magnezyum bileşiklerinin üretimini başlangıç malzemesi olarak.
  • Lastik ve plasti endüstrisinde; stabilizatör madde vulkanizör madde olarak.
  • Kağıt endüstrisinde.
  • Otomotiv yağlama yağlarında; hızlı çalışan motorlar için etkin olarak asitlerin nötrleştirilmesinde katkı maddesi olarak.
  • Uranyum cevherlerinden uranyum oksit eldesindeki karbonat devrelerinde absorbent ve katalizör olarak kullanılmaktadır.

DİSTEN– ANDALUZİT– SİLLİMANİT

Sillimanit, andaluzit ve disten susuz alüminyum silikat polimorflarını içerirler ve genel olarak sillimanit grubu mineralleri olarak bilinirler. Bu mineraller, yüksek sıcaklıkta oluşan yüksek refrakter performanslı mullit fazlarını oluşturdukları için çoğunlukla refrakter endüstrisinde tüketilirler. Bu faz yüksek sıcaklık dayanımı ile kimyasal ve fiziksel aşınma direnci gösterir. Bu özellikler yüksek sıcaklık ve kimyasal aşınma direnci refrakter sanayinde istenen özelliklerdir. Refrakter tuğla, monolitik uygulamaları, çelik ve cam endüstrisinde uygulamaları yaygındır. Çimento fırınlarında, demir çelik fırınlarında, petrokimya endüstrisinde ve seramik endüstrisinde kullanımı genişlemektedir. Disten ısıtıldığında önemli derecede genleşir. Bu özelliği hem avantaj hem de dezavantaj olabilir. Bağlama kili kullanılan refrakterlerde yüksek sıcaklıklarda küçülme olur, bu küçülmeyi dengelemek üzere ham disten katkısı ile stabilite sağlanmış olur. Genişleme istenmeyen yerlerde ise disten kullanılmadan önce kalsine edilmesi gereklidir. Refrakter kullanımlarında, alumina malzemenin ana performans kriteri, ısıtma esnasında malzeme içinde oluşan mullit’in bağıl yüzdesidir. Sillimanit grubu mineraller mullit üreten hammadde olarak bilinmektedir. Mullit üretiminin yarısı demir-çelik endüstrisinde, yüksek fırınlarda, büyük kapasiteli potalarda, brülör gövdeleri, çimento fırınlarında, bakır tavlama fırınlarında, cam fırınlarda, seramik üreten fırınlarda kullanılmaktadır. Distenin monolitik malzeme üretiminde yaygın olarak kullanımı bulunmaktadır. Andaluzit mükemmel mekanik dayanımı ve sürtünme dayanımı yanısıra refrakter tuğla imalinde daha az enerji maliyeti, hacimsel kararlılık, cürufa ve ısıl şoka karşı iyi direnç gösteren özelliklere sahiptir.

OLİVİN

Olivinin tüketim alanları aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

1. Demir-Çelik Sanayi: Günümüzde olivinin en çok kullanıldığı alan demir-çelik endüstrisidir. Bu endüstri dalında olivin yüksek fırınlarda eritici ve cüruf düzenleyici olarak kullanılmaktadır. Yüksek fırınlarda çelik üretimi için demir cevheri ve kok kömürü kullanılmaktadır. Ancak bu hammaddeler yeteri derecede saf değillerdir. Bu nedenle yüksek fırına giren hammaddelerin yeteri derecede erimesi ve cürufa karışması gerekir. İşte ilk planda gerekli olan ergimede olivinin eritici olarak büyük rolü olmaktadır. Olivinin konması ile cürufun MgO değeri artar ve dolayısıyla akışkanlığı da artmış olur. Olivindeki yüksek MgO değerlerinin, cüruf vizkositesinin yüksek fırındaki malzemelerin kompozisyonuna bağlı kalmaksızın hareket etmesini sağlaması diğer bir avantajdır.  Ayrıca olivinin sinterleşme hadisesine oldukça büyük katkıları olmaktadır. Şöyle ki olivin sinter tesislerinde kullanıldığında sinterleşme derecesini düşürmekte, böylece enerji kaynağı olarak kullanılan kok tüketimi azalmakta ve sinterin sertliğinin artmasıyla kapasitenin artması sağlanmış olacaktır. Bu proses ayrıca, demir minerallerinin fırında homojen bir şekilde dağılmasını sağlamış olacak ve böylece impuritelerin ortamdan uzaklaşmasında daha kolay olacaktır. Olivinin diğer bir özelliği de fırındaki alkalilerin bir araya toplanmasına mani olmaktır. Çelik sanayinde olivin içeren pelletlerin kullanıldığı da bilinmektedir.

2. Refrakter Sanayi: Yüksek ergime derecesinden dolayı olivinden forsterit tuğla yapımı 1930 yılından beri sürdürülmektedir. Forsterit tuğlanın refrakterlik derecesi 1890oC civarında olup başta demir-çelik sanayinde yüksek fırınlarda, çimento sektöründe ve yüksek ısının gerektirdiği birçok fırında iç tuğla ve refrakter birçok malzeme yapımında kullanılmaktadır. Potaların iç kısmının kaplanmasında da olivin kullanılır. Ancak olivinin yüksek fırınlardaki cürufa (yüksek CaO içeren fırınlarda) karşı fazla mukavemet göstermemesi nedeniyle genellikle yüksek fırınların nispeten daha az sıcak kesimlerinde ve taban kısımlarında kullanılmaktadır. Olivinin kullanılmasındaki diğer bir avantaj da, içerisinde bulunan çelik malzemeyi daha çabuk soğutmasıdır. Devamlı döküm elde etmede kullanılan tundişlerin (tundish) imalinde de önemli miktarlarda olivin kullanılmaktadır. Tundişlerden geçen eriyik cevher potalarda son şeklini alarak piyasaya sürülür özellikle tundişlerin astar şeklinde kaplanmasında çok miktarda olivin püskürtülerek kullanılır. Refrakter sanayisinde değişik oranlarda olivin içeren tuğlalar da kullanılmaktadır. Bu tuğlalar, değişik oranlardaki olivinle fosfat, karbon, krom gibi minerallerin inorganik maddeler veya reçine ile bağlanmaları sonucu oluşturulmaktadır. Bunlara kimyasal bağlayıcılı tuğlalar denir.

3. Döküm Sanayi : 1970’li yıllarda Avrupa’da döküm sanayisinde çok miktarda kullanılmakta olan zirkon ve kromitteki yüksek fiyat artışları, olivinin bu sanayi dalında pazar bulmasına neden olmuştur. Esasen döküm sanayinde en fazla kuvars kumu kullanılmaktadır. Ancak döküm sırasında dökülen metalik malzemelerle kalıp arasında, problemli durumlarda olivinden yapılmış kalıplar tercih sebebidir. Kuvars kumları, döküm sırasında metal ile reaksiyona girmekte, olivin kalıp ise metalin bünyesine girmesine müsaade etmemektedir. Özellikle manganez çelik dökümünde sadece olivinden yapılmış kalıplar kullanılmaktadır. Zira silis kumu döküm sırasında düşük ergime sıcaklığına sebep olmakta, bu da çeliğin kum üzerinde sinterleşmesine neden olmaktadır. Bu nedenle önce çelik üzerinde yanmalar olacak, sonrada çelik yüzeyinde delikler meydana gelecektir. Olivin ise manganez çelik ile düşük ergime fazı oluşturmaz. Döküm imalinde, olivin kumuna zaman zaman düşük oranlarda krom ve zirkon katılabilir. Döküm sanayinde olivinin silis kumuna göre avantajlı yönleri aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.

  • Isı karşısında oldukça düşük ve yeknesak genleşme göstermektedir. Bu durumda genleşmeden dolayı meydana gelebilecek olan hatalarda azalma olur.
  • Düşük ısı genleşmesine sahip olması nedeniyle bağlayıcı olarak sadece bentonit ve suyun %  3 miktarlarında olması yeterli olacaktır.
  • Termal şoka karşı sürekli mukavemet göstermekte.
  • Daha kolay şekillendirilebilmekte.
  • Kısmen köşeli parçalardan oluşması daha fazla Kuru Kırılma Dayanımı (Green Strength) göstermesine neden    olmakta.
  • Silis kumları silikosis denen hastalığa neden olmakta, olivinle çalıştığında böyle bir sorun ortaya çıkmamakta.
  • Olivin işlem sırasında oldukça iyi kalsine olduğundan, bünyelerine oldukça az miktarda su kabul etmekte ve bunun sonucu olarakta yeniden kullanımı da kolay olacaktır. Genel olarak döküm kalıbı ve onun iç kısmında un halinde (200-300 mesh’lik yani 74-50 mikron arası) olivin kullanılmaktadır. Bu durumda refrakter özellikte olan kaplama, dökümün kalıptan kolayca çıkmasını sağlamış olacaktır.

4. Aşındırıcı (Abrasiv) Olarak Kullanımı: Yoğunluklarının 3.3-3.5 gr/cm3, sertliklerin 6.5-7 ve genellikle köşeli tanelere sahip olmaları, olivinlere belirgin aşındırıcı özellikler kazandırılmıştır. Birçok ülkede bina ve köprüler gibi yapıtların yüzeylerinin temizlenmesinde olivin kullanılmaktadır. Kullanılan yüzeye göre 0.09 mm-1.7 mm boyutlarında olan olivinler basınçlı hava ile temizlenecek yüzey üzerine püskürtülmek suretiyle kir, pas ve benzeri istenmeyen materyaller kolayca uzaklaştırılarak yüzey temizlenir. Temizleme işlemine ilaveten düzgün yüzey veya girintili çıkıntılı yüzey elde etmek veya herhangi bir yapının veya dekorun bir kesiminin alınması (koparılması) için de hava basınçlı toz olivinler kullanılmaktadır. Bu amaç için 1988 yılından önce zaman zaman silis kumu kullanılmaktaydı. Silis kumunun sağlığa zararlı olması nedeniyle bu tarihten itibaren kullanımı yasaklanmış, yerine serbest silis içermemesinden dolayı olivin kullanılmaya başlanmıştır.

5. Elektrikli Isıtıcı (Radyatör) Olarak Kullanımı: Bu ısıtıcılara  “Gece ısıyı depo eden ısıtıcılar (Night Storage Heaters)” denmektedir. Bir elektrikli materyalden ısıyı absorbe eden ve depolayan radyatör şeklinde dizayn edilmiş olivinden yapılmış tuğlalar, belirli bir süre sonra özellikle gündüzleri bu ısıyı yayarak konutları ısıtmaktadır. Bu depolama işlemi elektrik enerjisi fiyatlarının %  50-60 iskontolu olduğu gece dönemlerinde olduğu için bunlara Nıght Storage Heater ismi verilmiştir. Ancak 1977 yılından sonra elektrik fiyatlarında görülen artış, bu radyatörlere olan ilgiyi azaltmıştır.

6. Ballast (Denge) Malzemesi Olarak Kullanımı: Olivin, büyük yoğunluğundan dolayı, bazı denge işlevlerinin esas olduğu alanlarda kullanılmaktadır. Özellikle Kuzey Denizi’ndeki petrol platformlarını dengede tutmak için olivin kullanılmaktadır. Olivin, bu platformlardaki betonların gözeneklerini gayet iyi bir şekilde doldurarak, ağırlığından dolayı denge işlevine yardımcı olmaktadır. Tren yollarında sağlam ve dengeli bir temel sağlamak için de olivin çakılları kullanılmaktadır. Nispeten köşeli ve sağlam çakıllar burada iyi bir drenaj sağlayarak tren yolunun kaymasını önleyecektir.

KUVARS

Düzgün ve temiz olan kuvars kristalleri optik ve elektronik sanayilerinde kullanılmaktadır. Ayrıca  süs taşı olarak da kullanılmaktadır. Kuvars kristalleri elektronik sanayinde frekans kontrol asilatörerinde ve frekans filtrelerinde kullanılmaktadır. Süt kuvars ve camsı kuvars ise öğütülerek ve hazırlama işlemlerinden geçirilerek cam, deterjan, boya, seramik, zımpara, dolgu ve metalurji sanayilerinde kullanılmaktadır.Cam sanayinde kristal eşya ve züccaciye imalatında,seramik sanayisinde ise sırfrit yapımında, yer  ve  duvar  karosunda,  izolatör, elektro-porselen, glazur, sofra eşyası ile vitrifiye seramik yapımında kullanılmaktadır.

KUVARSİT

Kuvarsit; kuvars, kuvars kumu, ve kuvarslı grenin kullanıldığı tüm alanlarda kullanılabilir. Başlıca tüketim alanları, cam, seramik, boya, detarjan, dolgu, hafif gazbeton yapı elemanları (Ytong), silika tuğla ve ferrosilisyum üretiminde, hammadde olarak, ayrıca ferrokromun ara ürünü olan silika ferrokrom üretiminde ve demir çelik sanayinde yüksek fırınlarda asit-baz dengesinin sağlanmasında tüketilmektedir.

KUVARS KUMU

Cam, çimento, deterjan, seramik, boya metalurji sanayilerinde kullanılmaktadır. Dünyada mamul kuvars kumu rekabetinin fazla olması kuvars hazırlama çalışmalarını geliştirmektedir.

DÖKÜM KUMU

Başlıca Demir-Çelik endüstrisi ile alüminyum ve bakır ağırlıklı alaşımların imalinde kullanılır

MERMER

Mermerin başlıca tüketim alanları; inşaat sektörü, güzel sanatlar alanı ve dekorasyondur. En geniş kullanım alanını inşaat sektörü teşkil eder. Binaların iç ve dış kaplamaları, dekorasyon işleri, anıtlar, heykeller ile süs ve hediyelik eşya imalatı önemli tüketim alanlarını oluşturur. Bilhassa binaların iç kısımlarında yer döşemesi ve duvar kaplamaları, merdiven basamakları, sütunlar, şömine, mutfak ve banyolarda kullanılır. Iç dekorasyon malzemesi olarak masa, sehpa ve çeşitli mobilyalar yer alır. Hediyelik eşya ve el sanatları dalında ise; vazo, biblo, avize, şekerlik, kültablası vs. yapımında bilhassa güzel renkli mermerler kullanılmaktadır. Mezar ve mezar taşlarında da önemli miktarlarda mermer tüketilmektedir. Bugün yapı taşından çok kaplamacılık, döşemecilik ve dekorasyonda kullanılan doğal taşların özelliklerine göre kullanım alanları az çok değişmektedir. Traverten dış yapıların kaplanmasında ve döşemelerinde, hakiki mermerler iç mekanlarda kullanılırken son yıllarda granitin üstünlüğünü her iki yönde de artmaktadır.  İyi cila alma, renk çekiciliği ve sağlamlığı nedeni ile granit, aynı zamanda figür işlemeciliğinde de kullanılmaktadır. Mermer taşlarının kimyasal bileşimi kalsiyum karbonat olduğu için kimya, yem ve gübre alanlarında, karayolu, beton asfalt ve son kat dolgu malzemesi olarak da kullanılır. Parça kırıntılarından paledyen, mozayik ve suni mermer yapılmaktadır.

ALÇI TAŞI

Alçı taşının günümüzde başlıca dört kullanım alanı vardır.

1.

    •  Ham jips, beyaz boya (mineral white=terra alba) ve dolgu maddesi olarak kağıt ve pamuklu tekstil maddelerine katılır. Kömür işletmelerinde kömür tozlarında kül oranını artırmak içinde kullanılır. Jips ham halde çimento sanayinde pirizlenmeyi geciktirmek için hergün artan miktarlarda kullanılmaktadır. Nikel izabesinde eritmeyi kolaylaştırma ve bira sanayinde mayalandırma için kullanılır.

2. Yarı mamul bir jips olan alçının kullanım yeri çok değişiktir. Son yıllarda alçı sıcak ve soğuk yalıtım maddesi olarak, çok büyük ölçülerde kullanılmaya başlanmıştır. Binalarda ses izolatörü ve rutubeti de ayarlayan bir düzenleyici olarak kullanılmaktadır. Bu maksatla konferans salonlarında büyük gürültüleri kesmek için kullanılmaktadır. Alçı döküm ve kalıp işleri için gerek izabe, gerekse seramik endüstrisinde de büyük ölçülerde kullanılır.Alçı, tıpta cerrahide, dişçilikte de kullanılır. Keza eski kullanım alanları olan sıva, kabartma, süsleme vb. yerlerde, inşaatta her gün biraz daha artan miktarlarda kullanımına devam olunmaktadır.

3. Mamül alçı, prefabrik inşaat malzemelerinin başlıca girdisidir. Bugün alçı ile yapılan çeşitli prefabrike malzeme miktarı diğer bütün alanlardaki miktarı çok aşmış bulunmaktadır ve daha da artmaya aday görünmektedir. Bu maksatla alçı ile hazır bina bölme duvarları, panolar, blok, kiriş ve tavanlar yapılmaktadır. Iki kağıt levha arasına deterjanla köpük haline getirilmiş alçı püskürtme suretiyle çok ince yaprak halinde kalınlığa kadar her türlü imalat yapılmaktadır. Alçının ucuz, basit ve yerli malzeme olması bu alanda tüketimini çok arttırmaktadır.

4. Kimya sanayinde alçı taşının kullanılması, bundan 40 yıl kadar önce, pratik olarak hiç bir alanda kullanılmayan anhidritin, Ingiltere’de Imperial Chemical Industries Şirketinin bu hammaddeyi amonyum sülfata çevirmeyi başarması ile başlamıştır. Bu yöntemde havanın azotu yapay amonyağa dönüştürülerek anhidrat ile birleştirilmekte ve elde edilen amonyum sülfat tarımda gübre olarak kullanılmaktadır. Ayrıca anhidrat kokla indirgenerek, yönteme göre kükürt veya kükürt okside ile sülfat asiti elde etmek için kullanılmaktadır. Halen İskoçya’da anhidrit ve alçıdan faydalanılarak sülfürük asit yapılmakta ve yan ürün olarak portland çimentosu elde edilmektedir.

KİREÇ

Kirecin  tüketim  alanları aşağıda tablo halinde verilmiştir.

KİRECİN TÜKETİM ALANLARI

KİMYASAL VE ENDÜSTRIYEL Metalurjik Eriyik, çelik üretimi, demir dışı metaller üretimi, flotasyon, ergime
Kimyasal  üretim Magnezya, alkaliler, karpit, beyazlatma, inorganikler, organikler
Sağlık, tortu ve kağıt Su arıtma, pis su, atık arıtma, ağartma, kostikleme
Seramik Cam, refrakterler, tuğlalar
Besinler Şeker prosesi, süt prosesi, turunçgil özü
Petrol Yağlama, rafineri, sondaj çamuru
Çeşitli Boyalar, pigmentler, deri temizleme, vernik
  YAPI Bina yapımı, yollar hava alanları Sıva, alçı, harç, stabilize yol, asfalt, yol temelleri
  ZİRAAT Orman, toprak kireçlenmesi, gübre

PERLİT

Perlit en yaygın olarak kullanıldığı alan inşaat sektörüdür. Perlitin tüketim alanları başlıklar halinde aşağıda verilmektedir.

1. Inşaat Sektörü.

  • Perlitli sıvalar
  • Perlit agregalı hafif yalıtım betonu (Çimento veya alçı bağlayıcılı)
  • Perlit agragalı hafif yapı elemanları
  • Isı ve ses yalıtıcı gevşek dolgu maddesi olarak perlit kullanımı
  • Yüzey döşemelerde ısı ve ses yalıtıcı olarak perlit kullanımı
  • Çimento ve alçı dışındaki bağlayıcılarla yapılan özel amaçlı perlit betonları

2. Tarım Sektörü : Toprağın fiziksel özelliklerini artırıcı “substrat” maddesi olarak perlit kullanımı;

  • Tarla tarımında
  • Bahçe tarımı ve seracılıkta (fide yetiştiricilik, kültür tarımı vb.)
  • Çimli spor alanlarında

3. Sanayi Sektörü:

I. Gıda, ilaç ve diğer kimyasal maddeler üretiminde süzme yardımcı maddesi olarak perlit kullanımı  

a. Gıda Sanayinde;

  • Bira, şarap ve likörleri süzmede
  • Bitkisel yemeklik yağları süzmede
  • Meyve suları süzmede
  • Şeker şerbeti süzmede
  • Mısır şerbeti süzmede (glikoz/dekstroz üretiminde)

b. İlaç ve kimya sanayinde;  

  • Antibiyotiklerin süzülmesinde
  • Pektin süzmede
  • Soda külü eriyiklerinin filtrasyonu
  • Sitrik asit süzme
  • Sodyum silikat (su cam) filtrasyonu
  • Sülfürik asit filtrasyonu
  • Uranyum şerbeti filtrasyonu
  • Kağıt sanayinde (beyaz su) filtrasyonu
  • Flok süzmede (alüminyum hidroksit ve flokülasyon işlemlerinde)
  • Boyaların süzülmesinde
  • Fosforik asit süzme

c. Diğer süzme işlemlerinde;

  • Makine yağı süzme (kullanılmış makine yağının rejenerasyonu)
  • İçme suyu süzmede
  • Yüzme havuzlarının suyunu süzmede
  • Atık suları temizlemede süzme işleminde

II. Sanayide ısı yalıtımında perlit kullanımı;

a.Sıvılaştırılmış gaz tanklarının ısı yalıtımında;

  • Sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG)
  • Sıvılaştırılmış doğal gazlar (LNG)
  • Sıvı azot ve amonyak
  • Sıvı progan, etan ve metan
  • Sıvı oksijen
  • Sıvı soygazlar, itici gazlar (propellanlar), soğutucu gazlar (refri geranlar vb.)

b. Soğuk depoların yalıtımında. 

c. 1000 oC kadar sıcaklıktaki reaktörlerin, potanların vb. yalıtımında.

III. Metalurjide perlit kullanımı

a. Dökümcülükte metalurjik flaks olarak

b. Döküm kumuna katkı maddesi olarak

c. Potadaki ergimiş metalin korunmasında

d. Dövmede veya haddeye giden sıcak metal ingotların ısı kayıplarını önlemede

e. Demir-çelik sanayinde ergimiş metalin cüruf kontrolünde

f. Perlitli yalıtıcı refrakterlerin üretiminde;

  • Seramik bağlayıcılı perlit refrakter tuğlalar
  • Alüminyum fosfat bağlayıcılı perlit refrakter tuğla veya betonlar
  • Perlitli refrakter harç

IV. Seramik ve cam sanayinde katkı maddesi olarak perlit kullanımı

V. İlaç ve kimya sanayinde dolgu maddesi olarak perlit kullanımı

a. Ilaçlarda (insan sağlığı ilaçları-veteriner ilaçları)

b. Haşere ilaçlarında (bitki koruma vb.)

c. Temizleyici tozlarda

d. Gübrelerde

e. Dinamit üretiminde

f. Testüre (yüzeyi grenli) örtücülğü yüksek boyaların üretiminde

4. Diğer Uygulamalar: 

a. Sondajlarda, çimentolama işlemini kolaylaştırıcı katkı maddesi olarak,

b. Gemi dipleri kaplama ve yalıtımında,

c. Petrol artıklarından veya diğer yağlı atıklardan gelen su kirliliğini gidermede,

d. Baraj göllerinde, kentlerde, açık su rezervuarlarında buharlaşmayla su kaybını önleyici olarak,

e. Ambalajlama için dolgu maddesi.

f. Plastik köpüklere ve plakalara katkı dolgu maddesi,

g. Ucuz ve hafif plastik mobilya yapımında dolgu maddesi,

h. Titreşimli tespitte

ı. Yangına karşı özellikle çelik kontrüksiyonlarda yalıtım katı olarak.

Perlitin genleşmiş olarak kullanımının yanısıra ham olarak da bitmiş kullanım alanları vardır. Ham perlit kimyasal bileşimi bakımından silisli ve alüminyumlu bileşikler içermesi nedeni ile kalsiyum esaslı bağlayıcılar ile kimyasal reaksiyona girerek hidrolik aktivite gösterdikleri için inşaat sektöründe geniş çapta kullanılmaktadır. Bu kullanımları, çimentodan ekonomi sağladığı gibi dayanıklılık da kazandırmaktadır. Bunun için ham perlit kayası kırılıp öğütüldüğü gibi, doğal olarak agrega halinde bulunan perlit kaynakları da kullanılmaktadır.

Ham perlitin, kırılmış, öğütülmüş ve tane boyutlarına ayrılmış olarak kullanım alanları şöyledir;

1. Asit ve bazlara karşı, dayanıklı olduğu için özellikle kanalizasyon borularının üretiminde kullanılır,

2. İç ve dış inşaat sıvalarında;

a. Dona karşı dayanıklı olduğu için su alan inşaatlarda,

b. Çatı ve teras su izolasyonlarında,

c. Yüzme havuzu yapımında,

d. Hafif yapı malzemesi karakterinde olduğu için ısı izolasyonunda sıva olarak veya briket gibi izolasyonlu hafif yapı elemanları üretiminde kullanılır,

3.  Demiryollarında patinaj kumu olarak,

4. Abrasif sanayinde aşındırıcı olarak,

5. Filtre kumu ve çakıllı olarak su arıtma tesislerinde TS 4081’e uygun olarak kullanılır,

6. Karayolu yapımında asfalt dolgu malzemesi olarak kullanılır.

POMZA

Pomza başlıca 3 sektörde kullanılır;

1. İnşaat sektöründe

2. Çeşitli sanayi sektörlerinde aşındırıcı olarak

3. Tarım sektöründe

Pomza, ülkemizde ve dünyada geniş anlamda inşaat sanayinde kullanılmaktadır. Ülkemizde üretilen pomzanın %  90’ı yurt içinde inşaatlarda kullanılmaktadır. Pomza, perlitin kullanıldığı alanların genellikle tümünde kullanılır. Perlit gibi genleştirmek için enerji ve yatırım gerekmediğinden, inşaat sektöründeki kullanımı son yıllarda hızla artış göstermektedir. Pomzanın sanayi sektöründeki kullanım alanlarının başında abrazif sanayi gelmektedir. Pomza çok kırılgan ve sertliği 5-6 civarındadır.Öğütme sırasında camsı, midye kabuğu şeklinde kırılır ki keskin kenarlı yapısı en ince boyutuna indirildiğinde bile kalmaktadır.Oldukça hafif aşındırıcı olarak sınıflandırılan pomza gerek doğal, gerek doğal olmayan madeni eşyaları ve yumuşak metalleri (gümüş gibi) cilalamakta kullanılır. Abrazif sanayi dışında pomza aşağıda sıralanan sanayilerde de kullanılır;

Boya sanayinde: Pürüzlü kaplamada (Kaleterasit), ses izole edici duvar boyası, motifi boya için astar macunu düzeltmede,

Kimya sanayinde: Kimyasal taşıyıcı ve filtrasyon malzemesi olarak, Metal ve plastik sanayiinde: Temizleme ve cilalama, titreşim özelliği olan malzemeler yapımında son ameliye için, elektriksel kaplama, taş basma kalıplarını temizlemede,

Cam sanayiinde: Televizyon tüpü düzeltme, cam cilalama, kesik cam tamamlama malzemesi olarak,

Mobilya sanayinde: Cilalama, piyano anahtarı ve resim çerçeveride motif vermede,

Elektronik sanayinde: Devre plaketlerini temizlemede,

Seramikte: Asta malzemesi olarak; tekstilde de kot kumaşının ağartılmasında,

Tarım sektöründe: Toprağın özelliklerini ıslah etmek ve suni gübrenin topaklaşmasını önlemek amacı ile anti-kek olarak.

VERMİKÜLİT

Genleştirilmiş vermikülitin en önemli kullanım alanları, yapılarda ve hafif yapı malzemeleri imalinde, ısı yalıtım ve zirai uygulamalardır. Vermikülit içeren karışımlar ve alçılar, yapılarda ateşe dirençli muhafaza elemanı, ses yalıtkanı, nem ve su yoğunlaşmasına karşı koruyucu, panel duvar, beton duvar ve tavanlarda dekoratif malzeme olarak ta kullanılmaktadır. Kaba taneli vermikülitler, ara duvar bölmeleri arasında ve dış cephelerde dolgu malzemesi olarak, kışın ısı kaybını önlemede kullanılırlar.Ayrıca akkor haldeki sıcak dökümlerin taşınmasında erimiş metalin örtülmesinde, kırılmayı önlemek amacıyla paketleme ve taşımacılıkta, buhar boru ve kazanlarının yalıtımında, döküm elemanları yapımında haddeleme işleminde kuru bağlayıcı olarak kullanılır. Ziraatte ince taneli vermikülit, toprak düzenleyici malzeme olarak, bitki yetiştirme ortamı hazırlanmasında, tarımda, bahçecilikte ve ormancılıkta değişik uygulamalarda kullanım alanlarına sahiptir. Ateşe dayanıklı panel duvar imalinde ve gerektiğinde sondaj çamurlarında katkı malzemesi olarak kullanılır. Tane boyuna göre kullanım alanları da şöyle sıralanabilir:

1. 1/2 inç-20 mesh: konutlarda izolasyon malzemesi, akustik sıvalar, tavan-kubbe kaplamaları, boru kaplamaları, tecrit edici çimentolar.

2. 20-40 mesh: Buzdolabı, otomobil ve uçaklarda izolasyon malzemesi, yangın söndürücüler, filtreler, soğutucu depolar.

3. 40-120 mesh: yer muşambaları, çatı kaplamaları, dielektrik komitatörler

4. 120-200 mesh: motor yağları, plastik ürünler

5. 200-270 mesh: Duvar kağıtları, dış cephe boyaları ve ateşe dayanıklı film yapımı.

ALUNİT

Kuvars içeriğinden dolayı antik çağlarda değirmen taşı olarak kullanılan alunit cevherleri, 13. yüzyılda ilk kez Izmir-Foça’da şap üretimi için kullanılmıştır. Günümüzde ise, Al-sülfat (Al2(SO4)3) şapa tercih edilmektedir. Diğer taraftan alunit cevheri, değerli bir potasyum gübresi (K2SO4) kaynağı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca amonyum sülfat veya fosfatla karışık gübre üretiminde kullanılmaktadır. Alunit ve aluüminyum sülfatın kullanım alanları şunlardır.

  • Gübre sanayi,
  • Alüminyum üretimi,
  • Çimento sanayi,
  • Eczacılık ve tıp,
  • Deri sanayi,
  • Tekstil sanayi,
  • Kağıt sanayi,
  • Koku ve renk giderici olarak,
  • Suların arıtılmasında,
  • Alçı katkı maddesi olarak,
  • Şeker sanayinde,
  • Yangın söndürücülerde katkı maddesi olarak,
  • Boya, lak ve vernik imalatında.

NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ

Nadir toprak elementlerinin çeşitli şekillerde (metal, oksit, tuz) tüketildiği alanlar başlıca 4 grupta toplanabilir.

1. Seramik ve cam sanayi,

2. Metalurji sanayi,

3. Petrol katalizörü,

4. Diğerleri. Her gruptaki ayrıntılı kullanım alanları aşağıda verilmiştir.

Nadir toprak elementlerinin kullanım alanları:

 

Kullanım  Alanı   Karışık   La Ce Pr Nd Sm Eu  Gd  Tb Dy  Ho   Er Tm  Yb Y
METALURJİ
Y.D. Çelik X X
Paslanmaz Ç X X X
Diğer “ X X
 K.B.D.Demiri X X
K.Erime Özelliği X X
Diğ.Alaşımlar(Mg,Al,Ti,Cu) X X X X X
PETROL
KATALİZÖRÜ 
Petrol Parç. X X X X X X X X X
Egz.Gz.Kont. X X
 Diğ.Katalitik Uy X X X X X X X X
SERAMİK 
Kaplama X X X X X X
Sırlama X X X X
Refrakter X X X X
CAM
Parlaklık X X X
Optik cam X X X
 Renk açma X X X X X X X
Boyama X X X
Radyas. Kontrol X X X
Kaplama X X X
Fluoresans X X X
KALICI MİKN X X X
FOSFR.MAD.
Katod ışını tüpü X X X X X X X X
x-Ray camları X X X X
Floresans lamba X X X
Lazerler X X X X X X
NÜKLEER KULLANIM. X X X X
DİĞERLERİ 
 Mücevher X
Tıp X X X
Güneş enerjisi X X
Mikro dalga cihz. X X
Kim.Lazer X
Soğutucular X
Mikroskop camı X
Tekstil X

 

 SEPİYOLİT

Özgül yüzey alanı ve buna bağlı yüksek absorpsiyon özelliğinden dolayı sepiyolitin başlıca kullanım alanları şunlardır;

1. Koku giderici olarak çiftlik ve ahırlarda; evcil hayvanlar ve ahır hayvanlarının atıklarının emilmesi ve koku giderilmesi için zeminlerde (pet-litter),

2. Tarım ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,

3. Madeni esaslı yağlar, nebati yağlar ve parafinlerin rafinasyonunda,

4. Atık su arıtma sistemlerinde,

5. Karbonsuz kopya kağıtları ve sigara filtrelerinde,

6. Gastrointestinal sistemle ilgili ilaçlarda toksin ve bakteri emici formülasyonlarda,

7. Deterjan ve temizlik maddelerinde.

Katalitik Özellik : Büyük yüzey alanı, mekanik dayanım ve termal duraylılığından dolayı son zamanlarda sepiyolit granülleri, katalizör taşıyıcı olarak smektit ve kaolen grubu minerallere tercih edilmektedir. Hidrojenasyon, desülfürizasyon, denitrojenasyon, demetilizasyon, etanolden butadien ve metanolden hidrokarbon eldesi gibi birçok katalitik proseste Co,Ni,Fe,Cu,Mo,W,Al,Mg’un katalitik destekleyicisi olarak sepiyolit kullanılmaktadır. Sepiyolitin katalitik uygulamaları şunlardır :

1. Olefinlerde doygun olmayan C=C bağlarının hidrojenasyonu,

2. Otomobil ekzosları ve fabrika bacaları için katalitik seramik filtre imali,

3. Etanolden butadien üretimi,

4. Metanolden hidrokarbon üretimi,

5. Sıvı yakıtların hidrojenasyonu.

Reolojik Özellikler : Sepiyolit, su veya diğer sıvılarla, nispeten düşük konsantrasyonlarda yüksek viskoziteli (1000-40.000 cps/5 rpm, Brookfield viskozimetresi) ve duraylı süspansiyonlar oluşturur. Sepiyolitten yapılan süspansiyonlar tiksotropik özellik gösterdiğinden, kozmetik, yapıştırıcı ve gübre süspansiyonlarında kalınlaştırıcı (thickener) olarak kullanılır. Sepiyolit ayrıca, diğer killere göre tuzlu ortamlarda daha duraylıdır ve bu nedenle özellikle petrol sondajlarında çamur malzemesi olarak kullanılır. pH=8’e kadar faydalı özelliklerini muhafaza eder, ancak pH>9 olduğu koşullarda peptizasyon viskozitede ani bir düşüşe neden olur. Reolojik özelliklerinden dolayı kullanıldığı alanlar şunlardır;

1. Çözelti kalınlaştırıcı ve tiksotropik özellikleri nedeniyle boya, asfalt kaplamaları, gres yağı ve kozmetik ürünlerde

2. Yüksek elektrolit konsantrasyonu ve sıcaklığa sahip derin sondajlarda çamur malzemesi olarak,

3. Tarımda toprak düzenleyicisi olarak; tohum kaplama ve gübre süspansiyonlarında, haşere ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak

4. Bağlayıcı özelliğinden dolayı eczacılıkta ve katalizör taşıyıcı pelet ve tablet olarak,

5. Kağıt, mukavva, filtre ve duvar kağıdı ve kauçuk sanayilerinde dolgu maddesi olarak

6. Tuğla ve seramik ürünlerde (özellikle high-tech uygulamaları bulunan honeycomb seramikler),

7. Deterjan sanayinde

Ayrıca besicilikte yemle karıştırıldığında verim artışı sağlamakta ve hayvanlarda amonyum dengesini kontrol etmektedir. Yine son zamanlarda, atık sulardan biyogaz üretiminde metanojenik bakteri taşıyıcısı ya da biyoreaktör olarak kullanımı geliştirilmiştir. Lifsi yapıda olması, buna karşılık kanserojen etkisinin asbeste kıyasla son derece düşük olması, asbest yerine kullanılmasını da gündeme getirmiştir.

GRAFİT

Doğal grafit tek başına veya diğer bazı malzemelerle karıştırılıp, şekillendirilerek, sayılamayacak kadar çok geniş alanlarda kullanılmaktadır. Yağlayıcı olarak, elektrik sanayinde, dökümcülükte, boyacılıkta, elektronik malzeme yapımında, izole tesislerinde, motorlarda, kurşun kalem yapımında ve daha birçok alanda grafitten yararlanır. En önemli kullanım alanı ise, çelik sanayi ve elektro metalurji sanayi’dir. Grafitin kullanım alanına göre, genellikle şekli belirtilmez. Ancak, pota gibi şekillendirilmiş refrakterlerin yapımında, daha üstün özellikleri  nedeniyle, pul şeklindeki grafit türü, diğer metalurji uygulamalarında ise  daha ucuz olmasından dolayı, amorf grafit tercih edilmektedir.

1. Makine Parçalarında Yağlayıcı Olarak; Kayganlığı, yumuşaklığı ve makine parçaları üzerinde uzun müddet yapışabilmesi özelliği  nedeni ile, makine yataklarında yağlama maddesi olarak kullanılabilir. Bu alan için kullanılabilecek grafitin çok saf olması (en az %  95 grafitleşmiş karbon) ve kuvars gibi sert mineralleri içermemesi gerekir. Bu alan için en uygun grafit türü, şüphesiz pul şeklinde olanıdır. Grafit 0.1 – 1 mikron boyutuna öğütüldükten sonra, yağ, su, alkol veya bunlara benzer taşıyıcı bir sıvı içerisinde kolloid hale getirildikten sonra, makine parçasının istenen yerine iletilir. Taşıyıcı sıvının türüne bağlı olarak, grafit burada kuru veya yaş bir tabaka oluşturur. Kuru tip, fırın zincir ve arabalarında, motor silindirlerinde, deniz araçlarında ve kimyasal tesislerde; yaş tabaka türü ise, yüksek basınç altında, bilyalı yataklarda kullanılır.

2. Ergitme – Pota Endüstrisinde Grafitin, dünya üretiminin hemen hemen yarısına yakın miktarı, bu alanda kullanılmaktadır. Grafitin ergime derecesi çok yüksek olduğundan (yaklaşık 4.000 oC), ısıya dayanıklıdır. Genleşme sabitesi çok düşük; mekanik yüklenmeye, kimyasal etkilenmeye ve sıcaklık değişimlerine karşı dayanıklılığı çok iyidir. Isıyı çok iyi iletmesi ve dış yüzeylerinin bir sıvının metali kavrayıp tutmayacağı şekilde kaygan olması gibi nedenler de, özellikle döküm potaları için tercih edilen özellikler arasındadır. Bağlayıcı özellik kazandırmak için, ağırlığının yarısı kadar ateş kili veya kömür katranı; istenen özellikleri kazandırmak ve maliyeti düşürmek amacıyla da kum, ateş tuğlası ve asbest gibi ilaveler yapılır. Karışıma giren maddelerin oranı, kullanılış amacına göre değişir. Pota için elverişli grafit türü, ince taneli (ortalama tane boyu 0,3 mm.), yoğunluğu fazla, kül ve kükürt içermeyen, yüksek tenörlü (%  85 veya daha fazla)  grafitleşmiş karbon içerendir. Kül içerdiği takdirde, külün ergime derecesinin yüksek olması (Çoğunlukla Sri – Lanka Tipi) istenir.

3. Döküm Sanayinde %  40 – 60 grafitleşmiş karbon içeren grafit tozlarının, asıl kullanıldığı yerler dökümhanelerdir. Kil ve kumla karıştırmak suretiyle döküm kalıpları yapımında kullanılır. Bentonit veya olivin ile karıştırılıp, öğütülmüş kok kömürü tozu ve petrol koku, bu sanayi dalında grafiti ikame edebilmektedir.

4. Kurşun Kalem Ucu Yapımında Kurşun kalem ucu, işlenmiş kaolen, bentonit ve grafit karışımından yapılır. Bu kullanıma en uygun grafit türü, ince taneli ve kompakt olanıdır. Yumuşaklığı nedeniyle, daha çok doğal grafit tercih edilir. Saflığının yüksekliği oranında, bu alandaki kıymeti artar. Düşük kaliteli kalem uçları için amorf grafit kullanılır. Her iki durumda da arzu edilen grafit türü, aşındırıcı madde (kuvars gibi) içermeyen ve %  96 oranında grafitleşmiş karbona sahip olandır.

5. Motor ve Jeneratör Fırçaları İmalinde Bu malzemeler, yüksek sıcaklıktaki amorf veya damar türündeki doğal grafitten yapılır. Bu amaçla uygun grafitin grafitleşmiş karbon miktarı %  85’ten fazla olmalıdır. Grafit fırça yapımında, zift, katran veya reçine ile bağlanmış grafit ve metal tozları (bakır veya gümüş) kullanılır.

6. Grafitin Diğer Kullanım Alanları Son senelerde kuru pil sanayinde, bol miktarda grafit kullanılmaya başlanmıştır. Bunun için pul türü (levhamsı) ve grafit tozu en uygunu olup,  en az %  85 grafitik karbon içermesi gereklidir.

Grafit ayrıca uçak sanayinde, belirli jet motoru parçaları ve uçak parçalarında, büyük ölçüde ağırlık azaltılması için grafit flamanla kuvvetlendirilmiş kompozit malzemeler kullanılır. Bu tür malzemeler aynı zamanda, spor malzemelerinde de kullanılmakta olup, otomobillerde kullanılabilirliği konusunda da araştırmalar yapılmaktadır. Grafit, atom reaktörlerinde, ilaç üretiminde, metalurji sanayinin çeşitli dallarında çok yönlü olarak kullanılmaktadır. Toz metalurjisinde, grafit, yatak malzemesi yapımında ve çelik imalinde, çeliğe, karbon sağlayıcı olarak iki ayrı amaçla kullanılır. Grafit, toz harman malzemenin sıkıştırılmak suretiyle şekillendirilmesi sırasında yağlayıcı olarak; bu materyalin sinterlenmesi sırasında ise, metal oksitleri indirgeyici olarak görev yapar. Demir – çelik üretiminde kullanılan grafit çok saf olmalıdır. Diğer  bazı metallerin üretimindeki gerekli grafitin aynı derecede saf olması o kadar önemli olmayabilir. Grafitin saflığı, tane boyutu, boyut dağılımı ve nem durumu gibi faktörlerin değişimine bağlı olarak; aşınma ve sürtünmesi istenilen düzeyde, kendinden  yağlı yataklar imal edilebilir. Bu sahada kullanılan grafitin türü ve saflığı konusunda bir sınırlama yoktur.Aşağıdaki tablo’da grafitin başlıca kullanım alanları verilmiştir.

 

Grafitin Kullanım Alanları

Kullanma Amacı Kullanıldığı Alanlar
REFRAKTERLİK (VEYA DAYANIKLILIK) Refrakter Tuğlalar Döküm Boyaları Potalar Yatay Mufl Fırınları (Retort) Soba Boyaları Elektrodlar
İLETKENLİK Motor ve Jeneratör Fırçaları Pil Tozları Fren Astarları Elektrodlar Basım (Electro – Typing)Isı Değiştiricileri
KARBON VERİCİ Karbon Yükseltici Izabe Işlemleri Nükleer Moderatörler (Nötron Yavaşlatıcılar)
YAĞLAYICILIK Yağlayıcılar Motor ve Jeneratör Fırçaları Barut Cilası Lastikler Kurşun Kalemler Yataklar Tohum ve Gübre Kaplama Fren Astarları Piston Halkaları (Segmanlar) Motor Gömlekleri
KİMYASAL ASALLIK Contalar Yapıştırıcılar Boyalar Refraktörler Pil Karbonları Döküm Boyaları Pas Temizleyiciler(Kazanlar) Soba Boyaları

 

BARİT

Öğütülmüş baritin en önemli kullanım alanı sondaj sektörüdür.  Dünya barit üretiminin %  85-90’ı bu sektörde kullanılmaktadır. Baritin yoğunluğunun yüksek olması, aşındırıcılığının düşük olması, yüksek basınç ve ısıya karşı stabil olması, manyetik özelliğinin olmaması, çeşitli kaynaklardan kolay ve uygun maliyetle elde edilebilmesi sondaj sektöründe yaygın olarak tüketilmesini sağlamaktadır. Cam endüstrisinde değişik baryum bileşikleri kullanılmaktadır. Özellikle preslenmiş camlarda, baryum oksit kurşun oksitten daha fazla parlaklık sağlamaktadır. Boya sanayinde badana tipi boyalarda, beyazlatıcı pigment olarak, yağlı boyalarda inceltici olarak kullanılmaktadır.  Öğütülmüş baritin sentetik kauçukla karıştırılması ve asfalt ilavesiyle, havaalanı pistleri ve yüksek standartlı yol kaplamaları yapılır. Baryumun X-ışınlarını zararsız hale getirme özelliğinden dolayı röntgen çekimlerinde, nötronları engelleme özelliğinden dolayı atom reaktörlerinde kullanılır. Lastik sanayinde dolgu malzemesi olarak kullanılan barit, seramik sanayinde seramik cilası olarak kullanılır. Baritin kimya sanayinde de önemli bir kullanımı mevcuttur. Litofon, baryum hidroksit, baryum siyanat, baryum kromat, baryum nitrat vs. eldesinde kullanılır. Cam endüstrisinde kullanılan barit, 16-20 mesh boyutlarında öğütülmelidir. %  98 BaSO4, en fazla %  1.5 SrO2, %  0.15 Al2O3, %  0.15 Fe2O3 değerlerine sahip olmalıdır. Kimya sanayinde kullanılan baritin BaSO4 oranı %  95’den fazla ve tane boyu 4-20 mikron arasında olmalıdır.

TALK

Talk; seramikte, boya yapımında, çatı kaplamasında, haşarat ilacı üretiminde, kauçuk ve kağıt sanayinde, kozmetik ve farmakolojide, asfalt dolgu maddesi yapımında, hayvan yemi ve gübre üretiminde kullanılır. Kullanım amacına göre, yumuşaklığı, yağ absorbsiyonu, nem oranı, erime noktası, özgül ağırlığı, ısı ve elektrik iletkenliği ve kimyasal analiz önemlidir.

1. Seramik Sanayinde: Talkın ısı ile genleşme özelliğinin çok az olması nedeniyle banyo ve mutfak seramiklerinde ve elektrik sobalarının plakalarında kullanılmasını sağlamıştır. Seramik sanayinde kullanılacak talkta fiziksel ve kimyasal yapı bakımından homojenlik istenir. Ayrıca, tane iriliği ve dağılımı ile pişirme rengi de önemlidir. Bileşiminde manganez ve demir istenmeyen impuritelerdir. CaO % 0.5, demir oksit % 1.5 ve Al2O3 % 4′ ten fazla olmamalıdır. Elektroseramik ve sırlamada kullanılan talk saf magnezyum silikattır. Ayrıca kloritsiz kompakt talk (steatit) kullanılabilir.

2. Boya Sanayinde: Lif ve yaprak özelliğine sahip talklar, yağ absorblama özelliğinden dolayı boya ve benzeri yağ yapımında kullanılmaktadır. Boya sanayinde kullanılan talk öğütüldüğünde son derece beyaz ve tenörü yüksek olmalı (% 98.5). Ayrıca 325 mesh’ lik elekten geçebilmelidir. Talk lifi boya tabakacıklarının birbirine ve yüzeye kenetlenmesini sağlar. Ağır boya materyallerinin çökmesini önleyip, boyanın daha homojen olmasını sağlar.

3. Çatı Kaplamasında: Bu iş için genellikle kalitesiz talklar kullanılır. Bu yüzden hammaddede beyazlık ve saflık aranmamaktadır. Aranan özellikler tane boyu ve dağılımı ile yağ emme özelliğidir.

4. Haşarelere Karşı: Talk haşare öldürücü ilaç yapımında da kullanılmaktadır. İlaca toksik etki, istenen yoğunluk ve az aşındırıcılık özelliklerini kazandırır.

5. Kauçuk Sanayinde: Talk, bir çok sentetik lastik, plastik ve kauçuk üretiminde doldurucu olarak kullanılır. Maddeye sıkı bir doku kazandırır.

6. Kağıt Sanayinde: Talk, yumuşaklığı, tane boyu, mürekkep emme özelliği ve suda erime özelliği nedeni ile kağıt sanayinde rahatça kullanılabilmektedir. Ancak kullanılacak talkın CaCO3 oranı % 2-5’ten fazla olmamalı ve başka mineral içermemelidir.

7. Kozmetik ve Farmakolojide: Talkın istenilen tane boyutunun elde edilmesi mümkün olduğundan kimyasal saflığı ve kayganlığından dolayı kozmetik ürünleri ve ilaç üretiminde kullanılmaktadır. Bu sanayide kullanılan talkta aranan özellikler, içerdiği lifsi ve sert minerallerin azlığı, arsenik ve demir miktarlarının düşük olmasıdır.

ZEOLİT

Zeolitlerin endüstriyel alanlarda kullanılabildiği 1940’lı yıllarda ortaya konulmasına rağmen tali mineral olarak volkanik kayaçların boşluk ve çatlaklarında bulunduğunun bilinmesi kullanımlarını sınırlamıştır. Ancak 1950’li yıllardan sonra denizel ve gölsel tüflerin de zeolit içerdiklerinin saptanmasıyla, doğal zeolitlerin kullanım alanları hızla genişlemiştir. Zeolitlerin başlıca fiziksel ve kimyasal özellikleri olan; iyon değişikliği yapabilme adsorbsiyon ve buna bağlı moleküler elek yapısı, silis içeriği, ayrıca tortul zeolitlerde açık renkli olma, hafiflik, küçük kristallerin gözenek yapısı zeolitlerin çok çeşitli endüstriyel alanlarda kullanılmalarına neden olmuştur. Son yıllarda önemli bir endüstriyel hammadde durumuna gelen doğal zeolitlerin bu özelliklerinden biri veya birinden fazlasının istediği kullanım alanları: kirlilik kontrolü, enerji, tarım-hayvancılık, maden-metarlurji ve diğer alanlar olmak üzere 5 ana bölümde toplanabilir.

1. Kirlilik Kontrolü: Son yıllarda zeolit mineralleri iyon değiştirme ve adsorbsiyon özellikleri nedeniyle kirlilik kontrolünde gittikçe artarak kullanılmaktadır.

a- Radyoaktif Atıkların Temizlenmesi Nükler santral atıklarında bulunan  ve çevre sağlığı açısından tehlikeli olan Sr90,  Cs137, Co60, Ca45 gibi izotoplar, zeolitlerle tutulabilmektedirler. Böylece atık sudan alınan radyoaktif atıklar, zeolitle birlikte gömülerek zararsız hale getirilmektedir. Bu alanda asitlere dayanıklılıkları nedeniyle klinoptilolit ve mordenit kullanılmaktadır.

b- Atık Suların Temizlenmesi Şehir ve endüstri tesislerin atık sularında bulunan azot, balık ve diğer su faunasına toksik etki yapmanın yanı sıra bu faunanın beslenmesi için gerekli alglerin üremesini de engellemektedir. Bu nedenle atık sularda bulunan azot ve istenmeyen bazı ağır metal katyonları (örneğin Pb++) zeolitler tarafından tutulmaktadır. Ayrıca sulama ve sel suları, azotlu  gübreler ve hayvan dışkısı içeriğinden, nehir ve gölleri kirletmektedir. Bunu önlemek için doğal ve suni gübreler, klinoptilolitle karıştırılarak kullanıldığında azotun fazlası tutularak zararsız hale getirilmekte ve gübre kullanımında tasarruf sağlanmaktadır.

c– Baca Gazlarının Temizlenmesi Petrol ve kömür kullanan tesislerin bacalarından çıkan CO2 ve diğer kirletici gazlar zeolitlerin adsorblayıcı özelliği ile ayrılabilmektedir. Mordenit ve klinoptilolitin bu alanda çok iyi sonuçlar verdiği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.

d- Petrol Sızıntılarının Temizlenmesi Kirlilik kontrolü uygulamalarında yeni gelişen bu alanda aktifleştirilmiş zeolit, genleştirilmiş perlit, sodyum karbonat, tartarik asit ve % 20 metilsiloksan içeren bir bağlayıcıyla peletlenmiş halde kullanmaktadır. Özgül ağırlığı 0.5 gr/cm3 ve yağ adsorblama kapasitesi 0.97 gr olan bu malzeme, 200 saat suda yüzebilmekte ve yüzeydeki petrolü adsorblamaktadır.

e- Oksijen Üretimi Yaşam için gerekli olan oksijenin azalmasına yüzyılımızın sorunlarından olan su ve hava kirliliği neden olmaktadır. Akarsu ve göllerdeki oksijen eksikliği, bu ortamlarda yaşayan balık ve bitkilerin yok olmasına neden olurken  kapalı bir mekandaki oksijen azlığı insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu durumlarda zeolitlerin azotu seçimli adsorblama özelliklerinden  yararlanarak bu ortalamalara oksijence zenginleştirilmiş hava sağlanabilmektedir. Oksijen üretiminde, daha çok sentetik zeolitlerden yararlanılmakla birlikte, doğal zeolitlerden özellikle mordenit ve bazı klinoptilolitlerle şabazit de kullanılabilir görülmektedir.

2. Enerji: Dünyanın gittikçe büyüyen enerji ihtiyacı; kömür ve petrol yanında nükleer ve güneş enerjisi gibi kullanılan ve aynı zamanda da geliştirilmekte olan değişik kaynaklardan karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu kaynakların enerjiye dönüştürülmesi esnasında sentetik ve doğal zeolitlerden faydalanmaktadır.

a- Kömür ihtiyacının gün geçtikçe artması kaliteli ve kolay işletilebilir rezervlerin azalması, çok derinde bulunan veya kükürtçe zengin kömür yataklarının işletilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu  tür yataklarda, kömür yer altında yakılarak gazlaştırılır ve elektrik enerjisine çevrilir. Bu alanda zeolitler kömürün yer altında yakılabilmesi için gerekli oksijenin üretilmesinde ve yanma sırasında oluşan SO2’nin yanında patlayıcı özellikteki azotoksit ve hidrokarbonların temizlenmesinde kullanılabilmektedir. Ancak yaygın değildir.

b- Doğal Gazların Saflaştırılması     Zeolitler, 1969 yılından beri kirli veya saf olmayan doğal gazlarından CO2‘in uzaklaştırılmasında kullanılır.

c- Güneş Enerjisinden Faydalanma     Zeolitlerin sıcaklığa bağlı olarak su verip alma özelliklerinden yararlanarak, klinoptilolit ve şabazit üzerinde yapılan uygulamalarda, küçük yapıların ısıtılması ve klimatize edilmesi, diğer bir deyişle, zeolitlerin güneş enerjisinin transferinde ısı değiştirici olarak kullanılması mümkün görülmektedir.

d- Petrol Ürünleri Üretimi Burada genellikle, adsorbsiyon kapasiteleri ve etkin gözenek çapları doğal zeolitlere göre daha yüksek olan sentetik zeolitler kullanılmakla birlikte petrol ve gaz içeren alanların aranması ve paleoortam koşullarının belirlenmesinde önemli bilgiler veren doğal zeolitler, petrol ve gaz üretimi ile bunların rafinasyonunda bazı özel uygulamalarda kullanılabilmektedir. Tabii gazlardan su ve CO2 mordenit, şabazit ve klinoptilolit kullanılarak ayrılmaktadır. Ayrıca doğal zeolitlerden petrol rafinasyonunda yararlanılabilecek nitelikte katalizörler üretilmiştir.

3. Tarım ve Hayvancılık: Zeolitli tüfler, gübrelerin kötü kokusunu gidermek içeriğine  kontrol etmek ve asit volkanik toprakların pH’nın yükseltilmesi amacıyla uzun yıllardan beri kullanılmaktadır.

a- Gübreleme ve toprak hazırlanması doğal zeolitler, yüksek iyon değiştirme ve su tutma özellikleri nedeniyle toprağın tarım için hazırlanmasında, çoğunlukla kil bakımından fakir topraklarda yaygın biçimde kullanılmaktadır. Ayrıca yüksek amonyum seçiciliği nedeniyle gübre hazırlanmasında taşıyıcı olarak klinoptilolit kullanılmasıyla amonyumun bitkiler tarafından daha etkin biçimde kullanılması ve gübre tasarrufu sağlanmaktadır. Klinoptilolit  nem fazlasını adsorpladığı için gübrelerde depolama sırasında oluşan pişme ve sertleşmeyi de önlenmektedir.

b- Tarımsal mücadele doğal zeolitlerden iyon değiştirme ve absorplama kapasitelerinin yüksekliğinden dolayı tarımsal mücadele ilaç taşıyıcı olarak yararlanılmaktadır.

c- Toprak kirliliğinin  kontrolü doğal zeolitlerin katyon seçme ve değiştirme özelliklerinden sadece besleyici iyonların bitkiye aktarılmasında faydanılmayıp aynı zamanda beslenme zincirlerinde Pb-Cd-Zn-Cu gibi istenmeyen bazı ağır metal katyonlarının tutulmasında da yararlanılabilir. Bu alanda kullanılan klinoptilolitin radyoaktif kirlenmenin söz konusu olduğu topraklara ilave edilmesi ile bitki tarafından alınan S90 miktarının büyük ölçüde azaltıldığı da saptanmıştır.

d- Besicilik yemlerine zeolit ilave edilen tavuk, domuz  ve geviş getiren hayvanların normal yemlerle beslenenlere oranla sağlıkları bozulmaksızın  ağırlıklarının  artığı belirlenmiştir. Bu alanda kullanılan zeolitlerin başlıcaları klnoptilolit ve modernittir.

e- Organik atıkların muamelesi; bu alanda kullanılan doğal zeolitler dışkıların kötü kokusunun giderilmesini, nem içeriklerinin kontrolünü ve dışkılarının oksijensiz ortamda çürümesiyle oluşan metan gazının diğer gazlardan ayrılmasını sağlamaktadır. Koku giderimi ve nem içeriğinin kontrolü ile hayvan barınaklarında daha sağlıklı koşul yaratılmaktadır.

f- Su kültürü göl ve göletlerde biyolojik artıkların neden olduğu kirliliğin  temizlenmesinde doğal zeolitler özellikle klinoptilolit etkin olarak kullanılmaktadır. Ayrıca doğal zeolitlerden, canlı balık taşımacılığı ve su kültür ortamlarında ihtiyaç duyulan oksijence zengin hava akımının temininde de yararlanılmaktadır.

4. Madencilik ve Metalurji :

a- Maden yataklarının aranması volkanik malzemenin hidrolizi sonucu oluşan zeolitler cevher yataklarının oluşumlarının açıklanması yanında, aramalarında da kullanılabilir. Japonya’da tüflü kumtaşlarındaki uranyum cevherleşmesinin klinoptilolit-hölanditli seviyelere bağımlı olduğu belirlenmiştir. Ülkemizde ise zeolitli tüflerin borat oluşumları ile ilişkileri dikkat çekmektedir.

b- Metalurji çevre sağlığı açısından tehlike oluşturan bazı ağır metal katyonları içeren madencilik ve metalurjik faaliyetlerinden ortaya çıkan atıksular, doğal zeolitlerin katyon değiştirme özelliklerinden faydalanılarak arıtılabilmektedir. Ayrıca pirometalurji sanayinde CaCO3 ve doğal zeolit  karışımı Cu-Pb alaşımlarının eritilmesinde ortaya çıkan zararlı dumanları % 90 oranında yok edebilmektedir.

5. Diğer Kullanım Alanları:

a- Kağıt endüstrisi yüksek parlaklığı olan zeolit cevherleri, kağıt endüstrisinde dolgu maddesi olarak gittikçe daha fazla kullanılmaktadır. Klinoptilolit katkılı kağıt, normal kil katkılı kağıtlara göre daha tok olup, kolay kesilebilmekte ve mürekkebi daha az dağıtmaktadır. Klinoptilolit  -10 mikrona kadar öğütüldüğünde aşındırma endeksi % 3’den az, parlaklığı 80 civarında bir malzeme özelliği kazanır. % 28 zeolit tozu katılmış bir karışımdan klasik kağıda göre çok daha hafif kağıt üretimi mümkündür.

b- Inşaat sektörü puzzolan çimento ve beton: Zeolitik tüf yatakları, birçok ülkede puzzolanik hammadde olarak kullanılmaktadır. Zeolit puzzolanlar, son beton ürününün daima yer altı su korozyonuna maruz kalacağı hidrolik çimentolarda önemli uygulamalar bulmaktadır. Zeolitlerin sulu altyapılarda kullanılacak puzzolan çimento üretiminde kullanılması, yüksek silis içermeleri nedeniyle betonun katılaşma sürecinde açığa çıkan kirecin nötrleşmesini sağlayabilmektedir. Hafif Agregat: Perlit ve diğer volkanik camlar gibi doğal zeolitler de genleşmeye uygundur. Genleştirilmiş zeolitlerin sıkışma ve aşınmaya karşı dayanımı daha yüksek olup, genleştirilmiş hafif agregat üretilmektedir. Boyutlandırılmış Taş: Zeolitik tüfler, düşük ağırlıklı, yüksek gözenekli, homojen, sıkı -sağlam yapılıdırlar. Kolayca kesilip işlenebilmeleri ve hafiflikleri ile yapı  taşı olarak kullanılırlar. Birçok ülkede uzun yıllar bu amaçla kullanılan devitrifiye volkanik küller ve değişime  uğramış tüflerin zeolit içerikli olduğu son yıllarda anlaşılmıştır.

c- Sağlık sektörü doğal zeolitler bu alanda çeşitli  şekillerde kullanılmakla birlikte, bunlar arasında en önemlisi klinoptilolitin flörürlü diş macunlarında parlatıcı katkı maddesi olarak kullanılmasıdır.

d- Deterjan sektörü çevre kirlenmesi nedeniyle deterjanlarda fosfat kullanımı bazı ülkelerde kısıtlanmaktadır. Bu yüzden deterjan katkı maddesi olarak zeolitler fosfatlarının yerine kullanılmaktadır.

DİATOMİT

Diatomit ürünleri sanayide birçok işlemlerde ara ve yardımcı malzeme olarak kullanılmaktadır. Başlıca tüketim alanları önem sırasına göre şöyle sıralanabilir;

  • Filtre-Yardımcı malzemesi (süzme),
  • Dolgu malzemesi,
  • Izolasyon malzemesi (ısı, ses, elektrik),
  • Absorbent,
  • Aşındırıcı ve yüzey temizleyici,
  • Katalizör taşıyıcı,
  • Hafif yapı malzemesi, refrakter imalatı,
  • Birçok kimyasal maddelerin üretiminde silis kaynağı olarak,
  • Gübrelerde taşıyıcı ve topraklanmayı önleyici olarak.

Diatomitin %  85-90 gözeneklilik derecesine sahip bir doku meydana getirebilecek özel yapısı, kimyasal inörtlüğü ve steril özelliği nedeniyle en çok tüketildiği ve ikame ürünlere göre hemen hemen rakipsiz olduğu kullanım alanı, süspansiyon halindeki katı tanecikleri sıvılardan ayırmak amacıyla uygulanan filtrasyon işlemleridir. Bu uygulamada filtre yardımcı malzemesi bez, elek gözenekli taş veya metalden yapılan destek yüzeyleri üzerine biriktirilerek filtrasyon keki oluşturmak suretiyle veya doğrudan doğruya süzülecek sıvıya ilave edilerek kullanılır. Filtrasyon işlemi sırasında süzülmekte olan sıvıya kontrollü olarak dozajlama şeklinde ilave edilmek suretiyle kekin gözenekliliği korunur. Böylece istenilen süzme hızı ve berraklık derecesini elde etmek mümkündür. Yardımcı malzeme kullanılması süzme periyodunu uzatmakta, istenilen hız ve berraklıkta süzme yapılabilme imkanını sağlamakta ve işlemi kolaylaştırmaktadır. Bu sebeplerden dolayı işletme giderleri ve işçilikte önemli tasarruflar sağlanmaktadır. Diatomit filtre yardımcı malzemeleri ham şeker şerbeti, bira, viski, şarap, yüzme havuzu suları, kuru temizleme solventleri, eczacılık mamülleri, meyve ve sebze suları, endüstriyel atıklar, kimyasal maddeler, vernik ve lakeler, madeni ve nebati yağların filtrasyon işlemlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Diatomit ürünlerinin ikinci büyük kullanım alanı fonksiyonel dolgu işlemleridir. Burada kullanılan dolgu malzemesi nihai mamülün özelliklerini geliştirerek performansını artırmaktadır. Bu amaç için diatomitin hafiflik, dayanıklılık, kimyasal inörtlük, ısı-ses-elektrik izolasyon kabiliyeti, yüksek gözeneklilik ve emicilik özelliklerinden yararlanılmaktadır. Diatomitin fonksiyonel dolgu işlemi için kullanıldığı en önemli uygulamalar boya, plastik, lastik, kağıt, ilaç, kozmetik, cila, kibrit, diş macunu ve kimya sanayileridir. Bazı diatomit çeşitleri %  94’e ulaşan yüksek silis muhtevalarına sahiptirler. Bu sebeple kimyasal reaksiyonların büyük çoğunluğuna karşı ilgisizdirler. 1430 °C civarındaki yüksek ergime sıcaklığı ise aşırı sıcaklıklara karşı dayanıklılık sağlar. Bu sebeple diatomit ürünleri hem katalizör taşıyıcısı, hem de izolasyon elemanı olarak kullanılırlar. Katalizör taşıyıcı uygulamasının en önemli örnekleri hidrojenasyon prosesindeki nikel katalizörler ve sülfürik asit üretimindeki vanadyum katalizörlerdir. Ayrıca çimentoda su mutevası fazlalığını giderme ve homojeniteyi ıslah etmek amacıyla kullanılabilir. Betona %  3 oranında diatomit ilavesinin betonun basınç direncini %  20, çekme direncini ise %  10 oranında  artırdığı gözlenmiştir.

BENTONİT

Çok geniş bir kullanım alanı olan bentonit başlıca aşağıdaki işlevleri için tüketilir;

  • Sondajlarda sondaj çamurunu ağdalaşıp kırıntıların yukarı çıkmasını sağlar, su kaçaklarını önler,
  • Döküm kumu bağlayıcısı olarakkalıpların hazırlanmasında (1600 °C’ye kadar dayanmaktadır),
  • Demir tozlarının peletlenmesinde,
  • İnşaat mühendisliğinde temel ve baraj yapılarında su ve sıvı sızdırmazlığı elde etmede,
  • Hayvan yemi yapımında,
  • Yemeklik sıvıyağların ağartılmasında,
  • Şarap ve meyve sularının berraklaştırılmasında,
  • İlaç, kağıt, lastik sanayinde dolgu maddesi olarak,
  • Çimento sanayinde, seramik sanayinde katkı maddesi olarak,
  • Evcil hayvanların altlarına yayılacak atıklarının kolay temizlenmesinde,
  • Petrol rafinasyonunda,
  • Atık suların temizlenmesinde,
  • Boya sanayinde ve yangın söndürücülerde,
  • Gübre yapımı ve toprak ıslahında.
Kullanım Alanı %  Oranı
Sondaj Çamuru Döküm kumu bağlama Yağ ağartma Diğer alanlar 40 30 15 15

FLORİT

%  97’den daha çok kalsiyum florür ihtiva eden fluorit, asit sanayiinde hidrofluorikasit üretiminde kullanılır. Muhtevası % 85-95 CaF2 olan fluorit seramik, cam ve emaye üretiminde kullanılır. CaF2 içeriği %  60-85 olan fluorit ise çelik endüstrisinde akışkanlığı artırıcı madde olarak kullanılmaktadır. Fluorit başlıca demir-çelik sanayiinde, alüminyum sanayiinde, kimya sanayiinde (HF asit ve türevleri yapımında) ve seramik sanayiinde olmak üzere cam, mobilya ve çimento sanayii dahil 30 dan fazla sanayi dalında kullanılmaktadır. Hidrofluorik asit (HF): Asit kalitesindeki fluoritin fırında H2SO4 ile reaksiyonundan elde edilir. HF asitten ise sentetik kriyolit elde edilir. Kriyolit de, alüminyum sanayinde alüminadan metal aluminyum elde edilmesinde elektrolit olarak kullanılır. HF asit ayrıca uçak ve otomobiller için yüksek oktanlı benzin imali ve çelik parlatılması dahil birçok kimya endüstrisinde kullanılmaktadır. Demir-Çelik sanayinde,  yüksek fırınlarda demir ve elektrik fırınlarında çelik elde ederken cürufu akışkanlaştırıcı olarak fluorit kullanılmakta ve böylece demirdeki kükürt ve fosfor cürufa karışmış olmaktadır. Fluorit seramik sanayinde sır yapımında, cam sanayinde beyaz ve renkli opal cam imalinde, portland çimentosu imalinde klinker elde etmek amacıyla, soba, buzdolabı ve pişirme araçlarının çelik kısımlarının kaplanmasında, suni kauçuk ve aerosol üretimi olmak üzere birçok sanayi dalında kullanıldığı gibi elektrot kaplamalarında rutil yerine ikame maddesi olarak da kullanılmaktadır.

KIYMETLİ TAŞLAR

Mücevher taşları her şeyden önce süs malzemesi olarak, küçük heykelciklerin yapımında ve diğer sanatsal yapıtlarda ve sergilemek  maksadıyla kolleksiyonculukta kullanılır. Düşük kaliteli elmaslar endüstriyel uygulamalarda kullanılabilir. Son derece kıymetli oluşunun yanında endüstriyel amaçla kullanımı çok önemli miktarlara ulaşmaktadır. Sertlik derecesinin 10 oluşu, yani  dünyanın en sert malzemesi oluşu ona ayrıca bu avantajı sağlamıştır. Toz halinde dahi olsa çeşitli şekillerde endüstriyel maksatlarla kullanılmaktadır. Kristal elmas her türlü malzemeyi kesme, delme ve düzlemede, yani aşındırıcı olarak kullanılır. Kristal kuvars-renklileri kıymetli taş ve bazı çeşitleri telsizlerde tüketilirler. Beril hassas terazilerde, yeşil turmalin; turmalin kaması ile diğer polarizasyon aletlerinde kullanılır. Çok sert oluşu ve asitlerin etki etmemesi nedeniyle muhtelif tür agatlar laboratuvarlar için havan imalatında, ayrıca terazi, bıçak ağızlarında, çeşitli süs ve ev eşyası yapımında, tekstil silindirlerinde ve spatül olarak kullanılabilir.

ASBEST

Asbest minerali, lifsi yapısından dolayı çimento ürünlerine katıldığında beton içindeki çelik kafese benzer şekilde özel bağlayıcılık niteliğine sahiptir ve bu nedenle betonun mukavemetini artırmaktadır. Elektriğe ve ısıya karşı yalıtkanlığı, diğer yandan ateşe dayanıklılığı asbestin tüketim alanlarını belirleyen başlıca teknolojik özellikleridir. Bütün bu özelliklerinden dolayı asbest, 3000 den fazla endüstriyel ürünün yapımında kullanılmaktadır. Basınca dayanıklı borular, iç-dış cephe ve tavan kaplama malzemeleri ve levhaları, fren balataları, çeşitli contalar, özel filtreler, kağıt ürünleri asbestin kullanıldığı başlıca ürünlerdir. Kimya, ilaç, lastik-plastik, boya, şeker, kağıt ve uzay sanayilerinde de asbest çeşitli ürünlerin imalinde kullanılmaktadır.

Asbest lif ve tozlarının akciğer ve karın zarı kanserine (MEZOTELYOMA) neden olduğundan; Uluslararası Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kanserojen maddeler GRUP-1A listesine alınmıştır. ABD ve Avrupa ülkelerinde yasaklandığı gibi; 25.01.2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘’ASBESTLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK’’ hükümlerine göre: Asbestin her türünün çıkarılması, işlenmesi, satılması ve ithalatı, Asbest ürünlerinin veya asbest ilave edilmiş ürünlerin üretimi ve işlenmesi Türkiye’de yasaktır.

TİTANYUM

Titanyum kullanımını iki ayrı bölümde değerlendirmek gerekir:

a- Metal ve alaşımları

b- Oksit ve diğer bileşikleri Metalik titanyum üstün fiziksel ve kimyasal özellikler gösterir. Bu nedenle; uzay aracı, uçak ve füze yapımında yeri doldurulamaz bir metaldir. Yüksek hız, titreşim ve yüksek ısının söz konusu olduğu araç kısımlarında, motor türbin kanatlarında ve benzeri aşırı yüklenen diğer araç bölümlerinde çok kullanılır. Kimyasal dayanıklılığı ise aşındırıcı kimyasal madde üreten fabrikalarda kullanılmasının nedenidir. Titanyum oksit şu anda bilinen en beyaz boya maddesidir. Titanyum beyazı adı altında boya endüstrisinde geniş çapta kullanılır. Bunun dışında; kozmetik endüstrisi, linolyum (muşamba), yapay ipek, beyaz mürekkep, renkli cam, seramik sırı, deri ve kumaş boyanması, kaynak elektrotları yapımı ve kağıt endüstrisi gibi pekçok alanda da kullanılabilir. Bu kadar çok kullanım alanları olmasına karşın; üretilen tüm titan oksidin %  60’ı boya endüstrisi tarafından tüketilir. Diğer bileşiklerinden titanklorit, kumaşların rengini   ağartmada; tetraklorit yapay sis eldesinde; titanyum karpit aşındırıcı olarak kullanılır.

ZİRKONYUM  ve  HAFNİYUM

Zirkon, kum halinde, öğütülmüş ürün (-200, -300 Mesh ve benzeri) veya 1.5-10 mikron kadar küçültülmüş toz olarak kullanılır. Refrakterler hala en büyük kullanım alanıdır. Bunu seramik, döküm sanayii ve aşındırma uygulamaları izlemektedir. Zirkonun kaplama döküm, cam refrakterler ve TV/katot ışını tüplerinde kullanılması gelişirken kimyasallarda ve duraylı zirkonyalarda kullanımı da ilerleme göstermekedir. Metal olarak zirkon, telsiz lambalarında, elektrodlarda, aydınlatma fişeklerinde, kesici aletler yapımında çelik endüstrisinde kullanılır. Aşınmaya dayanımı, yüksek erime noktası ve az da olsa ağır nötronları absorbe etme kabiliyeti nedeniyle zirkonyum, nükleer reaktör dizaynlarında aranılan bir materyal durumundadır. Atom sanayinde kullanılan zirkonyumun, tamamen hafniyumdan arınmış olması gerekir. Fırın astarlarında, laboratuvar kaplarında, yağlı boyalarda ve X-Ray’ de soğutucu olarak kullanılır. En büyük kullanım alanı kaplama maddesi olarak kullanıldığı soğutmalı reaktörlerdir. Ayrıca zirkon kumları tuğla ve cam fırını bloklarında, emaye, boya, aşındırıcılar içinde, eczacılıkta ve yapı malzemelerinde de kullanılır. Son yıllarda yapı malzemesi olarak kullanımı düşüş göstermektedir. Zirkon kimyasalları yapıştırıcılarda, terletmeyen maddelerde, sulu polimerlerde, katalizör olarak, seramik boyasında, elektro ve mühendislik seramiklerinde, optik camları parlatmada, deri tabaklamada, kurutucu ve pas önleyici olarak boyalarda, kağıt ve fotoğrafik jelatin sertleştiricisi olarak, refrakterlerde, sabun ve diş macunlarında, sentetik kıymetli taş yapımında, tekstil sanayinde su alıcı olarak, fotoğraf makinesi flaş lambalarında ve koruyucu titan kaplama olarak kullanılır. Zirkon kimyasalların toksik veya pahalı malzemenin yerini almada giderek artan  bir çok yönlülüğü vardır. Hafniyumun en büyük kullanım alanı, jet motorlarının ateşleme bölümündeki trübün fanlarında karışım toplayıcılığıdır. Motor verimini ve yüksek sıcaklık sürtünme dayanımını düzenler. Ikinci büyük kullanım alanı, nükleer reaktör kontrol çubuklarıdır. Mükemmel sıcak su aşınma dayanımına sahip olduğu, kolay tel haline getirildiği ve termal nötron absorbsiyon kesiti büyük olduğu için bu alanda çok tüketilir. Son gelişmeler, nükleer yakıtı tekrar işleyen santrallerde, bakır elektrot başlıklarda ve kulaklık mıknatısı alanlarında kullanımını kapsamaktadır. Uygun bir şekilde kullanılmazsa yüksek yüzey alanlarına sahip partiküller önemli yangın tehlikesine sahiptir. Hafniyum oksit, reaktörlerde, yaklaşık 200 °C de termo bakır ayırmada kullanılmaktadır. Oksit kaplı püskürtücü hedefler boyamada ve elektronik uygulamalarda (ampüllerde) kullanılır. Düşük zirkonyum içerikli hafniyum, ayrıca spektrografik/kimyasal ürünlerde kullanılır. Barit, karpit, klorit, hidrit ve oksiklorit içeren diğer hafniyum bileşimleri özel reaktörlerde, kesici aletlerde ve kimyasal gereksinimler için kullanılır. Vakum tüplerinde gaz giderici olarakta kullanılabilir.

LİTYUM

Lityum tüketimini üç gurupta incelemek gerekir:

1- Cevher ve konsantre cevher

2- Metalik lityum

3- Lityum bileşikleri

Lityum cevheri ve konsantresi, en çok; cam, seramik ve porselen emayesi alanında kullanılır. Petalit, lepidolit ve ambilojenitin kullanılabilmesi için herhangi bir ön zenginleştirme gerekmez. Spodumen ise, içindeki demir nedeniyle, bir ön zengileştirmeden geçmek zorundadır. Lityum, cam üretiminin ana bileşenlerinden değildir. Ancak yerini aldığı malzemelere göre daha fazla akışkanlık vericidir. Üretilen camın kalitesine göre değişik nitelikte spodumenler bu işte kullanılır. Seramik üretiminde ise; eşdeğer maddeler içerisinde, daha az demir içerenler tercih edilir. Bu açıdan bakıldığında yüksek lityumlu, düşük demirli spodumen konsantresi aranan malzemedir. Uygun vizkozite ve erime ısısının düşmesi seramik üretiminde sağlanan yararlardır. Fiber üretiminde lityum kullanıldığı zaman florun çevreye verdiği zarar azalmaktadır. Ayrıca vizkozite ve ısının düşmesi nedeniyle üretimde kullanılan platin eleklerin ömrü uzamaktadır. Spodumen konsantresi ve petalit tekrenkli televizyon tüplerinin ana bileşenlerindendir. Bunların baryumla karışımı;  radyasyon yayılımını azaltır,görüntüyü düzeltir ve cam yüzünü parlatır. Piroseramik üretiminde spodumen, düşük fiyatlı bir dolgu olarak; düşük genleşmeli lityum alüminyum silikat fazının oluşmasına yardım eder. Sonuçta ısı şokuna dayanıklı bir malzeme elde edilir. Sır yapımında kullanılan lityum mineralleri, akışkanlığı arttırdığı gibi daha düşük fırın sıcaklığı ve süresi sağlar. Lityum minerallerinin gelecekte beklenen önemli bir kullanım alanı da metalurji endüstrisidir. Metalurjide cüruf akışkanlığını düzenleyici olarak kullanılabilmektedir. Erime ısısındaki değişikliklerin yanı sıra, azalan vizkosite nedeniyle, metal kazanımı artmakta ve metal içindeki cüruf atıkları azalmaktadır. Metalik lityum en çok butil lityum (eczacılık, yapay kauçuk ve roket yakıtı endüstrilerinin önemli bileşenlerinden) üretiminde kullanılır. Bundan başka; demir dışı metallerin metalurjisinde oksijen ve kükürdü tutmada, alüminyum ve magnezyum alaşımlarında, kurşunla beraber kablo kaplamasında ve  deoksidan olarak bakırda kullanılır. Lityum bileşiklerinden lityum karbonat, alüminyum üretiminde geniş bir kullanım alanı bulur. Bunun yanı sıra; seramik endüstrisi, diğer lityum bileşiklerinin üretimi ve tıpta manik depresyon tedavisi (bir ruh hastalıkları gurubu) karbonat olarak kullanıldığı diğer alanlardır. Lityum hidrür hidrojen gazı üretiminde, Lityum hidroksit motor yağı ve gres üretiminde, lityum klorür ve bromür soğutma sistemlerinde kullanım alanı bulur. Lityum en çok lityum karbonat olarak kullanılır. Onun da en çok kullanıldığı alan alüminyum endüstrisidir. Lityumun ikinci büyük kullanım alanı cam endüstrisidir. Burada hem lityum karbonat hem de mineral olarak tüketilir. Özellikle kaliteli cam üretiminde lityum karbonat olarak kullanılır.

MİKA

Mikalar çok geniş alanda kullanılmaktadır. Kullanıldıkları endüstrilere  göre sıralayacak olursak; Elektrik – elektronik sanayi; En önemli uygulama alanları telefon santralleri, dinamo ce motor gibi yüksek voltaj indüksiyon aletlerinin yapımı, vakum tüpleri ve kapasitör imalatıdır. Boya sanayi; emülsiyon ve sentetik boyalar, korozyona karşı kullanılan boyalar, alüminyum boyalar, dahili ve harici boyaların imalinde kullanılmaktadır. Plastik endüstrisinde  mika; otomobil, elektrik ve yapı endüstrilerinde kullanılan sert plastiklerin imalinde dolgu maddesi olarak kuvvetlendirici etki yaratmaktadır. Kauçuk endüstrisinde de dolgu maddesi olarak kullanılan mika, cerrah eldivenlerinden oto lastik üretimine kadar değişen geniş bir kullanım alanına sahiptir.Yalıtkan sanayinde düşük yoğunluklu ateşe dayanıklı ürünlerin kullanıldığı alanlarda yalıtkan olarak kullanılmaktadır. Petrol sondajlarında sondaj çamuruna karıştırılarak kuyuda karşılaşılan çatlakları kapatmak amacı ile kullanılmaktadır. Ayrıca kağıt, kozmetik, döküm, tekstil ve gübre sanayinde, kaynak elektrotu imalinde, inci parlatma boya maddelerinde, yangın söndürme malzemesi imalinde, akustik ürünlerde yapıştırıcı, otomobilin içine gelen motor sesini önlemek amacıyla otomobil tabanına yerleştirilen malzemelerde katkı maddesi olmak üzere  çok farklı alanlarda  az da  olsa kullanımı mevcuttur.

JEOTERMAL  ENERJİ

Jeotermal akışkan önemli ölçüde elektrik ve ısı enerjisi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, tropikal bitki ve balık yetiştirilmesinde, hayvan çiftliklerinin ve cadde ve havaalanı pistlerinin ısıtılmasında, yüzme havuzu, termal tedavi merkezleri ve diğer turistik tesislerde kullanılmaktadır. Bunların yanında yiyeceklerin kurutulması ve sterilizasyonunda, konservecilikte, kerestecilik ve ağaç kaplama sanayinde,kağıt ve dokuma endüstrisinde ağartma maddesi olarak, derilerin kurutulması ve işlenmesinde, şeker, ilaç, pastörize süt fabrikalarında, soğutma tesislerinde kullanılmaktadır. Ayrıca akışkanın içindeki kimyasal maddelerin eldesinde kullanılmaktadır.

NÜKLEER  ENERJİ  HAMMADDELERİ

Nükleer  enerji  hammaddesi olan  uranyum  ve  toryum  esas  olarak  nükleer  reaktörlerde  elektrik  enerjisi  elde  etmek  için  yakıt  olarak  kullanılmaktadır.

KÖMÜR

Termik  santrallerde, teshinde ve sanayi amaçlı  olarak  tüketilmektedir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Manganez Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Üretilen manganez cevheri kullanım alanlarına göre sınıflandırılmaktadır. Manganez cevheri ayrıca manganez miktarına göre de sınıflandırılır. Bunlar, manganez cevheri, demirli manganez ve manganezli demir cevheri şeklinde isimlendirilir. “U. S. Bureau of Mines” a göre en az % 35 manganez içeren cevhere Manganez Cevheri denir. % 10-35 arasında manganez içerenlere Demirli Manganez ve % 5-10 arasında manganez içeren cevhere Manganezli Demir Cevheri adı verilmektedir. Bugün endüstride % 2 alt sınır tenörlü manganezli demir cevheri kullanılmaktadır (VII.Beş Yıllık Kalkınma Planı ÖİK Raporu).
Kullanma alanlarına göre manganez cevheri 4 gruba ayrılır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

  1. Metalurjik manganez cevheri % 48-50 Mn içerir.
  2. Batarya sanayii manganez cevheri % 78-85 MnO2 içerir.
  3. Kimya sanayii manganez cevheri % 74-84 MnO2 içerir.
  4. Diğer amaçlarda kullanılan manganez cevheri.

Manganez cevheri parça halinde veya öğütülmüş olarak, konsantre olmuş, kalsine edilmiş, sinterlenmiş veya peletlenmiş şekillerde satılır. Ülkelere göre satılan manganez cevherinin yüzdelerinde farklılıklar gözlenmektedir.
Tüvenan Cevher : Doğal halde ocaktan çıkarılmış, hiç bir işleme tabi tutulmamış cevher.
Parça Cevher : 6 mm yada daha büyük parçaları içeren cevher.
Toz Cevher : Çapı 6 mm’den daha küçük parçaları içeren cevher.
Manganez kullanım alanlarında ferromangan, slikomangan, metalik mangan gibi adlarda tanımlanır.
Manganez yatakları değişik yollardan oluşmakta ve çeşitli tipte yataklanmalar vermektedir. Manganez yatakları jeolojik oluşum esasına göre dört gruba ayrılırlar.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

  1. Hidrotermal Manganez Yatakları : Bu yataklar genel olarak filon damar, mercek ve düzensiz şekiller halinde olup, epitermal safhaya aittirler. Plütonik ve sübvolkanik mağma ocaklarından türeyen hidrotermal gelişlerin sonucunda oluşurlar.
    Manganez yataklarının en önemli mineralleri, siyah manganez oksitlerinden psilomelan ve pirolüsit başta olmak üzere manganit, braunit ve hausmanit’tir. Bu tür manganez yatakları büyük rezervler vermezler. Buna karşın kimya endüstrisinde kullanılabilecek kalitede yüksek tenörlü manganez cevherlerine sahiptirler.
  2. Sedimanter Manganez Yatakları : Bu tip yataklar belirli kaynaklarda görülen manganez bileşiklerinin asit veya nötr sularda uygun pH’larda çözülmesi, manganez humat, bikarbonat, klorür, sülfat, oksit biçiminde taşınması ve tortulaşma yörelerinde uygun pH koşullarında çökelmesi veya detritik birikimi ile oluşmaktadır. Bu yataklarda cevher mineralleri çoğunlukla yumru, şekilsiz, toprağımsı yığınlar veya pisolitik yapıdadır. Çok büyük rezervler vermekte olan bu tip yatakların demir tenörü yüksek olup, bazı safsızlıklar içerirler.
    En çok rastlanan mineraller pirolüsit ve psilomelan ile rodokrosit’tir. Eski Sovyetler Birliği’ndeki Chiatura ve Nikopol, Avustralya’daki Groote Eylandt yatakları en önemli sedimanter manganez yataklarıdır.
  3. Rezidüel (Kalıntı) Manganez Yatakları : Bu tip yataklar, bileşiminde az miktar manganez bulunan kayaçların atmosfere yakın kısımlarında meydana gelen ufalanma işlemi sonucu kimyasal yoldan kayacın bir kısım elementlerinin taşınıp, manganezin yerinde kalıp zenginleşmesi ile oluşurlar. Büyük rezervler veren bu tür yataklardan metalurjik ve kimya endüstrisinde kullanılabilecek kalitede cevher üretilebilmektedir. Hindistan’daki Riher ve Orissa ile Gabon’daki Moando yatakları bu tür oluşumlara örnektir.
  4. Metamorfik Manganez Yatakları : Çeşitli yollarla oluşan manganez yataklarının sıcaklık ve basınç altında değişime ve zenginleşmeye uğraması sonucu oluşan bu yataklar kaliteli olup, ortalama % 40-50 Mn içerirler.
    Manganez kullanımında en büyük pay Demir-Çelik sektöründedir. Üretilen cevherin % 90-95’i bu alanda tüketilmektedir. İkinci önemli kullanım alanı pil-batarya ve kimya sanayii’dir. Elektrolitik çinko üretimi, uranyum üretimi, cam ve seramik endüstrisi, kaynak sanayii ve ziraat sektörü manganezin az miktarda kullanıldığı diğer alanlardır.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Demir-Çelik Sektöründe manganez kullanımı şöyledir; üretilen manganezin % 95 kadarı manganlı demir alaşımları, demirsiz mangan alaşımları ve metalik manganez üretiminde kullanılır. Manganlı demir alaşımları içinde en önemlisi ferro-mangan olup demir-çelik üretiminde kullanılan manganezin % 90′ ı ferro-mangan halindedir. Manganez hemen hemen her türlü çeliğin üretiminde gerekli olup dökme demir eldesinde de önemlidir.

Manganezin Kullanım Alanları

-Ürün/Alan    ABD (%)
-Manganez Metal
-Çelik (Alaşım çelikleri dahil)
-Alüminyumlu Alaşımlar
-Diğer Alaşımlar
-Ferromanganez
-Çelik (Alaşım çelikleri dahil)
-Pik demirler
Türkiye’de manganez kullanım alanları manganezin Dünyadaki kullanım alanlarıyla parallellik göstermektedir.Türkiye’de manganez başlıca demir-çelik ve kimya sanayiinde kullanılmaktadır. Genelde manganez tüketiminin yaklaşık % 95’i parça mangan cevheri ve alaşımları şeklinde demir-çelik endüstrisinde, % 5’i de kimya sanayiinde olmaktadır. Kimya sanayiinde kullanılan manganez değişik sahalarda ve miktarlarda olmak üzere; suni gübre, cam, pil, seramik, oto boyası, refrakter, çimento, ilaç, fotoğrafçılık, petrokimya ve elektronik endüstrisinde kullanılmaktadır.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Dolomit Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Kalsiyum ve Magnezyumun çift karbonat bileşiği olan Dolomit’in kimyasal formülü  CaMg(CO3)2  olup, dolomitin  kalsitten ayrı özellikte bir mineral olduğu ilk kez Fransız Jeolog  Deodat de Dolomieu tarafından belirlenmiş ve 1791 yılında Count Dolomien tarafından isimlendirilmiştir. Kimyasal olarak teorik bileşimi aşağıdaki şekildedir:

CaCO3  : % 54.35
CaO  : % 30.4
MgCO3 : % 45.65
MgO : % 21.7
CO2 : % 47.9

Dolomit, kireçtaşlarından CaO ‘in yerini kısmen veya tamamen MgO ‘in alması ile oluşmaktadır. Bu yüzden bileşimi açısından kireçtaşları ile ilişkisi olup, yanalda ve düşeyde daima kireçtaşları ile geçişlidir. Bünyedeki kalsit ve dolomit oranlarına göre bazı araştırmacılar tarafından teorik bileşim baz alınarak şu şekilde sınıflandırılmaktadır; Teorik % CaCO3 + % 10 ve fazlası  CaCO3

Kalsitik  Dolomit

 

  • MgCO3 % 5-10      Magnezyumlu Kireç Taşı
  • MgCO3< % 5         Kireç Taşı

 

Ticari olarak dolomite çeşitli ısı değerlerinde işlemler uygulanabilir. Kalsinasyon işlemi uygulanmamış dolomite “ham dolomit”, 1100 oC’de ısıl işleme tutulmuş dolomite “Kalsine dolomit”, 1650 oC ile 2100 oC arasında ısıl işleme tabi tutulmuş dolomite ise “sinter dolomit (Dead Burned Dolomite)” denir. Prensip olarak karbonatlı kayaçlardan kireçtaşı ve dolomit, endüstride kullanılan en önemli kayaçlardır. Kireçtaşı, çoğunlukla CaCO3 içeren sedimanter bir kayaçtır. Dolomit ise CaCO3 ve MgCO3 içeren kayaçlardır. Aragonit ( CaCO3)  kalsitle aynı kimyasal özelliğe sahip olmasına rağmen kristal yapısı bakımından farklıdır. Aragonit, kalsitin zaman içerisinde altere olması ile oluşmuş metastabil bir mineraldir. Diğer karbonatlı mineraller siderit (FeCO3), ankerit (Ca2MgFe(CO3)) ve magnezit (MgCO3) ‘dır. Magnezit genellikle kireçtaşı ve dolomitle beraber bulunur ancak az miktarda bütünün içinde yer almaktadır. Benzer özellikleri sebebiyle, karbonatlı mineralleri bir diğerinden ayırt etmek pek kolay olmamaktadır. Özgül ağırlık, renk, kristal formu ve diğer fiziksel özellikleri, kayacın monomineralik olması koşuluyla, tanımlamalarda yardımcı olmaktadır. Seyreltilmiş hidroklorik asit çözeltisinde farklı minerallerin çözünme hızları, bu tür minerallerin arazide tanınmaları için yararlı bir yöntem olarak bilinmektedir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA

Kalsit, seyreltilmiş HCI çözeltisinde dolomitten çok daha fazla çözünmektedir. Böylece eğer taze bir yüzey üzerinde bu yöntem denenecek olursa, dolomitin bulunduğu yüzeye el lensi ile bakıldığında çeşitli rölyefler görülecektir. Diğer bir teknik boyama tekniğidir bu teknik aslında aragonit-kalsit ve dolomit yönünde azalan çözünme farklılığı esasına dayanmaktadır. Ancak bu yöntemin arazide kullanılması oldukça zordur, genellikle laboratuar ortamında kullanılmaktadır. X-Ray difraktometre teknikleri esas olarak iri boyutlu numunelerin karbonat mineralojisinin laboratuvar ortamında belirlenmesi için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde kayaç içerisindeki kalsit dolomit oranı veya bu minerallerin yüzde değerleri bilinen bir standarda göre kıyaslanarak bulunabilir. Binoküler mikroskop kullanılarak yapılan ince kesit analizleri de bu karbonatlı kayaçların tanınmalarında yardımcı olmaktadır. Kalsit, dolomit ve ankerit’in ince kesitlerde boyama işlemi yapılmadan tanınmaları oldukça zordur. Bu tanımlamalar sırasında, karbonat taneciklerinin tipi, dokusu ve yapıları araştırılmaktadır. Tanımlamalarda kullanılan  en önemli unsurlardan birisi de fosil ve fosil izleridir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Diğer önemli bir ayırt edici özellik de renktir. Renk minerallerin kabaca saflığı hakkında fikir sahibi olunmasına yardımcı olur. Ancak, bunun yanıltıcı da olabileceği unutulmamalıdır. Karbonat dışı mineralin küçük bir miktarı, renk değişiminin olması için yeterli olmaktadır. En meşhur yapı taşlarından, Hindistan kireçtaşı % 0.2 ‘den daha az Fe2O3 içermekte ve bu içerik, malzemeye kahverengi ve sarımsı kahverengi bir renk vermektedir. Keza, Carthage Mermeri  ise kahverengi ve fosilli bir malzeme olup, % 0.2 daha az demir ve alüminyum oksit içermektedir. Çok yüksek saflıktaki kireçtaşları, hafif kahverengi ile kül renginden beyaza uzanan bir renk içermektedir. Yeşil ve kül rengi gibi renkler içeren kireçtaşları genellikle, demir oksit veya karbonlu materyal içerdiğinin göstergesi olarak algılanmaktadır. Oksidasyon durumu arttıkça, renkler yeşile, kahverengiye ve kırmızıya doğru değişmektedir. Renk referans kartı, kayaç tanımlamalarında önemli katkı sağlayabilmektedir. Karbonatlı kayaçlardaki değişik miktarda ve tipte bulunan safsızlıklar, eğer söz konusu kayaçların yararlılık derecesini etkiliyorlarsa ekonomik  açıdan  önemli olmaktadırlar. Her safsızlık ile ilgili olarak en önemli iki soru vardır. Bunlar; ne kadar bulunur ve dağılımı nasıldır? sorularıdır. Bu safsızlıkların dikkate değer bir miktarı, kayaç içinde dissemine dağılımı ise bazı kullanım alanları için sorun olabilmektedir. Diğer taraftan safsızlıklar tabakalı bir şekilde kayaç içinde konsantre olmuşsa, bunlar bir zayıflık düzlemi oluşturarak, kayacın performansını olumsuz yönde etkileyebilmektedirler. Karbonatlı kayaçlar içinde yer alan ve en iyi bilinen safsızlık, kildir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kil mineralleri esas olarak, Kaolinit, İllit, Klorit, Smektit veya bunların karışımından oluşmakta ve kayaç içersinde dissemine veya tabakalı halde bulanabilmektedir. Kilin temel moleküler yapısı silika tetrahedrali( bir silika atomu ve dört oksijen atomu) ve alüminyum ve/veya magnezyum oktahedrali (alüminyum veya magnezyum atomu ve altı hidroksil iyonu) şeklindedir. Diğer kimyasal elementler yapı içinde dağılmış halde bulunmaktadır. Bu yüzden de kimyasal analiz yolu ile kil mineralinin yapısını anlamak mümkün olmamaktadır. Ancak kil minerallerinin tanımlamak gerekliyse, x ışınları, diferansiyel termik analiz veya elektron mikroskopu yardımıyla tanımlamak mümkün olmaktadır. Çört diğer bir emprüte olarak karbonatlı kayaçlar içerisinde yer almaktadır. Çört’ler, nodüler lensler veya yataklar halinde  veya dissemine olarak bütün kayaç içinde gözlenebilmektedir. Esas olarak çörtler çok küçük taneli ( 1 – 10 Mikron) kuvars tanelerinden oluşmaktadır. Çört’ler genellikle bütün renklerde bulunmaktadır. Ağır çörtlerin sertlikleri 7 civarındadır ve kırma işlemleri sırasında büyük aşınmalara yol açmaktadırlar. Poröz çörtler ise esas olarak geniş yüzeyli olmaları sebebiyle alkaliler içinde çözünebilmekte ve kimyasal reaksiyona girebilmektedirler. Bu yüzden de beton yapımında sorun çıkarmaktadırlar. Silikat, karbonatlı kayaçlarda ayrı bir yapıda silt veya kum tanesi boyutunda kuvars mineralleri halinde bulunmaktadır. Bazen kuvars, damarlar halinde de bulunabilmektedir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Klastik yapılı kireçtaşları özellikle dikkate değer bir oranda kuvars, silt ve kum içerebilmektedirler. Bu taneler etrafı karbonat ile kaplanarak oolitik bir yapı gösterebilmektedirler. Çok ince taneli dissemine olmuş organik maddeler dolomit ve kireçtaşlarının en bilinen yapısal elemanlarındandır. Bu maddeler kahverengi ve siyah renkli kayaçların oluşmasına sebep olabilmektedirler. Bunlara örnek olarak, bitümlü malzemeler, petrol ve benzerleri verilebilir. İnce kesitlerde çözünmeyen artıkların incelenmesinde çoğu karbonatlı kayaçlarda değişik oranlarda iz minerallere de rastlanmaktadır. Ancak bunların endüstriyel kullanımında pek fazla zararları bulunmamaktadır. (Örn. Cam Sanayiinde) ancak yapı elemanı olarak kullanılmaları sırasında, ürünün fiziksel özelliklerini etkilediklerinden bir miktar dezavantaj da oluşturabilmektedirler. Ekonomik öneme sahip çoğu karbonatlı kayaçlar, kısmen veya tamamen biyolojik olarak deniz suyundan  veya sığ deniz ortamında oluşmuşlardır. İçinde fosil bulunan bir kireçtaşı kesin olarak oluşumunun biyolojik bir orijinden geldiğini kanıtlar. Ancak herhangi bir tanımlayıcı unsur yoksa ve ince taneli bir yapı ise bunun küçük organizmalardan türediği anlaşılmalıdır. Örneğin kil ve silt boyutlu partiküller, ölü alglerin aragonitik keskin kabukları olabilir. Çekirdek etrafında kalsiyum karbonat birikmesi ile oluşan oolitler, yine alglerin aktivitesi ile oluşmuş olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir. Bazı bölgelerde mercan ve kalkerli alg’ler ki bunlar kireç saklayan organizmalardır, zamanında dalgalara karşı koyan ve resif (reef)  adı verilen büyük dalga kıran yapılar oluşturuyorlardı. Bu yapıların biyolojik aktif unsurları genellikle sığ denizlerde yer almakta olmalarından dolayı da oolitik formdan, iç içe geçmiş kalsiyum karbonatlı konsantrik yumrular oluşturmuşlardır. Zaman içinde çökelme ortamında biriken bu canlılar karbonatlı kayaçların oluşumuna kaynak teşkil etmişlerdir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Karbonatlı kayaçların oluşumunu sağlayan bu depolanma alanlarının çevresi, oluşacak kayaçın saflığını, şeklini ve boyutunu ortaya koyması açısından oldukça önemli olmaktadır. Yüksek enerji zonlarında oluşan ve çok az karbonat dışı metaryal içermeyen kireçtaşları, yüksek saflıktaki karbonat minerallerinin kaynağını oluşturmaktadır. Düşük enerji alanlarında oluşan mikrit ise çok kil, silt ve karbonat dışı mineral içermektedir. Karbonat sedimanları depolama işlemi sonrası alterasyon ve modifikasyona son derece duyarlı olmaktadırlar. Dolomit’in orijini ekonomik jeologlar tarafından özellikle önemli olmaktadır. Bazı dolomitler, deniz suyunun presipitasyonu ile oluşurken, çoğu dolomitler, yüksek tuzluluktaki sular tarafından kalsiyum karbonatlı sedimanların veya kayaçların alterasyonu ile oluşmuşlardır. 1950’lerden sonraki karbonatlı kayaçların oluşumu üzerine yapılan modern araştırmalar, karbonatlı kayaçların sınıflandırılması konusunda dikkate değer bir etki yaratmıştır. Yeni bulunan bilgilerle çok sayıda sınıflama yapılmıştır. Endüstriyel jeologların nihai amacı  karbonatlı kayaçların orijinini bulmak değil onların kullanımına yönelik kimyasal ve fiziksel özelliklerini ortaya koyan bir sınıflama yapmak olmuştur. Karbonatlı kayaçlarla ilgili bir çok yaklaşımlar, klasifikasyon şeması temelinde yapılmaktadır. Ancak en yararlı kullanımı belki de onun kompozisyonu ve dokusu üzerinde yapılan sınıflamalardır. Kompozisyonu incelenirken en başta gelen husus kimyasal yapısı, tane veya fosil tipini saptama gibi minerolojik çalışmalardır. Dokuya ilişkin çalışmalar daha çok oluşum ve oluşum sonrası gelişen olaylara ışık tutan gözeneklilik, tane boyutu, kireç çamuru ve tane oranı gibi özelliklerdir. Karbonatlı kayaçlar doğada nadiren monomineralik yapıda bulunurlar. Bu kayaçların minerolojik bir klasifikasyonunun yapılabilmesi için, kalsit, dolomit ve karbonat dışı minerallerinin miktarındaki değişimlerin dikkate alınması gereklidir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

Kayaç tanımlamasının yapılabilmesi için böyle bir sınıflama yapılması, eğer yapısal parametreler de elde edildi ise,  son derece gereklidir, ancak endüstriyel amaçlar  için yeterli değildir. Kireçtaşı ve dolomitin endüstriyel kullanımında her ne kadar benzerlik bulunsa da belirli kullanım alanları için belirli daha özel kimyasal özelliklerin bulunması gerekmektedir. Bu özel gereksinmeler mineralojik özelliklerden çok kimyasal özelliklere dayanmaktadır. Bunlar CaCO3 (veya CaO),  MgCO3  (veya MgO) veya her iki oranın belli bir değerde olması safsızlıkların de tolere edilebilir ölçekte olmasıdır. Pratik bir kimyasal sınıflama örneğin % 97.5’dan  daha fazla CaCO3 içeren kireçtaşları, en yüksek kaliteli kireçtaşı, % 95’den fazla CaCO3 içerenler yüksek kaliteli, yüksek saflıktaki karbonatlı kayaç için ise CaCO3  + MgCO3 oranının % 95’den fazla olması gerekmektedir. Yüksek magnezyumlu dolomitler için % 43’den fazla MgCO3  (pür dolomit % 47.5 dolomit içerir) içermesi gerekmektedir. Mineralojik klasifikasyon sırasında yapılan dokusal klasifikasyon, karbonatlı kayaçların orijinini saptamaya yönelik jeolojik incelemelerden birisidir. Leighton ve Pendexter (1962) tarafından yapılan böyle bir çalışma, bir çok kireçtaşı için tane yapısı, mikrit miktarı (kireç çamur karışımı), çimento ve porozite gibi dört yapısal bileşenin göreceli olarak oranını karakterize ederek yapılmıştır.. Taneli ve mikrinitik malzemenin göreceli oranı, bir nomenclatural sistemin temelini oluşturmaktadır. Kuvvetli dip akıntıların olduğu  bölgelerde çamurların yataklanamamasından dolayı su akıntıları önemli ip uçları vermektedir. Diğer klasifikasyonlar, Folk (1962), Dunham (1962) tarafından, tane/çamur oranına göre yapılmıştır. Dolomit sınıflandırılmasında özel bir problem bulunmakta ve kireçtaşlarında olduğu gibi sınıflandırma yapmak mümkün olmamaktadır. Yataklanma sırasında dokusunun korunmuş olması durumunda, dokusal bir sınıflama yapmak mümkündür. Ancak çoğu zaman, esas doku kaybolmuş, onun yerine doku izleri yer almıştır. Birincil orijinli dolomitler için kristal büyüklüğüne göre bir sınıflama yapılır. Dolomit, fiziksel ve kimyasal yapısına bağlı olarak endüstride bir çok alanda kullanılır. Bunların en önemlileri aşağıda belirtilmiştir.

EN UYGUN FİYATLARLA DMRSÜREN KİMYA DA..

  • Yol inşaatlarında ve beton yapımında dolgu maddesi olarak.
  • Ziraat’te, gübre yapımında dolgu maddesi olarak ve toprak ıslahında.
  • Cam ve soda sanayiinde üretimde.
  • Boya sanayiinde dolgu maddesi olarak.
  • Seramik sanayiinde.
  • Kimya sanayiinde beyazlatıcı olarak.
  • Suyun filtrasyonunda.
  • Metalik Magnezyum üretiminde
  • Deniz suyundan ve yer altındaki Magnezyum tuzlarından MgO üretiminde.
  • Refrakter tuğla ve harçların üretiminde.
  • Demir-Çelik sanayiinde demir cevherinin sinterlenmesinde, çelik üretiminde cüruf yapıcı ve refrakter tuğlaları koruyucu olarak.

Kullanım alanlarından en önemlileri cam ve soda sanayi, refrakter malzeme imali, kalsine edildikten sonra deniz suyundan MgO üretiminde ve çelik üretiminde istenmeyen safsızlıkların cürufa geçmesini sağlamak amacıyla flux olarak kullanımıdır. Bu nedenle, dolomitin en çok tüketildiği endüstriler, cam ve soda, refrakter ve demir-çelik’dir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Grafit Nedir? Nerelerde Kullanılır ?

Grafit, gayet yumuşak, dokunumu yağsı ve ince levhalar halinde bükülme özelliğine sahip, bir karbon mineralidir. Sertliği 1, yoğunluğu 2’dir. Rengi siyah ve gri, çizgi rengi kül renginde ve yağlıcadır. Doğada; kristal, pul ve “amorf” diye tanımlanan şekilleri mevcut olup, en iyi formu kristal grafittir ve tenörü en yüksek olanıdır.
Doğada daha ziyade metamorfik zonlarda şistler ve mermerlerle birlikte ve magmatik kayaçların yakınlarında bulunmakta ve daha ziyade rejiyonal metamorfizma alanlarında daha geniş  rezervlere ve yüksek tenörlere sahip olabilmektedirler. Grafitin doğadaki yatak şekilleri; fillon, damar, adese, bazen de dissemine şekildedir. Sadece Rusya’da cevherleşme, dayk şeklinde magmatik olarak teşekkül etmiştir.
EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA..
Grafit, karbonun üç ana allotropik şekillerinden biri olup, yatay tabakalar şeklinde oluşmuştur ve kullanım alanı hayli fazlacadır. Ülkemizde tenörü düşük bir kaç grafit yatağı mevcut olup, her geçen gün bu yataklara değişik özelliklerde, farklı yatakların da eklendiği izlenmektedir. Son yıllarda bazı demir çelik üretimi yapan fabrikalarımızın da  önemli ihtiyaçlarından biri olan grafit elektrotlarının ithal edilmesi durumu, grafitin önemini daha da arttırmıştır. Bu potaların yerli hammaddeye dayandırılarak, üretimlerinin Türkiye’de de yapılabilmesi, gerek döviz kaybımızı önleme, gerekse demir ve çeliğin üretiminin zamana göre çok önemli olabileceği özelliğinden dolayı, bu üretim organlarını dışa bağımlı kalmaktan kurtarmamız açısından  önemlidir.

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA..

Grafit, dünyada, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, hızla kullanılan ve günümüz teknolojisinin vazgeçilemeyen bir  endüstri hammaddesi olmuştur. II. Dünya savaşından önce 200-250 bin ton olan dünya üretiminin son senelerde 800 bin tona ulaşması, ülkemizin grafit ihtiyacının gittikçe bariz bir şekilde artması ve örneğin A.B.D.’de 1979 yılında 60 bin ton civarında olan grafit ihtiyacının 2100 yılında 100 binlerce ton  civarına ulaşacağının beklenmesi de grafit ihtiyacının teknoloji gelişimiyle paralel olduğunu ortaya koymaktadır.
Ülkemizdeki grafit ihtiyacının karşılanabilmesi ve ilave potansiyelin ortaya  çıkarılabilmesi için mevcut potansiyelin vakit geçirilmeksizin uygun bir teknoloji geliştirilmek suretiyle işletilmeye açılması  zorunludur.
EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA..
Üretim yapılan cevherlerin grafitleşme durumları daha ziyade X ışınları, reflektans ölçen fotomultiplierli mikroskoplar ve H/C oranlarının tesbitiyle saptanabilmekte, tenörleri de, bunlardan olumlu rapor alınması durumunda, “sabit karbon” yüzdelerinin tesbit edilmesi ile ortaya konabilmektedir. Numunenin grafit olup olmadığını saptamadan, sabit karbon yüzdesinin tesbiti ve böylece yorumlara gitmek hatalıdır. Bu gün işletilmekte olan gerçek grafitin yüzde reflektans değerleri % 6,5 ‘tan büyük olup, H/C oranları da 0,15 ‘ten küçüktür ve bu özellikte olan grafit yataklarının sabit karbon oranları da % 1,5  ile % 30 arasında değişmektedir. Tabii ki bunlardan daha yüksek tenöre sahip yataklar da mevcuttur.
EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA..
Özellikleri nedeni ile, grafitin kullanım alanları çok geniştir. Yumuşaklığı nedeniyle, kurşun kalem yapımı ve hareketli metal aksamlarının yağlanması işlemlerinde, ateşe ve asitlere karşı dayanıklığı nedeniyle de döküm ve refrakter sanayiinde, pota ve laboratuvar malzemeleri imalinde kullanılır. Siyah renkli ateşe dayanıklı boyalar da  genellikle grafitten yapılır. İyi elektrik iletkenliği dolayısı ile elektrod, motor fırçaları, pil çubukları ve elektronik aletlerin imalinde kullanılmaktadır. Grafit ayrıca lastik, araba balataları, kibrit ve motor yağlarında katkı malzemesi olarak ta kullanılmaktadır.
EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA..
Türkiye’de grafiti ham olarak tüketen sanayi dalları kurşun kalem ve döküm  sanayiidir. Boya yapımcıları ve demir çelik fabrikaları ithal grafit ve ürünlerini kullanmaktadırlar. Döküm sanayiinde kullanılan grafitte % 60 – 70 oranında sabit karbon istenilmektedir. Kurşun kalem sanayiinde ise bu oran % 95 in üzerindedir.
Grafit, sentetik olarak ta yapılabilmektedir. Petrol kok’u veya antrasit agglomeraları elektrik fırınlarında 4000 °C de ısıtılarak yapay grafit elde edilir. Kalsine petrol kokunun karbon içeriğinin çok yüksek olması yüzünden döküm fabrikalarında kullanımı çok sık olmakta bu da ucuz olduğu için yerli grafit üretimini etkilemektedir.
Bazen grafit yerine, öğütülmüş kok da, döküm yüzeyleri için kullanılmaktadır. Molibden disülfidler de katı yağlayıcı vazifesi görebilmekte ama oksitleyici şartlara daha fazla duyarlılık göstermektedir.
EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA..
Dünyada, grafit, kristal damar tipi, levhamsı veya “amorf” (taş içerisinde mikro kristalcikler halinde, dissemine durumda bulunmakta olan grafit) şekilde teşekkül etmekte ve bunlar genellikle yeraltı madenciliği, yalnız levhamsı grafitler bazen açık işletme metodları ile üretilmektedir. Grafit, ham cevher içerisinde % 20 – 30 oranına kadar çıkabilmektedir. % 5’ten aşağı grafit içeren yatakların işletilmesi genellikle ekonomik değildir.

İşletme yöntemi, genellikle cevherin bulunduğu yere ve grafit türüne göre değişmektedir. Grafit cevherinin zenginleştirilmesi ise, yatakların çok büyük değişiklikler göstermesi nedeni ile farklı metotlarla yapılır. El ile temizlemeden, boyutlandırmaya, ağır sıvı ayırımında yüzdürmeye ve hatta çok fazla saflığının gerektiği durumlarda, kimyasal saflaştırmaya kadar değişen çeşitli zenginleştirme yöntemleri uygulanabilmektedir. Ufalama yolu ile zenginleştirmede en büyük sorun, özellikle pulsu grafitin bu ufalanma sırasında boyutlarının küçülmesidir. Küçük boyutlu grafitin de fiyatı düşüktür. Amorf grafitte en büyük sorun kilden ayrılma veya grafit, kuvars ile beraber ise, öğütülme maliyetlerinin yüksek oluşudur.

Bazı grafitlere, bazen kömür, bazende “Karni kömürü (yüksek oranda karbon içeren kok fırını ürünü)” veya kok kömürü katılarak piyasaya değişik özelliklerde, ama % C oranları nisbeten daha yüksek ürünler sunulmaktadır. Tabii ki bu ürünlerin aranan gerçek, doğal grafitle ilişkisi yoktur. Dünya’da  grafit, kristal damar tipi veya amorf teşekkül olsun, genellikle yeraltı madenciliği ile üretilmektedir. Yaprak veya levhamsı şeklindekilerde ise bazen yüzeysel metotlar uygulanır.

Doğal grafit, tek başına veya diğer bazı malzemelerle, belirli oranlarda karıştırılıp, şekillendirmek suretiyle, çok geniş bir alanda kullanılmaktadır. Grafitin kullanılmasında “sabit karbon” veya “kül içeriği yüzdesi”, grafit’in saflığını belirleyen ve buna bağlı olarak kullanım alanlarının saptanmasına yardımcı olan parametrelerdir. En saf grafitin daha ziyade elektrik bataryalarında, kuru pillerde, çelik sanayii ve elektrometalurji sanayiinde, elektrik cihazlarındaki elektrodlarda, kalem yapımında ve atomik grafit olarak reaktörlerde kullanılmasına karşın, daha az saflıkta olan grafitler  dökümcülükte (demir-çelik), boyacılıkta, refrakter kaplamalarda ve fırınlarda refrakter macunları yapımında, grafitli gres yağlarında   ve daha bir çok alanda kullanılabilmektedir.

Genellikle grafitin kullanım alanına göre, şekli belirtilmez. Ancak pota gibi şekillendirilmiş refrakterlerin yapımında, daha üstün özellikleri nedeni ile, pul şeklindeki grafit türü;  diğer tüketim alanlarında ise, ekonomik nedenlerinden ötürü, amorf yani küçük kristaller halinde, oluştuğu kayaç içerisinde dissemine halde bulunan grafit tercih edilmektedir.
Bugün, bir çok alanda doğal grafit, yapay grafitle yer değiştirebilmektedir. Bunun en önemli nedeni, yüksek sıcaklığa dayanıklılığı ve doğal grafite göre, 2.500  °C  sıcaklıkta daha az sünme  özelliğine sahip oluşudur.

Yapay grafit en çok elektrod yapımında kullanılmakta, elektrodlar ise elektrik ve ergitme yapılan, hurda demiri de kullanabilen bazı demir çelik fabrikalarında kullanılmaktadır. Elektrod artıklarından ise çeliğe karbon verici olarak faydalanılmaktadır. Bu nedenle, elektrodlarda  fiziksel özellikler yanında kimyasal olarak da, belli sınırların üzerinde empürite istenmemektedir. Yapay grafit üretimi sırasında empürite kontrolü kolaydır. Bu nedenle yüksek derecede saf yapay grafit, demirin, karbon oranını arttırmak gayesiyle de üretilmektedir.

Doğal grafit tek başına veya diğer bazı malzemelerle karıştırılıp, şekillendirilerek, sayılamayacak kadar çok geniş alanlarda kullanılmaktadır. Yağlayıcı olarak, elektrik sanayiinde, dökümcülükte, boyacılıkta, elektronik malzeme yapımında, izole tesislerinde, motorlarda, kurşun kalem yapımında ve daha birçok alanda grafitten yararlanır. En önemli kullanım alanı ise, çelik sanayii ve elektrometalurji sanayi’dir.
Grafitin kullanım alanına göre, genellikle şekli belirtilmez. Ancak, pota gibi şekillendirilmiş refrakterlerin yapımında, daha üstün özellikleri  nedeniyle, pul şeklindeki grafit türü, diğer metalurji uygulamalarında ise  daha ucuz olmasından dolayı, amorf grafit tercih edilmektedir.

a) Makine Parçalarında Yağlayıcı Olarak

Kayganlığı, yumuşaklığı ve makine parçaları üzerinde uzun müddet yapışabilmesi özelliği  nedeni ile, makine yataklarında yağlama maddesi olarak kullanılabilir. Bu alan için kullanılabilecek grafitin çok saf olması (en az % 95 grafitleşmiş karbon) ve kuvars gibi sert mineralleri içermemesi gerekir. Bu alan için en uygun grafit türü, şüphesiz pul şeklinde olanıdır. Grafit 0,1 – 1 mikron boyutuna öğütüldükten sonra, yağ, su, alkol veya bunlara benzer taşıyıcı bir sıvı içerisinde kolloid hale getirildikten sonra, makine parçasının istenen yerine iletilir. Taşıyıcı sıvının türüne bağlı olarak, grafit burada kuru veya yaş bir tabaka oluşturur. Kuru tip, fırın zincir ve arabalarında, motor silindirlerinde, deniz araçlarında ve kimyasal tesislerde; yaş tabaka türü ise, yüksek basınç altında, bilyeli yataklarda kullanılır.

b) Ergitme – Pota Endüstrisinde

Grafitin, dünya üretiminin hemen hemen yarısına yakın miktarı, bu alanda kullanılmaktadır. Grafitin ergime derecesi çok yüksek olduğundan (yaklaşık 4 000 °C), ısıya dayanıklıdır. Genleşme sabitesi çok düşük; mekanik yüklenmeye, kimyasal etkilenmeye ve sıcaklık değişimlerine karşı dayanıklılığı çok iyidir. Isıyı çok iyi iletmesi ve dış yüzeylerinin bir sıvının metali kavrayıp – tutmayacağı şekilde kaygan olması gibi nedenler de, özellikle döküm potaları için tercih edilen özellikler arasındadır. Bağlayıcı özellik kazandırmak için, ağırlığının yarısı kadar ateş kili veya kömür katranı; istenen özellikleri kazandırmak ve maliyeti düşürmek amacıyla da kum, ateş tuğlası ve asbest gibi ilaveler yapılır. Karışıma giren maddelerin oranı, kullanılış amacına göre değişir.
Pota için elverişli grafit türü, ince taneli (ortalama tane boyu 0,3 mm.), yoğunluğu fazla, kül ve kükürt içermeyen, yüksek tenörlü (% 85 veya daha fazla)  grafitleşmiş karbon içerendir. Kül içerdiği takdirde, külün ergime derecesinin yüksek olması (çoğunlukla Sri – Lanka tipi) istenir.
Grafitin kullanım alanları

Kullanma Amacı

Kullanıldığı Alanlar

 

Refrakterlik
(veya dayanıklılık)

Refrakter Tuğlalar
Döküm Boyaları
Potalar
Yatay Mufl Fırınları  (Retort)
Soba Boyaları
Elektrodlar
 

İletkenlik

Motor ve Jeneratör Fırçaları
Pil Tozları
Fren Astarları
Elektrodlar
Basım (Electro – Typing)
Isı Değiştiricileri
 

Karbon Verici

Karbon Yükseltici
İzabe İşlemleri
Nükleer Moderatörler
(Nötron Yavaşlatıcılar)
 

Yağlayıcılık

 

Yağlayıcılar
Motor ve Jeneratör Fırçaları
Barut Cilası
Lastikler
Kurşun Kalemler
Yataklar
Tohum ve Gübre Kaplama
Fren Astarları
Piston Halkaları (Segmanlar)
Motor Gömlekleri
 

 

Kimyasal Asallık

Contalar
Yapıştırıcılar
Boyalar
Refraktörler
Pil Karbonları
Döküm Boyaları
Pas Temizleyiciler (Kazanlar)
Soba Boyaları

c) Döküm Sanayinde
% 40 – 60 grafitleşmiş karbon içeren grafit tozlarının, asıl kullanıldığı yerler dökümhanelerdir. Kil ve kumla karıştırmak suretiyle döküm kalıpları yapımında kullanılır. Bentonit veya olivin ile karıştırılıp, öğütülmüş kok kömürü tozu ve petrol koku, bu sanayi dalında grafiti ikame edebilmektedir.

d) Kurşun Kalem Ucu Yapımında 

Kurşun kalem ucu, işlenmiş kaolen, bentonit ve grafit karışımından yapılır. Bu kullanıma en uygun grafit türü, ince taneli ve kompakt olanıdır. Yumuşaklığı nedeniyle, daha çok doğal grafit tercih edilir. Saflığının yüksekliği oranında, bu alandaki kıymeti artar. Düşük kaliteli kalem uçları için amorf grafit kullanılır. Her iki durumda da arzu edilen grafit türü, aşındırıcı madde (kuvars gibi) içermeyen ve % 96 oranında grafitleşmiş karbona sahip olandır.

e) Motor ve Jeneratör Fırçaları İmalinde

Bu malzemeler, yüksek sıcaklıktaki amorf veya damar türündeki doğal grafitten yapılır. Bu amaçla uygun grafitin grafitleşmiş karbon miktarı % 85’ten fazla olmalıdır. Grafit fırça yapımında, zift, katran veya reçine ile bağlanmış grafit ve metal tozları (bakır veya gümüş) kullanılır.

f) Grafitin Diğer Kullanım Alanları

Son senelerde kuru pil sanayiinde, bol miktarda grafit kullanılmaya başlanmıştır. Bunun için pul türü (levhamsı) ve grafit tozu en uygunu olup,  en az % 85 grafitik karbon içermesi gereklidir. Grafit ayrıca uçak sanayiinde, belirli jet motoru parçaları ve uçak parçalarında, büyük ölçüde ağırlık azaltılması için grafit flamanla kuvvetlendirilmiş kompozit malzemeler kullanılır. Bu tür malzemeler aynı zamanda, spor malzemelerinde de kullanılmakta olup, otomobillerde kullanılabilirliği konusunda da araştırmalar yapılmaktadır.

Grafit, atom reaktörlerinde, ilaç üretiminde, metalurji sanayiinin çeşitli dallarında çok yönlü olarak kullanılmaktadır. Toz metalurjisinde, grafit, yatak malzemesi yapımında ve çelik imalinde, çeliğe, karbon sağlayıcı olarak iki ayrı amaçla kullanılır. Grafit, toz harman malzemenin sıkıştırılmak suretiyle şekillendirilmesi sırasında yağlayıcı olarak; bu materyalin sinterlenmesi sırasında ise, metal oksitleri indirgeyici olarak görev yapar. Demir – çelik üretiminde kullanılan grafit çok saf olmalıdır. Diğer  bazı metallerin üretimindeki gerekli grafitin aynı derecede saf olması o kadar önemli olmayabilir. Grafitin saflığı, tane boyutu, boyut dağılımı ve nem durumu gibi faktörlerin değişimine bağlı olarak; aşınma ve sürtünmesi istenilen düzeyde, kendinden  yağlı yataklar imal edilebilir. Bu sahada kullanılan grafitin türü ve saflığı konusında bir sınırlama yoktur.

Türkiye’de Grafit
Türkiye’de grafit çalışmalarının, Maden Dairesi ve MTA Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, 1941 yılında başlamış ve 22’yi aşkın bölgede ekonomik değere sahip, az sayıda yatağın varlığı saptanmıştır. Bunlar, özellikle İnebolu – Abana, Yozgat – Akdağmadeni, Çığmış – Bandırma, Kütahya – Altıntaş – Oysu, Muğla – Milas, Adıyaman – Sincik, İzmir – Tire, İstanbul – Çatalca, Aydın – Germencik  ve  Artvin yörelerinde bulunmaktadır. Son yıllarda ülkemizde teknolojinin (MTA şartlarının) gelişmesiyle birlikte, yapılan grafit aramalarında kaliteli Balıkesir Susurluk iri kristalen grafiti, Adıyaman Sincik, ayrıca Konya Derbent civarları ve Kastamonu civarları umutlu grafit sahaları izlenimi vermişlerdir.

Ürünün Türkiye’de Bulunuş Şekilleri

Türkiye’deki hemen hemen bütün grafitler, dünyadaki “amorf” grafit sınıflamasına girmekte ve çoğu kayaç  içerisinde dissemine halde dağılımı mikrokristalen özellikte oluşumlardır. Balıkesir Susurluk, İnebolu, Yozgat ve Adıyaman grafit oluşumlarının, Türkiye’nin en iyi grafitleşmiş karbonunu içeren bölgeler olduğu, Kütahya, Bandırma, Konya, Kastamonu ve Muğla’daki oluşumların da yer yer grafite varan özellikler gösteren fakat daha ziyade,  “semigrafit” – “metaantrasit” özellikleri arasında geçişler gösteren olumlar olduğu, MTA Laboratuarlarında değişik zamanlarda yapılan analizler sonucu tespit edilmiştir. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde görülen grafite benzer diğer oluşumlar ise, daha ziyade “meta antrasit” kömürleşme derecesindeki, organik maddenin nispeten daha az metamorfizme geçirmiş olduğu oluşumlardır.

Tüketim

Türkiyede grafiti ham olarak tüketen sanayii dalları kurşun kalem ve döküm sanayii’dir. Ayrıca boya yapımcıları da  ithal grafit kullanmaktadırlar. Bunların dışında, demir ve çelik fabrikalarının  kullandıkları büyük çaptaki hazır grafit elektrodları da dışarıdan satın alınmaktadır.
Döküm sanayiinde kullanılan grafitte, % 60 – 70 oranında sabit karbon aranmaktadır. Gerek döküm, gerekse kalem sanayiinin istediği grafit türü, iç üretimle karşılanamadığı için, ithal edilmektedir. Ancak bazı pik dökümü yapan imalathaneler, Milas ve Kütahya yörelerindeki sabit karbonu hayli yüksekçe olan semigrafit – meta antrasit oluşumlarından taleplerini karşılayabilmektedirler. Bazı boya imalatçıları da aynı malzemeyi kullanmakta ise de, ürettikleri boya, yüksek ısılarda bozulabilmektedir. Ülkemizde önemli ölçüde kömür tozu da, bu oluşumlara karıştırılarak,  bu alanlarda tüketilmekte, bunun da 12,000 tonu bulduğu iddia edilmektedir. Alüminyum sanayiinin petrol koku artıkları da, bir ara grafit yerine kullanılmıştır.

Mevcut Kapasiteler ve Kullanım oranları

Türkiye’nin grafit üretimi yönünden, dünya milletleri arasındaki yeri, önemli bir konum arz etmemektedir. Tüketiciler genellikle grafiti dışarıdan ithal etmektedir. Grafit olarak bir kapasiteden söz etmek zordur. Muğla – Milas amorf grafitinin yıllık üretim kapasitesi 5 – 6 bin ton civarında iken, şu anda üretim durma noktasındadır. 2000 yılında Kütahya – Altıntaş’ta bulunan kuruluşların tamamen üretimlerini durdurduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Bu tesislerdeki ürünün daha kaliteli olabilmesini sağlamak için yatırıma gereksinim vardır. Üretimde ana sorun ürünün meta antrasit ağırlıklı oluşu, ve de inorganik maddenin çoğunluğunun mikro oluşumlu kil boyutunda inorganik maddelerden meydana gelmesidir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200- 0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sepiyolit Minerali Nedir? Nerelerde Kullanılır ?

Sepiyolit, diğer endüstri minerallerine kıyasla dünyadaki kaynakları son derece kısıtlı olan ve ekonomik yatakları sadece İspanya ve Türkiye ile sınırlı bulunan bir hammaddedir. Çin’de bilinen sepiyolit yatakları, rezerv olarak sınırlı olup uzun lifsi, asbestiform oluşumu nedeniyle zaman zaman Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) normlarını karşılamamaktadır. Kenya, Namibya ve Tanzanya gibi bazı Afrika ülkelerindeki oluşumlar ise, kristalografik farklılıkları ve daha düşük reolojik özellikleri dolayısıyla, ancak basit absorbtif amaçlara uygun kullanım alanları sağlayabilmektedir. Ülkemizde lületaşı türü sepiyolit, yüzyıllardan beri bilinen ve geleneksel ihraç ürünlerimizden olan bir mineral olmasına karşılık, sedimanter oluşumlu, tabakalı tip sepiyolit yataklarına yönelik bilimsel araştırmalar, 1988 yılında MTA Genel Müdürlüğü projeleri ile başlatılmış ve özellikle Japon Araştırma Enstitüleri ile geliştirilen ortak teknoloji çalışmaları sayesinde Türkiye’deki sepiyolit yataklarının önemli bir kısmının karakterizasyonu yapılmıştır.

Sepiyolit ve paligorskit, fillosilikat grubuna dahil kil mineralleridir. Bu mineral grubunun tanımına uygun olarak (Brindley ve Pedro, 1972), T2O5  (T=Si, Al, Be…) bileşimli, iki yönlü sürekli bir tetrahedral tabaka, buna karşılık diğer tabaka silikatlarından farklı olarak süreksiz oktahedral tabakalardan oluşurlar. Bu minerallerin kristal strüktürü, 2:1 fillosilikat strüktürüne ait zincirlerin birbirine bağlanmasından meydana gelir. Her bir zincir, diğerine ters ardalanmalı SiO4 tetrahedronları vasıtasıyla Si-O-Si bağları ile tutturulmuştur. Zincir şeklindeki yapı, X-eksenine paralel uzanır ve Y-ekseni boyunca genişliği, sepiyolitte üç adet bağlı piroksen-tipi zincir genişliği kadardır. Buna göre, 2:1 tabaka yapısı X-ekseni boyunca sürekli, buna karşılık Y-ekseni boyunca kesiklidir. Basit olarak sepiyolit sulu magnezyum silikat, atapulgit (paligorskit) ise sulu magnezyum-alüminyum silikat bileşimli kil mineralleridir. Kimyasal formülleri ise, sübstitüsyonları olmaksızın ideal teorik bileşimleri, Nagy-Bradley’e göre şu şekildedir :

Sepiyolit                                    : (Si12)(Mg9)O30(OH6)(OH2)4.6H2O
Atapulgit (Paligorskit)          : (Mg,Al)2 Si4O10(OH).4H2O

Sepiyolit mineralinin dokusu, yüzey alanı, porozitesi, kristal morfolojisi ve kompozisyonu, bu mineralin teknolojik uygulamalarına baz teşkil eden fizikokimyasal özellikleri ile yakından ilişkilidir. Sepiyolit strüktürü, ısıl muamelelere karşı hassastır. Zeolitik ve adsorbe su molekülleri, ısı derecesi yükseldikçe kaybedilir. Mineral ayrıca asitle muameleye karşı da duyarlı olup bu işlem sonucu kristal yapısı kısmen tahrip olabilir. Hem ısı hem de asit muameleleri, sepiyolitin yüzey özellikleri ve porozitesini değiştirebilir. Böylece mineralin en faydalı özelliklerinden (örneğin absorptif, kolloidal ve katalitik özellikler) bazılarını bu işlemlerle değiştirmek mümkün olabilmektedir. Levha yapısına sahip diğer kil minerallerine göre daha nadir bulunmaları, çok özel şartlarda yataklanmalar göstermeleri, dokusal özellikleri, kristal yapılarındaki süreksizliklere bağlı kanallar tarafından sağlanan yüksek özgül yüzey alanları ile absorpsiyon özelliği, porozitesi, kristal morfolojisi ile kompozisyonun bağlı uygun nitelikli fizikokimyasal özellikleri, anılan mineralleri tüm dünyada kıymeti gittikçe artan bir hammadde konumuna getirmişlerdir.

Sepiyolit  terimi ilk defa 1847 yılında Glocker tarafından kullanılmış olup Yunanca “mürekkep balığı” anlamındaki kelimelerden türetilmiştir. Tabiatta sepiyolit zenginleşmeleri, kabaca iki farklı tipte bulunmaktadır. Bunlardan birinci tip sepiyolit oluşumu, ülkemizde özellikle Eskişehir yöresinde ve Konya-Yunak civarında bulunan “lületaşı (meerschaum)” dur. Bir diğer önemli sepiyolit oluşumu ise, “endüstriyel (sınai) sepiyolit” veya “tabakalı sepiyolit” olarak da adlandırılan “sedimanter sepiyolit” lerdir. Bu oluşumlara, Ankara-Polatlı güneyi, Eskişehir-Sivrihisar güneyi ve Eskişehir-Mihalıççık batı alanında rastlanmaktadır. Ayrıca volkanosedimanter kökenli malzemelerin (vitrik tüf-kül tüfü) diyajenetik süreçler içerisinde, yeraltı ve yerüstü sularının da etkisi ile değişimi sonucu oluşmuş sepiyolit, özellikle Na-sepiyolit (loughlinit) yataklanmaları da önemli bir yer tutar (Eskişehir-Mihalıççık-Koyunağılı). Bunlardan başka ekonomik yataklanmalar oluşturmamasına rağmen, dünyada ve ülkemizde tanımlanmış pek çok farklı oluşum şekillerine sahip sepiyolit türleri mevcuttur. Bunlardan bazıları; Fe-sepiyolit, ksilotil, Ni-sepiyolit, Mn-sepiyolit, Al-sepiyolit ve volkanosedimanter malzemelerin hidrotermal alterasyon ürünü olan Al, Fe-sepiyolittir (Bolu-Kıbrıscık, Çankırı-Orta). Paligorskit-atapulgit, ifade ettikleri kil türü itibariyle eşdeğerdir. Paligorskit ismi ilk defa 1862 yılında Von Ssaftschenkar tarafından, ilk bulunduğu yer olan Rusya’nın Paligorsk yöresinin ismine izafeten kullanılmıştır. Atapulgit ismi ise, ilk defa Lapparent (1935) tarafından ABD’nin Georgia-Attapulgus yöresine göre adlandırılmıştır. Bugün atapulgit terimi daha çok ticari alanda kullanılırken, bilimsel çalışmalarda paligorskit terimi tercih edilmektedir. Atapulgit-paligorskit türleri arasında Mn-paligorskit, Mn-ferropaligorskit, yofortierit ve tuperssuatsiait sayılabilir (Jones ve Gallan, 1988).

Absorpsiyon Özelliği : Zincir yapısına sahip minerallerin kristal strüktürlerinde üç tür aktif absorpsiyon merkezi mevcuttur. Bunlar; (1) tetrahedral tabakalardaki oksijen iyonları, (2) yapısal zincirlerin kenarlarındaki magnezyum iyonlarına koordine olmuş su molekülleri, (3) lif eksenleri boyunca uzanan SiOH gruplarıdır (Serratosa, 1979). Sepiyolitte ortalama mikropor çapı 15 Å, mezoporların yarıçapı ise 15 ile 45 Å arasındadır. Teorik olarak sepiyolit için 400 m2/g dış yüzey ve 500 m2/g iç yüzey alanı saptanmıştır (Serna ve Van Scoyoc, 1979). Ancak yüzey alanı hesaplamalarında kristal içi kanallara gönderilen gaz moleküllerinin çap, şekil ve polaritesi önemli olduğundan, bunlar mutlaka refere edilmelidir. Örneğin, setilpiridinyum bromür kullanılarak elde edilen yüzey alanı 60 m2/g iken, aynı örnekte en yaygın metod olan ve nitrojen absorpsiyonuna dayanan BET metodu ile yapılan ölçümde 276 m2/g değeri elde edilebilmektedir (Ruiz-Hitzky ve Fripiat, 1976). Genellikle su ve amonyum gibi polar moleküller ile nispeten daha az miktarda metil ve etil alkoller sepiyolitin kanallarına girebilmesine karşın, polar olmayan gazlar ve organik bileşikler kanallara giremez. Isıtma işlemi mineralin absorpsiyon özelliğini azaltır, çünkü yapısal değişime bağlı olarak mikroporlar yıkılır. Sepiyolitin genleşme özelliği yoktur.Yukarda özetlenen özgül yüzey alanı ve buna bağlı yüksek absorpsiyon özelliğinden dolayı sepiyolitin başlıca kullanım alanları şunlardır:

  1. Koku giderici olarak çiftlik ve ahırlarda; evcil hayvanlar ve ahır hayvanlarının atıklarının emilmesi ve koku giderilmesi için zeminlerde (pet-litter, cat-litter),
  2. Tarım ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  3. Madeni esaslı yağlar, nebati yağlar ve parafinlerin rafinasyonunda,
  4. Atık su arıtma sistemlerinde,
  5. Karbonsuz kopya kağıtları ve sigara filtrelerinde,
  6. Gastrointestinal sistemle ilgili ilaçlarda toksin ve bakteri emici formülasyonlarda,
  7. Deterjan ve temizlik maddelerinde.

Katalitik Özellik : Büyük yüzey alanı, mekanik dayanım ve termal duraylılığından dolayı son zamanlarda sepiyolit granülleri, katalizör taşıyıcı olarak smektit ve kaolin grubu minerallere tercih edilmektedir. Hidrojenasyon, desülfürizasyon, denitrojenasyon, demetilizasyon, etanolden butadien ve metanolden hidrokarbon eldesi gibi birçok katalitik proseste Co,Ni,Fe,Cu,Mo,W,Al,Mg’un katalitik destekleyicisi olarak sepiyolit kullanılmaktadır. Kil minerallerinin katalitik aktivitesi, bunların yüzey aktivitelerinin bir fonksiyonudur. Sepiyolit partiküllerinin yüzeyindeki Silanol (Si-OH) grupları, belli derecede asit özelliğe sahiptir ve katalizör ya da reaksiyon merkezi olarak davranabilir. Bu gruplar, mineralin lif ekseni boyunca 5 Å ara ile sıralanmışlardır. Sepiyolitin asitle muamelesi, adsorbe katyonların uzaklaştırılması ve yüzey alanında artışa yol açar; gözenek dağılımı ve kristallik derecesini etkiler.

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA
Sepiyolitin katalitik uygulamaları şunlardır :

1) Olefinlerde doygun olmayan C=C bağlarının hidrojenasyonu,

2) Otomobil ekzosları ve fabrika bacaları için katalitik seramik filtre imali,

3) Etanolden butadien üretimi,

4) Metanolden hidrokarbon üretimi,

5) Sıvı yakıtların hidrojenasyonu.

Reolojik Özellikler: Sepiyolit, su veya diğer sıvılarla, nispeten düşük konsantrasyonlarda yüksek viskoziteli (1000-40.000 cps/5 rpm, Brookfield viskozimetresi) ve duraylı süspansiyonlar oluşturur. Sepiyolitten yapılan süspansiyonlar tiksotropik özellik gösterdiğinden, kozmetik, yapıştırıcı ve gübre süspansiyonlarında kalınlaştırıcı (thickener) olarak kullanılır. Sepiyolit ayrıca, diğer killere göre tuzlu ortamlarda daha duraylıdır ve bu nedenle özellikle petrol sondajlarında çamur malzemesi olarak kullanılır. pH=8’e kadar faydalı özelliklerini muhafaza eder, ancak pH>9 olduğu koşullarda peptizasyon viskozitede ani bir düşüşe neden olur. Reolojik özelliklerinden dolayı kullanıldığı alanlar şunlardır :

  1. Çözelti kalınlaştırıcı ve tiksotropik özellikleri nedeniyle boya, asfalt kaplamaları, gres yağı ve kozmetik ürünlerde,
  2. Yüksek elektrolit konsantrasyonu ve sıcaklığa sahip derin sondajlarda çamur malzemesi olarak,
  3. Tarımda toprak düzenleyicisi olarak; tohum kaplama ve gübre süspansiyonlarında, haşere ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  4. Bağlayıcı özelliğinden dolayı eczacılıkta ve katalizör taşıyıcı pelet ve tablet olarak,
  5. Kağıt, mukavva, filtre ve duvar kağıdı ve kauçuk sanayiilerinde dolgu maddesi olarak,
  6. Tuğla ve seramik ürünlerde (özellikle high-tech uygulamaları bulunan honeycomb seramikler),
  7. Deterjan sanayiinde

EN UYGUN FİYATLARLA KİMYADEPOSU.COM DA

Ayrıca besicilikte yemle karıştırıldığında verim artışı sağlamakta ve hayvanlarda amonyum dengesini kontrol etmektedir. Yine son zamanlarda, özellikle Japonya’da yürütülen araştırmalarla, atık sulardan biyogaz üretiminde metanojenik bakteri taşıyıcısı ya da biyoreaktör olarak kullanımı geliştirilmiştir. Lifsi yapıda olması, buna karşılık kanserojen etkisinin asbeste kıyasla son derece düşük olması, asbest yerine kullanılmasını da gündeme getirmiştir.

Ülkemizde lületaşı üretimi 200 seneden beri genellikle ilkel metodlarla yapılmaktadır. Lületaşı bulunan seviyelere tahkimatsız bir kuyu ile inilip dar galeriler sürülerek yapılan en eski metodda ikili veya üçlü ekiplerle çalışılır. Bu metoda çıkrık yöntemi denilmektedir. Son yıllarda madencilikte bazı gelişmeler görülmekte, bir veya iki kompresör kullanılarak kuyu-galeri sisteminde 5-10 işçi çalıştırılabilmektedir. Bazı işletmelerde ise, derin kuyular sürülerek madencilik yapılmakta, ancak yeraltı suyu problemi ve pompaj işlemi maliyetleri yükseltmektedir. Açık işletme yönteminde kazma işlemi 5 metre derinliğe kadar dozer ve kepçelerle yapılmakta, ancak derinlik arttıkça madencilik zorlaşmaktadır. Çıkarılan lületaşı yumruları, önce ocaklarda rutubetli bir yerde ıslak çuvallarla örtülerek bekletilir ve bünye suyunu kaybetmemesi sağlanır. Sonra çırpma, saykal, kaba, lama, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, oyma, yağlı aba, parlatma ve tasnif işlemlerine tabi tutulur. Böylece yarı mamul haline gelen lületaşı, iriliklerine göre 6 gruba ayrılarak pipo ve sanat eserleri yapımı için atölyelere satılır. Lületaşının en çok kullanılan alanı olan pipo imalinde el sanatı önde gelmektedir. Yapılan pipo türleri, düz, kabartma, başlıklı, saksafon ve çıllım diye sınıflandırılmaktadır. Pipo yapımının yanısıra, iyi kaliteli büyük lületaşı (sıramalı) oyma ile sanat eserleri haline getirilmekte, ufak lületaşları ise, küçük heykel, sigara ağızlığı, broş, kolye, iğne, tespih ve bilezik yapımında kullanılmaktadır. Lületaşı üretim ve imalat artıkları, toz haline getirilip preslenerek pipo yapılmakta veya pipo astarı olarak da kullanılabilmektedir. Sınai sepiyolit ocak üretimi, klasik açık işletme yöntemleri (ayna-basamak) ile gerçekleştirilmektedir. İspanya’da uzun yıllar önce kapalı işletmeye dayalı üretim yapılmış olmakla birlikte, bugün tamamıyla terk edilmiş ve açık işletmeye dönüştürülmüştür.

Sepiyolitin ürün bazında işlenmesi; mekanik olarak gerçekleştirilen üretimler ve ısıl-kimyasal işlemler olarak iki gruba ayrılabilir :

Mekanik Üretim: Teknik kalite ve kedi kumu türü ürünlerin çeşitli tane boyu aralıklarında granüle edilmesi ya da mikronize edilmesinden oluşur. Sistemde kullanılan makineler, primer çeneli kırıcı, sekonder tırnaklı/konik dişli silindir kırıcı (zaman zaman çekiçli ya da çubuklu kırıcılar da kullanılmaktadır), döner fırın, bant sistemleri, elek sistemleri, kovalı elevatörler, soğutma sistemleri, paketleme sistemleri ve ürün siloları olarak özetlenebilir. Sistemde en önemli unsurlar; az toz oluşumu sağlayan kırıcı seçimi ile döner fırın ebatlarının iyi belirlenerek verimli bir kurutma sağlanmasıdır. Döner fırın dizaynı kurutmada çok önemli olup gerek istenen rutubet oranında ürün eldesi, gerekse de enerji tasarrufu açısından en çok üzerinde durulması gereken ekipmandır. Hammaddenin en karakteristik özelliği olan yüksek absorbsiyon gücü nedeniyle kapalı fabrika ve stok sahası atmosferinin nem içeriğinin otomatik olarak kontrol edilerek kuru tutulması, fırınlanmış ürünün yeniden nem kazanmasını önlemek açısından son derecede önemlidir. Mikronizasyonda ise, sepiyolit liflerinin tahrip olarak viskozite vb. özelliklerinin olumsuz etkilenmemesi için kuru ve yaş sistem mikronize değirmenleri arasında tercih yapılmalıdır.

Isıl-Kimyasal İşlemler: Çeşitli pazarlardaki kristalografik özelliklerden kaynaklanan taleplere bağlı olarak, yüzeyi modifiye edilmiş (surface-modified) ya da ısıl-kimyasal işlemlerle gözenek boyutları değiştirilmiş (mikroporların mezoporlara dönüştürülmesi gibi) ürünler eldesi için bu işlemlere ihtiyaç duyulur. Çok spesifik işlemler olup, uzun araştırmalar sonucunda elde edilen know-how gerektirmektedir. Buna karşılık elde edilen ürün fiyatları çok yüksek mertebelerdedir. Ülkemizde sadece mekanik işlemlerle elde edilen granüle ve az miktarda mikronize teknik kalite sepiyolit ürünleri üretimi gerçekleştirilmektedir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Gülleci Bulamacı Nedir? Nasıl Yapılır ve Kullanım Alanları nerelerdir?

Gülleci Bulamacı Kireç ve kükürt solüsyonu dur. Kireç ve kükürt kaynatılarak kalsiyum polisülfit  elde ediliyor. Su ile %1-2,5 oranında karıştırılıp tüm meyve ve sebzelerde kullanılabilir. İçeriği sayesinde tamamen organik bir zirai ilaç olan gülleci bulamacı çiftçilerin mutlaka kullanması gereken ucuz ve etkili doğal bir tarım ilacıdır. İç kurdu hariç bürün zararlılara karşı tesirli ve etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Gülleci bulamacı nın diğer isimleri : kaliforniya bulamacı, Lime sulfur, kalsiyum polisülfit,

Akarisit : Örümcek öldürücü

İnteksisit : Böcek öldürücü

Fungisit : fungal ve mantar öldürücü

Gülleci Bulamacı Kireç ve kükürt solüsyonu dur. Kireç ve kükürt kaynatılarak kalsiyum polisülfit  elde edilir. Su ile %1-2,5 oranında seyreltilip asidik olmayan tüm bileşiklerle kullanılabilir.

Gülleci Bulamacının Yapılışı :

Sağlığınız için emniyet tedbirlerini almayı unutmayınız.

kendi sağlığınız ve güvenliğiniz için mutlaka eldiven, gözlük ve  maske kullanmanızı tavsiye ederiz.

Aşağıdaki oranları ihtiyacınız olan miktarda orantılı olarak genişletebilirsiniz.

Gülleci Bulamacı Nasıl Hazırlanır :
10 lt su,
3 kg kükürt,
1,5 kg kireç. (Sönmemiş kireç) veya 3 kg sönmüş kireç ( sönmüş kireç kullanılacaksa inşaatlarda kullanılan sönmüş kireçler kullanılmamalı çünkü içersinde başka katkı maddeleri de koyuluyor.)

Bir tenekeye, kükürt ve kireç dökülür. Üstüne su ilave edilir kireç sönmeye başlarken ısı açığa çıkar.

Sonra ateşe konulup kaynatılır.
Kaynama sırasında köpürür ve kabarır. Karıştırmaya devam edilir. Taşabilir ocaktan kısa süreliğine indirilir ve kaynatmaya devam edilir.

Karışım yüzeyinde ince bir köpük tabakası kalınca 1,5- 2 saat gibi tamamlanır.

Ateşten indirilip soğumaya bırakılır.

Soğuduktan sonra tortusu dibe çöker plastik kaba süzülerek konur. Tenekenin dibinde kalan kireç ve kükürt tortusu alınmazsa tenekenin delebilir.

tenekenin dibinde kalan tortu su ile karıştırılıp ağaçların gövdelerine sürülebilir veya toprağa karıştırılır. Kükürt aynı zamanda toprak pH ını düzenleyicidir aynı zaman da haşereleri de kovar.

Elde edilen sıvı Gülleci bulamacı, kaliforniya bulamacı, Lime sulfur ve kalsiyum polisülfit ‘dir. oluşan  alkali gülleci bulamacının pH değeri 10,7 civarında olur. Kokusu çok ağır hiç koş değildir.

https://kimyadeposu.com/

Hangi Hastalık ve Zararlılara Karşı Faydalı Karışım?

  • Zeytinde pamuklu bit (dozaja dikkat %1 veya %1,5 oranını geçmemekte fayda var),
  • Domateste külleme,
  • Asmada külleme,
  • Asmada ölü kol hastalığı,
  • Domates ve ayvada bakteriyel yanıklık,
  • Domateste kurşuni küf ve yaprak küfü,
  • Elmada  ve armutta kara leke,
  • Tüm kabuklu bitler,
  • Tüm pamuk zararlıları,
  • Bağ uyuzu,
  • Domateste bakteriyel yanıklık,
  • Bağda mildiyo ( pronoz hastalığı),

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

www.kimyadeposu.com

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

0532 5466184

EN UYGUN FİYATLAR KİMYADEPOSU.COM ADRESİNDE

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

Sipariş Hattı