kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Hidrojen Peroksit Nedir?Nerelerde Kullanılır?

Hidrojen peroksit (H2O2) soluk mavi renkte; sulandırıldığında ise renksiz hale gelen bir bileşiktir. Hidrojen peroksitin akmazlık değeri, sudan daha yüksektir.

Hidrojen peroksit, a, kimyasal bileşik , formül ile H2O2 . Saf formunda, bir kokusu olan sıvı biraz daha, viskoz fazla su . Hidrojen peroksit, basit peroksittir(oksijen-oksijen tekli bağa sahip bir bileşiktir ). Bir oksitleyici , ağartma maddesi ve dezenfektan olarak kullanılır . Konsantre hidrojen peroksit, ya da ” yüksek test peroksit “, a, reaktif oksijen türleri ve olarak kullanılmıştır itici olarak roket .Kimyasının kararsız peroksit bağının doğası hakimdir.

Hidrojen peroksit kararsızdır ve baz veya bir katalizör varlığında yavaş yavaş ayrışır. İstikrarsızlığı nedeniyle, hidrojen peroksit tipik olarak zayıf asitli bir çözeltide bir stabilizatör ile birlikte depolanır. Hidrojen peroksit, insan vücudu da dahil olmak üzere biyolojik sistemlerde bulunur. Hidrojen peroksit kullanan veya bozan enzimler peroksidazlar olarak sınıflandırılır.

H2O2’nin kaynama noktası, sudan yaklaşık 50 ° C daha yüksek olan 150.2 ° C olarak ekstrapolasyona tabi tutulmuştur. Uygulamada hidrojen peroksit, bu sıcaklığa ısıtıldığında potansiyel olarak patlayıcı termal ayrışma geçirir . Düşük basınç altında düşük sıcaklıklarda güvenle damıtılabilir.

Kullanım Alanları

  • Hidrojen Peroksit beyazlatma, sterilizasyon ve kimya endüstrisinde kullanılan güçlü, çevre dostu yükseltgen maddedir. Kalıntı bırakmadan yok olabilen, toksik olmayan, kolay bulunabilen ve geniş kullanım alanı olan bir sıvıdır. Hidrojen Peroksit çeşitli saflık derecelerinde Bandırma’daki tesisimizde yüksek kalite standartlarında üretilmektedir.
  • Dünyada en fazla Hidrojen peroksit kullanan bu endüstri kamu baskısı ve yasalarla beyazlatma proseslerinde klor kullanılmaması yönünde zorlanmaktadır. Özellikle mekanik beyazlatmada, geri dönüşüm ve ağaç içerikli olmayan elyaflarda, desteklenen diğer KRAFT beyazlatma kimyasalları kadar etkilidir.
  • Hidrojen Peroksit doğal selüloz ve organik elyaflarda tercih edilen bir ajandır. Beyazlatıcısı pamuk, yün ve ipek için faydalı, yüksek beyazlatma ve düşük elyaf hasarları veren bununla birlikte minumum atık problemleri olan bir maddedir.
  • Günümüzde aseptik paketleme, gıda beyazlatma ve koruma, mikrobiyal kontrol, saç ürünleri ve ilaç sektöründe kullanılmaktadır.
  • Yüzme havuzu temizliğinde şoklama kimyasalı, koku giderme ve atık dökülmesine karşı nehir ve lagünler de acil önlem olarak kullanışlıdır. Birçok su uygulamalarında Ultraviyole radyasyon, ozon ya da metal katalistlerle geliştirilmiş oksidasyon teknolojileri Hidrojen Peroksitle kombine olarak kullanıldığında faydalı olmaktadır. Bu form içme suyundaki tadı ve keskin kokuyu bozan, tekstil atıklarındaki renkli boya ve çok çeşitli organik safsızlıkları gideren güçlü hidroksil radikalleridir.
  • Hidrojen Peroksit güçlü bir oksitleme ajanıdır. Stabilize edilmiş hidrojen peroksitte aktif oksijen çok yavaş bir şekilde açığa çıkar. Fakat aktif oksijenin açığa çıkışı metal, organik ya da alkalilerle karıştığında çok süratli olmaktadır. Bu özelliği nedeniyle güvenli sevkıyat için özel önlemler alınmasını gerektirmektedir.
  • DMRSÜREN Kimya Ltd Şti
0216 4421200-0216 4426626
0552 3307100-0552 3308100
Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com
by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sodyum Klorür Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Sodyum klorür, sofra tuzu kimyada sodyum klorür (NaCI) olarak tanımlanır. Sodyum klorür, beyaz kristalize bir bileşiktir. Tuz tüm canlıların besin kaynaklarından biridir. Ticari olarak da önemli bir maddedir. Sofra tuzu dünyanın her tarafında tarih boyunca önemli bir ihtiyaçtır. Tuz yaşamın önemli ve zorunlu parçalarından biridir. Sodyum klorür, kan plazması dahil hücre dışında bulunan sıvılarda yer alan başlıca iyonlardan birdir. Bu durumda birçok yaşam destek işleminde sodyum klorür önemli rol oynamaktadır.

Beslenme rejimlerinin olmazsa olmazı olan sodyum klorürün çoğu tuzlardan gelmektedir. Belli ölçülerde vücuda tuz alınması baklagiller, meyve ve sebzelerin tüketimi ile karşılanabilir. Bitki ağırlıklı minerallerin oranı bitkilerin nerede yetiştiğine göre farklılık gösterebilir. Çünkü bitkilerin yetiştiği toprakların mineral içeriği coğrafi olarak farklılık teşkil eder.

Tuz kullanımı bazı bölgelerde kısıtlanmıştır. Ancak bu durum tuzun ticari bir malzeme olması ile sonlanmıştır. Tuz tarihte beyaz altın olarak nitelendirilmiştir.

Sodyum klorür yani saf sofra tuzunun erime derecesi 801 derecedir. Erime anında bozunma gerçekleşmez. 1440 derecede ise buhar haline dönüşür. Saf, renksiz ve kristalize bir yapıdadır. Sofra tuzu doğada, denizde çözünmüş şekilde, kaya tuzu olarak ve kurumuş şekilde iç denizlerin yatağında bulunur.

Kullanım Alanları

  • Tuz dünyadaki üretimden çoğunu tüketen birçok kimyasalın üretiminde doğrudan veya dolaylı olarak kullanılır.
  • Solvay prosesi ile sodyum karbonat ve kalsiyum klorür üretmek için sodyum klorür kullanılır.
  • Sodyum karbonat cam, sodyum bikarbonat ve boyaların yanı sıra diğer kimyasalların sayısını üretmek için kullanılır.
  • Mannheim prosesinde ve Hargreaves prosesinde, sodyum sülfat ve hidroklorik asit üretimi için kullanılır.
  • Petrol ve gaz araştırmalarında tuz, sondajlarda sıvıların delinmesinin önemli bir bileşenidir. Yüksek dereceli gaz basıncının üstesinden gelmek için sondaj sıvısının yoğunluğunu artırmak ve topaklaştırmak için kullanılır.
  • Tuz, çimentolu kaplamalarda betonun sertleşmesini arttırmak için de kullanılır.
  • Tekstilde ve boyamada, tuz, organik kirleticileri ayırmak için, boya çökeltilerinin “tuz haline getirilmesini” teşvik etmek için ve konsantre boyalarla karıştırarak onları [tasfiye ettirmeyi] standartlaştırmak için bir tuzlu suyla durulama olarak kullanılır.
  • Ana görevlerinden biri, negatif yüklü iyonların emilimini arttırmak için pozitif iyon yükü sağlamaktır.
  • Alüminyum, berilyum, bakır, çelik ve vanadyumun işlenmesinde de kullanılır.
  • Kağıt hamuru ve kağıt endüstrisinde, tuz ahşap hamurunu ağartmak için kullanılır.
  • Aynı zamanda sülfürik asit ve suyla birlikte klor oksit üretmek için mükemmel bir oksijen esaslı ağartıcı kimyasal olan sodyum klorat yapmak için kullanılır.

DMRSÜREN Kimya Ştd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sodyum bikarbonat nedir?Nerelerde kullanılır?

Sodyum bikarbonat kimyasal formülü NaHCO3 olan bir kimyasal bileşiktir. Sodyum tuzlarından birisidir. Anti asit özelliği vardır. Kabartma tozu olarak da kullanılır. Suda çözünür. Beyaz katı kristal tozdur. Sodyum karbonat’ı andıran hafif alkali tadı vardır. Hamuru kabartmak için kullanılan kabartma tozu genellikle Sodyum bikarbonatın (NaHCO3), kuru asitin (H+) ve mısır nişastasının birleşimidir. Sodyum bikarbonat halk dilinde karbonat olarak bilinir. Aşağıdaki yazıda da sodyum bikarbonat yerine kısaca karbonat kelimesi kullanılacaktır. Sıcaklığın (50 °C ve üstü), suyun (H2O) ve asitin etkisiyle kabartma tozundaki karbonat birkaç bileşene ayrılır. Bu işlem sırasında karbondioksit (CO2) gazı açığa çıkar, gaz kabarcıkları oluşur ve böylelikle hamur genleşir.

Kimyasal tepkime şöyledir:NaHCO3 + H+ ———> Na+ + CO2 + H2

Karbonat sadece hamuru kabartmakla kalmıyor; yanmış tencereyi, yanmış fırın tepsisini vs. kolayca temizlemek için: Örneğin tencereye bir parmak kalınlığı kadar su doldurulur; bir paket kabartma tozu (ya da karbonat) ilave edilip, 10 dakika kadar kaynatılır. Yanmış yemek tortusu anında çözülecektir. Çaydanlıklardaki, termoslardaki ve çiçek vazolarındaki lekeler kaynamış su ve karbonat karışımı ile kolaylıkla giderilir.

Kaynamış suda karbonat CO2sinin yarısını kaybederek soda (Na2CO3) oluşur:

2NaHCO3 + ısı ———> Na2CO3 + H2O + CO2

Oluşan soda suyla tepkimeye girerek sodyum hidroksit (NaOH) meydana gelir. Böylelikle çözelti daha da bazikleşir ve deterjan özelliği artar.

Na2CO3 + H2O ———> NaHCO3 + NaOH

Haftada bir dişler kabartma tozuyla (veya karbonatla) fırçalanırsa, dişler beyazlaşır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, fırçalama işleminden sonra yarım saat boyunca asitli yiyecekler ve içecekler kullanılmaması. Karbonat, suyun sertliğine sebebiyet veren kalsiyum (Ca2+) ve magnezyum (Mg2+) iyonlarıyla tepkimeye girerek çökelti oluşturur ve suyun yumuşamasını sağlar.

Bakliyatlar ve sert sebzeler haşlanırken, haşlama suyuna karbonat eklenirse daha çabuk yumuşamaları sağlanır. Karbonatın bazik özelliği selülozun kabarmasına yardımcı olur. Karbonat yine bazik özelliği sayesinde istenmeyen kokuları yok eder. Örneğin ağız kokusu, lavabo ve tuvaletlerdeki atık su akım yerleri, kokan ayakkabılar, buzdolabı gibi. Çünkü karbonat kokuları kendine bağlama özelliğine sahiptir. Lahana, karnabahar gibi sebzeler kükürtçe zengindirler. Bu kükürt, bu gibi sebzeler haşlanırken çözünür ve hoş olmayan kokuya sebebiyet verir. Bu tür sebzeleri haşlarken haşlama suyuna biraz karbonat eklemek istenmeyen kokuların oluşumunu azaltır. Bazik ortamda havadaki oksijen bu kükürt bileşenlerini yükseltger. Aynı zamanda karbonat bu tür sebzelerin gaz yapıcı özelliğini de azaltır. Deodorant yerine ve terlemiş ayaklar için ayak banyosunda kullanılır. Bu uygulama en fazla haftada bir yapılmalıdır. Böcek sokmasından sonra o bölgeye karbonatlı su ile pansuman uygulanırsa kaşıntıyı ve kabarmayı hemen azaltır. Genel olarak yarım litre suda bir kaşık karbonatla yapılan karışım kaşıntılara karşı iyi gelir. Güneş yanığına maruz kalan bölgelere de karbonatlı su faydalıdır, anında ağrı kesici özelliği vardır. Karbonat mide yanması için de kullanılır. Mide yanması, midenin gereğinden fazla mide asidi salgılamasından kaynaklanır.

Kullanım Alanları

  • Sodyum bikarbonat, halk arasında sıklıkla hamur kabartma tozu olarak bilindiği için, bu şekilde kullanımı yaygındır. Ancak bunun yanı sıra yanmış tepsilerin ve tencerelerin rahat bir şekilde temizlenebilmesi için iyi bir çözümdür.
  • Ayrıca demliklerin içerisindeki kalıntıların, termoslardaki ve vazolardaki kalıntıların temizlenmesinde de kullanılır. Uygulanması da son derece basittir. Uygulanacak kaba sıcak su doldurulur ve içerisine sodyum bikarbonat dökülür. Bu karışımla lekeler kolaylıkla temizlenir.
  • Sodyum bikarbonatın soda hali suyla tepkimeye girdiğinde bazik özellik kazanarak deterjan görevi görmektedir.
  • Sodyum bikarbonat, kuru bakliyatların daha iyi haşlanması için de kullanılabilir. Haşlama suyuna bir miktar sodyum bikarbonat eklendiğinde bakliyatlar daha çabuk yumuşar.
  • Ayrıca ağız kokusu olanların da derdine çare olabilmektedir. İstenmeyen kokuları önleyen bu madde, lavabo kokularının önlenmesi, ayakkabı kokularının giderilmesi, buzdolabı kokularının giderilmesi için de kullanılabilir.
  • Sodyum bikarbonat; lahana ve karnabahar gibi sebzelerin haşlanması esnasında çıkan kokuların giderilmesi içinde haşlama suyuna katılarak kokular önlenebilir.
  • Böcek sokmaları sonrasında, böcek ısırığının olduğu yere sodyum bikarbonatlı su ile uygulama yapıldığında ısırılan bölgedeki kaşıntıyı engellemektedir.
  • El ve ayak terlemesi sorunu olanların deodorant yerine sodyum bikarbonatlı su kullanılırsa bu bölgelerdeki terleme sorununda azalma olur ve kötü kokular da engellenir.
  • Güneş yanıklarında sodyum bikarbonatlı su yanan bölgeye anında uygulanırsa, yanık bölgedeki ağrıyı hafifletmektedir.
by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Sepiyolit’in Katalitik ve Reolojik özellikleri nelerdir?

Sepiyolit  terimi ilk defa 1847 yılında Glocker tarafından kullanılmış olup Yunanca “mürekkep balığı” anlamındaki kelimelerden türetilmiştir. Tabiatta sepiyolit zenginleşmeleri, kabaca iki farklı tipte bulunmaktadır. Bunlardan birinci tip sepiyolit oluşumu, ülkemizde özellikle Eskişehir yöresinde ve Konya-Yunak civarında bulunan “lületaşı (meerschaum)” dur. Bir diğer önemli sepiyolit oluşumu ise, “endüstriyel (sınai) sepiyolit” veya “tabakalı sepiyolit” olarak da adlandırılan “sedimanter sepiyolit” lerdir. Bu oluşumlara, Ankara-Polatlı güneyi, Eskişehir-Sivrihisar güneyi ve Eskişehir-Mihalıççık batı alanında rastlanmaktadır. Ayrıca volkanosedimanter kökenli malzemelerin (vitrik tüf-kül tüfü) diyajenetik süreçler içerisinde, yeraltı ve yerüstü sularının da etkisi ile değişimi sonucu oluşmuş sepiyolit, özellikle Na-sepiyolit(loughlinit) yataklanmaları da önemli bir yer tutar (Eskişehir-Mihalıççık-Koyunağılı). Bunlardan başka ekonomik yataklanmalar oluşturmamasına rağmen, dünyada ve ülkemizde tanımlanmış pek çok farklı oluşum şekillerine sahip sepiyolit türleri mevcuttur. Bunlardan bazıları; Fe-sepiyolit, ksilotil, Ni-sepiyolit, Mn-sepiyolit, Al-sepiyolit ve volkanosedimanter malzemelerin hidrotermal alterasyon ürünü olan Al, Fe-sepiyolittir (Bolu-Kıbrıscık, Çankırı-Orta). Paligorskit-atapulgit, ifade ettikleri kil türü itibariyle eşdeğerdir. Paligorskit ismi ilk defa 1862 yılında Von Ssaftschenkar tarafından, ilk bulunduğu yer olan Rusya’nın Paligorsk yöresinin ismine izafeten kullanılmıştır. Atapulgit ismi ise, ilk defa Lapparent (1935) tarafından ABD’nin Georgia-Attapulgus yöresine göre adlandırılmıştır. Bugün atapulgit terimi daha çok ticari alanda kullanılırken, bilimsel çalışmalarda paligorskit terimi tercih edilmektedir. Atapulgit-paligorskit türleri arasında Mn-paligorskit, Mn-ferropaligorskit, yofortierit ve tuperssuatsiait sayılabilir (Jones ve Gallan, 1988).

Katalitik Özellik : Büyük yüzey alanı, mekanik dayanım ve termal duraylılığından dolayı son zamanlarda sepiyolit granülleri, katalizör taşıyıcı olarak smektit ve kaolin grubu minerallere tercih edilmektedir. Hidrojenasyon, desülfürizasyon, denitrojenasyon, demetilizasyon, etanolden butadien ve metanolden hidrokarbon eldesi gibi birçok katalitik proseste Co,Ni,Fe,Cu,Mo,W,Al,Mg’un katalitik destekleyicisi olarak sepiyolit kullanılmaktadır. Kil minerallerinin katalitik aktivitesi, bunların yüzey aktivitelerinin bir fonksiyonudur. Sepiyolit partiküllerinin yüzeyindeki Silanol (Si-OH) grupları, belli derecede asit özelliğe sahiptir ve katalizör ya da reaksiyon merkezi olarak davranabilir. Bu gruplar, mineralin lif ekseni boyunca 5 Å ara ile sıralanmışlardır. Sepiyolitin asitle muamelesi, adsorbe katyonların uzaklaştırılması ve yüzey alanında artışa yol açar; gözenek dağılımı ve kristallik derecesini etkiler.
Sepiyolitin katalitik uygulamaları şunlardır :

1) Olefinlerde doygun olmayan C=C bağlarının hidrojenasyonu,

2) Otomobil ekzosları ve fabrika bacaları için katalitik seramik filtre imali,

3) Etanolden butadien üretimi,

4) Metanolden hidrokarbon üretimi,

5) Sıvı yakıtların hidrojenasyonu.

Reolojik Özellikler: Sepiyolit, su veya diğer sıvılarla, nispeten düşük konsantrasyonlarda yüksek viskoziteli (1000-40.000 cps/5 rpm, Brookfield viskozimetresi) ve duraylı süspansiyonlar oluşturur. Sepiyolitten yapılan süspansiyonlar tiksotropik özellik gösterdiğinden, kozmetik, yapıştırıcı ve gübre süspansiyonlarında kalınlaştırıcı (thickener) olarak kullanılır. Sepiyolit ayrıca, diğer killere göre tuzlu ortamlarda daha duraylıdır ve bu nedenle özellikle petrol sondajlarında çamur malzemesi olarak kullanılır. pH=8’e kadar faydalı özelliklerini muhafaza eder, ancak pH>9 olduğu koşullarda peptizasyon viskozitede ani bir düşüşe neden olur. Reolojik özelliklerinden dolayı kullanıldığı alanlar şunlardır :

  1. Çözelti kalınlaştırıcı ve tiksotropik özellikleri nedeniyle boya, asfalt kaplamaları, gres yağı ve kozmetik ürünlerde,
  2. Yüksek elektrolit konsantrasyonu ve sıcaklığa sahip derin sondajlarda çamur malzemesi olarak,
  3. Tarımda toprak düzenleyicisi olarak; tohum kaplama ve gübre süspansiyonlarında, haşere ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  4. Bağlayıcı özelliğinden dolayı eczacılıkta ve katalizör taşıyıcı pelet ve tablet olarak,
  5. Kağıt, mukavva, filtre ve duvar kağıdı ve kauçuk sanayiilerinde dolgu maddesi olarak,
  6. Tuğla ve seramik ürünlerde (özellikle high-tech uygulamaları bulunan honeycomb seramikler),
  7. Deterjan sanayiinde

Ayrıca besicilikte yemle karıştırıldığında verim artışı sağlamakta ve hayvanlarda amonyum dengesini kontrol etmektedir. Yine son zamanlarda, özellikle Japonya’da yürütülen araştırmalarla, atık sulardan biyogaz üretiminde metanojenik bakteri taşıyıcısı ya da biyoreaktör olarak kullanımı geliştirilmiştir. Lifsi yapıda olması, buna karşılık kanserojen etkisinin asbeste kıyasla son derece düşük olması, asbest yerine kullanılmasını da gündeme getirmiştir.

Ülkemizde lületaşı üretimi 200 seneden beri genellikle ilkel metodlarla yapılmaktadır. Lületaşı bulunan seviyelere tahkimatsız bir kuyu ile inilip dar galeriler sürülerek yapılan en eski metodda ikili veya üçlü ekiplerle çalışılır. Bu metoda çıkrık yöntemi denilmektedir. Son yıllarda madencilikte bazı gelişmeler görülmekte, bir veya iki kompresör kullanılarak kuyu-galeri sisteminde 5-10 işçi çalıştırılabilmektedir. Bazı işletmelerde ise, derin kuyular sürülerek madencilik yapılmakta, ancak yeraltı suyu problemi ve pompaj işlemi maliyetleri yükseltmektedir. Açık işletme yönteminde kazma işlemi 5 metre derinliğe kadar dozer ve kepçelerle yapılmakta, ancak derinlik arttıkça madencilik zorlaşmaktadır. Çıkarılan lületaşı yumruları, önce ocaklarda rutubetli bir yerde ıslak çuvallarla örtülerek bekletilir ve bünye suyunu kaybetmemesi sağlanır. Sonra çırpma, saykal, kaba, lama, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, oyma, yağlı aba, parlatma ve tasnif işlemlerine tabi tutulur. Böylece yarı mamul haline gelen lületaşı, iriliklerine göre 6 gruba ayrılarak pipo ve sanat eserleri yapımı için atölyelere satılır. Lületaşının en çok kullanılan alanı olan pipo imalinde el sanatı önde gelmektedir. Yapılan pipo türleri, düz, kabartma, başlıklı, saksafon ve çıllım diye sınıflandırılmaktadır. Pipo yapımının yanısıra, iyi kaliteli büyük lületaşı (sıramalı) oyma ile sanat eserleri haline getirilmekte, ufak lületaşları ise, küçük heykel, sigara ağızlığı, broş, kolye, iğne, tespih ve bilezik yapımında kullanılmaktadır. Lületaşı üretim ve imalat artıkları, toz haline getirilip preslenerek pipo yapılmakta veya pipo astarı olarak da kullanılabilmektedir. Sınai sepiyolit ocak üretimi, klasik açık işletme yöntemleri (ayna-basamak) ile gerçekleştirilmektedir. İspanya’da uzun yıllar önce kapalı işletmeye dayalı üretim yapılmış olmakla birlikte, bugün tamamıyla terk edilmiş ve açık işletmeye dönüştürülmüştür.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

HAYVAN YEMİNDE MAGNEZYUM OKSİT KULLANIMININ FAYDALARI NELERDİR?

Hayvan yemi katkı maddesi olarak magnezyum oksitin T.C. Yem Yönetmeliği Yem Kaynakları mevzuatında makro mineral olarak yer almasına karşın, ülkemizde premiks ve karma yeme katkı maddesi olarak katılması hala tartışma konusudur, fakat başta Avrupa olmak üzere insan ve hayvan sağlığını ön planda tutan ülkeler, magnezyum oksitin karma hayvan yemlerine koyulması gereğini parlomentolarında çıkardıkları  yönetmeliklerle [THE FEEDING STUFF ( England ) REGULATIONS 2005] karara bağlamışlardır.

 Magnezyum oksitin, büyük baş hayvanlarda belli başlı etkileri aşağıdaki gibidir;

 1 – Vücuttaki enzim sistemlerinin yapısını (kofaktör kısmını) oluşturan en önemli maddesidir, enzimlerin aktivasyonunda önemli rol oynar, kemik yapısı teşekkülü ve kas kontraksiyonlarında temel görevleri vardır. DNA nın iskeletini oluşturur*.

 2 – Çayır tetanisi, Mg noksanlığında, ilkbaharda meralarda beslenen sığırlarda ortaya çıkar. Rasyona Mg ilavesiyle önlenir*.

 3 –   Magnezyumun hayvanlar üzerinde rahatlatıcı ( Relaxing ) etkisi vardır. Magnezyum eksikliği, aşırı duyarlılık,     sinirlilik, yerinde durmama, kas seyirmeleri, diş gıcırdatma ve salya akıntısı ile belirginleşir*.

 4 –  Süt ve döl veriminde % 20 ‘ye varan artış,

 5 –  Mide ve bağırsağın düzgün çalışması,

 6 –  Kemik ve dişlerin yapısının güçlenmesi,

 7 –  Tırnak kırılmalarının önlenmesi,

 8 –  Et renginin aşırı kırmızılıktan normal pembeliğe dönüşmesi,

 9 –  Parazit hastalıklarına karşı savunmayı arttırması,

10 – Büyük baş hayvanın et veriminde artış,

11 – Kilo kaybını önleme gibi daha bir çok olumlu etkisi vardır.

12 – Hastalıklara karşı direnci arttırır

13 – Bağışıklık sistemini güçlendirir

14 – Kan dokusunun kendini yenilemesini sağlar.

15 – Dolaşım sistemini güçlendirir

 

Magnezyum oksitin, kanatlı hayvanlarda belli başlı etkileri ise;

 

1 – Kemik yapısını güçlendirdiği için kanat ve ayak kırılmalarını minimuma indirmesi,

2 – Taşlığın daha rahat çalışmasını sağlaması,

3 – Büyümeyi hızlandırma,

4 – Tüylerin parlaklığının artması,

5 – Yumurtanın sarısında renk farklılığı oluşması,

6 -Yumurtanın kabuğunun tahammül süresinin uzaması ve kabuğunun kalınlığının artması gibi etkileri mevcuttur.

7 – Yumurtanın besin değerini arttırır.

8 – Kas yapısını güçlendirir

Magnezyum oksitin hayvanlarda strese bağlı rahatsızlıklara, kas kasılma sorunlarına, gıda eksikliğinden ileri gelen Deficiency rahatsızlığının da tedavisinde de kullanıldığı yine bu yönetmelikle kanıtlanmıştır.

 

Finlandiya’nın Helsinki Üniversitesinde yapılan çalışmalar [University of Helsinki, Dept.of Animal Science, Publications] göstermiştir ki, 600 kg ağırlığındaki bir büyük baş hayvan bünyesinde 240 g Manyezit barındırmalıdır. Manyezitin % 70 oranında kemiklerde depolandığı, enzimlerin doğru çalışmasında, hayvanın sinir sisteminde çok önemli role sahip olduğu ve büyük baş hayvanın Mg dengesini koruyabilmesi için günde en az 1,8 gr MgO alması gereği de yine bu yayınla avrupada kabul görmüştür.

 

Magnezyum oksitin karma yem üretiminde tozlanmayı minimuma düşürdüğü gibi, yem üzerinde parlaklıkda oluşturmaktadır.

 

Hayvanların manyezit ihtiyaçlarını sadece magnezyum oksitden sağlayabileceklerinide THE FEEDING STUFF (ENGLAND) REGULATIONS 2005 kararlaştırmıştır.

 

MAGNEZYUM


Magnezyum, yeryüzü üzerindeki canlıların gelişimi ve sağlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli temel bir elementtir. Magnezyum kemik şekillenmesinde önemli olup, kalsiyum ve fosfor ile yakın ilişkisi olan temel bir mineraldir. Hayvan vücudunda toplam ağırlığın ortalama %0,05’i kadar bulunmaktadır. Vücuttaki magnezyum ortalama %70’i iskelette, başta karaciğer ve kaslar olmak üzere %29’u yumuşak dokularda ve %1’i ise vücut sıvılarında bulunur. 


Magnezyum kaynağı:


Yem maddeleri magnezyum açısından çoğu zaman yetersiz kaldığından, hayvanlardan yüksek performans ve verim elde edebilmek için, yemlere magnezyum oksit takviyesi yapılması önemlidir. 


Magnezyum Fizyolojik Fonksiyonları ve Metabolizması :


Magnezyum, vücutta çok önemli fizyolojik fonksiyonlara sahiptir. Magnezyum, kemik ve dişlerin bütünlüğünün sağlanmasında önem taşımaktadır. Ayrıca karbonhidrat metabolizması ile ilişki olarak enzim sisteminin aktivasyonunda, mineral ve elektrolit dengenin sağlanmasında önemli etkisi vardır.

Magnezyum, tiamin pirofosfatın kofaktör olduğu bazı enzim sistemlerinin aktif bir unsurudur. Pirüvik asit karboksilaz, pirüvik asit oksidazı aktive eder. ATP (Adenozin trifosfat), ADP (Adenozin monofosfat) ile komplex oluşturur. Magnezyum; kas kontraksiyonlarında, protein, nükleik asit, yağ ve koenzim sentezinde, selüloz sindiriminde, glikozun vücutta değerlendirilmesinde, metil grubu transferinde, sülfat, asetat ve format aktivasyonunda, oksidatif fosforilasyonda, oksidatif fosforilasyonda, asit-baz dengesinin korunmasında ve pek çok fizyolojik olayda önem taşır. Magnezyum büyük bir çoğunluğu kemiklerde depo edilir.

Tüketilen magnezyum ortalama, %30-50’si ince bağırsaktan emilir. Hayvan yaşlandıkça magnezyum emilimi azalır. Ruminantlarda rumenden oldukça fazla miktarda magnezyum emilebilir. Kalsiyum, fosfat, okzalik asit, fitat (tahıllarda) ve uzun zincirli doymuş yağ asitlerinin yüksek düzeyde tüketimi, magnezyum emilmesini olumsuz etkiler. Toprağın fazla miktarda potasyumlu ve azotlu gübreler ile gübrelenmesi yem bitkilerinde bulunan magnezyumun yararlanma derecesini düşürür. Magnezyum emilimini; protein, laktoz, vitamin D, büyüme hormonu ve antibiyotikler arttırır. Hayvan matobolizmasında magnezyumun vücuttan atılımı idrar ve dışkı yoluyla olmaktadır. (***)

 

Magnezyum Gereksinimi


Hayvanlarda magnezyum gereksinimi; türe, verim yönüne, verilen magnezyum elementinin kimyasal formuna ve rasyonun yapısına bağlıdır. Rasyondaki pek çok faktörler, magnezyum emilimini ve dolayısıyla magnezyum gereksimini etkiler. Magnezyum gereksinimini etkileyen rasyona ait faktörler, K,N,Ca,P,Al,Fe,Na, protein, yağ, organik asitler, karbonhidrat çeşidi, iyonoforlar, magnezyum düzeyi, yemleme sıklığı olabilir. Azot ve potasyumlu gübrelerin kullandığı meralarda otlayan yüksek verimli süt ineklerinde magnezyumun yararlanılabilirliği azalır.


Laktasyon dönemindeki ineklerin rasyonlarında kuru maddede %0,18-0,20 düzeyinde magnezyum bulunması yeterli olmaktadır. Körpe ot tüketen hayvanlarda ve yüksek süt verimine sahip ineklerde bu oran %0,25-0,30’a çıkartılmalıdır. Çayır tetanisini önlemek amacıyla ineğin verim düzeyine ve rasyonun bileşimine bağlı olarak günde 6-20 g magnezyum ilavesi gereklidir.


Gebe sığırların rasyonlarında kuru madede %0.16 magnezyum yeterlidir. Süt emen buzağıların her 1 kiloğram canlı ağırlık için duydukları magnezyum ihtiyacı günlük 12-16 mg kadardır. Laktasyon dönemindeki ineklerde yaşama payı olarak toplam magnezyum ihtiyacı günde 12-14 kadardır ve buna her kiloğram süt için 0,6 ilave edilir.


Besi sığırlarının magnezyum gereksinimi; günde 20-30 mg/kg canlı olmaktadır. Ayrıca besi sığırlarını çayır tetanisinden korumak için de MgO takviyesi gereklidir.


Kuzularda, gebeliğin son dönemindeki koyunlarda ve laktasyondaki koyunlarda, magnezyum ihtiyacı;
sırasıyla rasyon kuru maddesinde %0,12; 0,15 ve 0,18’dir. Laktasyondaki koyunlar azot ve potasyum bakımından zengin meralarda otlatılıyorsa veya rasyondaki yem maddeleri azot ve potasyumlu gübrelerin kullanıldığı topraklarda yetişen ürünlerden oluşmuş ise, rasyondaki minimum magnezyum düzeyi kuru maddede %0,20 olmalıdır. Koyunları çayır tetanisinden korumak amacıyla MgO takviyesi gereklidir. 

 

Magnezyum yetersizliği:


Hayvanların özellikle streste bulunduğu ortamlarda, yağ ve/veya kalsiyum fazla düzeyde tüketilmesi gibi rasyona ait dengesizlik, magnezyum yetersizliğini arttırır.


Magnezyum eksikliği; sadece sütle ya da düşük magnezyum kapsayan rasyonlarla beslenen genç hayvanlarda oluşur. Erişkinlerde ise magnezyum yetersizliği sonucu çayır tetanisi görülür. Kan serumunda ortalama 2,5 mg/100ml magnezyum bulunup, bu düzey 0,5 mg/100ml’ye düşerse hipomagnezemik tetani (laktasyon, çayır tetanisi) adı verilen metabolik bir hastalık sığır ve koyunlarda şekillenebilir. Böyle hayvanlarda iştah azalır, canlı ağırlık azalır, verim düşer ve aşırı bir hassasiyet oluşur. Bu arada solunum ve salivasyon artar, tetani ve konvülsiyonlar tetani ve konvülsiyonlar oluşur. Çayır tetanisi, yemin mineral bileşimi, toprak özellikleri, toprağa gübre uygulamaları, mevsim, sıcaklık, hayvan türü, ırk ve yaşından etkilenen metabolik bir hastalıktır.
İlkbaharda doğum yapan ineklerde, buzağılamadan sonraki birkaç hafta içerisinde, çayır tetanisi oluşma ihtimali daha fazladır. Hayvanlarda yaş ilerledikçe iskelet magnezyumunu mobilize etme yeteneğinin azalmasından dolayı daha yaşlı hayvanlarda çayır tetanisine karşı duyarlılık artmaktadır. Örneğin süt emen buzağılarda magnezyumun yararlanılabilirliği %70 kadarken daha sonra %30-50’ye kadar düşmektedir. Dişi hayvanlar, çayır tetanisine karşı daha duyarlıdır. Özellikle buzağılarına bakan ve süt verme döneminde olan inekler, daha duyarlıdır. Gebe hayvanlarda bu durumdan dolayı, bazen ölüm görülebilir. Azot ya da potasyumlu gübrelerin kullanıldığı topraklarda bile yetişen körpe otların fazla tüketilmesi, çayır tetanisinin en önemli nedenlerindendir. Böyle meralardan elde edilen kaba yemlerde yüksek düzeyde bulunan azot ve potasyum, magnezyum bağırsaktan emilimini olumsuz yolda etkiler. Aynı şekilde rasyona, yüksek düzeyde kalsiyum, fosfor ve aliminyum ilavesi de magnezyum emiliminin azalmasına yol açar.

 Rasyondaki ani değişiklikler veya rasyonun yetersiz magnezyum eksikliğine bağlı değişikliklerin oluşmasına, yani hayvan sağlığının bozulmasına, metabolizmasının olumsuz yönde etkilemesine, özellikle süt verimi ve canlı ağırlığın düşmesine yol açar. Bundan dolayı da sığır ve koyun yemlerine MgO takviyesi yukarıda da belirtilen nedenlerden ötürü kesinlikle gereklidir. (***)

Türkiye genelinde hayvanlarda görülen MgO eksikliğine bağlı hastalıkların giderilmesinde karma yemlerde ton başına 7 kg Magnezyum Oksit kullanımı kesinlikle gereklidir.

 

Magnezyum Oksitin Karma Yemde Kullanımı:

Büyük baş hayvanlar için hazırlanan 1 ton karma yeme 8 – 10 kg arası Magnezyum Oksit katılmalıdır. 

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0662 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Absorpsiyon Özelliği en yüksek mineral:Sepiyolit

Zincir yapısına sahip minerallerin kristal strüktürlerinde üç tür aktif absorpsiyon merkezi mevcuttur. Bunlar; (1) tetrahedral tabakalardaki oksijen iyonları, (2) yapısal zincirlerin kenarlarındaki magnezyum iyonlarına koordine olmuş su molekülleri, (3) lif eksenleri boyunca uzanan SiOH gruplarıdır (Serratosa, 1979). Sepiyolitte ortalama mikropor çapı 15 Å, mezoporların yarıçapı ise 15 ile 45 Å arasındadır. Teorik olarak sepiyolit için 400 m2/g dış yüzey ve 500 m2/g iç yüzey alanı saptanmıştır (Serna ve Van Scoyoc, 1979). Ancak yüzey alanı hesaplamalarında kristal içi kanallara gönderilen gaz moleküllerinin çap, şekil ve polaritesi önemli olduğundan, bunlar mutlaka refere edilmelidir. Örneğin, setilpiridinyum bromür kullanılarak elde edilen yüzey alanı 60 m2/g iken, aynı örnekte en yaygın metod olan ve nitrojen absorpsiyonuna dayanan BET metodu ile yapılan ölçümde 276 m2/g değeri elde edilebilmektedir (Ruiz-Hitzky ve Fripiat, 1976). Genellikle su ve amonyum gibi polar moleküller ile nispeten daha az miktarda metil ve etil alkoller sepiyolitin kanallarına girebilmesine karşın, polar olmayan gazlar ve organik bileşikler kanallara giremez. Isıtma işlemi mineralin absorpsiyon özelliğini azaltır, çünkü yapısal değişime bağlı olarak mikroporlar yıkılır. Sepiyolitin genleşme özelliği yoktur.Yukarda özetlenen özgül yüzey alanı ve buna bağlı yüksek absorpsiyon özelliğinden dolayı sepiyolitin başlıca kullanım alanları şunlardır:

  1. Koku giderici olarak çiftlik ve ahırlarda; evcil hayvanlar ve ahır hayvanlarının atıklarının emilmesi ve koku giderilmesi için zeminlerde (pet-litter, cat-litter),
  2. Tarım ve böcek ilaçları taşıyıcısı olarak,
  3. Madeni esaslı yağlar, nebati yağlar ve parafinlerin rafinasyonunda,
  4. Atık su arıtma sistemlerinde,
  5. Karbonsuz kopya kağıtları ve sigara filtrelerinde,
  6. Gastrointestinal sistemle ilgili ilaçlarda toksin ve bakteri emici formülasyonlarda,
  7. Deterjan ve temizlik maddelerinde.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Diatomit Nedir? Nerelerde Kullanılır?

Diatomit, almanca “Kieselgur” ve ingilizce “Diatomeceous Earth” kelimelerinden türetilen Kiselgur ve Diatomit tanımları ile endüstriyel hammadde olarak kullanılır. Ticarette Libya kaynaklı diatomit Tripoli, Danimarka kaynaklı ve %20-25 plastik kil içerikli diatomit Moler adı ile yer alır. Diatomit, volkanik aktivitelerin fazla olduğu yörelerde bulunan tatlı ve tuzlu su haznelerinde fotosentez olayının yoğun olarak gerçekleştiği sığ (0-35m ) derinliklerde yaşayan tek hücreli alg türü olan diatome iskeletlerinin yanısıra kil, kum, volkanik kül ve diğer organik kalıntılardan oluşan bir kayaçtır. Diatome iskeletleri SiO2.nH2O içeriklidir.

Diatomitlerin kimyasal bileşimleri oluştukları ortam koşullarına bağlı olarak değişir. Sertliği içeriğine uygun olarak 4,5-6 arasında değişir, kırılgan yapısı tanelenebilmesi nedeniyle sertlik 1,5’ e kadar düşer. Diatomiti oluşturan diatome iskelet kalıntıları 5-1000 µm boyutları arasında değişim gösterirken ağırlıklı olarak ortalama boyutları 50-100 µm arasındadır; bir inç küpte 40 milyar tane bulunabilir. Diatomitte boşluklu iskeletlere sahip diatomeler ve diatome taneleri arasında kalan boşluklar toplam poroziteyi oluştururlar ve boşluk değeri %95’e kadar çıkabilir. Sahip oldukları boşluk değerlerine bağlı olarak ağırlıklarının üç katına kadar su emebilirler. Isı iletkenlikleri 100-300º C de 0.08,     800º C de 0.10, 1200º C de 0.11 Kcal/m2.c.h. dir. İçerdiği safsızlıklara bağımlı olarak erime dereceleri 1000-1500º arasında değişir. Diatomitler birçok kimyasallara dayanıklıdır, ancak yüksek sıcaklıklarda kuvvetli bazlardan etkilenir, kimyasal bileşimi nedeniyle hidrofluorik asite dayanımsızdır. Beyazlık derecesi içeriğine bağlı olarak %90’a kadar çıkabilen diatomitler, düşük yoğunlukları, orta dereceli refrakterlikleri, yüksek absorbsiyon kapasiteleri, ufak tane boyutuna ufalanabilirlikleri ve yüksek yüzey alanı değerine sahip olmaları gibi özellikleri ile sanayinin çok değişik alanlarında kullanım olanağı bulurlar. Diatomit, sanayide;

  • Doğal Diatomit,
  • Kalsine Diatomit,
  • Beyaz Kalsine (Flaks Kalsine), diatomit olarak pazarlanır.Her üç tipte, sanayinin gereksinimleri doğrultusunda, değişik firmalar tarafından üretilen tane boyutları, fiziksel ve kimyasal özellikleri farklı olabilen çeşitli diatomit ürünleri vardır. Diatomit ürünlerinin  kullanım alanları önem sırasına göre şöyle sıralanabilir:
    • Filtre yardımcı malzemesi,
    • Dolgu malzemesi,
    • İzolasyon (ısı, ses, elektrik) malzemesi,
    • Absorbant,
    • Aşındırıcı,
    • Katalizör taşıyıcı,
    • Hafif yapı malzemesi,
    • Refrakter malzemesi,
    • Silika kaynağı,
    • Gübrelerde düzenleyici.

    Süzme yardımcıları suda askı halinde bulunan istenmeyen katı maddelerin alınması için kullanılırlar. Süzme işlemi mekaniktir, yardımcı madde (diatomit) kimyasal olarak sıvı ile karışmaz. Sıvının filtrasyonunda yardımcı istenmeyen katılarla birlikte filtre (kumaş, elek, gözenekli taş veya metal) yüzeyinde ince bir tabaka halinde toplanır. Süzme işlemi boyunca sıvıya az miktarda diatomit ilave edilir. Kullanılan diatomit ürünleri sıvı cinslerine ve filtrasyon proseslerine uygun olarak çeşitli karakteristiklere sahiptir. Genelde tane boyutu önem taşır, iri taneler yükselen direnç ve yavaş süzme ile çok yüksek şeffaflık sağlanır. Diatomit süzme yardımcısı olarak şeker şerbeti, bira, şarap, viski, meyva suları, bitkisel yağlar, sanayi atık sıvıları, havuz suları, kimyasallar, vernik ve madeni yağ filtrasyonlarında kullanılır. Son senelerde de bioteknolojide katı filtre olarak çevre kirliliği temizliğinde ve toprakların yenilenmesinde kullanılır olmuştur.

    Dolgu Maddesi

    Dolgu maddeleri sanayi ürünlerinin kalitesini bozmadan ucuzluğunu sağlamak ve özelliklerini geliştirerek performanslarının arttırılmasında kullanılan maddelerdir.Diatomit başta boya olmak üzere kağıt, lastik, plastik, ilaç, kozmetik, diş macunu, cila ve değişik kimya sanayi ürünlerinde dolgu maddesi olarak kullanılır. Uygulamada diatomitin hafifliği, dayanıklılığı, kimyasallara direnci, ısı, ses ve elektrik izolasyon kabiliyeti, yüksek emicilik özelliğinden yararlanılır. Beyazlık derecesi kullanım alanlarına göre önem kazanır. Boya sektöründe, pürüzsüz yüzeyler elde etmek için diatomit yerine kullanıldığı tebeşir ve kil gibi maddelerden pahalı olmasına rağmen aranan bir dolgu maddesidir ve 200-300 µm tane boyutlu diatomit boyaya %2-3 oranında katılmaktadır.

    İzolasyon Maddesi

    Diatomit, kireç ve çimento ile ses ve ısı izalasyonları için plaka üretiminde kullanılır. yüksek sıcaklıklarda izolasyon malzemesindeki hava boşlukları yoğun bir radyasyon, hızlı bir konveksiyon sağlar. Hava boşlukları ne kadar büyükse radyasyon o kadar büyük olur; bu neden ile de izolasyonda kullanılacak diatomitlerde büyük boyutlu diatome içerikleri aranır. Soğuk hava depolarındaki çeşitli uygulamalarda toz, kum, blok ve levha halinde diatomit malzemeleri kullanılır.

    Absorbant

    Diatomitler ağırlıklarının 3-4 katı kadar sıvı emme yeteneğine sahiptirler. Bu özellikleri ile evcil hayvanların, ahırların, kümeslerin ve özellikle kürk hayvanları yetiştirme çiftliklerinde altlık sergi maddesi olarak kullanılır. Örneğin Danimarka ürünü Moler Kuzey Avrupa ve İskandinavya ülkelerinde hayvan altlığı olarak yoğun biçimde kullanılmaktadır. Nitrogliserin ilk olarak diatomite emdirilerek tehlikesizce taşınması sağlanmıştır. Asit şişeleri diatomit dolgulu ambalajlarda taşınarak kırılmaları ile oluşabilecek olumsuzluklar önlenir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda zeolit maddesi karayollarında tuzlama işlemleri yerine kullanımı söz konusu olmuştur. Bu konuda diatomit zeolite alternatif bir madde olabilir.

    Aşındırıcı

    Yumuşak aşındırıcılık özelliği ile diatomit  özellikle otomotiv sektöründe parlatıcı olarak kullanılır. Temizlenmiş doğal diatomit çok yumuşak aşındırıcı olarak mücevhercilikte kullanılan parlatıcılar formulasyonunda yer alır.

    Katalizör Taşıyıcı

    Katalizör taşıyıcı olarak hidrojenasyon prosesindeki nikel katalizörler ve sülfirik asit üretiminde vanadyum katalizör uygulamalarında diatomit kullanılır.

    Hafif Yapı ve Rekrakter Maddesi

    Hafif yapı ve refrakter tuğla yapımında diatomit kullanılmaktadır. British Columbia (Kanada) volkanik kül diatomitleri sadece bu amaçla kullanılmaktadır. Binaların yangına karşı dayanımları bu uygulama ile sağlanmaktadır. Danimarka Moler diatomitleri, %20-25 plastik kil içerikleri ile termal şoklara dayanıklı, düşük gaz geçirimli ve asitlere dayanıklı tuğla yapımında aranan maddedir.

    Silika Kaynağı

    Silis içeriği ile diatomit kalsiyum ve magnezyum silikat gibi sentetik silikat üretiminde kullanılır. Seramik ve cam sanayinde (Romanya) silika hammaddesi olarak yararlanılır.

    Gübrelerde Kullanım

    Özellikle amonyum nitrat gübresinde topaklanmaların önlenmesinde kullanılır.

    Diğer Kullanım Alanları

    Çimento sanayinde betonun su fazlasının giderilmesi ve homojeniteyi sağlamak için diatomit kullanılır. Beton harcına % 3 oranında diatomit katıldığında betonun basınç direnci %20, çekme direnci %10 oranında artmaktadır. Deterjan, temizleyici, zararlı bitki ve mantar öldürücü, seramik sır üretiminde de kullanılmaktadır. Yemin ete dönüşüm verimini arttırmak için, özellikle tavuk besiciliğinde kullanılan yeme katkı maddesi olarak %2 oranında diatomit katılabilir. Avrupa’da Yüz Yıl Savaşlarında kıtlık nedenleri ile ekmek yapımında una diatomit katılmıştır.

    Ham diatomit cevheri kurutularak içindeki yabancı maddelerin kabaca ayrılmasıyla doğal diatomit elde edilir. Doğal diatomiti akaryakıt veya doğalgaz ile ısıtılan döner fırınlarda, hammaddenin özelliklerine ve üretim şekline göre 870-1090° C oranındaki uygun sıcaklıkta kalsine edilerek kalsine diatomit elde edilir. Kalsinasyonda diatome kavkılarındaki organik maddeler yakılarak iskelet gözeneklerinin açılmaları sağlanır. Diatome tanecikleri büzüşerek sertleşirler ve kırıntılar bir araya gelerek kaynaşırlar. Döner fırından fındık boyutunda çıkan malzeme soğutulup ufalanır yabancı ve sinterlenmiş taneler seperatör ve siklonlarla ayrılarak tane boyutlarına göre sınıflanır, paketlenir. Maddenin demiroksit içeriğine uygun olarak kalsine diatomit pembemsi renk alır. Filtrasyon hızı yüksek olan beyaz kalsine diatomit ürünü eldesi için kalsinasyondan önce %3-8 oranında soda (NaCO3 ) veya tuz  (NaCl) ilave edilerek kaslinasyon yapılır. Alkali tuz etkisiyle içerdikleri demiroksit ortamdan uzaklaşır, beyaz renkli ürün elde edilir. Alüminyumoksitler de separatörlerle kolayca ayrılır. Diatome tanelerinin ve kırıntılarının gruplaşmaları fırın sıcaklığının, alkali tuz oranının ve kalsinasyon zamanının kontrollü olarak değiştirilmesiyle ürün özellikleri ayarlanabilir ve değişik filtrasyon özelliklerine sahip ürünler elde edilebilir.

    Diatomit ürünlerindeki özelliklerin çeşitlenmesi kullanım alanlarını sınırlar. Diatomitlerde tanımlanması istenilen özellikler: Diatome tanelerinin boyutları, boyut dağılımı, serbest ve bağlı nem, yaş ve kuru yoğunluk, sıvı absorplama kapasitesi, pH değeri, renk ve kimyasal bileşim ile mikroskopik doku özellikleri olarak sayılabilir. Kalsinasyon işleminde doğal diatomitteki amorf silika kristalin silika kristobalite dönüşür. Kristalin silika silikos ve fibritik akciğer hastalıklarına neden olduğu için üretimde çalışan işçilerin vardiya saatleri ve havadaki teneffüs edilebilen kristalin silika limitlerine sınırlamalar getirilmiştir. Sağlık teşkilatlarınca temiz hava için 10 mikrondan küçük kristalin silika üst sınırı 150 mg/m3   olarak kabul edilir.

    Türkiye diatomit rezervleri genellikle açık işletme ile üretim yapmaya elverişli yataklar halindedir. İşletmeye geçilmeden önce sondajlar ile kalite ve boyut saptaması yapılarak üretim yöntemi belirlenir, kazıcı ve nakledici iş makineları ile üretim sağlanır. Nem oranı %50 ‘ye kadar çıkan diatomitin nemi sahada açık alan kurutması ile düşürülerek tesislere nakledilir. Mamul madde üretiminde madencilik maliyeti %10 civarındadır. Tesislerde, diatomitin kullanım alanlarına göre, seçilen uygun proseslerle üretim yapılır. Türkiye şeker Fabrikaları A:Ş. Şeker üretiminde filtrasyon ürünü elde etmek için 1974 yılında pilot tesisi kurmuş, tesis 1980 de üretime geçmiş ve 1994 yılında diatomit yerine perlit kullanımına geçildiği için tesis kapatılmıştır. Bugün perlit de kullanılmamaktadır.

    Diatomit tüketim alanları, genelde %66 lık oranla filtrasyon sanayi, %21 dolgu, %1 izolasyon ve %12 diğer kullanım olarak tanımlanır. Filtre yardımcı malzemesi olarak en büyük tüketicisi şeker sanayi iken bugün Türkiye Şeker Fabrikalarında (Örneğin Eskişehir Şeker Fabrikası) şeker şerbetinin temizlenmesi için kireç ve CO2 kullanılmaktadır. Sıvı gıda sanayinde, başlıca bira ve şarap fabrikalarında, ağırlıklı olarak kullanılmaktadır.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Potasyum Hidroksit Nedir?Nerelerde Kullanılır?

Potasyum hidroksit diğer bir adıyla Potas kostik olarak bilinir, Potasyum hidroksit formülü KOH olarak bilinmektedir, katı bir halde, beyaz renkte olan bir kimyasal maddedir. Suda eridiği vakit ısı açığa çıkarır. Ayrıca potasyum hidroksit maddenin nem tutma özelliği bulunur. Ortamdaki nemi emer ve yavaş yavaş eriyebilen bir yapıya sahip olmaktadır.Sanayi ürünlerinde kullanılır, temizlik sektöründe kullanılır, tarımda kullanılır, gübre sektöründe kullanılır, veterinerlikte kullanılır ve daha birçok alanda kullanımı sağlanmaktadır. Potasyum hidroksit veya potasyum hidrat bir kimyasal bileşen maddedir. Akkor derecede uçucu özelliğe sahip olan, 360 °C’ derecede eriyebilen, suda ısı açığa meydana getirerek çözünen, beyaz renkte katı bir madde olan kimyasal alkalik bir baz olan potasyum hidroksit maddenin oldukça geniş bir kullanım alanı bulunur. Nemi absorb maddeler ve zamanla grimsi yada erguvani bir renk meydana getirir. Alkali olan, belirli metallere hareket özelliği oluşturur. Potasyum hidroksit tarım alanında özellikle de asidik toprakların pH seviyesini dengelemek amacıyla, alkalik etkisi oluşturmak için sıklıkla kullanılır. Bunun yanı sıra tarım ilaçlarının yapımında da kullanımı gerçekleşmektedir. Bunun yanında tıp alanında, endüstriyel kimyada da kullanımı sağlanır.

Potasyum hidroksit madde endüstriyel kimyada geniş kullanım alanlarına yayılır. Geri dönüşümlü kağıtların yapımında, sıvı sabun yapımında ve birçok temizlik ürününün yapımında potasyum hidroksitten faydalanılır. Bunun yanında veteriner hekimliğinde kimi hayvan ilaçlarının üretiminde kullanımı sağlanır. Potasyum hidroksit CO 2 tutucu etkidedir, bundan dolayıdır ki bitkisel deneylerde faydalanılır. Süt ürünlerinde nötralizasyon amaçlı olarak kullanımı gerçekleşir. Arap sabunu yapımında ve gübre üretiminde kullanımı sağlanır. Stearik asit maddelerinin ve kostikten elde edilen tıraş sabunlarının potasyum hidroksit maddesi ilavesiyle hazırlanan sabunun daha iyi köpürmesine olanak sağlar. Pillerde elektrolit maddesi olarak yer alır.

Kullanım Alanları

  • Genel olarak sodyum seviyesinin sınırlı olması gereken maddelerde sodyum hidroksit yerine kullanımı sağlanır. Gıdalarda, boyar maddelerde, kauçuk üretiminde ve organik sentezlerde kullanımı sağlanır.
  • Potasyum tuzu hazırlığında, karbonat bileşiminin içerisinde, fosfat maddelerinin içerisinde, nitrat maddelerde, permanganat maddelerinde, ksantat maddelerde ve iyodür maddelerin sentezinde, endüstriyel cins deterjanların üretiminde, çözelti içerisindeki gübrelerin oluşturulmasında, böcek ilaçlarında ve yabani ot öldürücü ilaçlarda, pigment maddesi üretilmesinde, kauçuk maddesi üretiminde, kauçuk endüstrisi için kullanılan kağıtlarda, fotoğraf endüstrisinde, tıbbi sanayide, alkali pillerde yani akü yapımında kullanılır.
  • Potasyum hidroksit ya da potasyum hidrat bir kimyasal bileşiktir. Akkor derecede uçucu olan, 360 °C’de eriyen, suda ısı açığa çıkararak çözünen, beyaz renkte katı bir maddedir. Alkalik bir baz olan potasyum hidroksidin geniş bir kullanım alanı vardır. Endüstride arap sabunu üretiminde, pillerde elektrolit olarak ve gübre yapımında kullanılır.
  • Potasyum hidroksit tarımda özellikle asidik toprakların pH derecesini dengelemek, alkalik yapmak amacıyla sıkça kullanılır. Ayrıca tarım ilaçlarının yapımında da kullanılır. Bunun yanında tıpta, endüstriyel kimyada da kullanılır.
  • Potasyum hidroksit endüstriyel kimyada geniş kullanım alanlarına sahiptir. Geri dönüşümlü kâğıtların yapımı, sıvı sabun yapımı ve birçok temizlik ürününün üretiminde potasyum hidroksitten yararlanılır.
  • Ayrıca veteriner hekimliğinde bazı hayvan ilaçlarının yapımında kullanılmaktadır. Potasyum hidroksit CO2 tutucudur, bu yüzden bitkisel deneylerde yararlanılmaktadır

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Talk Nedir?Nerelerde Kullanılır?

Dünyadaki maddeleri sertliklerine göre 10 derecelik bir sınıflamaya tabi tutan ve insan tırnağının 2,5 sertlik derecesine sahip olduğu “Mohs skalasına” göre talk 1. Derecede yer alarak, bilinen en yumuşak mineral unvanını kazanmaktadır. Mineraloglar tarafından “bıçakla kesilebilir–sektil” olarak sınıflanan talk, Mg3 Si4 O10(OH)2 formülüne sahiptir ve “magnezyum silikat hidroksit” olarak adlandırılır. Spesifik ağırlığı 2,5-2,8 olan talk yarı- saydam-opak bir görünüme sahiptir. Elle dokunulduğunda kayganlık hissi verir. Asitlerden etkilenmez ve suda çözünmez. Saf halde iken çok parlak beyaz renkli, kimyasal açıdan inert, yüksek erime derecesine sahip, düşük ısı ve elektrik iletimi ve yüksek absorbsiyon gücü olan bir mineraldir. Aslen beyaz olmakla birlikte ileride bahsedilecek olan içerdiği diğer maddelere göre yeşilimsi, mavimsi, gri renkte olabilir. Oluşumu açısından ise bir başkalaşım -metamorfik- mineraldir . Talk günümüzde tıbbi kulanım dışında; lastik, seramik, tarım ilaçları, boya, döküm, plastik, yalıtım, kâğıt, çimento, kozmetik ve gıda endüstrilerinde tonlarla ifade edilen miktarlarda kullanılmaktadır

Talk elle dokunulduğunda kayganlık hissi verir. Asitlerden etkilenmez. Çok parlak, kimyasal açıdan inert, yüksek erime derecesine sahip, düşük ısı ve elektrik iletimi, yüksek absorbsiyon gücü olan bir mineraldir. Mineral beyaz, gri, donuk yeşil, gümüş beyazı ve yarı şeffaf olabilir.

Kullanım Alanları

  • Talk; seramikte, boya yapımında, çatı kaplamasında, haşarat ilacı üretiminde, kauçuk ve kağıt sanayinde, kozmetik ve farmakolojide, asfalt dolgu maddesi yapımında, hayvan yemi ve gübre üretiminde kullanılır. Kullanım amacına göre, yumuşaklığı, yağ absorbsiyonu, nem oranı, erime noktası, özgül ağırlığı, ısı ve elektrik iletkenliği ve kimyasal analiz önemlidir.
  • Seramik Sanayiinde: Talkın ısı ile genleşme özelliğinin çok az olması nedeniyle banyo ve mutfak seramiklerinde ve elektrik sobalarının plakalarında kullanılmasını sağlamıştır. Seramik sanayiinde kullanılacak talkta fiziksel ve kimyasal yapı bakımından homojenlik istenir. Ayrıca, tane iriliği ve dağılımı ile pişirme rengi de önemlidir. Bileşiminde manganez ve demir istenmeyen impuritelerdir. Elektroseramik ve sırlamada kullanılan talk saf magnezyum silikattır. Ayrıca kloritsiz kompakt talk (steatit) kullanılabilir.
  • Çatı Kaplamasında: Bu iş için genellikle kalitesiz talklar kullanılır. Bu yüzden hammaddede beyazlık ve saflık aranmamaktadır. Aranan özellikler tane boyu ve dağılımı ile yağ emme özelliğidir.
  • Boya Sanayiinde: Lif ve yaprak özelliğine sahip talklar, yağ absorblama özelliğinden dolayı boya ve benzeri yağ yapımında kullanılmaktadır. Boya sanayiinde kullanılan talk öğütüldüğünde son derece beyaz ve tenoru yüksek olmalı.Talk lifi boya tabakacıklarının birbirine ve yüzeye kenetlenmesini sağlar. Ağır boya materyallerinin çökmesini önleyip, boyanın daha homojen olmasını sağlar.
  • Haşerelere Karşı: Talk haşere öldürücü ilaç yapımında da kullanılmaktadır. İlaca toksit etki, istenen yoğunluk ve az aşındırıcılık özelliklerini kazandırır.
  • Kauçuk Sanayiinde: Talk, bir çok sentetik lastik, plastik ve kauçuk üretiminde doldurucu olarak kullanılır. Maddeye siki bir doku kazandırır.
  • Kağıt Sanayiinde: Talk, yumuşaklığı, tane boyu, mürekkep emme özelliği ve suda erime özelliği nedeni ile kağıt sanayiinde rahatça kullanılabilmektedir.
  • Kozmetik ve Farmakolojide: Talkın istenilen tane boyutunun elde edilmesi mümkün olduğundan kimyasal saflığı ve kayganlığından dolayı kozmetik ürünleri ve ilaç üretiminde kullanılmaktadır. Bu sanayiide kullanılan talkta aranan özellikler, içerdiği lifsi ve sert minerallerin azlığı, arsenik ve demir miktarlarının düşük olmasıdır

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

by ozkancol ozkancol Yorum yapılmamış

Magnezyum Nitrat Nedir?Nerelerde Kullanılır?

Magnezyum nitrat gübresi (Magnezyum Nitrat – Mg (NO3)2.6H2O) bitkilerdeki magnezyum eksikliğini gidermeye çok uygun, suda tamamen eriyebilen, saf ve kristal biçiminde bir gübredir.

 Bünyesinde %15.4 MgO (%9.5 Mg) ve %10.8  nitrat azotu içerir. Nitrat, bitkilerde magnezyum alımını kolaylaştırdığı için magnezyum nitrat iyi bir magnezyum taşıyıcısıdır. Suda kolaylıkla eridiğinden, yapraktan uygulamalar ve besin eriyikleri için uygundur. Yapraktan uygulanan birçok maddeyle birlikte verilebilir.

Toros magnezyum nitrat fiziksel özellikleri şu şekildedir:
• Yoğunluk: 0,67 g/cm3
• Eriyebilirlik: 720 gr (1 litre suda)
• EC (gr/litre su): 1,0-1,2 (mS/cm)
• Karışabilme: Fosforlu gübrelerle karışmaz.
• Nem alma: Oldukça yüksektir.
• Depolama ömrü: Paketli torbalarda limitsizdir.

Nerelerde kullanılır?
Magnezyum bitkilerde yaprağın yeşil rengini veren klorofilin temel taşıdır;
bundan dolayı klorofilin oluşmasını sağlayan çok önemli bir elementtir.
Magnezyum iyonları protein sentezinde, birçok enzimatik tepkimelerde ve
vitaminlerin oluşmasında rol alır. Bitkilerde magnezyum eksikliği kendini şu
şekillerde gösterir:
• İlk belirtiler yaşlı yapraklarda damar aralarında sağlıklı yeşil rengin
• kaybolmasıyla ortaya çıkar; bunu damar aralarının sararması takip eder.
• Bazı bitkilerde magnezyum eksikliği lekeler halinde görülür.
• Magnezyum eksikliğinin ileri derecede olması durumunda yapraklar
• kırmızımsı mora dönüşür. Eksiklik arttıkça yeşil kısımlar yok olur.
Magnezyum noksanlığının belirtileri ilk olarak alt (yaşlı) yapraklarda görülür.

Magnezyum ihtiyacı:
• Kumsal topraklarda aşırı yağışlarla magnezyum yıkanmalarında,
Magnezyuma çok ihtiyaç duyan bitkilerde,
• Asit (pH) değerinin düşük olduğu durumlarda,
• Aşırı miktarda amonyum, kalsiyum ve potasyumlu gübre kullanımında
ortaya çıkar.

Magnezyum eksikliğine lahana, mısır, hıyar, patlıcan, kavun, biber, patates,
domates, karpuz, muz, narenciye, elma ve üzüm gibi ürünlerin hassasiyeti
daha yüksektir.

DMRSÜREN Kimya Ltd Şti

0216 4421200-0216 4426626

0552 3307100-0552 3308100

www.kimyadeposu.com

Türkiyenin Kimya Deposu // Kimyadeposu.com

Sipariş Hattı